İlgide kayıtlı özelge talep
formunuz ile, şirketinizin elektronik
fatura düzenleme gerekliliği taşıyan imalatçı ve ihracatçı firma olduğunu, mal
veya hizmet temin ettiğiniz ve elektronik fatura sisteminde bulunan firmalardan
alımlarınızın bulunduğunu, ihracat KDV İadelerine ilişkin çalışmalarınız
sırasında, şirketinize elektronik fatura düzenlemesi gerektiği halde, kağıt
ortamında fatura düzenleyen firmaların olduğunun anlaşıldığını, 421 Seri No.lu Tebliği
elektronik fatura düzenlemesi gerektiği halde düzenlemeyen firmalara ilişkin
düzenlemeyi esas aldığından, şirketinize elektronik fatura düzenlemesi
gerektiği halde kağıt ortamında fatura düzenlediği sonradan anlaşılan
firmalardan alınan kağıt ortamında düzenlenen faturaların geçerli olup olmayacağı,
söz konusu faturalarda yer alan KDV'nin indirim konusu yapılıp
yapılmayacağı,indirim hesaplarından çıkartılması gerekip gerekmediği
hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmiştir.
Bilindiği
üzere; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar
vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri "safi
kurum kazancı" üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde
ise Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı
ve zirai faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetlerinden doğan kazançlarının
tespitinde 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 59 uncu maddesinin son fıkra
hükmünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde ise bilanço esasına göre ticari
kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki
değerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönem zarfında sahip veya
sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği,
işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı; ticari kazancın bu
suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait
hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddelerine ilişkin hükümlerine
uyulacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümler uyarınca, safi kurum
kazancının tespit edilmesinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi yanında
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler
indirilebilecektir.
Bilindiği
üzere; ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası geçerli olup, bir giderin safı
kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi için mahiyet ve tutar
itibariyle kesinleşmiş olması, kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında bir
illiyet bağının bulunması, kazancın elde edilmesine yönelik olması, bu
giderlerin tevsik edici belgelere dayanması ve yasal kayıtlarda izlenmesi,
karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve maliyete dahil
edilecek giderlerden olmaması gerekir.
Ayrıca, Vergi Usul Kanununun "
Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat" başlıklı 3 üncü maddesinin (B)
bendinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin
gerçek mahiyeti esas olduğu ve vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği
hüküm altına alınmıştır.
Bununla birlikte 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanununun " Vergi İndirimi" başlıklı 29.
maddesinde;
"1. Mükellefler, yaptıkları
vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda
aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri
indirebilirler:
a)
Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzerivesikalarda gösterilen
katma değer vergisi,
b)
İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen
katma değer vergisi,
c)Götürü veya telafi edici usulde
vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan
envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda
gösterilen katma değer vergisi,
2.
Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma
değer vergisi toplamı, mükellefin vergiyetâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan
katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere
devrolunur ve iade edilmez. Şu kadar ki, 28 inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu
tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve
hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar
Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal
sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan
borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin % 51'i veya daha
fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmeler ile
organize sanayi bölgelerinden temin
ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı
içinde mahsuben iade edilemeyen vergi izleyen yıl içinde talep edilmesi
şartıyla nakden veya mükellefin yukarıda sayılan borçlarına mahsuben iade
edilir. Bakanlar Kurulu, vergi nispeti indirilen mal ve hizmet grupları ile
sektörler itibarıyla, iade hakkını kısmen veya
tamamen ya da amortismana tabi iktisadi kıymetler dolayısıyla yüklenilen
katma değer vergisi ile sınırlı olmak üzere kaldırmaya; Maliye Bakanlığı, bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
3.
İndirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku
bulduğu takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgilivesikaların kanuni defterlere
kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir." şeklinde hükümlere
yer verilmiştir.
Diğer taraftan, Vergi Usul
Kanunu'nun Mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrası ile Bakanlığımıza
verilen yetkiye istinaden yayımlanan 397 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği ile anonim ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmalarına,
alıcısına iletmelerine, muhafaza ve istenildiğinde ibraz etmelerine izin
verilmiş olup, anılan Tebliğin 4 üncü
bölümünün 416 Sıra
Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değiştirilmesi neticesinde
ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
232 nci maddesi kapsamında fatura düzenlemek zorunda olan mükelleflere (gerçek
ve tüzel kişilere) belirli usul ve esaslar çerçevesinde elektronik fatura
uygulamasından yararlanma hakkı tanınmış olup, ayrıca 421 Sıra Nolu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği ile bazı mükellef gruplarına elektronik defter tutma ve
elektronik fatura uygulamasına dahil olma zorunluluğu getirilmiştir.
Söz konusu Tebliğin, "3.
Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Zorunluluğu" başlıklı kısmının
"3.1. Kapsama Giren Mükellefler" alt başlıklı bölümünde;
" 3.1.1. Yukarıda yer verilen yetkilere
istinaden Bakanlığımızca aşağıda sayılan mükellef gruplarına elektronik defter
tutma ve elektronik fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilmiştir.
a)
4/12/2003
tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ
lisansınasahip olanlar ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan
mükelleflerden 31/12/2011 tarihi itibariyle asgari 25 Milyon TL brüt satış
hasılatına sahip olanlar.
b)
6/6/2002
tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı
listedekimalları imal, inşa veya ithal edenler ile bunlardan 2011 takvim
yılında mal alan mükelleflerden 31/12/2011 tarihi itibariyle asgari 10 Milyon
TL brüt satış hasılatına sahip olanlar.
3.1.3.
Bu
Tebliğ veya 397 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği
kapsamındaelektronik fatura uygulamasından yararlanan mükelleflerin
birbirlerine yapmış oldukları mal teslimi veya hizmet ifaları için elektronik
fatura düzenlemeleri zorunludur.
3.1.4.
Elektronik
Fatura Uygulamasından yararlanan kayıtlı kullanıcıların güncel
listesiwww.efatura.gov.tr internet adresinden yayımlanacaktır.
3.1.5.
Elektronik
Fatura Uygulamasından yararlanan mükellefler fatura düzenlemeden öncemuhatabın
www.efatura.gov.tr internet adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine
kayıtlı olup olmadığını kontrol edecekler, kayıtlı kullanıcı ise elektronik
fatura, kayıtlı kullanıcı değilse kâğıt fatura düzenleyeceklerdir.
3.1.6.
Bu
Tebliğ kapsamındaki mükelleflerden mal veya hizmet alan ve belirlenen
hadlerinaltında kalan mükelleflerin de istemeleri halinde elektronik defter ve
elektronik fatura uygulamalarından yararlanabilecekleri tabiidir."
açıklamalara yer verilmiştir.
Aynı
Tebliğin; "Sorumluluk ve Cezai
Yaptırımlar" başlıklı 5'inci bölümünün 5.4 bendinde "Elektronik
fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler elektronik
fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt ortamında fatura
düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında düzenlenen bu faturalar
hiç düzenlenmemiş sayılır." hükümlerine yer almaktayken, bu kısım 448 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği ile 4/4/2015 tarihinden itibaren kaldırılmış ve 447 Sıra Nolu
Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 4/4/2015 tarihinden geçerli olmak üzere 397
Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin " 9. Sorumluluk ve Cezai
Müeyyideler" başlıklı bölümü yeniden düzenlenmiş ve " Elektronik
fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına
kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması
zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda
öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır." hükmüne yer verilmiştir.
Bununla birlikte ; 213 Sayılı VUK
Kanununun mükerrer 242 nci maddesi uyarınca elektronik bir belge niteliğinde
olan elektronik faturanın taraflarca düzenlenmesi ve alınması mecburiyeti
bulunmakta olup, Vergi Usul Kanununda ve diğer vergi kanunlarında faturaya
ilişkin olarak yer alan hükümler elektronik fatura için de geçerlidir.
Anılan Kanunun, 231 inci
maddesinde, faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren
azami 7 gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların
hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 353 üncü maddesinin birinci bendinde ise fatura
düzenlememe ve almama fiillerine kesilecek özel usulsüzlük cezası hükme
bağlanmıştır.
Buna göre; elektronik fatura
düzenlenmesi gerektiği halde kağıt ortamında fatura düzenlenmiş olması, Vergi
Usul Kanununda öngörülen ceza hükümlerinin uygulanmasını gerektirmekle
birlikte, fatura içeriği mal teslimi veya hizmet ifasının yapılmadığı anlamına
gelmeyeceğinden mal teslimi veya hizmetin ifa edilmiş olması ile Katma Değer
Vergisi açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir. Ayrıca fatura içeriği
mal teslimi veya hizmet ifasının kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi
ile illiyet bağının bulunması, kazancın elde edilmesine yönelik bulunan ve
karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş ve maliyete dahil
edilecek mahiyette olmaması durumunda da faturaya konu tutarın kurum kazancının
tespitinde gider olarak indirilmesi ve faturada gösterilen KDV nin 3065 sayılı
KDV Kanununu 29. maddesinde belirtilen şartları taşıması şartıyla sözkonusu KDV
nin indirim olarak dikkate alınması 213 sayılı VUK un 3. maddesi gereğidir.
Bu nedenle; vergiyi doğuran olay ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğundan; gerçek bir işleme
(mal teslimi veya hizmet ifası) dayanan harcamaların elektronik ortamda
düzenlenen fatura yerine kağıt ortamında düzenlenen fatura ile tevsik
edilmesinin, Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümlerin uygulanması
haricinde safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınmasına ve faturada
gösterilen ve KDV Kanununun 29. maddesinde
belirtilen şartları taşıyan KDV nin indirimine engel olmadığı tabiidir.
Diğer
taraftan, kağıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki
mükelleflerin düzenlemesi gereken asıl belge olan e-faturanın malın teslimi
veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması
durumunda, düzenlenmeyen efatura için bu belgeyi düzenlemek ve almak zorunda
olanlara Kanunun 353 üncü maddesinin birinci bendine göre özel usulsüzlük
cezasının kesilmesi gerekmektedir.
Bilgi
edinilmesini rica ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder