24 Haziran 2015 Çarşamba

ANONİM VE LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARININ VE KANUNî TEMSİLCİLERİNİN, BU ŞİRKETLERİN ÖZEL VE KAMU BORÇLARINA İLİŞKİN SORUMLULUKLARI

ŞİRKET ORTAKLARININ SORUMLULUĞU
Anonim ve Limited Şirketlerin vergilendirme ile ilgili ödevleri bunların kanuni temsilcileri (yönetim kurulları) ya da müdürleri tarafından yerine getirilir.
Kamu alacağının şirket tüzel kişiliğinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin sorumluluğu devreye girer ve vergi borcu bu kişilerden tahsil edilmeye çalışılır.

ÖZEL HUKUK BORÇLARINDAN DOLAYI SORUMLULUK

Özel hukuk borçları açısından anonim ve limited şirket ortaklarının sorumlulukları arasında bir fark bulunmamaktadır.
Ortaklarının sorumlulukları şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Ortaklar şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye tutarında şirketin borçlarından tüm mal varlıkları ile sorumludur. Taahhüt edilen sermaye tutarını aşan borçlardan şirket ortaklarının sorumluluğu bulunmamaktadır. Şayet şirket ortakları, taahhüt ettikleri sermayenin tamamını ödemişler ise ortaklık sıfatı nedeniyle sorumlulukları kalmamaktadır.
Ortaklar taahhüt ettikleri sermayeyi ödedikten sonra sermayelerini kısmen veya tamamen geri almış veya haksız yere kâr yada faiz almışlar ise alınan para oranında sorumlulukları doğmaktadır.

KAMU BORÇLARINDAN DOLAYI SORUMLULUK

1- Anonim Şirket Ortaklarının Kamu Borçlarına Sorumluluğu

Anonim şirket ortaklarının kamu borçlarına karşı sorumluluğu, özel hukuk borçlarına sorumluluğu ile aynı şekilde düzenlenmiş olup sermaye tutarı ile sınırlıdır.
Bir anonim şirketin kanuni temsilcileri; öncelikle şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin veya birden fazlasının şirketi temsile yetkili kılınıp kılınmadığına bakılarak belirlenir.
Esas sözleşmede şirketi temsile yetkili üye belirlenmemiş ise sözleşmede yönetim kurulu veya genel kurula yönetim kurulu üyesi olması şartıyla murahhas üyeleri veya şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürleri kanuni temsilci olarak belirleme konusunda yetki verilip verilmediği önem kazanacaktır.
Esas sözleşmede temsilci belirleme konusunda yetkisi bulunan organ tarafından bu yetkinin yönetim kurulu üyelerinden biri veya birkaçına ya da yönetim kurulu üyelerinden en az biri ile birlikte şirketin sorumlu müdürü veya müdürlerine devredilip devredilmediği, hususları tescil ve ilanın yapıldığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine bakılarak belirlenecektir.
Türk Ticaret Kanununa göre yukarıda saydığımız şekilde temsil yetkisi murahhas azalara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyelerinin tamamı kanuni temsilci sıfatını taşıyacak ve vergi borcundan hep beraber sorumlu olacaklardır.
Buna göre, kamu alacağının anonim şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde tüzel kişiliğin kanuni temsilcisi konumundaki yönetim kurulu üyelerinin şahsi malvarlıklarından takip ve tahsili cihetine gidilmeden önce, şirket esas sözleşmesinin tetkik olunması, temsil salâhiyetinin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan murahhas bir veya bir kaç üyeye veya şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakılmış olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Yapılacak tespit sonucunda; şirketi temsil yetkisinin murahhas üye veya üyeler ile şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakıldığının anlaşılması halinde kamu alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, bu durumda diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması gerekmektedir.

2- Limited Şirket Ortaklarının Kamu Borçlarına Sorumluluğu

Limited şirket ortakları şirketin varlığı ile karşılanamayan kamu borçlarından "vergi borcu, SSK borcu ..." sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumludurlar.
Ortaklar 29.07.1998 tarihinden önceki kamu borçları için sermayeleri tutarında sorumluluk taşırlar.
Limited şirketlerde şirket ortaklarının tamamı müdür sıfatıyla şirketin kanuni temsilcisi sayılmaktadırlar. Ancak şirket sözleşmesi veya kurul kararı ile şirketin temsili ortaklardan biri veya birkaçına bırakılabilmektedir. Bu durumda kanuni temsilci, temsilciliği devralan kişi veya kişiler olacaktır. Kuruluştan sonra şirkete katılan ortakların kanuni temsilci olabilmeleri için ise, bu hususta alınmış ortaklar kurul kararına ihtiyaç vardır. Ortaklar kurul kararı olmadıkça şirkete yeni giren ortaklar kanuni temsilci olarak değerlendirilemez

3- KANUNİ TEMSİLCİ KİMDİR VE SORUMLULUĞU NEDİR
3.1) KANUNİ TEMSİLCİLER NASIL BELİRLENİR

Bir anonim şirketin kanuni temsilcileri;
* 1- Öncelikle şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin veya birden fazlasının şirketi temsile yetkili kılınıp kılınmadığı,
* 2- Esas sözleşmede şirketi temsile yetkili üye belirlenmemiş ise sözleşmede yönetim kurulu veya genel kurula yönetim kurulu üyesi olması şartıyla murahhas üyeleri veya şirkette pay sahibi olmayan sorumlu müdürleri temsilci olarak belirleme konusunda yetki verilip verilmediği,
* 3- Esas sözleşmede temsilci belirleme konusunda yetkisi bulunan organ tarafından bu yetki çerçevesinde temsil selahiyetinin; yönetim kurulu üyelerinden biri veya birkaçına ya da yönetim kurulu üyelerinden en az biri ile birlikte şirketin sorumlu müdürü veya müdürlerine devredilip devredilmediği,
hususları tescil ve ilanın yapıldığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine bakılarak belirlenir.
Türk Ticaret Kanununun 319 ve devamı maddelerine göre temsil yetkili murahhas üyelere veya pay sahibi olmaları zorunlu bulunmayan müdürlere bırakılmamış ise yönetim kurulu üyeleri kanuni temsilci sıfatını taşımaktadır.
Limited şirketler
Limited şirketlerde müdürler, ortaklar kurulu tarafından ortaklar arasından veya dışarıdan seçilir. Müdür sayısı birden fazla ise kanunî temsilci, bunların tamamından oluşan müdürler kuruludur. Limited şirket sözleşmesi ile veya daha sonra ortaklar kurulu kararı ile müdürlük sıfatı ortaklardan veya dışarıdan bir ya da birkaç kişiye bırakılmamış ise kuruluş sırasında ortak olanların tamamı, müdür sıfatını haiz sayılır.
3.2) KANUNİ TEMSİLCİLERİN SORUMLULUKLARI
Kanuni temsilci, limited şirketlerde şirket müdürü veya müdürleri, anonim şirketlerde ise yönetim kurulu üyeleridir.
Limited şirketlerde şirket müdürü veya müdürleri ortaklar içinden olabileceği gibi üçüncü kişilerden de olabilir. Ortak olan müdür ile ortak olmayan müdür arasında yetki ve sorumluluk açısından ayrım bulunmamaktadır.
Limited şirket müdürlerinin sorumluluğu ile anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları aynı hükümlere tabidir.
Vergi dairelerin gerek yasa gereği gerekse tahsilat tebliğleri gereği kamu alacağının anonim şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde tüzel kişiliğin kanuni temsilcisi konumundaki yönetim kurulu üyelerinin şahsi mal varlıklarından takip ve tahsili cihetine gidilmeden önce, şirket esas sözleşmesinin tetkik olunması, temsil selahiyetinin aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan murahhas bir veya birkaç üyeye veya şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakılmış olup olmadığının tespit etmeleri gerekmektedir.
Yapılacak tespit sonucunda şirketi temsil selahiyetini murahhas üye veya üyeler ile şirkette pay sahibi olmayan müdürlere bırakıldığının anlaşılması halinde kamu alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, bu durumda diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması icap etmektedir.
Şirket esas sözleşmesinde bu şekilde bir görevlendirmeye ilişkin herhangi bir kayıt bulunmaması halinde, Türk Ticaret Kanununun317.maddesi hükmü gözönüne alınacak, yönetimde bulunan tüm üyelerin müşterek ve müteselsil sorumlulukları dikkate alınarak haklarında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun Mükerrer 35.maddesi uyarınca işlem yapılacaktır.
Anonim şirketlerin yönetim kurullarında pay sahibi tüzel kişiyi temsilen görev yapanlar, yönetim kurulu üyesi olduğu anonim şirketin hak ve menfaatlerini gözetmekle yükümlü olmakla birlikte, aynı zamanda temsil ettikleri tüzel kişinin hak ve menfaatlerini de kollar hatta birçok halde o tüzel kişinin direktifleri doğrultusunda hareket ederler
temsilci üyelerin kendi kişisel varlıklarına nazaran temsil ettikleri tüzel kişinin mal varlığının, sorumluluk açısından şirket alacaklıları ve diğer pay sahipleri için daha fazla güvence oluşturur.
Temsilci üyenin bulunduğu yönetim kurulunun hasar ve yararları üyeye değil, temsil olunan tüzel kişiye aittir.

3.2.1.Ticaret Hukuku Açısından :

T.T.K.'nun 336'ncı maddesine göre kanun ve ana sözleşmelerin yüklediği görevleri yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri, bu yüzden oluşan zararlar dolayısiyle anonim şirkete, şirket ortaklarına ve şirket alacaklarına karşı müteselsilen sorumludurlar.Yönetim kurulu üyelerinin kusurlu eylemleri ile şirkete verdikleri doğrudan zararlar dolayısiyle bunlar hakkında genel kurul kararına istinaden şirket ve hattâ teminat göstermek şartı ile % 10 paya sahip azınlık tarafından sorumluluk dâvası açılabilir.
Kanunî temsilcilerin ticaret hukuku açısından sorumluluk durumları, , açılan davalar sonucunda kararlaştırılan tazminatların dâvacılara değil şirkete ait olması ve verilmesi sebebiyle, özellikle alacaklıların uygulamada bunlar aleyhine dâva açmak yoluna pek nadir olarak gittikleri görülmektedir.

3.2.2) Özel Hukuk Borçlarından Dolayı Sorumluluk:

Kanun'un veya ana sözleşmenin kendilerine yükledikleri görevleri yerine getirmeyen anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ile limited şirket müdürleri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı müteselsilen sorumludurlar.
Davacı, sorumlu yöneticilerin kusur derecesine bakmadan tazminatın tamamını birinden veya hepsinden talep edebilir.
Yukarıda anılan kişilerin sorumlulukları kusura dayanan sorumluluktur. Bu kişiler kusurlu olmadıklarını ispat etmedikçe kusurlu sayılırlar.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluk Sebepleri Türk Ticaret Kanunu'nda aşağıdaki şekilde sıralanmıştır;
1- Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından vuku bulan ödemelerin doğru olmaması,
2- Dağıtılan ve ödenen kâr paylarının hakiki olmaması,
3- Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması,
4- Umumi heyetten çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi,
5- Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmaması.
Beş numaralı bentte yazılı vazifelerden birisi 319. madde gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmışsa, mesuliyetin ancak, ilgili azaya yükletilmesi lazım gelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyet cari olmaz.

3.2.3) Kamu Hukuku Açısından :

Vergi Usul Kanunu'nun 10 uncu maddesi hükmüne göre, anonim ve limited şirketlerin birer kurum olarak mükellef ve sorumlu sıfatiyle yapmak zorunda oldukları ödevler, onların kanunî temsilcileri tarafından yerine getirilir. Bunların görevlerini yerine getirmemeleri sebebiyle bu şirketlerin varlıklarından alınamıyan vergi ve buna bağlı alacaklar, rücû hakları bâki kalmak şartı ile, görevlerini yerine getirmiyen kanunî temsilcilerin varlıklarından alınır.

Vergi Usul Kanunu dışında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35'ini maddesinde de, tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemiyen veya tahsil edilemiyeceği anlaşılan âmme alacaklarının kanunî temsilcilerin varlıklarından bu kanun hükümlerine göre tahsil edileceği yolunda bir hüküm bulunmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder