Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı
yapılan yargılama sonunda; Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesince davanın
reddine dair verilen 19.09.2011 gün ve 2011/47 E.-2011/14 K. sayılı karar,
davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 04.07.2012 gün ve
2012/865 E.- 2012/11069 K. sayılı kararı ile;
(...Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı ile ticari alışverişi olmadığını, sahte sözleşme ve bu sözleşmeye dayanılarak hazırlanan faturalara istinaden takip yapıldığını, Azerbaycan gümrüğünden malların müvekkili adına sahte kaşe ve imzalar kullanılarak çekildiğini ancak ibraz edilen faturaların Takip konusu faturalardan farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirket tarafından aynı mahiyetteki mallar için iki farklı bedelli fatura kesildiği, 22.07.2004 tarihli sözleşmede malların bedelinin 11.600 USD olarak kararlaştırıldığı, davacının davalı adına düzenlediği faturaların kapalı fatura olması nedeniyle bedelin tahsil edildiğine ilişkin karine oluştuğu, aynı anda ifa kuralı gereği tarafların edimlerinin aynı anda ifası gerekli olup, bunun aksini iddia eden satıcının ispat yükü altında olduğu, davacının çift fatura tanzim ederek karışıklık yarattığı gerekçeleriyle davanın reddine, %40 tazminatın davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine hükmedilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu icra takibinin dayanağı olan 3 adet faturadan 14351 ve 14353 numaralı olanları kapalı fatura olup, kapalı fatura borcun ödendiğine karine teşkil eder. Bu nedenle kapalı faturaların ödenmediğinin, diğer bir deyişle karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekir.
Takibe dayanak 14352 numaralı fatura ise açık faturadır. Davalı yan anılan bu faturadaki malın kendisine teslim edilmediğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını savunmuş olduğundan, söz konusu açık faturadaki malın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, davacı yana malların davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin delilleri sorulup, dosya içerisindeki gümrük beyannameleri ve davacının bilirkişi raporuna yönelik yaptığı itirazlar da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya üç fatura içeriği mal satıp teslim ettiğini ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini ve girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, derdestlik ve yetki itirazlarında bulunarak; taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, sunulan sözleşmenin de sahte olduğunu bildirerek davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ile mahkûmiyetine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı faturaların kapalı fatura olduğu, bunun ödemeye karine teşkil ettiği ve aksini ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu; çift fatura kullanan ve defterlerine kapanış tasdiki yaptırmayan davacının hesaplarda karışıklık yarattığı ve iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Özel Daire tarafından yukarıda gösterilen gerekçe ile bozulmuş ve mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı faturaların kapalı fatura olup olmadığı ve bu çerçevede davacının malın teslim edildiği ve bedelin ödenmediğine ilişkin iddialarını ispatlayıp ispatlamadığı noktasında toplanmaktadır.
Satıcının, düzenlediği faturanın alt kısmına kaşe ve imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denir ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğini gösterir; bu aksi ispatlanabilen bir karinedir.
Davacı yanca Ankara 32.İcra Dairesi’nin 2009/16515 sayılı dosyasından 03.08.2004 gün ve 014351, 014352 ve 014353 numaralı faturalara dayalı olarak icra takibine girişilmiştir. Bunlardan 014351 numaralı faturanın 39.500,-USD tutarlı ve kapalı fatura olduğu tartışmasızdır. Kapatılmamış 014352 numaralı fatura toplamı 37.000,-USD olup, bu fatura tutarı 014353 numaralı faturaya “1. sayfa toplam” olarak nakledilmiş ve kapatılmış bu fatura içeriğine eklenerek oradaki dört kalem mal ile birlikte 43.000,-USD (KDV hariç) yekûne ulaşılmıştır.
Gelinen noktada, 014352 numaralı fatura tutarını da içeren 014353 numaralı fatura kapatılmış (akide edilmiş) olmakla, aslında her üç fatura içeriği tutarın tahsil edildiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında davacının takip konusu ettiği tutardan dolayı alacaklı olmadığına ilişkin yerel mahkeme kararı yerindedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
(...Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı ile ticari alışverişi olmadığını, sahte sözleşme ve bu sözleşmeye dayanılarak hazırlanan faturalara istinaden takip yapıldığını, Azerbaycan gümrüğünden malların müvekkili adına sahte kaşe ve imzalar kullanılarak çekildiğini ancak ibraz edilen faturaların Takip konusu faturalardan farklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirket tarafından aynı mahiyetteki mallar için iki farklı bedelli fatura kesildiği, 22.07.2004 tarihli sözleşmede malların bedelinin 11.600 USD olarak kararlaştırıldığı, davacının davalı adına düzenlediği faturaların kapalı fatura olması nedeniyle bedelin tahsil edildiğine ilişkin karine oluştuğu, aynı anda ifa kuralı gereği tarafların edimlerinin aynı anda ifası gerekli olup, bunun aksini iddia eden satıcının ispat yükü altında olduğu, davacının çift fatura tanzim ederek karışıklık yarattığı gerekçeleriyle davanın reddine, %40 tazminatın davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine hükmedilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu icra takibinin dayanağı olan 3 adet faturadan 14351 ve 14353 numaralı olanları kapalı fatura olup, kapalı fatura borcun ödendiğine karine teşkil eder. Bu nedenle kapalı faturaların ödenmediğinin, diğer bir deyişle karinenin aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekir.
Takibe dayanak 14352 numaralı fatura ise açık faturadır. Davalı yan anılan bu faturadaki malın kendisine teslim edilmediğini, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını savunmuş olduğundan, söz konusu açık faturadaki malın davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, davacı yana malların davalı tarafa teslim edildiğine ilişkin delilleri sorulup, dosya içerisindeki gümrük beyannameleri ve davacının bilirkişi raporuna yönelik yaptığı itirazlar da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya üç fatura içeriği mal satıp teslim ettiğini ancak davalının fatura bedellerini ödemediğini ve girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, derdestlik ve yetki itirazlarında bulunarak; taraflar arasında bir sözleşme ilişkisinin bulunmadığını, sunulan sözleşmenin de sahte olduğunu bildirerek davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ile mahkûmiyetine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının dayandığı faturaların kapalı fatura olduğu, bunun ödemeye karine teşkil ettiği ve aksini ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu; çift fatura kullanan ve defterlerine kapanış tasdiki yaptırmayan davacının hesaplarda karışıklık yarattığı ve iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Özel Daire tarafından yukarıda gösterilen gerekçe ile bozulmuş ve mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı faturaların kapalı fatura olup olmadığı ve bu çerçevede davacının malın teslim edildiği ve bedelin ödenmediğine ilişkin iddialarını ispatlayıp ispatlamadığı noktasında toplanmaktadır.
Satıcının, düzenlediği faturanın alt kısmına kaşe ve imza koymasına faturanın kapatılması (akide edilmesi) denir ve bu durum ticari bir örf ve adet kuralı olarak bedelin tahsil edildiğini gösterir; bu aksi ispatlanabilen bir karinedir.
Davacı yanca Ankara 32.İcra Dairesi’nin 2009/16515 sayılı dosyasından 03.08.2004 gün ve 014351, 014352 ve 014353 numaralı faturalara dayalı olarak icra takibine girişilmiştir. Bunlardan 014351 numaralı faturanın 39.500,-USD tutarlı ve kapalı fatura olduğu tartışmasızdır. Kapatılmamış 014352 numaralı fatura toplamı 37.000,-USD olup, bu fatura tutarı 014353 numaralı faturaya “1. sayfa toplam” olarak nakledilmiş ve kapatılmış bu fatura içeriğine eklenerek oradaki dört kalem mal ile birlikte 43.000,-USD (KDV hariç) yekûne ulaşılmıştır.
Gelinen noktada, 014352 numaralı fatura tutarını da içeren 014353 numaralı fatura kapatılmış (akide edilmiş) olmakla, aslında her üç fatura içeriği tutarın tahsil edildiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında davacının takip konusu ettiği tutardan dolayı alacaklı olmadığına ilişkin yerel mahkeme kararı yerindedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder