ÖZET : Dava,
kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacının şirket
ortaklığından ayrılmasının kefaleti SONLANDIRMAYACAĞI, davacı
şirket ortağı olarak değil müşterek MÜTESELSİL kefil olarak
sözleşmeyi imzaladığından kefalet limiti dahilinde SORUMLULUĞU devam
edeceği ilişkindir...
DAVA :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı
nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı Zonguldak ... San ve Tic.
Ltd. Şti. arasında imzalanan 05.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine
75.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere müşterek borçlu ve müteselsil kefil
sıfatıyla müvekkilinin imza attığını, bu sözleşmeye istinaden kullanılan
kredilerin düzenli olarak ödendiğini, müvekkilinin kredi sözleşmesi yapıldığı
dönemde dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğunu, fakat 14.02.2012 tarihinde
ortaklıktan ayrılarak paylarını B. A.'na devrettiğini, davalı bankaya noterlik
vasıtasıyla gönderilen ihtarname ile ortaklıktan ayrıldığı tarih olan
14.02.2012 tarihi itibariyle kefaletten doğan borcun bulunup bulunmadığının
sorulduğunu, davalı bankanın 05.10.2011 tarihli genel kredi sözleşmesine
istinaden kullanılan çek kredisinde gecikmenin olduğunu ve söz konusu sözleşme
nedeniyle sorumluluğunun devam ettiğinin bildirildiğini, bu nedenle
müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra keşide edilen 19 adet çeke ilişkin
20.250,00 TL'yi ihtirazi kayıt koyarak davalı bankaya ödediğini, ortaklıktan
ayrıldığı tarihte söz konusu kredi sözleşmesi nedeni ile borcun bulunmadığını,
ortaklıktan ayrıldıktan sonra müvekkilinin kullanılan krediler nedeni ile
sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davalı bankaya ödenen 20.250,00 TL'nin iadesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hisselerini devrettiğini devir işleminden bir yıl sonra ihtarname ile bildirdiğini, genel kredi sözleşmesinin süresiz olması nedeniyle dava dışı firmanın daha sonra kullanmış olduğu kredilerin de bu sözleşmeye istinaden kullanıldığını, davacının ortaklık payını devretmesinin kefalet nedeniyle sorumluluğunu sona erdirmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının şirket ortaklığından ayrılmasının kefaleti sonlandırmayacağı, davacı şirket ortağı olarak değil müşterek müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığından kefalet limiti dahilinde sorumluluğu devam edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Davalı vekili, davacının hisselerini devrettiğini devir işleminden bir yıl sonra ihtarname ile bildirdiğini, genel kredi sözleşmesinin süresiz olması nedeniyle dava dışı firmanın daha sonra kullanmış olduğu kredilerin de bu sözleşmeye istinaden kullanıldığını, davacının ortaklık payını devretmesinin kefalet nedeniyle sorumluluğunu sona erdirmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının şirket ortaklığından ayrılmasının kefaleti sonlandırmayacağı, davacı şirket ortağı olarak değil müşterek müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığından kefalet limiti dahilinde sorumluluğu devam edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(T.C.YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.
2015/5676 KARAR NO. 2015/15082 KARAR TARİHİ. 18.11.2015)
YASAL
DAYANAK...
2.
Müteselsil kefalet
Kefil, müteselsil
kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına
girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini
paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada
gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde
olması gerekir.
Alacak,
teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin
paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya
çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından
belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi
hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder