Özet:01/07/2012
tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 133.maddesi
6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinden farklı bir düzenlemeye yer vermiştir. Bu
düzenlemeye göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa
düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede
bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve
paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine
işlenir. Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde
alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve
bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir. Yapılan bu değişiklik
sonucu, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel
alacaklısına, 6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinin aksine, ortağın ortaklık
payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanınmıştır.
6102 Sayılı TTK.nun 593/2.maddesinde getirilen bir diğer yenilikle limited şirketlerde, esas sermaye payının, ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanabilmesine imkan tanınmıştır. Madde gerekçesinde, esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılmasının, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamayacağı, 595 ve devamı hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş ve bu olanağın, limited şirket esas sermaye payını, anonim şirket payına dönüştürmeyeceği ve yaklaştırmayacağı, sadece ispatı ile gereğinde -limited şirkete ilişkin hükümler çerçevesinde- payın devrinde bazı kolaylıklar sağlayabileceği belirtilmiştir. O halde, limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkı devir ve temlik edilemez ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamaz. Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payı devralınmış olmaz. Esas sermaye payının devredilebilmesi 6102 Sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkündür.Buna göre pay senedinin teslimi ortaklık hakkının devrini sağlamadığından, pay senedinin haczedilmesi borçlunun, limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği sonucunu doğurmaz.
(T.C.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi Esas
No:2014/9590 Karar No:2014/11864 K.Tarihi:22.04.2014 )
Yukarıda
tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 07.05.2013
tarih, 7955/17423 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu
tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye
gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin
gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı
tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız takipte borçlu A.C.Y'ın 3. kişi
S.....Ltd.Şti.'deki payının haczi için ticaret sicil memurluğuna müzekkere
yazılmasına karar verilmesi üzerine, borçlu vekilinin icra müdürlüğü işleminin
iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin
kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
6762 Sayılı
TTK.nun 145.maddesine göre, limited şirketlerde ortaklardan
birinin kişisel alacaklısı, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu
şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar
payından ve şirket fesholunmuş ise tasfiye payından alabilir.
6762 Sayılı
TTK'nun 522 ve 523.maddelerinde limited şirketlerde cebri icraya ilişkin
koşullar düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler karşısında limited şirketlerde ortağın
şahsi borcundan dolayı, ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp,
sadece ortağın kar payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde, tasfiye
bakiyesine katılma hakkı haczedilebilir.
6762 Sayılı TTK'nun 522.maddesinde alacaklıya tanınan borçlu ortağın
limited şirketteki hissesini haciz hakkı, satış isteme hakkından yoksundur. Zira,
limited şirketlerde pay kural olarak bölünmez. Ancak, bunun
istisnası devir veya miras yolu ile intikalde mümkün olup, pay önce bölünür,
sonra devir veya intikal edilir. Ayrıca pay kavramı ortaklık hak ve
yükümlülüklerinin tamamını ifade eder.
01/07/2012
tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 133.maddesi
6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinden farklı bir düzenlemeye yer vermiştir. Bu
düzenlemeye göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa
düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede
bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve
paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine
işlenir. Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde
alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve
bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir. Yapılan bu değişiklik
sonucu, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel
alacaklısına, 6762 Sayılı TTK.nun 145.maddesinin aksine, ortağın ortaklık
payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanınmıştır.
Sözkonusu değişiklik madde gerekçesinde; “6762 Sayılı kanundaki
sermayesi paylara bölünmüş şirketlerle anonim şirketlere ve hisse senetlerine
özgülenmiş bulunan ikinci fıkra “sermaye şirketleri” ibaresi kullanılarak
limited şirketleri ve senede bağlanmamış payları da kapsayacak tarzda
genişletilmiştir. Haczedilecek ve paraya çevrilecek payın anonim, limited ve
paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması,
herhangi bir hüküm farkı yaratmaz” şeklinde açıklanmıştır.
Madde
gerekçesinin devamında da belirtildiği üzere, hükmün diğer bir yeniliği, haczin
ve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğinin açıklığa
kavuşturulmasıdır. 6102 sayılı TTK.nun 133/2.maddesi gereğince, limited
şirketlerde borçlu ortağın payı İcra İflas Kanununun taşınırlara ilişkin
hükümlerine göre haczedilecektir. Bu durumda, icra müdürlüğü, alacaklı
tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi
istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ
olunarak haczedilebileceği gibi icra memuru mahalline (şirket merkezine) bizzat
giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak
suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini
yapabilir.
Burada
üzerinde durulması gereken diğer bir husus da şudur:6102 Sayılı TTK.nun
593/2.maddesinde getirilen bir diğer yenilikle limited şirketlerde, esas sermaye
payının, ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanabilmesine
imkan tanınmıştır. Madde gerekçesinde, esas sermaye payını içeren nama
yazılı senet çıkarılmasının, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı
sağlamayacağı, 595 ve devamı hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş ve bu
olanağın, limited şirket esas sermaye payını, anonim şirket payına
dönüştürmeyeceği ve yaklaştırmayacağı, sadece ispatı ile gereğinde -limited
şirkete ilişkin hükümler çerçevesinde- payın devrinde bazı kolaylıklar
sağlayabileceği belirtilmiştir. O halde, limited şirketlerde pay
senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile
ortaklık hakkı devir ve temlik edilemez ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine
rehin ve haciz konulamaz. Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye
payı devralınmış olmaz. Esas sermaye payının devredilebilmesi 6102 Sayılı
TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkündür.Buna göre pay
senedinin teslimi ortaklık hakkının devrini sağlamadığından, pay senedinin
haczedilmesi borçlunun, limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği
sonucunu doğurmaz.
Yapılan bu
açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince;Alacaklı
tarafından 25.07.2012 tarihinde borçlunun 3. kişi S...Ltd.Şti.'deki hisselerinin
haczi için Ticaret Sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılması talep edilmiş,
ticaret sicil memurluğu haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini
bildirmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere haciz tarihi itibariyle
yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.nun 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited
şirketteki ortaklık payının haczi mümkün olup, icra müdürlüğü, alacaklı
tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi
istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ
olunarak haczedilebileceği gibi icra memuru mahalline (şirket merkezine) bizzat
giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak
suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabilir. Şirket
hisselerinin bu şekilde haczedilmesinden sonra ancak bildirimde bulunmak için
ticaret sicil memurluğuna müzekkere yazılabilir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar
verilmesi gerekirken limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı ortaklık
payının doğrudan haczi mümkün olmayıp sadece ortağın kar payı masraf ve avans
alacağı veya tasfiye halinde tasfiye bakiyesine katılma hakkının
haczedilebileceğinden bahisle şikayetin kabulüne kararı verilmesi isabetsiz ise
de sonuçta dava kabul edildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın
onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme
isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ
:Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 07.05.2013
tarih ve 2013/7955 E., 2013/17423 K. Sayılı bozma ilamının kaldırılmasına,
sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve
HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 22.04.2014 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder