Türk medeni kanunumuzda kişilik doğumla başlar ve ölümle
bitmektedir.4724 sayılı kanunumuzda 8 ve 9 maddelerde haklara ve fiil
ehliyetine sahip olması gerektiğini belirtmiştir.
Buna göre medeni kanunumuzun 8 maddesinde hak ehliyeti
kişilerin haklara ve borçlara ehil olmada eşit olduğunu 9 maddede ise kendi
fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebildiğini belirtmekte yalnız bu
hak ve borçlara girebilmesi için KISITLI ve AYIRT ETMER Gücü’ne sahip herkesin
fiil ehliyetine sahip olabileceğini belirterek (4724/md10) kısıtlıların ve
ayırt etme gücüne sahip olmayanların kanunlar önünde yapmış olduğu
borçlanmalarda SORUMLU tutulamayacağı hükmetmişlerdir (2) daha doğrusu ayırt
etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin
rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremezler. Akıl
hastalığı yahut akıl zayıflığı gibi sebeplerden biri ile makul surette hareket
etmek iktidarından mahrum bulunanlar, başka bir deyimle tam ehliyetsiz
olanların yaptıkları hukuki işlemler kanuni mümessilleri tarafından
onaylanmadıkça geçersizdir (4724/md16)
1.EL YAZISI İLE ATILACAK İMZANIN HUKUKİ SONUÇLARI VE NE
ŞEKİLDE OLACAĞI...
BK.nun 14. maddesi (imza, üzerine borç alan kimsenin el
yazısı olması lazımdır) düzenlenmesini getirmiştir. El yazısı ile atılacak
imzanın ne şekilde olacağı konusunda ayrı bir ŞEKİL şartı olmayacağını
belirtmiştir.. Kişi, kendisine özgü, belirli karakteri içeren sembolleri
göstererek imza atabileceği gibi ad ve soyadını yazmak suretiyle de imza
atabilir. Ancak kişi, bu şekilde karakterleri ve sembolleri kullanırken veya ad
veya soyadını yazarken imza atmayı amaç edinmelidir. Bu husus kişinin
uygulamada hangi imza şeklini benimsediğinin tespiti ile anlaşılabilir.
Kişilerin borçlanmaları durumunda ve konunun YARGI İNTİKALLERİNDE ispat
külfetinin alacaklıya ait olduğu belirtilmiştir.(3)
2.BONO VE SENETLERDE ATILAN İMZA
TTK.nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin
kambiyo senedi vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını"
ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz
edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir.
TTK.nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı
kanunun 589.maddesi gereğince şirketin münferiden temsile yetkili temsilcinin
şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini
sorumlu kılar. Yine TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da
uygulanması gereken aynı kanunun 613 ve 614/1.maddeleri gereğince, keşideci
imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için
sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir,
düzenlemesine yer verilmiştir.
Senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki adet imzasının bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan şirket kaşesi üzerine atılan imzanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir. Senette atılan her iki imzada şirket kaşesi üzerine atılmışsa burada artık aval olgusundan söz edilemez (HGK.nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı). (4)
Senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki adet imzasının bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan şirket kaşesi üzerine atılan imzanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir. Senette atılan her iki imzada şirket kaşesi üzerine atılmışsa burada artık aval olgusundan söz edilemez (HGK.nun 05/10/2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı). (4)
3.ADİ ŞİRKET ORTAKLIĞI ADINA ATILAN İMZALAR
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 625. ve 637. (eski
Borçlar Kanununun 525. ve 533.) maddeleri gereği kendisine yönetim hakkı
tanınan ortağın, ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisi vardır. Madde
gerekçesinde belirtildiği üzere TBK'nun 637. maddesinin ikinci fıkrasında,
ortaklardan birinin, ortaklık veya bütün ortaklar adına bir üçüncü kişi ile
işlem yapması durumunda, diğer ortakların, ancak temsile ilişkin hükümler
uyarınca, bu kişinin alacaklısı veya borçlusu olacakları hükme
bağlanmıştır. (5)
4.ŞİRKETLERDE ORTAKLIK ADINA ATILAN İMZALAR
Limited şirketler yönetim ve temsil 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanununun 573-644.maddelerinde düzenlenmiştir. Şirketin kuruluşunda
hazırlanacak olan şirket ana sözleşmesinde (a) müdürlerin kimler olacağı ( b)
müdürlerin görev süreleri belirtilir. Bundan sonra yeni bir müdür atanması veya
yetkisinin kaldırılması ortaklar kurulu kararı ve kararın tescil ve ilanı ile
mümkün olur. Limitet şirketlerde kısıtlamaları GÖREV süreleri ile
yapılabilmektedir. Ana sözleşmede şirketin temsil ve ilzamı daha basit bir
anlatımla şirketi borç altına sokabilecek hukuki tasarruflarda ana
sözleşmelerde belirtilebilmekte ve ana sözleşmede belirtilen ortakların
hangilerinin imzası ile muteber olacağını yazabilmektedir. Şirket kuruluşun
tamamlanması süreci sonunda ortakların alacağı ararlar ışığında imza yetkisinin
para miktarı banka kredi işlemlerinde kredi kullanımında veya hesap açma ve
kapatmalarda veyahut mal alımlarında ortaklar genel kurul kararlarında kimlerin
imzasının yetkili olacağını düzenlenebilmektedir.
Sermaye şirketlerinde asıl olan temsil ve ilzam için çift
imza kuralıdır. (TTK 623 ve 373 md.) Ancak ana sözleşmede bu konuda düzenleme
yapılarak tek imza veya ikiden fazla imza yetkisi verilebilir.
İmza yetkisi müdürler arasında da bölünebilir. Ancak
yukarıda anlatılanların tamamı şirketin iç işleyişi ve ortakların birbirlerine
karşı sorumluluklarını ortaya koyar. ASIL OLAN TTK 371. maddesine göre (bu
madde Anonim şirketle ilgili olmakla beraber 632. maddedeki atıf ile
Limited şirketler hakkın dada uygulanır) YÖNETİM KURULU tarafından BİRLİKTE
kullanılmasıdır. Limited şirketlerde ise ana sözleşme ile belirlenen MÜDÜRLER
vasıtasıyla şirket temsil ve ilzam olunur. Ortaklar hep birlikte MÜDÜR
sıfatıyla şirketi idare ederler. Müdürler, ortakların tamamı olabileceği gibi
birden fazla ortak müdür olarak ana sözleşmede tayin olunabilir veya sonradan
ortaklar kurulu kararı ve bunun ticaret siciline tescil ve ilanıyla müdürlük
sıfatı kazanılabilir. Dolayısıyla dışarıya karşı yani şirketin 3. şahıslarla
yapacağı işlemlerde yönetimin yöneticiler arasında kısıtlanması sadece yer
itibariyle ( şube-merkez gibi) mümkün olup, temsil yetkisinin KONU bakımından
sınırlandırılması, iyiniyetli 3. kişilerin haklarını etkilemez.
Örneğin müdürlerin iki imza ile harcama sınırını 100
bin olarak belirleseniz , eğer müdürler bu sınırı aşarak bir işlem yaparlarsa
işlemi yapan müdürlerin yetkisi yoktur, bu işlem geçersizdir diyemezsiniz.
Çünkü asıl olan şirket ortaklarının şirketi birlikte yönetmesidir.(623.md.)
Bunu istisnası ise işlemi yaptığınız 3. kişinin, bu yetki sınırlamasını
bilmesidir.
5.ŞİRKET ADINA KESİLEN ÇEKLERE ATILAN İMZALARDA HUKUKİ
DURUMLAR
Limited şirketlerde, şirket adına yapılan işlemlerde
şirketin unvanı ile birlikte yetkilinin imzasının bulunması gerekir. İtiraza
konu çekteki ciroda limitet şirket unvanı üzerine isim yazarak imzalayan kimse
temsile yetkili ise cironun şirket adına yapıldığının kabulü gerekir. İmza
temsile yetkili kişiye ait değil ise ciro şirketi bağlamayacağından imza atan
kimse şahsen sorumludur
Eski TTK'nun 544. maddesi gereğince limitet şirketlerde
şirketin unvanı ile birlikte yetkilinin imzasının bulunması gerekir. Ayrıca,
yeni TTK 372. Şirket adına imza yetkisini haiz kişiler şirketin unvanı altında
imza atarlar. YARGITAY kararında Takibe konu çekin incelenmesinde,
takipte borçlu olarak gösterilen M'nin şirket unvanının üzerine kendi adı ve
soyadını yazmak suretiyle çeki ciro ettiği görülmektedir. Çeki ayrıca kendi
adına da ciro ettiği hususunda çekte bir kayıt bulunmadığından bu durumda ciro
imzasının Limited şirketi adına atıldığının kabulü gerekir. Ancak, cirodaki
imza temsile yetkili organın imzası değil ise veya yetkili temsilci tarafından
atılmamış ise bu ciro tüzel kişiyi bağlamayacağından kişi şahsen sorumlu
olur.(5) Fakat bir kişi hem şekil imza atmış hem de isim ve soy isim yazmışsa,
buradaki isim soy isim imza iradesi DEĞİL İSE imzaymış gibi hüküm ve sonuç
doğurmayacaktır(6)
KAYNAKÇA
1. Eren, Fikret.
(2009). Borçlar Hukuku Genel Hükümler. (11.bs.), İstanbul, s. 246.
2. 11.6.1941 gün
1941/4-21 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümü
3. YARGITAY 12.
Hukuk Dairesi ESAS: 2013/11512 KARAR: 2013/17566
4. YARGITAY 12.
Hukuk Dairesi ESAS: 2013/13568 KARAR: 2013/17378
5. YARGITAY 12.
Hukuk Dairesi ESAS: 2013/8935 KARAR: 2013/17242
6. YARGITAY 12.
HUKUK DAİRESİ E. 2005/11929 K. 2005/15797 T. 15.7.2005
7. YARGITAY 12.
HUKUK DAİRESİ E. 2011/3979 K. 2011/20647 T. 25.10.2011
- KISSADAN HİSSE –
Ahir zamanda pek az bulunan şey, güvenilecek kardeş ve helal
yoldan kazanılan paradır.
Hz Muhammed
Hz Muhammed
Hikmet Yıldırım KILINÇARSLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder