Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.
Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.
Bu hüküm Türkiye'de bulunmayan mükelleflerin Türkiye'deki temsilcileri hakkında da uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler. Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.
6183 sayılı Anme alacakları kanunu 35. maddesinde,
Limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları belirtilmiştir.
6183 sayılı Anme alacakları kanunu Mükerrer 35. maddesinde ,
Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.” demektedir.
İLGİLİ DANIŞTAY KARARLARI İSE ,
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunun Karar Tarihi: 19/02/2014 ve Karar No: 2014/96 sayılı kararında;
Ödeme emirlerine konu vergi borcunun ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının hissesi oranında takip edilebileceği;kanuni temsilciler ile ortaklar arasında kamu alacağının takibi açısından bir öncelik sırası bulunmadığına ,
Ödeme emirlerine konu vergi borcunun ait olduğu dönemde şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının hissesi oranında takip edilebileceği;kanuni temsilciler ile ortaklar arasında kamu alacağının takibi açısından bir öncelik sırası bulunmadığına ,
Danıştay 9. Dairenin Karar Tarihi: 11/04/2013 ve Karar No: 2013/3284 sayılı kararında;
Limited şirketin vergi borcunun öncelikle şirketin mal varlığından tahsiline çalışılması, vergi borcunun şirketten tahsilinin olanaksız olduğunun tespit edilmesi halinde ise, vergilendirme ile ilgili ödevleri yerine getirmekle sorumlu bulunmasına karşın, bu ödevleri yerine getirmeyen kanuni temsilcilerin takip edilmesi gerekmekte olup, şayet kanuni temsilcinin varlığından da vergi borcu tahsil edilemezse, ancak bu aşamada ortağın takip edilmesinin mümkün olduğuna,
Danıştay 4. Dairenin Karar Tarihi: 22/03/2012 ve Karar No: 2012/955 sayılı kararında;
Limited şirketlerin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci ve ortakların takibinde bir öncelik sırasının bulunmadığı, ancak şirket hakkında yasal takip yolları tüketilmeden ortağın takibine geçilemeyeceğine,
Danıştay 4. Dairenin Karar Tarihi: 23/03/2009 ve Karar No: 2009/1335 sayılı kararında;
Limited şirketten tahsil olanağının kalmadığı saptanan kamu alacağının öncelikle kanuni temsilcinin mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi, buna rağmen tahsil edilememesi halinde konulan sermaye hissesi ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsiline çalışılması gerektiğine,
Limited şirketten tahsil olanağının kalmadığı saptanan kamu alacağının öncelikle kanuni temsilcinin mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi, buna rağmen tahsil edilememesi halinde konulan sermaye hissesi ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsiline çalışılması gerektiğine,
Danıştay 9. Dairenin Karar Tarihi: 22/01/2009 ve Karar No: 2009/136 sayılı kararında;
Limited şirketten tahsil olanağı bulunmayan vergi alacağının, öncelikle kanuni temsilciden (müdürden) aranılması, kanuni temsilciden tahsil edilememesi halinde konulan sermaye hissesi ile sınırlı olmak üzere ortakların mal varlıklarından tahsili cihetine gidileceğine,
Danıştay 3. Dairenin Karar Tarihi: 28/02/2007 ve Karar No: 2007/577 sayılı kararında;
Şirket varlığından tahsil imkanı kalmayan kamu alacağının, kanuni temsilcilerin veya ortakların sorumluluğuna ilişkin kurallara göre tahsilinde,bir öncelik sırası bulunmadığına;hükmedilmiştir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder