26 Haziran 2015 Cuma

İŞYERİ DEVRİ (1. Bölüm)


her birey bir işyeri açmayı çalıştırmayı hükmetmeyi elbette ister. İster ama ticarethaneyi yönetmek gerçekten zor iştir kimi insanlar işyerleri kurar hatta büyürler, ekonomik nedenler(iflas ve ya birleşme vb.) veya iş sahibinin vefatı dolayı işyerlerini devretmek isteyebilirler işte asıl  konum işyerleri devirlerinde hem Türk ticaret kanunu hem iş kanunu hem de borçlar kanunu  ve medeni kanunu ile çalışanların kanunlar karşısında durumlarını  ve kanunların işyeri devri ile çatışmalarını irdelemeye  çalışacağım.

İşyeri devrinden söz edebilmek için ortada bir işyeri  ve bu işyerinde mal ve hizmet üretimine ilişkin faaliyet olmalıdır.
 TANIM:
4857 sayılı iş kanunu md/2 de işyeri tanımı kanun koyucu tarafından şu şekilde tanımlanmıştır…
‘’ İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir’’. Kanun koyucu tarifin hemen ardından işyeri eklentilerini de sıralamıştır ‘’İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.’’
Kanun maddesinden de anlaşılacağı kadar İŞYERİ DEVRİ halinde uygulanacak esaslar belirtilmemiş sadece işyerinin bir bütün olduğunu belirterek işyeri devri halinde uygulanacak genel bir işyeri tanımı yapılmamıştır.
İŞYERİNİN DEVRİNİN İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ:
Eski Yürürlükten kaldırılmış 1475 sayılı İş Kanununda  işyeri devrine ilişkin genel bir düzenleme yoktur. Devir ile ilgili, Borçlar kanunumuzun 428.maddesinde düzenleme yapılmıştır.
•           İşyerinin tamamı veya bir bölümü hukuki bir işlemle başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan hizmet sözleşmeleri, bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
•           İşçinin hizmet süresine bağlı hakları bakımından, onun devreden işveren yanında işe başladığı tarih esas alınır
•           Yukarıdaki hükümlere göre devir hâlinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan, devreden ve devralan işveren müteselsilen sorumludurlar. Ancak, devreden işverenin bu yükümlülüklerden doğan sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
Yukarıdaki kanun maddesinden anlaşılacağı kadar devir halinde işçi haklarından 428 md 3 fıkrasında bahsedilmiş ücret ve kıdem gibi haklarda devreden  ve devralanın 2 yıl boyunca bu  haklardan  sorunlu tutulacağı belirtilmiştir.
Devralan  aynı şekilde 4857 iş kanunu md/3-1 e göre ‘’bu kanunun kapsamına girecek nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle olursa olsun devralan... bir ay içinde Bölge Çalışma Müdürlüğüne bildirmek zorundadır...” denilmiştir
İşyerinin el değiştirmesi veya başkasına geçmesi bu işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin haklarının ortadan kalkmasına sebep olamaz. Aksine bir sözleşme olsa bile yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretler yeni işveren tarafından ödenir.(4857 md/53)
İş Kanunumuzdaki bu düzenlemeler dışında Deniz İş Kanunumuzun kıdem tazminatına ilişkin 20. maddesi, gemi devrine ilişkin 19. maddesi, ve yürürlükten kaldırılmış 2822  Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu 8. maddesi işyeri devrini içeren yasal düzenlemelerdendir.
4857 İŞ KANUNU YÖNÜNDEN :
4857 sayılı İş Kanunumuzun 6. maddesi işyerinin veya bir bölümünün devri başlığı altında düzenlenmiştir. Şimdi İş Kanunu md. 6’ daki yasa düzenlemenin esaslarını inceleyelim:
·         İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer
maddede işyerlerinin devir söz edildikten sonra “.....mevcut olan iş sözleşmeleri bütün HAK ve BORÇLARI ile ....” denilerek devir konusunda sözleşmelerin hukuk niteliği tartışma konusu yapılmamıştır…
·         Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
·         Devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
Devralan işverenin işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlü olduğunu belirtmiştir. Bu yükümlülük aslında m. 6/1 deki devir tarihindeki iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçları ile devralan işverene geçmesinin bir gereğidir. bu düzenleme ile devralan işveren, ihbar ve kıdem tazminatları, yıllık ücretli izin hakları gibi, işçinin kıdemine göre belirlenen haklarda, işçiye, devreden işveren yanında geçirdiği, hizmet süresini de dikkate alacak ve buna göre işlem yapacaktır. Burada tek istisna :İş sözleşmeleri devirden önce sona eren, ve devirden sonra tekrar işe alınan, işçiler için devralan işverenin, devreden işveren yanında geçirilen süreler bakımından herhangi bir sorumluluğunun olmayacağıdır….
·         Tüzelkişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz
Önceki işverenin TÜZEL kişiliği sona ermesi halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmayacağı belirtilmiştir. Devreden işverenin sorumluluğu, devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar için söz konusudur. İş sözleşmesi devreden işverence fesh edilmemişse, İHBAR TAZMİNATI, İZİN ÜCRETİ, gibi haklardan sorumluluğu olmaz Devredenin kendi döneminde gerçekleşmiş olan; a) HAFTA TATİLİ b) FAZLA ÇALIŞMA KARŞILIĞI ALACAKLAR c) PRİM vb. gibi ödeme ve ücret alacaklarından ise, SORUMLULUĞU vardır. Ancak kıdem tazminatına ilişkin özel bir durum söz konusudur…. İş Kanunu md. 120’e göre 1475 sayılı İş Kanununun 14/2 maddesi yürürlüktedir. Bu maddede; “İşçilerin kıdemleri, hizmet akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden akdedilmiş olmasına bakılmaksızın aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde çalıştıkları süreler göz önüne alınarak hesaplanır. İşyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde işçinin kıdemi, işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır.
örnek olarak vermek gerekirse  işyerinde 5 seneden beri çalışan bay  x devreden geçmiş senelerden  devralanda  devraltığı tarihden itibaren çalışanın kıdemşnden sorumludur.aynı şekilde  devreden 2 yıl daha devralanla müteselsil sorumlu tutulurlar…
·         Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz.
devreden, devralan işverenler ve işçi sırf işyerinin ve bir bölümünün devrine dayanarak, is Sözleşmesini, haklı nedenle fesh edemezler. Zaten aksi düşüncenin kabulü, devirle birlikte iş sözleşmelerinin devamı ilkesine aykırılık teşkil eder. İş Kanunu md. 24 ve 25’ de işyerinin veya bir bölümünün devri haklı sebeple derhal fesih nedenleri arasında sayılmamıştır. Tarafların bu nedenle iş sözleşmesini fesh  etmeleri durumunda haksız feshe ilişkin sonuçlar doğar Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır. Bunun tek İSTİSNASI belirsiz süreli iş sözleşmeleri yeni iş veren tarafından, İş Kanunu md. 17’ e göre, feshi ihbarda bulunularak sona erdirilebilir
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz.
İşyerinin iflas sebebi ile tasfiyesinde, iş sözleşmeleri devralana geçmiş sayılmayacağı gibi, önceki işverenin borçlarından da iflas sebebiyle devralan işveren sorumlu olmaz
                                       KISSADAN HİSSE
Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır. Oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur Kutadgu BİLİG
 Hikmet Yıldırım KILINÇARSLAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder