8 Ocak 2017 Pazar

BANKA KREDİSİ KULLANIRKEN SAĞLIK SORUNUNU SÖYLEMEYEN SİGORTADAN YARARLANAMAZ

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinden D...in eşi ve diğer davacıların babası müteveffa O...'nun ...Bankasından 10.000,00 TL kredi çektiğini ve banka tarafından hak ve alacaklarının kayba uğramaması için sigorta ettirildiğini, müteveffa O...'nun kredilerini düzenli öderken geçirdiği kalp krizi sonucu vefat ettiğini, davacıların bankaya başvurarak kredi borcunun sigorta şirketinden tahsilini talep ettiklerini, ancak davalı banka ve sigorta şirketinin müteveffanın rahatsızlığının gizlendiği gerekçesiyle muris adına olan kredi alacağını kapatmadıklarını, bu nedenlerle sigorta sözleşmesinin yürürlükte olduğunun ve müvekkillerinin murisinin bankaya borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

Davalı ...Bankası A.Ş. vekili, davacıların talebinin sigorta hukukundan kaynaklanması nedeniyle muhatabın ...Sigorta A.Ş. olduğunu bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kredi borçlusunun borcundan dolayı ödeme yapılmaması nedeniyle kendilerinin borçlu hakkında takibe geçmelerinin kaçınılmaz olduğunu, herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı sigorta şirketi vekili, davacılar murisi O...'nun müvekkil şirkete 25.11.2010 başlangıç tarihli 3 yıl süreli hayat sigortası yaptırdığını, sigortalının 14.05.2011 tarihinde vefat ettiğini, ölüm belgesinde ölüm sebebinin kalp krizi olarak belirtildiğini, yapılan araştırmada sigortalının sigortalanmadan önce 02.05.2008 tarihinde koroner arter tanısıyla tedavi gördüğünün belirlendiğini, bu rahatsızlığının sigortalanmadan önce beyan edilmesi gerekirken kasıtlı olarak beyan edilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin tazminat ödemeyi reddettiğini, zira TTK'nun 1290 maddesi gereği sigortalının kendi durumuyla ilgili beyan yükümlülüğü bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, TTK'nın 1435 ve 1439 Mad. hükümleri ile Hayat Sigortası Genel Şartlarının C.2.2. Mad. hükmüne göre sigorta yaptıran kişinin doğru beyan yükümlülüğünün bulunduğu, bunun yerine getirilmemesi halinde sigortacının sözleşmeden cayma hakkının olduğu, sigortalının daha önce varolan rahatsızlığı ile ölümüne sebep olan rahatsızlığının aynı olduğu,bu şekliyle sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü ihlal ettiği, sigorta şirketinin bu yükümlülüğün ihlal edildiğini riziko gerçekleştikten sonra öğrendiği için sigortalının ölümünden önce cayma hakkından söz edilemeyeceği,beyan edilen hastalık ile ölüm arasında illiyet bağının bulunması nedeniyle sözleşmenin cayma hakkı bulunan sigortacı yönünden hükümsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 4,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 17. Hukuk Dairesi
ESAS: 2016/1884
KARAR: 2016/4088

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder