Üniversite Mezunu Çalışanınızın Maaşının Yarısını KOSGEB Ödüyor...
Firma sahiplerinin personel maaşlarında yükünü hafifletmek ve nitelikli kişilerin istihdamını arttırmak amacıyla düzenlenen bu hibe programından tüm Kobiler kolaylıkla yararlanabiliyor.
• Destek, en az en az yüksekokul (2 yıllık) üniversite mezunu yeni eleman istihdamı için verilir.
• İşletmenin son 4 (dört) aylık SGK Sigortalı Hizmet Listesinde bulunmayan yeni istihdam edilecek eleman veya destek başvurusu tarihi itibarı ile son 30 (otuz) gün içinde istihdam edilmiş olan nitelikli eleman için verilir.
• İşletme, destek üst limiti dâhilinde aynı anda en fazla 2 (iki) eleman için bu destekten yararlanabilir.
• Bu desteğin aylık üst limiti, istihdam edilecek her bir eleman için net ücret üzerinden hesaplanır ve her bir eleman için 2.000 (ikibin TL’yi geçemez. Asgari geçim indirimi, ikramiye, prim vb. ek ödemeler net ücrete dâhil edilmez.
• İşletme, destek üst limiti dâhilinde aynı anda en fazla 2 (iki) eleman, her bir eleman için 2.000 (ikibin) TL’yi geçemeyecek şekilde yararlanır.
• Program süresince desteğin üst limiti 50.000 (elli bin) TL’dir. (Örneğin: 1 personeliniz var ve net maaşı 4.000 TL ise yarısı olan 2.000 TL’yi 20 ay boyunca alabilirsiniz)
• Destek alınacak kişi ve kişiler işletme sahiplerinin 1. derece yakınları (çocuk, anne, baba ve eş) ve kardeş olmaz.
Genel Destek Programı’nın alt başlıklarının en önemli maddelerinden biri olan Nitelikli Eleman İstihdam Desteği ile ilgili detaylı bilgiyi 81 ilde yer alan KOSGEB Hizmet Merkezi Müdürlüklerinden, 444 1 567 numaralı KOSGEB çağrı merkezinden ve www.kosgeb.gov.tr internet sitesindeki destekler başlıklı bölümden edinebilirsiniz.
KOSGEB Nitelikli Eleman Desteğini Nasıl Alırım?
1. ADIM
KOSGEB Üyeliği yaptırmak
2. ADIM
Bu aşamada KOSGEB üyeliği için alınan kullanıcı adı ve şifre ile girilen destek.kosgeb.gov.tr adresi kullanılacaktır.
Ancak 1. adım tamamlanmadan bu adıma geçilemeyecektir.
1.Genel Destek Başvuru Formu destek.kosgeb.gov.tr sisteminden doldurulup çıktısı KOSGEB’e teslim edilmeli. (Kaşeli ve İmzalı)
2.Genel Destek Programı Taahhütnamesi doldurulup çıktısı KOSGEB’e teslim edilmeli. (Kaşeli ve İmzalı)
3.ADIM
Bu aşamada KOSGEB üyeliği için alınan kullanıcı adı ve şifre ile girilen destek.kosgeb.gov.tr adresi kullanılacaktır.
Ancak 2. adım tamamlanmadan bu adıma geçilemeyecektir.
3.Nitelikli Eleman İstihdam Desteği Başvuru Formu destek.kosgeb.gov.tr sisteminden doldurularak keydedilecek. Kısa süre içinde sisteme kayıtlı e-mail adresinize başvurunuzun onay durumu ile iligli bilgilendirme maili gelecek.
Ödeme Talebi İçin Gerekli Evraklar:
Bu aşamada KOSGEB üyeliği için alınan kullanıcı adı ve şifre ile girilen destek.kosgeb.gov.tr adresi kullanılacaktır
1.Nitelikli Eleman İstihdam Desteği Ödeme Talep Formu destek.kosgeb.gov.tr sisteminden doldurulup çıktısı KOSGEB’e teslim edilmeli. (Kaşeli ve İmzalı)
2.SGK Sigortalı Hizmet Listesi
3.Nitelikli Elemana ait Ücret bordrosu
4.Nitelikli Elemanın aylık ücretinin, işletme tarafından ödendiğine dair banka dekontu
5.İşletmenin SGK Borcu Yoktur Yazısı
6.Mahsup Dilekçesi (SGK ve/veya Vergi Borcu bulunması halinde)
7.İstihdam Edilecek Nitelikli Elemanın Diploması (aslı ve fotokoisi)
8.İşletmeye ait son 12 aylık SGK Prim ve Hizmet Belgesi (Yeni kurulmuş işletmelerden istenmez.)
9. Eleman işe 30 gün içinde başlamış ise işe giriş bildirgesi.
Sayfalar
- kanunlar
- güncel
- Şirketler
- anonim şti
- limidet şti
- BA/BS
- hisse devri
- tasfiye
- iflas/haciz
- çek
- kurumlar
- gelir vergisi-gerçek
- adi ortaklık
- Sirküler
- fatura
- vergi
- kdv
- ötv
- vuk
- ttk
- m.t.v
- inşaat
- serbest bölge
- özelge
- mesleki
- sgk
- SGK genelgeler
- bağkur
- emeklilik
- memur
- yabancı işçi
- işçi
- İŞKUR
- yurtdışı boçlanma
- gayrimenkul
- tebliğ
- Dernek/Vakıf
- kaçakçılık
- kat mülkiyeti
- Ticaret Odası
- Tacir
- GİB
- Teşvik-destek
- koskep
- AATUHK /6183
- Gümrük bakanlığı/ Dış Ticaret
- Bankalar
- Kefil-kefalet
- İhale
- kooparatif
- Ticari defter
- gider vergileri
- çalışma ve sosyal güvenlik
- ekonomi
- sanayi sicil
- Vergi Davaları Dilekçeler
- muhtasar
- uzlaştırma
- Arabuluculuk
31 Ekim 2016 Pazartesi
30 Ekim 2016 Pazar
KEFİLİN İMZASI OLUPTA, BORÇLUNUN İMZASI YOK İSE KEFALET GECERSİZDİR
ÖZET : Ortada keşidecinin imzası bulunmayan ve dolayısıyla E.TTK. 688 (YENİ TTK 776 )ve onu izleyen maddelerindeki unsurları içermeyen bir senet bono niteliği taşımayıp şekil itibariyle geçersiz olduğundan, aval veren kimsenin de bu hususa dayanarak istirdat davası açması mümkündür. Alacaklı banka kredi sözleşmesine dayanarak varsa alacağını isteyebileceğinden, bu yöndeki iddia ve talepleri, istirdat davasını etkilemez.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.5.2000 tarih ve 1999/1125 - 2000/398 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine girişilen icra takibinin kesinleşerek borcun müvekkilinin maaşından haciz yapılmak suretiyle tahsil edildiğini, ancak, takibe dayanak yapılan senette asıl borçlu Ali Osman M.'ın imzasının olmadığını, bu nedenle de kefil sıfatıyla da müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, haksız yere tahsil edilen 385.304.000.- TL. nın davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, B.K.'nun 143 ncü maddesi gereğince davacının asıl borçlu ile ilgili itiraz hakkı bulunmadığını, yine aynı yasanın 487 nci maddesi gereğince, müşterek borçlu-müteselsil kefilin doğrudan alacaklıya karşı sorumluluğu bulunduğunu, kaldı ki kredinin senet borçlusuna ödendiğini, davacının kefil olarak değil, asıl borçlu olarak imzası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, asıl borçlu Ali Osman'ın takip konusu bonoda imzası olmadığı, bu nedenle de kefil sıfatıyla davacının da sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ortada keşidecinin imzası bulunmayan ve dolayısıyla TTK. nun 688 ve onu izleyen maddelerindeki unsurları içermeyen bir senedin bona niteliğinde sayılamayacağı ve şekil eksikliği nedeniyle geçersiz bir senede aynı Yasa'nın 614/2 nci maddesi uyarınca verilen avalin de hüküm ifade etmeyeceğinin hükme bağlanmış olması karşısında davacı aval veren kimsenin bu hususa dayanarak istirdat davası açması mümkün bulunması ve bankanın kredi sözleşmesine dayanılarak varsa alacağını isteyebileceğine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
İLGİLİ YASAL KANUN MADDELERİ
6102 MADDE 702– (1) Aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur.(2) Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.(3) Aval veren kişi, poliçe bedelini ödediği takdirde, poliçeden dolayı lehine taahhüt altına girmiş olduğu kişiye ve ona, poliçe gereğince sorumlu olan kişilere karşı poliçeden doğan haklarını iktisap eder.
6102 MADDE 776– (1) Bono veya emre yazılı senet;
a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,c) Vadeyi,d) Ödeme yerini,e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,f) Düzenlenme tarihini ve yerini,g) Düzenleyenin imzasını, içerir.
6098 MADDE 164
b. Borçluların savunmaları
Müteselsil borçlulardan biri, alacaklıya karşı, ancak onunla kendi arasındaki kişisel ilişkilerden veya müteselsil borcun sebep ya da konusundan doğan def’i ve itirazları ileri sürebilir.
Müteselsil borçlulardan biri ortak def’i ve itirazları ileri sürmezse, diğerlerine karşı sorumlu olur.
6098 MADDE 586
2. Müteselsil kefalet
Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.
İŞVERENİN İŞÇİ HAKKINDA ŞÜPHE OLUŞMASI, İŞ AKDİ FESHİ HAKKI VERİR Mİ?
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının izin gününde işyerine gelerek 60 kg. ağırlığındaki bakır levhaları götürdüğünü ve tutulan tutanak ile iş aktinin haklı sebeple feshedildiğini iddia etmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. İş sözleşmesinin devamı konusunda davacının fesih sebebi yapılan davranışı kesin şekilde kanıtlanamamış ise de tutanaklar ve tanık beyanları ile ortaya çıkan olgulardan işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez derecede şüphe meydana gelmiş olup bu durumda iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı sabit olmasa da geçerli nedene dayandığı kabul edilerek sonucu bakımından doğru olan kararın onanması uygun bulunmuştur.
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebebe dayanmaksızın doğru olmayan bir isnad ile işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret, sendikal tazminat ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 22.2.2015 tarihinde nöbeti olmamasına rağmen izin gününde T.B.M.M.'ne geldiğini, kamera kayıtları ile bu durumun sabit olduğunu,aynı işyerinde çalışan ... ile ... ve başlarında sorumlu çavuşları ile birlikte malzeme almak için meclis bahçesinde bölgeye traktör ile geldiklerinde uzaktan tuvaletler önünde uğraşan bir kişi görmeleri üzerine şahsın yanına kestirmeden giden ...'nin WC küpesteleri üzerinde bulunan bakır kaplamaların söküldüğünün ve 60 kg. ağırlığındaki bakır levhanın yanında davacının görüldüğünü, tutulan tutanak ile iş aktinin haklı sebeple feshettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı avukatınca temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, İş sözleşmesinin devamı konusunda davacının fesih sebebi yapılan davranışı kesin şekilde kanıtlanamamış ise de tutanaklar ve tanık beyanları ile ortaya çıkan olgulardan işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez derecede şüphe meydana gelmiş olup bu durumda iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı sabit olmasa da geçerli nedene dayandığı kabul edilerek sonucu bakımından doğru olan kararın bu ilave gerekçe ile ONANMASINA aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
İŞVEREN VEKİLİNİN ÇALIŞANA HAKARET ETMESİ MANEVİ TAZMİNATTAN İŞVERENİNDE SORUMLU
DAVA: Davacı, maddi ve Manevi tazminatlarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan ............. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, davalı işyerinde yönetici asistanı olarak Nisan 2010’da işe başladığını, 23.07.2010 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, 23.07.2010 tarihinde işyerinden ayrılan ...'dan işi devralmak için onun odasında iken Genel Müdür .............'ın hakaret tehdit ve fiziksel şiddetine maruz kalarak yaralandığını, olayın polis kayıtlarına geçtiğini, ............. Tıp Merkezine ambulansla giderek tedavi gördüğünü, bu olaydan sonra işyerine gelmemesinin söylendiğini, bir kısım haklarının sonradan verildiğini, işyerinde masasının çekmecesinde kalan özel ajandasına el konularak iade edilmediğini, bu olay nedeniyle maddi ve manevi olarak sarsıntı geçirerek 3 ay çalışamadığını, işveren ...........in, bir işveren olarak, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak zorunda olduğunu, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi genel müdürü olan diğer davalıyı işyerinde istihdam ederek iş sağlığını ve iş güvenliğini tehlikeye attığını iddia ederek maddi ve manevi zararlarının karşılığı olarak 10.000 TL. tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, yönetici asistanı olarak çalışan davacının üst katta yönetici katında bulunması gerekirken, 23/07/2010 tarihinde işten ayrılan ...'ın odasında bu şahıs ile konuşurken görülmesi üzerine genel müdür ........ tarafından odasına gitmesi konusunda uyarılmasına rağmen, genel müdüre ters cevaplar vermesi ve odasına gitmemekte ısrar etmesi üzerine işten çıkartıldığını, iş akdine son verilen davacının sinir krizi geçirerek ağlamaya bağırmaya başladığını, bunun üzerine ambulans çağrıldığını ve hastaneye gönderildiğini, genel müdür ........ tarafından davacının tehdit edilmediğini, davacıya fiziksel şiddet uygulanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve davalı ............. vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ............. vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı ............., davalı ..................’nin genel müdürü olup, davalı şirket adına hareket eden işveren vekili konumundadır. Bu nedenle .............’ın işin yürütümü sırasında gerçekleştirdiği eylem nedeniyle hükmedilen manevi tazminat alacağından davalı şirketin de davalı ............. ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu gözetilmeden, mahkemece davalı şirket hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
28 Ekim 2016 Cuma
TİCARİ İŞLEMLERDE TAŞINIR REHNİ KANUNU
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılması, bu rehne konu taşınırların kapsamının genişletilmesi, taşınır rehninde aleniyetin sağlanması ile rehnin paraya çevrilmesinde alternatif yolların sunulması suretiyle finansmana erişimi kolaylaştırmaktır.
(2) Bu Kanun; taşınır varlıkları konu edinen işlemlerde rehin hakkının tesisine, rehin hakkının üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesine, Rehinli Taşınır Siciline, rehinli alacaklılar arasında öncelik hakkının belirlenmesine, tarafların ve üçüncü kişilerin hak ve yükümlülüklerine, rehin hakkının kullanımı ile rehinli işlemlere ilişkin diğer usul ve esasları kapsar.
(3) Bu Kanun, bir borca güvence teşkil etmek üzere kurulan ve konusu bu Kanunda sayılan taşınır varlıklar olan rehinli işlemlere uygulanır.
(4) Bu Kanun, sermaye piyasası araçları ile türev araçlara ilişkin finansal sözleşmeleri konu edinen rehin sözleşmeleri ile mevduat rehnine uygulanmaz.
(5) Tapu kütüğüne herhangi bir nedenle tescil edilen taşınırlar bu Kanun kapsamında değildir.
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
b) Çiftçi: 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanununa göre faaliyet gösteren çiftçiyi,
c) Esnaf: 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununa göre faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarı,
ç) Finansal sözleşme: Faiz oranı, emtia, döviz, hisse senedi, tahvil, endeks veya benzeri finansal araçların dayanak varlık olarak kullanıldığı spot, future, forward, opsiyon veya swap işlemiyle, repo, ters repo işlemi ve bu işlemlere benzer nitelikte olan ve finansal piyasalarda kullanılan diğer işlemlerle ve bu işlemlerin herhangi bir kombinasyonunu içeren sözleşmeleri,
d) Güvenli elektronik imza: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 4 üncü maddesinde tanımlanan elektronik imzayı,
e) Kredi kuruluşu: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyet gösteren bankalar ve finansal kuruşlar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu uyarınca faaliyet gösteren finansal kuruluşlar ile kredi ve kefalet sağlayan kamu veya özel kurum ve kuruluşları,
f) Müstakbel taşınır varlık: Mevcut olmayan veya rehin sözleşmesinin akdedildiği anda rehin verenin mülkiyetinde bulunmayan bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen varlıkları,
g) Stok: Rehin verenin satmak, kullanmak veya kiralamak amaçlarıyla mülkiyetinde bulunan hammadde, yarı mamul veya mamul varlıkları,
ğ) Tacir: 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre tacir kabul edilen kişiyi,
h) Taşınır varlık: Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen varlıkları,
ı) Rehin hakkı: Taşınır varlığın türünden, rehin verenin veya rehinli alacaklının durumundan, rehinle güvence altına alınan borcun niteliğinden veya tarafların onu rehin hakkı olarak adlandırmasından bağımsız olarak bir borcun ödenmesini veya ifa edilmesini güvence altına almak amacıyla alacağın devrinde devralanın alacak hakkı da dâhil olmak üzere, taşınır varlık üzerinde zilyetliğin devrine gerek olmaksızın tesis edilen sınırlı ayni hakkı,
i) Rehin sözleşmesi: Rehin hakkını tesis etmek amacıyla rehin veren ile alacaklı arasında imzalanan sözleşmeyi,
j) Serbest meslek erbabı: 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa göre tanımlanan serbest meslek erbabını,
k) Sicil: Bakanlık tarafından kurulan ya da kurdurulan ve mevzuatı uyarınca kendi özel siciline tescili zorunlu olanlar dışındaki taşınır varlıklar üzerinde, bu Kanun kapsamında tesis edilecek rehinlere ilişkin tescil, terkin, değişiklik gibi tüm iş ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirildiği ve sunulduğu merkezi ve aleni Rehinli Taşınır Sicilini,
l) Üretici örgütü: Üretici ve yetiştiricilerin ilgili kanunlara dayanarak kurdukları tarımsal amaçlı kooperatif ve birlikleri,
ifade eder.
Rehinde taraflar
MADDE 3- (1) Rehin sözleşmesi;
a) Kredi kuruluşları ile tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü, serbest meslek erbabı gerçek ve tüzel kişiler arasında,
b) Tacir ve/veya esnaflar arasında,
yapılır.
Rehin hakkının kurulması
MADDE 4- (1) Rehin hakkı, rehin sözleşmesinin Sicile tescil edilmesiyle kurulur.
(2) Rehin sözleşmesi elektronik ortamda ya da yazılı olarak düzenlenir.
(3) Elektronik ortamda düzenlenen rehin sözleşmesinin Sicile tescil edilebilmesi için sözleşmenin güvenli elektronik imza ile onaylanması şarttır.
(4) Yazılı olarak düzenlenen rehin sözleşmesinin Sicile tescil edilebilmesi için tarafların imzalarının noterce onaylanması veya sözleşmenin Sicil yetkilisinin huzurunda imzalanması şarttır.
(5) Rehin hakkının kurulmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
(6) Rehin sözleşmesinde aşağıdaki hususların yer alması zorunludur:
a) Rehin sözleşmesinin tarafı;
1) Ticari işletme ise ticaret unvanı, MERSİS numarası, temsil ve ilzama yetkili temsilcinin adı, soyadı ve imzası,
2) Gerçek kişi veya esnaf ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı ve imzası,
3) Çiftçi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı, soyadı ve imzası ile Çiftçi Kayıt Sistemi numarası,
4) Üretici örgütü ise üretici örgütü belge numarası ile temsil ve ilzama yetkili temsilcinin adı, soyadı ve imzası.
b) Borcun konusu, borcun miktarı, borcun miktarı belirli değilse rehnin ne miktar için güvence teşkil ettiği, ödenecek para cinsi ve rehnin azami miktarı.
c) Rehne konu varlık ile bu varlığın ayırt edici özelliklerini belirten seri numarası, markası, üretim yılı, şasi numarası, belge seri numarası, varsa GTİP ya da PRODTR sanayi ürünü kodu gibi hususlar.
(7) Rehne konu taşınır varlığın alt veya art rehne konu edilmesi ile rehin verenin rehne konu taşınır varlık üzerindeki tasarruf yetkisini kısıtlayan kayıtlar geçersizdir.
(8) Rehin hakkının Sicile tescilinden doğan masrafların kime ait olacağı rehin sözleşmesinde belirtilir.
Üzerinde rehin hakkı kurulabilecek taşınır varlıklar
MADDE 5- (1) Rehin hakkı aşağıda belirtilen taşınır varlıklar üzerinde kurulabilir:
a) Alacaklar
b) Çok yıllık ürün veren ağaçlar
c) Fikri ve sınai mülkiyete konu haklar
ç) Hammadde
d) Hayvan
e) Her türlü kazanç ve iratlar
f) Başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar
g) Kira gelirleri
ğ) Kiracılık hakkı
h) Makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik haberleşme cihazları dâhil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı
ı) Sarf malzemesi
i) Stoklar
j) Tarımsal ürün
k) Ticaret unvanı ve/veya işletme adı
l) Ticari işletme veya esnaf işletmesi
m) Ticari plaka ve ticari hat
n) Ticari proje
o) Vagon
ö) Bu fıkrada sayılanlardan üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı mülkiyet hakları
(2) Ticari işletme ve esnaf işletmesinin tamamı üzerinde rehin kurulması hâlinde, rehnin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş olan her türlü varlık rehnedilmiş sayılır. Bu varlıkların rehni diğer kanunlarca bir sicile tescilini gerektiriyorsa bu rehin ilgili sicillere bildirilir. Bu varlıklar üzerinde diğer kanunlar uyarınca önceden bir rehin hakkı tesis edilmiş olması hâlinde bu Kanun çerçevesinde tesis edilerek bildirilen rehin sonraki sırada yer alır. Ticari işletme ve esnaf işletmesi rehinleri ticaret veya esnaf siciline bildirilir. Birinci fıkrada yer alan diğer taşınır varlıkların borcu karşılaması hâlinde işletmenin tümü üzerinde rehin kurulamaz.
(3) İşletmelerin müstakbel taşınır varlıkları üzerinde rehin hakkı kurulabilir. Rehinli müstakbel taşınır varlık üzerindeki tasarruf yetkisi, bu varlıkların mülkiyete konu edilmesini müteakip kullanılabilir.
(4) Rehin, işletmelerin mevcut veya müstakbel taşınır varlıklarının getirileri üzerinde kurulabilir.
(5) Her tür sözleşmeden doğan mevcut veya müstakbel alacaklar rehne konu edilebilir. 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri saklıdır.
(6) Rehin hakkı bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen varlıklardan biri veya birden fazlası üzerinde kurulabilir.
(7) Kendi mevzuatı gereğince bir onaya tabi olan lisans ve ruhsatların rehni bu onayın alınması hâlinde mümkündür.
(8) Mevzuatı gereği özel sicillerine kaydı gereken rehinler Sicile bildirilir. Buna ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
(9) Üçüncü kişiler, bu Kanun kapsamında borçlu lehine teslimsiz taşınır rehni kurabilir.
Bütünleyici parça ve eklenti
MADDE 6- (1) Taşınır varlık üzerindeki rehin hakkı, o varlığın bütünleyici parçasını da kapsar.
(2) Taraflar, taşınır varlığın mevcut veya sonradan ilave edilen eklentilerinin rehin kapsamına alınmasını ayrıca kararlaştırabilir.
Birleşme ve karışma
MADDE 7- (1) Birleşen veya karışan taşınır varlıklar üzerinde rehin hakkı kurulabilir.
(2) Bir taşınırın diğer bir taşınırla bütünleyici parçası olacak şekilde karışması veya birleşmesi hâlinde; rehin hakkı o taşınır varlığın tamamı üzerinde tesis edilmiş sayılır.
(3) Birleşen veya karışan taşınır varlıkta devam eden rehin hakkı, her bir birleşen taşınır varlığın; birleşme anındaki değerinin, birleşmiş ürün değerine oranı üzerinden devam eder.
(4) Taşınır varlıkların birbiriyle birleşmesi veya karışması hâlinde, alacaklılar yeni varlık üzerinde kendi taşınırlarının birleşme veya karışma zamanındaki değerleri oranında paylı rehne sahip olur.
Rehinli Taşınır Sicili
MADDE 8- (1) Rehin hakkının tesisi ve üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi, rehinli alacaklılar arasında öncelik hakkının belirlenmesi, rehinli taşınır varlık ile alacağın devrinin tescili amacıyla Rehinli Taşınır Sicili kurulur.
(2) Rehinli Taşınır Sicili alenidir. Bakanlık, Sicilin faaliyetlerini her zaman denetlemeye ve gerekli önlemleri almaya yetkilidir. Sicil, Bakanlıkça alınan önlemlere ve verilen talimatlara uymakla yükümlüdür.
(3) Diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinlerine ilişkin hükümler saklıdır. Bu taşınır varlıklar üzerinde bu Kanun kapsamında Sicile tescil edilmek suretiyle rehin tesis edilmez.
(4) Sicilin kuruluş ve işleyişi ile bu Sicille diğer kanunlar uyarınca tutulan taşınır sicillerinin verilerinin paylaşımına yönelik usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.
Rehin hakkının üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi
MADDE 9- (1) Rehin hakkı, rehin sözleşmesinin Sicile tescil edilmesiyle üçüncü kişilere karşı hüküm ifade eder.
(2) Diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinleri üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeye devam eder.
Derece sistemi
MADDE 10- (1) Rehnin sağladığı güvence, tescilde belirtilen rehin tutarı ve derecesi ile sınırlıdır. Rehin, sırada kendisinden önce gelecek olanın miktarının tescilde belirtilmesi kaydıyla ikinci veya daha sonraki derecede de kurulabilir. Bu halde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 871 ila 876 ncı maddelerinin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
(2) Rehin sözleşmesinde sonraki sırada yer alan rehinli alacaklılara boşalan dereceye geçme hakkı verilebilir. Rehin sözleşmesi dışında bir sözleşme ile bu hakkın tanınması hâlinde sözleşmenin geçerliliği, Sicile tescil edilmesine bağlıdır.
Öncelik hakkı
MADDE 11- (1) Aynı taşınır varlık üzerinde derece sırası belirtilmeksizin birden fazla rehin hakkı tesis edilmesi hâlinde alacaklıların öncelik hakkı, rehnin kurulma anına göre belirlenir. Derece belirtilmesi hâlinde ise derece sırası esas alınır.
(2) Sonraki sırada yer alan rehinli alacaklılara boşalan dereceye geçme hakkı verilmesi hâlinde ilk sırada yer alan rehin alacaklısı alacağını tamamen almadan bir sonraki rehin alacaklısına ödeme yapılmaz.
(3) Birleşen veya karışan varlıklar üzerindeki rehin hakları, varlığın birleşme ve karışmadan önceki durumuyla aynı önceliğe sahiptir. Birleşen veya karışan varlıklar aynı dereceye sahip olmaları durumunda tescil anı dikkate alınır.
(4) Getirisi üzerinde ayrıca bir rehin tesis edilmemiş ise varlığın getirisi üzerindeki öncelik hakkı, asıl rehinli varlığın öncelik sırasıyla aynıdır.
Rehin sözleşmesi taraflarının hak ve yükümlülükleri
MADDE 12- (1) Tarafların hak ve yükümlülükleri bu Kanuna aykırı olmamak şartıyla sözleşmede belirlenir.
(2) Zilyed, rehinli taşınırın değerini koruyacak gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Zilyed, rehinli taşınırın değerini düşüren davranışlarda bulunursa; alacaklı, hâkimden bu gibi davranışları yasaklamasını isteyebilir. Alacaklıya, gerekli önlemleri almak üzere hâkim tarafından yetki verilebileceği gibi; gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde alacaklı, böyle bir yetki verilmeden de gerekli önlemleri kendiliğinden alabilir.
(3) Hakları zarar görenler önlem için yapmış olduğu giderlerin tazminini zarara sebep olanlardan isteyebilir.
(4) Rehin alacaklısı, rehin veren ya da üçüncü bir kişinin zilyetliğinde bulunan rehne konu taşınır varlığı denetleme hakkına sahiptir.
(5) Rehin veren, rehin konusu taşınır varlıkların değerini rehin alacaklısı aleyhine azaltan tasarruflarından doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür.
(6) Rehin veren, rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicile tescil ettirmekle yükümlüdür.
Değer tespiti
MADDE 13- (1) Taraflar, rehin hakkının kurulması öncesinde rehne konu taşınırın değerinin tespiti amacıyla ikinci fıkrada belirtilen usulle değer tespiti yaptırabilir.
(2) Rehinli taşınır varlığın birleşmesi veya karışması durumunda ya da temerrüt sonrası hakların kullanımında, alacaklının başvurusu üzerine rehin verenin yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesince taşınırın değeri ekspertiz hizmeti sunan gerçek veya tüzel kişilere üç gün içerisinde tespit ettirilir. Bu değer tespitine itiraz edilmesi hâlinde, mahkemece üç gün içerisinde yeni bir değer tespiti yaptırılır. İtiraz üzerine ekspertiz hizmeti sunan gerçek veya tüzel kişiler üç gün içerisinde değer tespiti yapar. İtiraz üzerine yapılan değer tespiti kesindir. Bu tespitin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden değer tespiti istenemez. Değer tespitine ilişkin rapor rehin verene ve rehin alacaklılarına tebliğ edilir.
(3) Bu Kanun kapsamındaki rehinli işlemlerde uygulanacak ekspertiz hizmetlerine ilişkin tavan ücret ilgili kurumların görüşü alınarak Bakanlık tarafından belirlenir.
(4) Ekspertiz hizmeti sunan gerçek ve tüzel kişilerde aranacak nitelikler ile yetkilendirilecek bu kişilere ilişkin diğer hususlar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Temerrüt sonrası haklar
MADDE 14- (1) Bu Kanun kapsamındaki borçların süresinde ifa edilmemesi hâlinde alacaklı, aşağıdaki yollara başvurabilir:
a) Birinci derece alacaklı ise icra dairesinden 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca rehinli taşınırın mülkiyetinin devrini talep edebilir. Bu halde icra dairesi, bu devri Sicile bildirir. Rehinli taşınırın, Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca belirlenen değerinin, birinci derece alacaklının toplam alacağından fazla olması durumunda, aradaki fark miktarından, diğer derecelerdeki alacaklılara karşı, birinci derece alacaklı ile rehin veren müteselsilen sorumludur.
b) Alacağını, 5411 sayılı Kanun uyarınca faaliyet gösteren varlık yönetim şirketlerine devredebilir. Bu halde, varlık yönetim şirketleri, alacaklının rehin sırasına sahip olur. Öncelik hakkı bu Kanunun 11 inci maddesine göre belirlenir.
c) Zilyetliğin devrine konu olmayan varlıklarda kiralama ve lisans hakkını kullanabilir.
(2) Alacağın yukarıda belirtilen yollarla tahsil edilememesi hâlinde takip, genel hükümler çerçevesinde yapılır.
(3) Bu maddeye ilişkin diğer usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Alacağın son bulması
MADDE 15- (1) Rehin alacaklısı, alacağın son bulduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde, rehin kaydının Sicilden terkini için başvuruda bulunur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen rehin alacaklısı hakkında güvence altına alınan borç tutarının onda biri oranında idari para cezası Bakanlıkça uygulanır.
(2) Şarta bağlı yükümlülükler de dâhil olmak üzere, mevcut ve müstakbel güvenceli yükümlülüklerin ödeme ve diğer yöntemlerle ifa edilmesi hâlinde rehin hakkı rehin alacaklısının talebi üzerine Sicilden terkin edilir.
(3) Rehin alacaklısının, alacağın son bulmasını müteakip rehnin terkini için süresi içinde Sicile başvurmaması hâlinde, borcunu ödeyen ve bunu belgeleyen borçlu, rehnin terkinini Sicilden isteyebilir.
Müeyyideler
MADDE 16- (1) Rehin veren veya taşınırı rehin yüklü olarak devralan;
a) Rehinli varlığı bu Kanunun hilafına kullanması,
b) Borcu ödememesi hâlinde rehinli varlığın mülkiyetini devretmemesi,
c) Rehinli varlığı alacaklıya zarar vermek kastıyla tahrip veya imha etmesi,
ç) Rehinli taşınır varlığın devri ile alacağın devrini Sicile tescil ettirmemesi,
d) Sicili yanıltmaya yönelik fiillerde bulunması,
hâllerinde alacağını tamamen veya kısmen tahsil edemeyen rehin alacaklılarının şikayeti üzerine güvence altına alınan borç tutarının yarısını geçmemek üzere adli para cezası uygulanır.
(2) İlgili kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir taşınırı rehin almak suretiyle ödünç para verme işini devamlı yapan kişi, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 241 inci maddesine göre cezalandırılır.
Yürürlükten kaldırılan mevzuat
MADDE 17- (1) 21/7/1971 tarihli ve 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır.
Hüküm bulunmayan hâller
MADDE 18- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde, 4721 sayılı Kanununun taşınır rehnine ilişkin hükümleri uygulanır.
Muafiyetler
MADDE 19- (1) Rehin sözleşmesinin düzenlenmesi ile Sicilde tesis edilen işlemler vergi, resim, harç ve değerli kağıt bedelinden muaftır.
Geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanun, yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan dava ve takiplere uygulanmaz.
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ticari işletme veya esnaf işletmeleri üzerinde tesis edilen rehin haklarına ilişkin ilgili mevzuat hükümleri uygulanmaya devam eder.
Yürürlük
MADDE 20- (1) Bu Kanun 1/1/2017 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 21- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)