Davacı
04/07/2013 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, çalışmasına devam etmekteyken 04/02/2015
tarihinde iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, işyerinde
mekanik bakımcı olarak çalıştığını, ücreti dışında işyerinde yürürlükte olan
TİS ile belirlenen tüm sosyal haklardan yararlandığını, iş akdinin feshini
gerektirecek hiçbir hareketinin olmadığını, işe iadesine karar verilmesini,
yasal süre içerisinde işe müracaat etmesine rağmen işe başlatılmaması halinde 8
aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesi gerektiğinin tespitine yasal süre
içerisinde işe müracaat edilmesi halinde boşta geçen süreye dair 4 aylık ücret
ve sosyal hakkının ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini
istemiştir.
Davalı davacının iş yeri içerisinde umuma açık ortamda tuvalet
ihtiyacını giderdiğinin görülmesi üzerine savunması alınarak iş akdinin haklı
sebeple feshedildiğini, bu yerin umuma açık bir yer olup fabrikanın içi
olduğunu, iş yerinde birçok tuvaletin bulunduğunu davacının alınan
savunmasından sadece dökümhane tuvaletine gidildiği diğer bölümde bulunan ve
uzak olmayan tuvaletlerin denenmediğinin anlaşıldığı, olayın davacının
mesaisinin daha yeni başladığı bir saatte meydana geldiğini, davacının üyesi
bulunduğu Türk Metal Sendikası ile müvekkil şirketin üyesi bulunduğu MESS
arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesi (EK-7) Yasaklar ve Cezalar başlıklı 30.
maddenin 30. fıkrası işyerinde “ edep ve ahlak ile bağdaşmayacak hareketlerde
bulunmak, iş yerinin disiplin ve ahengini bozacak davranışlar göstermek”
şeklindeki davranış ve hareketlerin yaptırımı işten çıkarma olarak belirlendiğini
belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının davalı iş yerinde çalıştığı dönemde 26/01/2015
tarihinde saat 16:45 sıralarında davalı iş yerinin içerisinde bulunan ve keşif
sonrası alınan fen bilirkişisi raporunda fotoğrafları çekilen yere küçük
tuvaletini yaptığı gerekçesiyle savunması da alınmak suretiyle iş akdinin
feshedildiği, davacı tarafça çok sıkışması ve tuvaletlerin yetersizliği
sebebiyle belirtilen yere küçük tuvaletini yapmak zorunda kaldığının savunulduğu,
özellikle tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı
işyerinde tuvalet sıkıntısının bulunduğunun anlaşıldığı, zira davacı
tanıklarının bu hususu doğruladığı gibi davalı tanıklarından davalı şirketin
ticaret müdürünün olayın olduğu tarihten sonra erkeklerin tuvaletine birer
tuvalet ilave edildiğini, kadınlar tarafından tuvaletlerin yetersizliği
konusunda şikayetler geldiğini ancak erkekler tarafından şikayet gelmediğini
beyan ettiği, tuvaletlerin yetersizliği ve çalışma sırasında tuvalete gidilmesi
hususunda işçilerin problemlerinin bulunduğunun anlaşıldığı, memurların
kullandığı tuvaletler ile işçilerin kullandığı tuvaletlerin farklı olduğu,
davacının küçük tuvaletini yaptığı yerin herkesçe görülebilecek bir yer
olmadığı ve belirtilen yere zorunlu sebeplerle yapıldığının dosya kapsamından
anlaşıldığı, yakında boş tuvalet varken açık bir yere tuvaletin yapılmasının
hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kaldı ki tuvaletler yetersiz olsun veya
olmasın işçinin yapmış olduğu bu davranışından dolayı savunmasının alınmasından
sonra öncelikle ihtar edilmesi ve bir daha böyle bir olayın meydana gelmesi
durumunda işten çıkartılabileceği ve ya başka bir yaptırım uygulanacağının
ihtar edilmesi, bu suretle feshin en son çare olarak düşünülmesi gerektiği,
davalı tarafça feshin son çare olması ilkesine de aykırı hareket edildiği,
feshin yapılan davranışa karşı orantılı olmadığı ve haksız olduğu, işe iade
şartlarının belirtilen sebeplerle gerçekleştiği anlaşıldığından açılan davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı
konsun da uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir
davranışını şart koşar. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25.
maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan
haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde,
işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine
değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak,
hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve
bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği
ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel
olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene
fesih imkânı tanımaktadır.
Diğer taraftan ölçülülük ilkesi uyarınca, fesihte seçilen ve uygulanan
yöntemin, takip edilen amaçla mukayese edildiğinde açıkça orantısız olmaması
gerekir. Bir başka anlatımla müdahalenin ağırlığı ile onun haklı kılan
nedenlerin önemi ve ağırlığı arasında bir tartım yapılmalıdır.
Somut olayda davalı tarafından dosyaya davacının 26.01.2015
tarihinde işletme sahası içerisinde umuma açık yere küçük tuvaletini yaparken
görüldüğüne dair iş yerinde çalışan ... tarafından tutulan tutanağın sunulduğu,
bunun üzerine davacının bu olayla ilgili olarak 28.01.2015 tarihinde
savunmasının talep edildiği, davacının aynı tarihli savunmasında olay günü dökümhane
tuvaletine gittiğini, tuvaletin o anda dolu olduğunu, geri dönüp cüruf
sahasının yanındaki duvarın arkasına giderek ihtiyacını gidermek zorunda
kaldığını, buranın umuma açık bir yer olmadığını belirtmiş olup bu olayla
ilgili olarak 03.02.2015 tarihinde iş yerinde Disiplin Kurulu toplanmış ve
Toplu İş Sözleşmesi (EK-7) Yasaklar ve Cezalar başlıklı 36. maddenin 30.
fıkrasından düzenlenen iş yerinde “ edep ve ahlak ile bağdaşmayacak
hareketlerde bulunmak, iş yerinin disiplin ve ahengini bozacak davranışlar
göstermek” şeklindeki davranışı gereği 2 üyenin 2 günlük ücret cezası verilmesi
ve 2 üyenin de işten çıkarma cezası verilmesi yönünde oy kullanması üzerine
nihai kararın genel müdür tarafından verilmesine karar verildiği, sonrasında
davacının iş akdinin 04.02.2015 tarihinde İş Kanunun 25/2-b maddesi ve Toplu İş
Sözleşmesi (EK-7) Yasaklar ve Cezalar başlıklı 36. maddenin 30. Fıkrası gereği
feshedildiği davacıya bildirilmiştir.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları dökümhane bölümünde 3 adet tuvalet
olduğunu, tuvaletlerin yetersiz olduğunu, sadece davacının değil diğer
işçilerin de yoğunluk sebebiyle açık alana tuvaletlerini yaptıklarını
bildiklerini, olayın gerçekleştiği yerin umuma açık olmadığını beyan etmişler;
davalı tanıkları ise tuvaletlerin yeterli olduğunu, işyerinde birçok yerde
tuvalet bulunduğunu, olayın olduğu tarihten sonra tuvalet sayılarının
artırıldığını beyan etmişlerdir.
Mahkemece davalı iş yerinde keşif yapılmış, iş yerinde birçok
yerde tuvaletin bulunduğu tespit edilmiş ve davacının olay tarihinde feshe konu
eylemini gerçekleştirdiği yer tespit edilmiştir. Her ne kadar mahkemece
davacının küçük tuvaletini yaptığı yerin herkesçe görülebilecek bir yer
olmadığı ve belirtilen yere zorunlu sebeplerle yapıldığı kabul edilmişse de
davacının eyleminin iş yerinde başka yerde tuvaletler bulunduğu halde buralara
gidilmeden fabrikanın içinde bir alanda gerçekleştiği, iş yerinde onlarca işçi çalıştığı
hususu gözetildiğinde bu durumun kabul edilemez olduğu ancak davacının daha
önce benzer bir eylemi veya disiplinsiz davranışı olmadığı
değerlendirildiğinde, anılan eylemin fesih için geçerli neden teşkil
edeceği dikkate alınmadan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi
hatalıdır.
4857 Sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde
karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-)Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Karar tarihinde alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL
harcın mahsubu ile bakiye 4,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye gelir
kaydına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
davalının yaptığı 27,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya
ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre 1.800,00 TL avukatlık
ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-)Peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde davalıya iadesine, 01.11.2016
oy birliğiyle KESİN olarak karar verildi.
Sayfalar
- kanunlar
- güncel
- Şirketler
- anonim şti
- limidet şti
- BA/BS
- hisse devri
- tasfiye
- iflas/haciz
- çek
- kurumlar
- gelir vergisi-gerçek
- adi ortaklık
- Sirküler
- fatura
- vergi
- kdv
- ötv
- vuk
- ttk
- m.t.v
- inşaat
- serbest bölge
- özelge
- mesleki
- sgk
- SGK genelgeler
- bağkur
- emeklilik
- memur
- yabancı işçi
- işçi
- İŞKUR
- yurtdışı boçlanma
- gayrimenkul
- tebliğ
- Dernek/Vakıf
- kaçakçılık
- kat mülkiyeti
- Ticaret Odası
- Tacir
- GİB
- Teşvik-destek
- koskep
- AATUHK /6183
- Gümrük bakanlığı/ Dış Ticaret
- Bankalar
- Kefil-kefalet
- İhale
- kooparatif
- Ticari defter
- gider vergileri
- çalışma ve sosyal güvenlik
- ekonomi
- sanayi sicil
- Vergi Davaları Dilekçeler
- muhtasar
- uzlaştırma
- Arabuluculuk
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder