ÖZET :
Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe hizmet akitleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. Hizmet akitlerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Hizmet akdinde düzenlenmeyen hususlarda toplu iş sözleşmesindeki hükümler uygulanır. Toplu iş sözleşmesini, sözleşmeyi yapmaya yetkili olan taraflar değiştirebilir.
Davacının, henüz doğmamış ücret hakkından tek taraflı bir irade beyanı ile vazgeçildiği ifade edilmekte ise de Toplu iş sözleşmesine aykırı sözleşme yapılamaz. Bu tür yapılmış sözleşmeler kanuna karşı hile oluşturur. İş sözleşmesi devam ederken toplu iş sözleşmesinden doğmuş olan veya gelecekte ortaya çıkacak haklardan feragat edilmesi geçersizdir. Bir kimsenin doğmuş hakları üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği ilkesinin, burada toplu iş sözleşmesinin normatif (doğrudan ve emredici) etkisinin ve dolayısıyla işçinin korunması amacının tamamen bertaraf edilmesinden dolayı kabul edilmesi mümkün değildir. Belirtilen sebeplerle davacının toplu iş sözleşmesinde belirtilen kasa tazminatına hak kazandığı gözetilmelidir.
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı İsteminin Özeti: Davacı, labaront yardımcısı olarak çalıştığını daha sonra ambar memuru görevine atandığını, 2005 yılında idari baskı ve tehdit yolu ile dilekçe alındığını, Toplu iş sözleşmesi 101. ve 102. madde uyarınca yaptığı görev sebebi ile hak kazandığı ancak ödenmeyen kasa tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, 11.01.2005 tarihinde davacının müracaat ederek, yürürlükteki toplu iş sözleşmesi uyarınca kasa tazminatını almadan ambar memurluğu görevini yapmak istediğini beyan ve taahhüt ettiğini talebin kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının asli görevi olan laborant yardımcısı görevine göre daha rahat bir görev olan ambar memurluğu görevini kasa tazminatından da vazgeçerek kendi istek ve rızası ile talep ve tercih ettiği kuruma verilen dilekçenin baskı ve tehdit altında alındığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
2822 Sayılı kanun 6 . maddesine göre "Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe hizmet akitleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. Hizmet akitlerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Hizmet akdinde düzenlenmeyen hususlarda toplu iş sözleşmesindeki hükümler uygulanır."
Toplu iş sözleşmesini, sözleşmeyi yapmaya yetkili olan taraflar (yani işçi tarafı için yetkili olan işçi sendikası, işveren tarafı için de işveren veya işveren sendika üyesi ise işveren sendikası) değiştirebilir. Dava konusu uyuşmazlıkta davacı laborant yardımcısı olarak göreve başladığını, 31.05.2011 tarihli bölge müdürlüğü oluru ile ağır ve hafif parça ambar memurluğunda görevlendirildiğini, toplu iş sözleşmesi 101 ve 102. madde de belirtilen kasa tazminatına hak kazandığı halde ödenmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise davacının vermiş olduğu 11.01.2005 tarihli dilekçeyle toplu iş sözleşmesinde belirtilen kasa tazminatı almadan ambar görevini yapmak istediğini beyan ve taahhüt ettiğini savunmuştur. Davacının sunduğu dilekçeyle henüz doğmamış ücret hakkından tek taraflı bir irade beyanı ile vazgeçildiği ifade edilmekte ise de Toplu iş sözleşmesine aykırı sözleşme yapılamaz. Bu tür yapılmış sözleşmeler kanuna karşı hile oluşturur. İş sözleşmesi devam ederken toplu iş sözleşmesinden doğmuş olan veya gelecekte ortaya çıkacak haklardan feragat edilmesi geçersizdir. Bir kimsenin doğmuş hakları üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği ilkesinin, burada toplu iş sözleşmesinin normatif (doğrudan ve emredici) etkisinin ve dolayısıyla işçinin korunması amacının tamamen bertaraf edilmesinden dolayı kabul edilmesi mümkün değildir. Belirtilen sebeplerle davacının toplu iş sözleşmesinde belirtilen kasa tazminatına hak kazandığı gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayfalar
- kanunlar
- güncel
- Şirketler
- anonim şti
- limidet şti
- BA/BS
- hisse devri
- tasfiye
- iflas/haciz
- çek
- kurumlar
- gelir vergisi-gerçek
- adi ortaklık
- Sirküler
- fatura
- vergi
- kdv
- ötv
- vuk
- ttk
- m.t.v
- inşaat
- serbest bölge
- özelge
- mesleki
- sgk
- SGK genelgeler
- bağkur
- emeklilik
- memur
- yabancı işçi
- işçi
- İŞKUR
- yurtdışı boçlanma
- gayrimenkul
- tebliğ
- Dernek/Vakıf
- kaçakçılık
- kat mülkiyeti
- Ticaret Odası
- Tacir
- GİB
- Teşvik-destek
- koskep
- AATUHK /6183
- Gümrük bakanlığı/ Dış Ticaret
- Bankalar
- Kefil-kefalet
- İhale
- kooparatif
- Ticari defter
- gider vergileri
- çalışma ve sosyal güvenlik
- ekonomi
- sanayi sicil
- Vergi Davaları Dilekçeler
- muhtasar
- uzlaştırma
- Arabuluculuk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder