ÖZET: Taraflar arsında imza inkarı olmayan 2 ayrı kira
sözleşmesi bulunması halinde, sözleşmelerde diğerinin feshedildiğine dair madde
yoksa, alacaklının dayandığı sözleşmeye göre karar verilmelidir. Uygulamada
çoğunlukla stopaj amaçlı düşük bedelli sözleşme yapılmakta, sonra
kiracı tarafından bu düşük bedelli sözleşmenin geçerli olduğu iddia
edilmektedir.
Dava kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan
itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,
hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde taraflar arasında 01.02.2013
başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin bulunduğunu, davalıların
kira bedellerini eksik ödediğini, aylık kira bedelinin sözleşmedeki artış ile
3.850 TL net olduğunu, davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, icra
takibine haksız itiraz ettiğini belirterek davalının itirazlarının iptali ve
icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili taraflar arasındaki geçerli sözleşmenin 01.02.2013
başlangıç tarihli ve aylık brüt 1.250 TL bedelli sözleşme olduğunu belirterek
davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece takibe dayanak olan 3500 TL bedelli kira sözleşmesine
göre kira ödemesi yapılmadığı, davacının sadece Şubat 2014 kira bedeli için
takip başlattığı, önceki aylar için talebi olmadığı dikkate alınarak tarafların
gerçek iradesinin 1.250 TL bedelli sözleşme olduğu gerekçesiyle davalı kiracı
hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık aynı taşınmaz için düzenlenmiş 01.02.2013
başlangıç tarihli, bir yıl süreli aylık kira bedeli 3.500 TL olan kira
sözleşmesi ile aynı tarihli kira bedeli aylık 1.250 TL olan sözleşmelerden
hangisine itibar edileceği noktasındadır. Her iki sözleşmedeki imzaların
taraflara ait olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda ilk
sözleşme ortadan kaldırılmadığına göre davacı sözleşmeye göre alacağını isteyebilir.
Mahkemece uyuşmazlığın davacının dayandığı 01/02/2013 başlangıç tarihli ve
3.500 TL bedelli kira sözleşmesi uyarınca çözümlenmesi gerekirken, yazılı
şekilde davalı kiracının ibraz ettiği aylık 1.250 TL bedelli sözleşmeye göre
alacak hesaplanarak hüküm kurulması doğru değildir.
Hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı temyiz itirazlarının kabulü
ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü
gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek
halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.12.2015
tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayfalar
- kanunlar
- güncel
- Şirketler
- anonim şti
- limidet şti
- BA/BS
- hisse devri
- tasfiye
- iflas/haciz
- çek
- kurumlar
- gelir vergisi-gerçek
- adi ortaklık
- Sirküler
- fatura
- vergi
- kdv
- ötv
- vuk
- ttk
- m.t.v
- inşaat
- serbest bölge
- özelge
- mesleki
- sgk
- SGK genelgeler
- bağkur
- emeklilik
- memur
- yabancı işçi
- işçi
- İŞKUR
- yurtdışı boçlanma
- gayrimenkul
- tebliğ
- Dernek/Vakıf
- kaçakçılık
- kat mülkiyeti
- Ticaret Odası
- Tacir
- GİB
- Teşvik-destek
- koskep
- AATUHK /6183
- Gümrük bakanlığı/ Dış Ticaret
- Bankalar
- Kefil-kefalet
- İhale
- kooparatif
- Ticari defter
- gider vergileri
- çalışma ve sosyal güvenlik
- ekonomi
- sanayi sicil
- Vergi Davaları Dilekçeler
- muhtasar
- uzlaştırma
- Arabuluculuk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder