Limited şirketin vergi borcu dolayısıyla şirket ortağının
sahibi olduğu mesken üzerine konulan haciz işlemi üzerine şirket ortağı
tarafından bu haczin kaldırılması ile ilgili vergi mahkemesinde dava
açılmıştır. Açılan dava üzerine vergi mahkemesi tarafından verilen kararda
şirketin ortağı tarafından yapılan hisse devri gereğince 29/07/1998 tarihinden
önceki borç dolayısıyla şirket ortağının şirketin sermaye hisseleri oranında
şirketteki payına göre vergi borcundan sorumlu olacaklarına karar
verilmiştir.( İzmir 1. Vergi Mahkemesinin,
05/03/2009 gün ve E:2008/808-K:2009/308 sayılı kararı)
İncelenen olayda davacı şirket ortağının limited
şirketteki ortaklık payını 23/05/1997 tarihinde devretmesi sonucunda
şirketten ayrıldığı tarih olan 23/05/1997 tarihinde şirketten
ayrıldığı açık olduğundan 29/07/1998 döneminden önce olan borçlarda ortaklar
şirket borçlarının tamamından vazettikleri veya vazını taahhüt eyledikleri
sermaye miktarında doğrudan doğruya veya anılan kanun hükümleri gereğince
takibata tabi tutulmaları gerekmektedir.
29/07/1998 döneminden sonraki amme borçları için ise,
sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu ve anılan kanun hükümleri
gereğince takibe tutulmaları gerekmektedir. Bu nedenle, limited şirket
ortaklarının sorumlulukları konusunda aşağıda yer alan tarihlere göre hareket
edilmesi gerekmektedir.
29/07/1998 öncesi dönem:
Bu tarihten önceki amme borcu dolayısıyla limited şirket
ortakları, şirketteki sermaye payları oranına göre sorumlulukları
sınırlıdır. Örneğin, şirkette %10 payı bulunan bir ortağın şirket
sermayesinin de 100.000 TL olduğunu kabul edelim. Şirketin amme borcu
dolayısıyla %10 paylı bu ortağın sorumluluğu 10.000 TL kadar olacaktır.
29/07/1998 sonrası dönem:
Limited şirketlerde şirket ortaklarının 6183 sayılı yasaya
göre (Md.35) sorumlulukları sermaye hisseleri oranında doğrudan
doğruya sorumlu olacaklardır. Yukarıdaki örnekte yer alan ortağın sermayedeki
payı %10 ise bu durumda şirketin vergi dairesine toplam borcu 500.000 TL
ise ortağın sorumluluğu 50.000 TL ile sınırlı olacaktır.
Emsal bir karar ve özeti:
Yargıya yansıyan bir olayda, limited şirketteki
hisselerini 1997 yılında devreden ortağın sahip olduğu özel konutuna şirket
borcu dolayısıyla haciz konulmuştur. Daha sonra şirket ortağının konulan
hacizle ilgili açtığı dava aşağıda yer alan gerekçelerle kabul edilmiş ve
konulan haciz kaldırılmıştır.
“Bu durumda …………… Ltd. Şti.deki sermaye miktarı 2.50 YTL
olan davacının, 29/07/1998 tarihinden önceki dönem içinde kalan
uyuşmazlık konusu şirket borcundan vazettiği sermaye miktarında sorumlu ve takibata
tabi tutulması gerektiğinden, sermaye hissesi esas alınarak yapılan
takibat sonucunda yapılan hesaplama nedeniyle taşınmazı üzerine konan
haciz işleminde hukuki isabet bulunmadığından şirketin sermaye miktarı esas
alınarak borcun hesaplaması gerektiği şirketteki hisse oranı esas alınarak
yapılan haczin kaldırılması gerektiği yolundaki davacı başvurusunun
reddine, ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır…” şeklinde karar
verilmiştir.
YAPILAN ÖDEMELER VE BUNA GÖRE HACİZ KALDIRMA İŞLEMLERİ:
Son olarak, yürürlüğe giren 6736 sayılı Yeni Bazı
Alacakların Yapılandırılması hakkındaki Kanuna göre; 30.06.2016 tarihi itibari
ile gecikmiş ve ödenmemiş vergi borçların 31.10.2016 tarihine kadar
mükelleflerin müracaatlarına göre yapılandırılacaktır. Vergi ve SGK borcu
nedeni ile menkul veya gayrimenkuller üzerine konulan hacizler borç tümüyle
ödenmediği sürece hacizler kaldırılmaz. Ancak bölünebilir veya ayıklanabilir.
Menkul ve gayrimenkuller açısından yapılan ödemelerin toplam borca oranı
dahilinde hacizler kısım kısım kaldırılır.
Taşıt araçları üzerindeki yakalama hacizleri veya önceden
konulan e-hacizler yapılandırma planı kapsamında kaldırılır. Araçlar üzerindeki
haczin tümüyle kaldırılabilmesi için borcun tamamen ödenmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder