Karşılıksız çek düzenleme suçundan şüpheli İ... hakkında
yürütülen soruşturma evresi sonucunda; Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
verilen 27/09/2016 tarihli, 2016/65374 soruşturma ve 2016/38978 sayılı
kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulüne ilişkin Bursa
5. Sulh Ceza Hâkimliği' nin 03/11/2016tarihli ve 2016/3690 değişik iş sayılı
kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 05/01/2017 gün ve 13894 sayılı kanun
yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığının 16/01/2017 gün ve KYB; 2017-2638 sayılı ihbarnamesi ile
dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; Mercii tarafından 6728 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Cumhuriyet Başsavcılığına talepte” ibaresinin “icra mahkemesine şikâyette” şeklinde değiştirildiği, ancak bahse konu değişikliğin 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesi uyarınca 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe gireceği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de;
6728 sayılı Kanun’un 62.maddesiyle 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesine yukarıda belirtilen değişikliğin yanı sıra 10. fıkra eklenerek “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanunu'nun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklinde karekodlu çekler yönünden yeni bir düzenleme getirildiği, kanun koyucunun 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesindeki düzenleme ile işbu karekodlu çekler için öngörülen yeni düzenlemenin yürürlük tarihinin ertelenmesini amaçladığı zira;
6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değiştirilen 5941 sayılı Kanun’un 5.maddesinde “(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur…Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanunu'nun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenleme yapılarak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek eyleminin, adli para cezasını gerektirir bir suç olarak öngörüldüğü, aynı maddede bu suçtan dolayı açılan davaların İcra mahkemelerinde görüleceği ve 2004 sayılı Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin uygulanacağının açıkça hükme bağlandığı, 2004 sayılı Kanun’un 349. maddesinde “Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, [b]5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan İcra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;[/b]
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Bursa 5. Sulh Ceza Hâkimliği' nin 03/11/2016tarihli ve 2016/3690 değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 30/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; Mercii tarafından 6728 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Cumhuriyet Başsavcılığına talepte” ibaresinin “icra mahkemesine şikâyette” şeklinde değiştirildiği, ancak bahse konu değişikliğin 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesi uyarınca 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe gireceği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de;
6728 sayılı Kanun’un 62.maddesiyle 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesine yukarıda belirtilen değişikliğin yanı sıra 10. fıkra eklenerek “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanunu'nun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklinde karekodlu çekler yönünden yeni bir düzenleme getirildiği, kanun koyucunun 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesindeki düzenleme ile işbu karekodlu çekler için öngörülen yeni düzenlemenin yürürlük tarihinin ertelenmesini amaçladığı zira;
6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değiştirilen 5941 sayılı Kanun’un 5.maddesinde “(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur…Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanunu'nun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenleme yapılarak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek eyleminin, adli para cezasını gerektirir bir suç olarak öngörüldüğü, aynı maddede bu suçtan dolayı açılan davaların İcra mahkemelerinde görüleceği ve 2004 sayılı Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin uygulanacağının açıkça hükme bağlandığı, 2004 sayılı Kanun’un 349. maddesinde “Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, [b]5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan İcra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;[/b]
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Bursa 5. Sulh Ceza Hâkimliği' nin 03/11/2016tarihli ve 2016/3690 değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 30/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder