Kademeli vergi
Tasarının en dikkat çekici düzenlemelerinden biri, ev sahiplerine yeni bir kademeli vergi getirmesi ve değeri artan gayrimenkulleri de vergilendirmesi oldu. Böylece Türkiye, yeni tasarıyla “rant vergisiyle” tanışmış olacak.3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul gibi büyük projelerin yapıldığı ve değeri artan bölgelerde, evinin ya da arazisinin değeri artan mükellef bu değer artışının vergisini ödeyecek. İmarsız bir arsanın sonradan imar geçmesiyle değerindeki artış da vergi konusu olacak. Vergi tabanını genişletmek hedefiyle düzenlenen tasarıda, yüksek ücretler için de yıllık beyanname verilmesi zorunluluğu getiriliyor.
Mevcut düzenlemede, tek bir işverenden alınan ve gelir vergisi kesintisine tabi tutulmuş ücretlerin halen beyan edilmesi gerekmiyor. Ancak tasarıyla tek bir işverenden ücret alanlar, 1 yıllık brüt ücretinin 75 bin lirayı aşması halinde yıllık beyanname vermek zorunda olacak. Üstelik bunlar kira, mevduat ve değer artışı kazançları gibi tüm gelirlerini toplayıp beyan etmek zorunda.
Bu tutarın altında ücret alanların beyanname vermesi ise isteğe bağlı olacak. Yeni tasarıyla vergi istisna ve imtiyazlar da daraltılıyor.
Özellikle futbolcu ve pilot gibi mesleklerde elde edilen bazı ek gelirlerin istisna kapsamı daraltılacak.
Vergi ödemek istemeyen 10 yıl evini satamayacak
MEVCUT yasaya göre, konutun 5 yıl sonra satılması halinde vergi ödenmiyor. Ancak konutun 5 yıldan önce satılması halinde, alış ve satış fiyatı arasındaki fark ‘değer artış kazancı’ olarak Gelir Vergisi’ne tabi tutuluyor. Böylece söz konusu konuttan yüzde 15 ile 35 aralığında vergi ödeniyor.
Tasarı, bu 5 yıllık sınırı kaldırıyor, yerine kademeli bir vergi öngörüyor. 1 yıl geçmeden satılan evin satışından elde edilen gelirin tamamı vergilendirilecek. 3 yıl süreyle elde tutulan konutun satışından elde edilen gelirin yüzde 20’si istisna tutulacak, yüzde 80’i vergilendirilecek. 4 yıl süreyle tutulan konutun yüzde 40’ı, 5 yıl süreyle elde tutulan konutun yüzde 60’ı, 6 yıldan fazla elde tutulan konutun da yüzde 80’i istisna olacak.
10 yıldan sonra satılan konuttan ise herhangi bir vergi alınmayacak.
Mevcut Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nu tek kanun olarak birleştiren Kanun Tasarısı Bakanlar Kurulunca kabul edilerek TBMM’ye gönderilmiştir. Tasarının başlığı “Gelir Vergisi Kanunu Tasarısı”dır.
Tasarı yürütme ve yürürlük maddeleriyle birlikte 92 maddeden oluşmaktadır.
Kanun Tasarısında yer alan düzenlemeler aşağıda satır başlıklarıyla özetlenmiştir. Tasarının yasama sürecindeki gelişme ve değişiklikler ile tasarının içeriğine ilişkin ayrıntılı açıklamalara daha sonra yayınlanacak bültenlerde yer verilecektir.
- Tasarının temel amaç ve ilkeleri, Tasarının genel gerekçesinde şu şekilde özetlenmiştir:
- Yatırım, üretim, istihdam ve tasarrufların teşvik edilmesi
- Vergiye gönüllü uyumun artırılması ve kayıtlı ekonomiye geçişin hızlandırılması
- Vergi tabanının genişletilmesi ve vergi adaletinin pekiştirilmesi
- Vergi güvenliğinin güçlendirilmesi
- Sosyal ve çevresel politikalarla uyumlu düzenlemelerin yapılması
- Yürütmede esneklik ve etkinliğin artırılması
B) Tasarının Temel Yapısı ve Sistematiği
Geçici ve mükerrer maddelerle birlikte 210 maddeyi geçen Gelir Vergisi Kanunu ile 45 maddeden oluşan Kurumlar Vergisi Kanunu’nun birleştirilmesini öngören Tasarı 92 maddeden oluşmaktadır.
Tasarıya göre hem gerçek kişilerin gelirleri hem de kurum kazançları gelir vergisine tabi tutulacaktır.
Tasarıda gerçek kişilerin gelirleriyle kurum kazançlarının vergilemesi ayrı kitaplar/bölümler halinde düzenlenmemiş, gelir vergisine tabi bütün gelir ve kazançlar aynı bölümlerde düzenlenmiştir.
Tasarıda, her bir gelir unsurunu ilgilendiren istisnalar, muafiyetler ve diğer vergileme konuları aynı bölümde düzenlenmiş, unsurlar itibariyle giderler uyumlaştırılmıştır.
Tasarıyla yapısal bir değişiklik önerilmemiş, temel tercihler değiştirilmemiş, mevcut yapı özü itibariyle korunmuştur. Bu çerçevede örneğin;
- Gelirin tanımı değiştirilmemiş (kaynak esası),
- Beyan esası küçük değişikliklerle karma (ne üniter, ne sedüler) bir yapıda korunmuş,
- Yeni bir vergi güvenlik önlemi öngörülmemiştir.
Tasarının bu haliyle yasalaşması durumunda, beyannameli mükellef sayısında sınırlı da olsa artış olacağı söylenebilir.
C) Tasarıda Yer Alan Düzenlemelerin Genel Çerçevesi
1. Gerçek kişiler için gelire giren kazanç unsurlarında değişiklik yoktur. Tasarıda yedi gelir unsuru korunmuştur. Kurum kazancı ise gerçek kişilerin gelir unsurlarından oluşmaktadır.
Gelirin tanımı konusunda mevcut Kanun’da olduğu gibi, kaynak teorisine uygun bir tanım yapılmıştır.
2. Karşılıksız edinimler gelir vergisinin konusuna alınmamıştır. Kamuoyu tarafından uzun süredir bilinen Veraset ve İntikal Vergisinin kaldırılacağı, verasetin herhangi bir vergiye tabi olmayacağı, intikal nedeniyle ödenen verginin ise gelir vergisinin kapsamına alınacağı şeklindeki düşünce hayata geçmemektedir.
3. Gerçek kişiler için vergi tarifesinde ve kurumlar için vergi oranında bir değişiklik yapılmamaktadır.
Stopaj yapacak olanlar ve stopaj oranları
4. Vergi kesintisine ilişkin maddeler tek maddede toplanmakta, gelir türüne bağlı olarak % 15 ve % 25 olmak üzere iki stopaj oranı öngörülmekte, mevcut düzenlemelerde olduğu gibi Bakanlar Kuruluna stopaj oranlarını yeniden belirleme konusunda geniş yetkiler verilmektedir.
5. Kat Mülkiyeti Kanununa göre oluşturulan yönetimler ile her türlü işhanı ve toplu işyerleri yönetimlerine, stopaj yapma yükümlülüğü getirilmektedir.
Yıllık beyanname verme süreleri
6. Yıllık beyanname verme süresi öne çekilmektedir.
Tasarının aynen yasalaşması durumunda, gerçek kişiler yılık beyannamelerini izleyen yılın Şubat ayının başından yirminci günü akşamına kadar, kurumlar ise hesap döneminin kapandığı ayı izleyen üçüncü ayın başından yirminci günü akşamına kadar vereceklerdir.
7. Yıllık beyannameyle bildirilen gelir veya kazanç üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisinin ödeme süreleri de değiştirilmektedir.
Tasarıya göre gelir vergisi, gerçek kişiler tarafından Şubat ve Haziran aylarında olmak üzere iki eşit taksitte, kurumlar tarafından beyanname verilmesi gereken ayın sonuna kadar ödenecektir.
8. Dördüncü dönem geçici vergi beyannamesi kaldırılmaktadır. Diğer konularda esas itibariyle bir değişiklik öngörülmemektedir.
Kira gelirlerinin vergilendirilmesi
9. Kira gelirleri için bir vergi güvenlik önlemi olarak uygulanan emsal kira bedeli düzenlemesi korunmaktadır. Ancak eşin anne ve babasının kullanımına bedelsiz olarak tahsis edilen konutlar için emsal kira bedeli esasının uygulanmasına son verilmektedir.
10. Konut kira gelirleri için uygulanan istisna aynen devam etmektedir.
11. Kira gelirlerinde götürü gider uygulaması sınırlandırılmaktadır. Yapılmak istenen düzenlemeyle;
- Mal ve hakların kiraya verilmesinden elde edilen kazancın tespitinde hâsılattan gerçek giderlerin indirilmesi esas yöntem olarak belirlenmekte,
- Elde ettikleri gayrimenkul sermaye iradı sadece taşınmazların konut olarak kiraya verilmesinden oluşan ve buna ilişkin hâsılatları tasarının vergi tarifesinin yer aldığı 77. maddenin birinci fıkrasındaki tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutan aşmayan mükelleflerin, diledikleri takdirde gerçek giderlere karşılık olmak üzere hâsılattan istisna tutarını düştükten sonra kalan kısmın %25'ini, ikinci gelir dilimindeki tutarı aşıp üçüncü gelir dilimindeki ücret dışındaki gelirler için geçerli olan tutan aşmayan mükelleflerin ise aynı şekilde bulunan tutarın %15'ini götürü gider olarak indirebilecekleri,
öngörülmektedir. Buna göre, taşınmazların işyeri olarak kiraya verilmesinde kira tutarına bakılmaksızın, konut olarak kiraya verilmesinde ise belli bir hâsılat tutarı üzerinde gelir elde edilmesi durumunda götürü gider uygulamasına son verilmektedir. Tasarıda hakların kiralanmasından elde edilen gelirin vergilemesinde de götürü gider kabul edilmemektedir.
12. Taşınmazlar üzerinde, başka bir taşınmaz veya üçüncü kişiler lehine süreli veya süresiz irtifak hakkı tesis edilmesinden elde edilen gelirler gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlanmaktadır. Bu düzenlemeyle mevcut yasal boşluk giderilmiş olmaktadır.
İnşaat işlerinin vergilemesi
13. Özel inşaat işlerinde vergilemeyle ilgili özel düzenlemeler yapılmaktadır.
Tasarıda özel inşaat işleri tanımlanmakta, başta özel inşaat işlerinde kazancın elde edildiği dönem, kazancın tespiti ve kat karşılığı inşaat işlerinde vergileme durumu ayrıntılı olarak düzenlenmektedir.
14. Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde, avanslar dahil hak ediş bedellerinin değerlendirilmesinden doğan gelirlerin elde edildiği yıl vergilendirilmesi öngörülmektedir.
Değer artış kazançların vergilemesi
15. İkamet amacıyla satın alınan ve fiilen ikamet edilen tek konutun elden çıkartılmasından doğan kazançlar gelir vergisinden istisna tutulmaktadır.
16. Taşınmazlar ve pay senetlerinin elden çıkartılmasından sağlanan değer artış kazanlarının vergileme koşulları yeniden belirlenmektedir. Yapılmak istenen düzenlemeye göre, taşınmazlar ile pay senetlerinin, elden çıkarılmasından sağlanan kazançların;
- İki tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 40’ı,
- Üç tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 50’si,
- Dört tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 60’ı,
- Beş tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 75’i,
17. Tam mükellef kurumlara ait olup, Borsa İstanbul AŞ’de işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan pay senetlerinin, portföyünün sürekli olarak en az % 51’i Borsa İstanbul’da işlem gören pay senetlerinden oluşan yatırım fonlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulan katılma belgelerinin ilgili olduğu fona iadesi dışındaki yollarla elden çıkarılmasından elde edilen değer artış kazançları vergiden istisna tutulmaktadır.
18. Tasarıyla, tam mükellef anonim şirketlerde sahip olunan hisselerin halka arz edilmek suretiyle elden çıkarılmasında;
- İki tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 60’ı,
- Üç tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 70’i,
- Dört tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 80’i,
- Beş tam yıldan fazla süreyle elde tutulanlardan elde edilen gelirlerin % 90’ı,
vergiden müstesna tutulmaktadır.
19. Yukarıda sayılan değer artış kazançlarındaki istisnalara ek olarak, bir yılda elde edilen değer artış kazancının (menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkartılmasından elde edilen kazançlar hariç), gelir vergisi tarifesinin birinci gelir diliminde yer alan tutarlık kısmı (10.700 TL) gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
20. Ücretlerde “asgari geçim indirimi”, “vergi indirimi” adı altında devam etmektedir. Sistemin esası değişmemekte, üçüncü çocuk için uygulanan indirim oranı % 5’den % 10’a çıkartılmakta, üçüncü çocuktan sonraki çocuklar için indirim olanağı verilmemektedir.
21. Şirket yönetim kurulu üyelerine, ortaklık payı ile orantılı olmaksızın ödenen kâr payları ücret olarak tanımlanmaktadır.
22. Bir işyerine bağlı olarak çalışanlara, yaptıkları hizmetler karşılığında üçüncü kişiler tarafından verilen para ve ayınlar ile sağlanan diğer menfaatler ücret olarak tanımlanmaktadır.
23. Sporcu ücretlerinin vergilemesi değiştirilmektedir. İlke olarak sporcuların vergilemesinde var olan, tutarına bakılmaksızın beyanname verilmemesine ilişkin ayrıcalık kaldırılmakta, amatör sporcuların desteklenmesi amacıyla, bunların ücretleri üzerindeki gelir vergisi yükü azaltılmaktadır. Düzenlemeye göre;
- Yüz ve daha az sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde en fazla iki
- Yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en fazla dört
amatör sporcu için uygulanmak üzere, her yıl ulusal yarışmalara iştirak ettiklerinin belgelenmesi şartıyla amatör sporcu çalıştıranların, bu sporculara ödedikleri ücretlerin asgari ücretin iki katını aşmayan kısmının, vergi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oran ile çarpılmasıyla bulunan tutar, bunların ücreti üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecektir.
24. İrtibat bürosu çalışanlarının ücretleri için uygulanan istisna devam etmektedir. İstisna mevcut düzenlemeden farklı olarak, Doğrudan Yabancı yatırımlar Kanunu’na atıf yapılarak, irtibat bürosu çalışanları ifadesi kullanılarak tanımlanmaktadır.
25. Çalışanlara pay senedi veya pay senedi alım hakkı verilerek ücret ödenmesi durumunda, ücretin elde etme tarihi yasayla düzenlenmektedir. Düzenlemeye göre çalışana;
- Pay senedi verilmesi durumunda pay senedinin hukuki ve ekonomik olarak tasarruf edilebilir olduğu tarihte,
- Pay senedi alım hakkı verilmesi durumunda bu hakkın fiilen kullanıldığı tarihte,
ücret geliri elde edilmiş sayılacaktır.
Telif kazançlarının vergilendirilmesi
26. Telif kazançları istisnasının esas olarak devamı öngörülmektedir. Bununla birlikte tasarıda;
- Bu kapsamda elde edilen hâsılatın vergi tarifesinin ücret gelirleri için geçerli olan dördüncü gelir diliminde yer alan tutarın iki katını aşması halinde, istisna hükmünün uygulanmayacağı,
- Elde edilen hâsılatın söz konusu eşiği aşması halinde tamamının beyan edileceği ve bu hâsılat nedeniyle yapılan kesintilerin tarifeye göre hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebileceği,
- Telif kazancı elde edenlerin, istisnadan faydalanma durumlarına bakılmaksızın, Vergi Usul Kanunu’na göre defter tutma, belge düzenleme ve bildirimde bulunma ödevlerinden muaf tutulacakları,
27. Telif kazançlarını beyan etmek zorunda olanların bu kazançlarının vergilendirilmesinde, isterlerse gerçek giderler yerine, hâsılatlarının % 25’i kadar götürü gider indirmelerine olanak sağlanmaktadır.
Genç girişimcilere vergi üç yıllık teşvik
28. Tasarıyla, genç girişimciler için vergi indirimi getirilmektedir. Düzenlemeye göre, ilk defa gelir vergisine tabi olan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmidokuz yaşını doldurmamış gerçek kişilerin, üç vergilendirme döneminde elde edecekleri kazançlarının asgari ücretin yıllık tutarına isabet eden kısmının, vergi tarifesinin ilk gelir dilimine uygulanan oran ile çarpılmasıyla bulunan tutar, bunların kazançları üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. Tasarıya göre vergi indiriminin uygulanması şu koşullara bağlıdır:
- Kendi işinde bilfiil çalışılması veya bulunulması.
- Faaliyete devam eden bir işletmenin eş ve üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından devralınmamış olması.
- Faaliyetin adi ortaklıklar ve şahıs şirketleri vasıtasıyla yürütülmesi halinde tüm ortakların bu maddedeki şartları taşıması.
- İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması.
- Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlenmemesi.
29. Tasarıyla, korumalı işyeri indirimi getirilmektedir. Yıllık beyannamede bildirilecek gelir veya kazançtan, Engelliler Hakkında Kanun’a göre kurulan korumalı işyerlerinde istihdam edilen engelli çalışanlar için diğer kişi ve kurumlarca karşılanan tutar dâhil yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının % 100'ü oranında korumalı işyeri indirimi sağlanmaktadır. İndirim, her bir engelli çalışan için azami beş yıl süreyle uygulanacak ve yıllık olarak indirilecek tutar, her bir engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 150'sini aşamayacaktır.
Kreş ve anaokulu faaliyetine teşvik
30. Tasarıyla, münhasıran kreş ve anaokulu faaliyetinde bulunacak olan veya mevcut işletme içerisinde çalışanların çocuklarına bakım amacıyla kurulan kreş ve anaokuluna ilişkin kuruluş ve yapım giderlerinin % 100'ü oranında indirim olanağı getirilmektedir.
Ticari kazançtan indirilemeyecek giderler
31. Finansman gider kısıtlamasına ilişkin mevcut düzenleme korunmaktadır. Mevcut düzenlemede olduğu gibi, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10'unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı gider kabul edilmeyecektir. Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri tasarıda da bu uygulamanın kapsamı dışında tutulmaktadır.
32. Her türlü alkol ve alkollü içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin kazançtan indirimi kabul edilmemektedir.
33. Teşebbüs sahibi veya serbest meslek erbabı tarafından işlenen suçlardan doğan tazminatların ticari kazançtan indirilemeyeceğine ilişkin kural, kusursuz sorumluluk halinde ödenen tazminatı kapsamayacak şekilde yeniden düzenlenmektedir.
34. Mevcut düzenlemede olduğu gibi, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, koşulların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar olarak tanımlanmaktadır. Mevcut düzenlemeden farklı olarak, maddede “Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında” ifadesine yer verilmemektedir. Bu yazım şeklinin, örtülü olarak aktarılan kazanç tutarının diğer kanunların uygulamasında da kâr payı olarak kabul edilmesi sonucunu doğurabileceği düşünülmektedir. Bu sonuç, özellikle KDV indirimi açısından önemlidir.
35. Benzer şekilde, mevcut düzenlemede olduğu gibi, örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz ve benzerleri, örtülü sermaye koşullarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle dağıtılmış kâr payı olarak tanımlanmakta, burada da “Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında” ifadesine yer verilmemektedir.
İhracatçılarda götürü gider uygulaması
36. İhracat, yurt dışında inşaat, onarım, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunanların, bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşi ile sınırlı olarak dikkate alabildikleri götürü gider, bu işlerle ilgili fiilen katlanılan ancak tevsik edilemeyen giderleriyle sınırlandırılmaktadır.
Dar mükelleflerde ihracat istisnası
37. İş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları malları Türkiye'de satmaksızın yabancı ülkelere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları için uygulanan ihracat istisnasının devamı öngörülmektedir.
Menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi
38. Mevcut Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67. maddesinde yer alan, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesine ilişkin düzenleme kalıcı hale getirilerek aynen korunmaktadır.
Taşınmaz ve iştirak hissesi satışında istisna uygulaması
39. Kurumların en az iki yıl süre ile sahip oldukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından elde edilen kazançların % 75’ini vergiden istisna tutan düzenleme değiştirilerek, kazancın istisna tutulacak kısmı elde tutma süresine bağlı olarak kademelendirilmektedir. Düzenlemeyle ayrıca, istisnanın ticari kazancını bilanço esasına göre tespit eden gerçek kişiler için de uygulanması öngörülmektedir.
Öngörülen düzenlemeye göre, ticari kazancını bilanço esasına göre tespit eden gerçek kişiler ile kurumların aktiflerindeki taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının,
- İki tam yıldan sonra satışından doğan kazançların % 40’ı,
- Üç tam yıldan sonra satışından doğan kazançların % 50’si,
- Dört tam yıldan sonra satışından doğan kazançların % 60’ı,
- Beş tam yıldan sonra satışından doğan kazançların % 75’i,
gelir vergisinden müstesna olacaktır.
40. Tasarının geçici maddesiyle, kurumların aktiflerine kayıtlı iktisadi kıymetlerden Kanun’un yayımı tarihi itibariyle iki yıl süreyle elde bulundurulmuş olanların, Kanun’un yayımı tarihinden sonra elden çıkarılmasında, yukarıda yer alan oranların yerine % 75 oranının uygulanması öngörülmüştür.
41. Uygulamada farklılık yaratmamakla birlikte, çeşitli şekillerde iktisap edilen hisse senetlerinin elde etme tarihi özel olarak düzenlenmektedir. Bu çerçevede Tasarıda;
- Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle itibarî değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihinin,
- Devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında sürelerin hesabında, devir olunan veya bölünen kurumda geçen sürelerin,
dikkate alınması öngörülmektedir.
Yurt dışı kazanlarda iştirak ve şube kazançlarında istisna
42. Kurumların, yurt dışı iştirak kazançları, yurt dışı şube kazançları ve yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkartılmasından doğan kazançları, mevcut Kurumlar Vergisi Kanunu’nda yer alan koşullar çerçevesinde gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
Yabancı fon kazançlarının vergilendirilmesi
43. Yabancı fon kazançlarının vergilendirilmesiyle ilgili olarak mevcut Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/A maddesinde yer alan hüküm, tasarıda aynen yer almaktadır. Düzenlemeyle, yabancı fonların, SPK tarafından verilen portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam mükellef şirketler aracılığıyla, her türlü menkul kıymet ve sermaye piyasası aracı, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, kredi ve benzeri finansal varlıklar ve kıymetli maden borsalarında yapılan emtia işlemlerinden elde ettikleri kazançları nedeniyle, maddede belirtilen şartlan birlikte gerçekleştirmesi halinde, portföy yöneticiliği yapanların; söz konusu fonlar için daimi temsilci, bunların işyerleri de bu fonların işyeri veya iş merkezi olarak sayılmayacağı hükme bağlanmaktadır. Bu kazançlar için beyanname verilmeyecek, diğer kazançlar nedeniyle beyanname verilmesi halinde bu kazançlar beyannameye dahil edilmeyecektir.
Zirai kazançların vergilendirilmesi
44. Gerçek usulde vergilendirilen ve işletme büyüklüğü ölçülerini en az % 50 oranında aşan çiftçi ve çiftçi sayılanların yanında çalışan işçilerin asgari ücrete tekabül eden ücretleri için vergi indirimi getirilmektedir. Düzenlemeye göre, bu tutar üzerinden hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilecektir.
45. Zirai işletmeye dahil olan iktisadi kıymetler için farklı amortisman oranı öngörülmüştür. Tarımda kullanılan iktisadi kıymetlerin daha kısa sürede itfa edilebilmesi için, bu kıymetler için amortisman oranının iki katı esas alınarak hesaplanan amortismanlar gider yazılabilecektir.
Gelirin toplanması ve beyanı
46. Tam mükellef kurumlarda esas olarak gelirin toplanması ve beyan esasında bir değişiklik yapılmamaktadır. Yapılması öngörülen düzenlemede;
- Tam mükellef kurumların, kazançlarının tamamının yıllık beyanname ile bildirimi,
- Kooperatiflerin gelirlerinin münhasıran Türkiye'de kesinti suretiyle vergilendirilmiş taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmemesi,
47. Tam mükellef gerçek kişilerde gelirin toplanması ve beyanı esasları yeniden düzenlenmektedir. Yapılan düzenleme özetle;
- Bütün gelir unsurlarından, bir takvim yılı içinde elde edilen gelirler için ilke olarak yıllık beyanname verilmesini ve beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanmasını,
- Ticari kazanç sahipleri, gerçek usulde vergilendirilen zirai kazanç sahipleri ve serbest meslek erbabının, bu faaliyetlerden kazanç temin edilmemiş olsa da yıllık beyanname vermelerini,
- Gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar, telif kazançları veya ücretlerden, gelir unsurları itibarıyla herhangi birinin, vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde ücret gelirleri için geçerli olan tutarın iki katını (188.000 TL) aşması halinde, maddede sayılanlar dışında kalan diğer gelirlerin tamamının bu gelirlerle birlikte, yıllık beyannamede toplanmasını,
- Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmemesini, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirlerin beyannameye dâhil edilmemesini;
a) Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar, emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından ödenen irat tutarları, bireysel emeklilik sisteminden ödenen irat tutarları ile kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı
b) Türkiye'de kesinti suretiyle vergilendirilmiş tahvil ve bono faizleri, mevduat faizleri, repo gelirleri ile tasarının 62. maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarından elde edilen gelirler,
c) Vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde ücret gelirleri için geçerli olan tutarın iki katını (188.000 TL) aşmayan tek işverenden elde edilen ücretler,
d) Toplamı, vergi tarifesinin dördüncü gelir diliminde ücret gelirleri için geçerli olan tutarı (94.000 TL) aşmayan birden fazla işverenden alınan ücretler (Birden fazla işverenden alınan ücretlerde, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının 77 nci maddenin birinci fıkrasındaki tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutan aşması halinde birinci işverenden alınan da dâhil ücretlerin tamamı beyan edilir.),
e) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 1.390 Türk Lirasını aşmayan, stopaja tabi olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları (Diğer gelirler nedeniyle beyanname verilmesi gerekli olan durumlarda bu bent hükmü uygulanmaz.),
f) Yukarıda sayılan şartlan taşıyanlar dışındaki beyana dâhil edilmesi gereken gelirler toplamının, vergi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (26.000 TL) aşmaması şartıyla, Türkiye'de kesinti suretiyle vergilendirilmiş birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.
48. Tasarıda, dar mükellefiyette gelirin toplanması ve beyan esasları konusunda bir değişiklik bulunmamaktadır. Tasarıya göre, tamamı Türkiye'de kesinti suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar ile kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı için beyanname verilmesi gerekmemektedir.
Eğitim ve sağlık harcamaları indirimi
49. Eğitim ve sağlık harcamalarının beyan edilen gelir veya kazançtan indirimi, vergi indirimi haline dönüştürülerek korunmaktadır. Düzenlemeye göre, mükellefin kendisi, eşi ve çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim ve sağlık harcamalarının vergi tarifesinin ilk gelir dilimine uygulanan oran ile çarpılmasıyla bulunan tutar, hesaplanan vergiden mahsup edilecektir. İndirim tutarı, yıllık beyannamede bildirilen gelir ve kazancın indirime esas tutarının % 15'ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. Yapılmak istenen düzenlemeyle, gelir tutarına bağlı olarak artan oranlı tarifenin sağladığı avantajın yok edilmek istendiği, bütün mükelleflere aynı oranda avantaj sağlandığı görülmektedir.
Yürürlük
50. Tasarının yürürlük maddesinde, Kanun’un 01.01.2014 tarihinden itibaren elde edilen kazanç ve gelirlere uygulanmak ve bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
NOT:Yukarıda yapılan açıklamalar tamamen Kanun Tasarısı dikkate alınarak yapılmış olup, henüz yapılmış bir yasal düzenleme yoktur. Tasarının TBMM sürecinde ve sonrasında yaşanan gelişmeler ve olası değişiklikler her aşamasında duyurulacaktır.