İcra yapılacak gerçek kişi veya tüzel kişilerin MERSİS adresleri bilinmiyorsa İLANEN tebligat yapılır…
ÖZET: İlanen tebliğ işleminden önce adres araştırması için hangi mercilerden bilgi alınmasının gerektiği yasal yönden icra müdürünün takdirine bırakılmıştır.
İcra müdürünün yeterli adres araştırması yaptığı anlaşılmış, üstelik avukatın temyiz dilekçesindeki müvekkil adresinin tebliğin yapılamadığı yer olduğu saptanmıştır. Bu aşamada ilanen tebliğ koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi birinci ve ikinci fıkrası hükmüne göre adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.
Adresi meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran mercii muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.
İlanen tebligat yapılabilmesi için tebligat muhatabının kimliğinin bilinmesi, ancak adresinin meçhul olması ve adres araştırmasının yapılması gerekir.
Somut olayda borçlunun kira sözleşmesinde yazılı adresine çıkan ödeme emri tebligatı muhatabın adreste tanınmadığı ve muhtarlık kayıtlarında rastlanmadığına ilişkin şerh ile tebliğ edilmeden 08.06.2006 tarihinde iade edilmiştir. Adres tespiti için müzekkere üzerine zabıta, muhatabın nüfus kayıtlarında yazılı adresini tespit ettiği, ancak bu adresinde borçlunun boşandığı eşinin babası Osman'a ait olduğu ve adreste muhatabın ikamet etmediği anlaşılmıştır. Böylece şartları oluşan ilanen tebligat ile ödeme emri tebliğ edilmiştir.
Yukarıda zikredilen Tebligat Kanunu'nun 28. maddesi ikinci fıkrası muhatabın adres araştırması için hangi mercilere sorulması gerektiğinin takdirini icra müdürüne bırakmış olup, yeterli adres araştırması yapılmıştır. Öte yandan, borçlu vekilinin temyize cevap dilekçesinde muhatabın adresi olarak kira sözleşmesinde yazılı adresi gösterdiği görülmektedir. Oysa, bu adrese gönderilen ödeme emri tebligatı tebliğ edilemeden iade olduğu anlaşılmakta olup, bu husus da ilanen tebliğin şartlarının oluştuğunu göstermektedir.
O halde, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'un 428. maddeleri uyarıncaBOZULMASINA, 22.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayfalar
- kanunlar
- güncel
- Şirketler
- anonim şti
- limidet şti
- BA/BS
- hisse devri
- tasfiye
- iflas/haciz
- çek
- kurumlar
- gelir vergisi-gerçek
- adi ortaklık
- Sirküler
- fatura
- vergi
- kdv
- ötv
- vuk
- ttk
- m.t.v
- inşaat
- serbest bölge
- özelge
- mesleki
- sgk
- SGK genelgeler
- bağkur
- emeklilik
- memur
- yabancı işçi
- işçi
- İŞKUR
- yurtdışı boçlanma
- gayrimenkul
- tebliğ
- Dernek/Vakıf
- kaçakçılık
- kat mülkiyeti
- Ticaret Odası
- Tacir
- GİB
- Teşvik-destek
- koskep
- AATUHK /6183
- Gümrük bakanlığı/ Dış Ticaret
- Bankalar
- Kefil-kefalet
- İhale
- kooparatif
- Ticari defter
- gider vergileri
- çalışma ve sosyal güvenlik
- ekonomi
- sanayi sicil
- Vergi Davaları Dilekçeler
- muhtasar
- uzlaştırma
- Arabuluculuk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder