18 Ağustos 2017 Cuma

6736 KDV MATRAH ARTIMI İLAVE VERGİLERE KARŞI DAVA DİLEKÇESİ

6736 sayılı kanun KDV matrah artırımına ilişkin vergi idaresi tarafından re’sen tarh ve tahakkuk ettirilen  ilave vergilere karşı Açılacak dava dilekçesi 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR

ANKARA VERGİ MAHKEMESİ

SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

ANKARA


           
DAVACI
:


VERGİ KİMLİK NO
:

ADRESİ
:



DAVALI
:
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(………. Vergi Dairesi Müdürlüğü)

DAVANIN KONUSU
:
6736 Sayılı Kanun 5/3.a  Maddesi Kapsamında yapmış olduğumuz KDV Matrah Artırım Bildirimine ilişkin Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğünce Re’sen Düzeltme işlemi ile İlave Tarh ve Tahakkuk ettirilen KDV Matrah Artırımının İPTALİ ve YÜRÜTMENİN DURDURULMASI istemidir.
DAVA KONUSU TAHAKKUK FİŞİNİN TARİH VE SAYISI

:


TAHAKKUK FİŞİ TEBLİĞ TARİHİ
:


DAVA KONUSU TAHAKKUK FİŞNİN
NEVİ
DÖNEMİ
TUTARI

……….
01/2016-12/2016
………







I- MADDİ OLAY :

Şirketimiz 2012, 2013, 2014, 2015 dönemleri için 6736 Sayılı Kanun ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 5/3-a bölümünde düzenlenen hükümler kapsamında KDV Matrah Artırımı bildiriminde bulunmuş ve …………………………… tarih ve sıra nolu tahakkuk fişi ile …………. TL ödenecek KDV tahakkuk etmiştir. (EK-1) ………………Vergi Dairesi Müdürlüğü KDV artırımında bulunduğumuz yılların bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı için        “ 6736 Sayılı Kanun kapsamında Katma Değer ve Kurumlar vergisi kıyaslanarak beyan” yapılması gerektiği iddiası ile şirketimizin bu beyanını Re’sen Düzetmek suretiyle ………0,00 TL ilave KDV tarh, tahakkuk ettirmiştir (EK-2).
 Adımıza düzenlenen İlave KDV tarhı yasaya ve hukuka aykırı olup İPTALİ gerekmektedir.

II- SAVUNMAMIZ VE HUKUKİ DELİLERİMİZ:

6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 19 Ağustos 2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, Kanun’un 5 inci maddesinin (1) inci fıkrasında Gelir ve Kurumlar Vergisi, (2) inci fıkrasında Gelir (Stopaj) ve Kurum (Stopaj) vergisi, (3) üncü fıkrasında KDV matrah ve vergi artırımı düzenlenmiştir.

1)  6736 Sayılı Kanunun KDV matrah artırımı ile ilgili düzenlemesinde;

KDV matrah artırımı ilgili kanunun 5/3 üncü maddesinde düzenlenmiş ve alt bentlerinde aşağıdaki hükümlere yer verilmiştir.
          5/3-a bendinde,  Katma değer vergisi mükellefleri her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak beyan edileceği,
          5/3-b bendinde, bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili;
          5/3-b-1 alt bendinde, verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması halinde verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek bulunacak tutar üzerinden artırım yapılması gerektiği,
          5/3-b-2 alt bendinde, hiç beyanname verilmemiş  ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanacağı, bu durumda olanların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmalarının şart olduğu,
          5/3-b-3 alt bendinde, ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanacağı, Bununla birlikte (Şu kadar ki), ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacağı. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamayacağı, şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Yukarıdaki kanun maddeleri yorumlandığında; KDV artırımına ilişkin genel hüküm içeren 5/3-a maddesinde yıl içinde tüm dönemlerde KDV beyannamesini vermiş ve işlemlerin içerisinde istisna ve tecil-terkin uygulaması bulunmayan mükelleflerin verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak beyan edileceği ifade edilmiştir. Öte yandan 5/3-b-1 alt bentlerinde verilmesi gereken KDV beyannamelerinden en az üç döneme ait  beyannamenin verilmiş olması halinde, 5/3-b-2 alt bendinde hiç beyanname verilmemiş yada iki döneme  ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, 5/3-b-3 alt bendinde ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde katma değer vergi artırımının nasıl hesaplanacağına ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Kanun maddelerinin detayında 5/3-b-1 ve 5/3-b-3 alt bendinin varlığı hallerinde Kurumlar Vergisi matrah artırımında bulunmak ve artırılan matrah üzerinden hesaplanan %18 oranında katma değer vergisinden az olmamak üzere kıyaslama yapmak suretiyle yararlanacakları, 5/3-a ve 5/3-b-2 alt bentlerinin varlığı halinde kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması gerektiğine ilişkin şarta yer verilmemiştir.

Kanun maddelerinde Vergi Dairesinin ilave vergi tarhına dayanak olarak sunduğu KDV artırımında bulunduğumuz yılların bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı gerekçesini içeren hiçbir kanun hükmü bulunmamaktadır. Vergi dairesi 5/3-b-3 bendin de yer alan ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ifadesini bazı dönemlerde hesaplanan KDV bulunmaması durumlarında da bu hükme göre katma değer vergisi artırımında bulunulması gerektiği şeklinde hatalı yorumlamakta ve yersiz ilave vergi tarhı gerçekleştirmektedir.

2) 6736 Sayılı Kanunun  ve 6111 Sayılı Kanun İç Genelgelerinde;

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6736 sayılı Kanunun ile 6111 Sayılı Kanunu’nun KDV matrah artırımına ilişkin kanun düzenlemelerin tümü birebir aynı hükümleri içermektedir. Dava konusu olaya ilişkin 6736 Sayılı Kanun’un 5/3-a madde hükmü 6111 Sayılı Kanun’un 7/1 maddesinde, 6736 Sayılı Kanun’un 5/3-b-3 madde hükmü 6111 Sayılı Kanun’un 7/2-c maddesinde aynen yer almaktadır (EK-3).  Gelir İdaresi Başkanlığı katma değer vergisi artırımında bazı dönemlerde hesaplanan KDV bulunmaması durumlarında yapılması gerekenleri 2011/4 Seri No’lu 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesinin konuya ilişkin bölümü aşağıdaki gibidir.
“   2. İstisna veya Tecil-Terkin Kapsamındaki İşlemleri Dışındaki Nedenlerle Beyannamelerinde Hesaplanan Katma Değer Vergisi Bulunmayan Mükelleflerde Katma Değer Vergisi Artırımı
Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yılda işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin konusuna girmemesi gibi nedenlerle beyannamelerinde hesaplanan KDV bulunmaması söz konusu olabilmektedir.
İlgili yıl içindeki dönemlere ilişkin vermeleri gereken bütün beyannamelerini vermiş olan ve hiçbir dönemde bahse konu nedenlere bağlı olarak hesaplanan KDV çıkmayan mükelleflerin katma değer vergisi artırımı, 6111 sayılı Kanunun 7/2-c maddesine göre yapılacaktır. Buna göre, söz konusu mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunacak ve matrah artırım tutarının %18'ini katma değer vergisi artırımı olarak dikkate alacaklardır.
Mükelleflerin, artırımda bulunacakları yıl içindeki dönemlere ilişkin verdikleri beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergi bulunuyor, diğer kısmında bu bölümde belirtilen nedenlerle hesaplanan KDV yer almıyorsa katma değer vergisi artırımı, 6111 sayılı Kanunun 7/1 inci maddesine göre yapılacaktır. Buna göre, sözü edilen mükellefler, hesaplanan KDV bulunan beyannamelerinde yer alan hesaplanan KDV tutarlarını toplayacak, çıkan toplama ilgili yıl artırım oranını uygulamak suretiyle katma değer vergisi artırım tutarını hesaplayacaklardır. Bu şartları taşıyan mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma zorunlulukları bulunmamaktadır.” Şeklinde uygulama yapılacağı belirtilerek Kurumlar Vergisi matrah artırımı ve kıyaslama yapılmayacağını belirtmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı dava konusu aynı olaya ilişkin 6111 Sayılı Kanun’un uygulamasında beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergi bulunmaması durumunda Gelir/Kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma zorunluluklarının bulunmadığı  açıklanmış iken 08.06.2017 tarihli 6736 Sayılı Kanun 2017/2 Seri No’lu İç Genelgesinin konuya ilişkin bölümü tam tersi yönde açıklama yapılmıştır. İç genelgenin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir.

“(5) Mükellefler, ilgili yıl içindeki KDV beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerinin bazılarında hesaplanan KDV bulunmayabilir. Bu durum, mükelleflerin  işlemlerinin tamamının istisna kapsamındaki teslim ve hizmetlerden, ilgili dönemde işlemin bulunmamasından veya diğer nedenlerden kaynaklanabilir.
(6) 6736 sayılı Kanunun (5/3-b-3) maddesi kapsamında KDV artırım talebinde bulunan  mükelleflerin, KDV artırımında bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerinden bazılarına ilişkin KDV beyannamelerinde “Hesaplanan KDV” bulunmuyorsa, hesaplanan KDV bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanır ve bu toplama, ilgili yıl için 6736 sayılı Kanunun (5/3-a) maddesinde öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanır. Ayrıca, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutar KDV artırım tutarı ile kıyaslanır ve büyük olan tutar KDV artırımı olarak dikkate alınır.” Şeklinde uygulama yapılması gerektiği belirtilmiştir.

6111 sayılı kanunun 7/2. Maddesi ile 6736 sayılı Kanun’un 5/3 maddeleri aynı hükümleri içermekte iken Gelir İdaresi Başkanlığı bu iç genelgesi ile 6111 sayılı Kanun 2011/4 seri nolu iç genelgesinin tam tersinde bir ifade kullanmış ve keyfi bir uygulama başlatmıştır. Kaldı ki her dönem beyannamesini verdiği halde bazı dönemlerde “Hesaplanan KDV” bulunmayan mükelleflerin, ilk bir aylık dönemde matrah artırımında bulunmaları esnasında sistem; Gelir/Kurumlar matrah artırımı ile kıyaslamadan matrah artırımı beyanını kabul etmiş (6111 sayılı Kanun uygulamasında olduğu gibi) uygulamanın son döneminde sistemde yazılım güncellemesi yapılarak buna izin vermemiştir. Bizde KDV matrah artırımına ilişkin başvurumuzu ilk bir aylık dönem içerisinde gerçekleşmiştik. Matrah artırımı başvuru süresi 31 Kasım 2016 tarihinde (1 aylık süre uzatımı dahil) son bulduktan 7 ay sonra Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan 6736 Sayılı Kanun 2017/2 seri nolu iç genelgesi ile konuya ilişkin açıklamalarda bulunulmuş ve ilk bir aylık dönemde beyanda bulunan mükellefler hakkında ilave artırım tarh ve tahakkuk ettirilmek suretiyle işlem yapılmıştır.
Kanun hükmünde belirtilen  “ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması” ifadesin deki “diğer nedenlerle hesaplanan KDV bulunmaması” cümlesi genelgede “bazı dönemlerde hesaplanan KDV bulunmaması” şeklinde, İç genelgede de bir adım daha ileri taşınarak “ilgili dönemde işlemin bulunmamasından hesaplanan KDV bulunmaması” olarak yorumlanmıştır. Bu ifadelerin hiç birisi kanun maddesinde olmadığı gibi maddenin lafzından da bu ifadeler çıkarmak mümkün değildir.
Halbuki bu ifade “ilgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamının diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması” durumları için hükmolunmuştur. Bu ifade ile ilgili takvim yılı içindeki tüm işlemlerde diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi  bulunmamasın ifade edilmiş iken bu ifadenin “bazı dönemlerde hesaplanan katma değer vergisi  bulunmaması” veya “ilgili dönemde işlemin bulunmamasından hesaplanan KDV bulunmaması” kanun hükmünde bulunmadığı gibi kanun maddesinin lafzı ile uyuşmamaktadır.
Vergi İdaresi Kanun hükmünde bulunmayan bu açıklamaları dayanak belirterek yersiz ve haksız işlem gerçekleştirmiş ve resen tarh ve tahakkuk işlemi ile tarafımıza ……..0,00 TL ilave katma değer vergisi matrah artarımı hesaplanmıştır.

3) Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun 1 Seri No.lu Genel Tebliğin Katma Değer Vergisi  Artırımı ile ilgili açıklamasında;

Genel tebliğin  V/D-1 bölümünde,  “Artırıma İlişkin Yılda Verilmesi Gereken 1 No.lu KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermiş Olan Mükellefler” için gerekli şartlar alt bentler halinde sıralanmış, V/D-1-d bölümünde “ Beyannamelerin Tamamı Verilmekle Birlikte, Vergiye Tabi İşlemlerin Bulunmaması Halinde Artırım Tutarı” ile ilgili ”Mükelleflerce verilen KDV beyannamelerinde, vergiye tabi işlem bulunmaması nedeniyle hiç Hesaplanan Katma Değer Vergisi beyan edilmemesi durumunda, bu Tebliğin (V/D-3-a) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.” Şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Genel Tebliğin (V/D-3-a)   bölümünde, “1 No.lu KDV Beyannamelerinde, Hesaplanan KDV bulunmayan veya Hesaplanan KDV Beyanları Sadece Tescil-Terkin uygulaması Kapsamındaki teslimlere ilişkin Olanlar” başlığı altında aynen şu açıklamalara yer verilmiştir.     
a) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı;
– İstisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşan veya diğer nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile
– Tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşan mükellefler
ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.
Buna göre, ilgili yıl içinde en az üç dönemde 1 No.lu KDV beyannamesi veren ve hiçbir dönemde hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin artırım taleplerinde, bu Tebliğin bu bölümüne göre işlem yapılacaktır.
Bu mükelleflerin, KDV artırım talepleri nedeniyle ödeyecekleri vergi, gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.
b) 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b-3) bendinde, “…Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.”  hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre, mükelleflerin KDV artırımından yararlanmak istedikleri yıl içindeki bazı dönemlere ait beyannamelerinde, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimler dışındaki işlemleri dolayısıyla “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” yer alması durumunda, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18’i ile karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Artırım talebi nedeniyle ödenmesi gereken vergi, önce mükellefin beyanname verme durumuna göre bu Tebliğin (V/D-1) veya (V/D-2) bölümlerine, daha sonra bu bölüme göre hesaplanacaktır. Bu tutarlardan büyük olanı, artırım nedeniyle ödenmesi gereken vergi olarak kabul edilecektir.

Bu çerçevede, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunmaları zorunludur.” şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.

Tebliğde belirtilen “Bu çerçevede, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate alınacaktır.” Hükmünün de geçen “yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte beyannamelerin sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan” ifadesini içeren hiçbir kanun hükmü bulunmamaktadır. Tebliğ ile kanun maddesinde bulunmayan hüküm getirilmiştir.

4) Tarhiyat İşleminin Esası Hukuka Aykırıdır.

6736 Sayılı Kanun hükümlerinde yer almayan ancak 6736 Sayılı Kanun 1 Seri Nolu  Genel Tebliğ ile dava konu olaya ilişkin ilave edilen “sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan” ifadesi ve 2017/2 seri  nolu iç genelge ile “bazı dönemlerde hesaplanan katma değer vergisi  bulunmaması” hükümleri kanunda yer almamaktadır.  Kanun hükmünde bulunmayan bir uygulamanın Genel Tebliğ ve İç Genelge ile ilave edilmesi verginin kanunilik ilkesine aykırıdır.
          Ayrıca 6111 sayılı kanunun hükümleri ile 6739 sayılı kanunun katma değer vergisi matrah artırım hükümleri birebir aynı olmasına rağmen Gelir İdaresi Başkanlığı artırımda bulunulan yılların bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı hallere ilişkin 6111 Sayılı Kanun  2011/4 seri nolu iç genelgesinde,  “… gelir veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma zorunlulukları bulunmamaktadır.” Şeklinde uygulama gerçekleştirmiş iken 6739 Sayılı Kanun 2017/2 seri nolu içi genelgesinde “… gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutar KDV artırım tutarı ile kıyaslanır ve büyük olan tutar KDV artırımı olarak dikkate alınır.” Şeklinde tam tersi uygulama gerçekleştirmiştir. Bir mali yükümün teknik yönleriyle kanunda çerçevelenmiş olması gerekir. Bir başka ifade ile keyfilik ve takdirliliğe meydan verilmemesi gerekmektedir. Her iki uygulama arasında çok büyük vergi farkı doğmakta olup aynı zamanda ortaya çıkan fark verginin eşitlik ilkesine aykırı düşmektedir. Şöyle ki, şirketimiz elde etmiş olduğu hasılat ile aynı tutarda bir hasılatı ikinci bir mükellefin elde ettiği ancak hasılatın artarımda bulunulan yılın tüm aylarına pay edilmiş şekilde oluştuğu durumunda hesaplanacak KDV matrah artırım tutarı  0,0000 TL iken, şirketimizin artırımda bulunulan yıllar içinde birer ayda  hasılat elde etmemesinden dolayı hesaplanan KDV artırım tutarı 0,00000 TL olmaktadır. İki mükellef arasındaki matrah artırım farkı 000,00 TL olarak ortaya çıkmaktadır. İki mükellef arasındaki tek fark birisi her ay hasılat elde etmiş iken diğerinin bazı aylarda hasılatının bulunmamasıdır. Bu uygulama ile Anayasamızın vergilerin ödeme gücüne göre alınması ve eşit kazançtan eşit vergi alınması ilkesi ihlal edilmiştir.
          Gelir İdaresi Başkanlığı başvuruların ilk bir aylık döneminde 6111 Sayılı Kanun 2011/4 seri nolu iç genelge uygulaması kapsamında işlem kabul etmiş daha sonrada sistem de değişiklik yapmak suretiyle bu uygulama vazgeçmiş son dönemlerde 6739 Sayılı Kanun 2017/2 genelge uygulaması kapsamında işlem gerçekleştirmiştir. Başvuruların başlangıcında böyle bir uygulama başlatılmış olsa idi bu haliyle bir artırımda bulunmak istemeyebilirdik. Kanun hükmüne göre bu aşamada artırımdan vaz geçme tercihimizde bulunmamaktadır. 
Gelir İdaresi İlk bir ay içinde artırımda bulunan binlerce mükellefe re’sen düzeltme işlemi gerçekleştirerek ilave vergi tahakkuku gerçekleştirmiş bu durumdaki mükellefleri mağdur duruma düşürmüştür.
Daha önce yürürlüğü konulan 6111 Sayılı Kanun KDV matrah artırıma ilişkin hükümleri ile 6736 Sayılı Kanunun hükümleri birebir aynı olmasına rağmen başlatılan tam tersi bu uygulama Kanun hükmüne aykırıdır.

III- SONUÇ VE İSTEM   : Yukarıda yazılı nedenler ve Mahkemece re’sen tespit edilecek sair sebeplerle adımıza haksız ve yersiz olarak uygulanan ilave  VERGİNİN İPTALİNE, esas hakkında karar verilinceye kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederiz.  14.08.2017
                                                                                                 
                                                                                                               
                                                                                              ……………………..              
                                                                                              



EKLER                                              :
Ek-1 – İdarece re’sen tarh ve tahakkuk ettirilen tahakkuk fişi 
Ek-2 – Şirketimize ilk tarh ve tahakkuk ettirilen tahakkuk fişi
Ek-3 – 6739 Sayılı Kanun ilgili maddeleri
Ek-4 -  6111 Sayılı Kanun ile 6739 Sayılı Kanun karşılaştırmalı ilgili maddeleri
Ek-5- 6739 Sayılı Kanun 1 Seri Nolu Genel Tebliği
Ek-6- 6111 Sayılı Kanun 2011/4 seri no’lu iç genelgesi
Ek-7- 6739 Sayılı Kanun 2017/2 seri no’lu iç genelgesi
Ek-8- TÜRMOB’un dava konusu olaya ilişkin Gelir İdaresine verdiği değerlendirme yazısı,

Ek-9 –İmza sirküsü



HAZIRLAYAN:YMM Engin Ertürk 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder