6736 sayılı kanun KDV matrah artırımına ilişkin vergi idaresi tarafından re’sen tarh ve tahakkuk ettirilen ilave vergilere karşı Açılacak dava dilekçesi
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR
ANKARA VERGİ MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
DAVACI
|
:
|
|
VERGİ KİMLİK NO
|
:
|
|
ADRESİ
|
:
|
DAVALI
|
:
|
Ankara
Vergi Dairesi Başkanlığı
(……….
Vergi Dairesi Müdürlüğü)
|
DAVANIN KONUSU
|
:
|
6736
Sayılı Kanun 5/3.a Maddesi Kapsamında
yapmış olduğumuz KDV Matrah Artırım Bildirimine ilişkin Başkent Vergi Dairesi
Müdürlüğünce Re’sen Düzeltme işlemi ile İlave Tarh ve Tahakkuk ettirilen KDV
Matrah Artırımının İPTALİ ve YÜRÜTMENİN DURDURULMASI istemidir.
|
DAVA KONUSU TAHAKKUK FİŞİNİN TARİH VE
SAYISI
|
:
|
|
TAHAKKUK FİŞİ TEBLİĞ TARİHİ
|
:
|
DAVA KONUSU TAHAKKUK FİŞNİN
|
NEVİ
|
DÖNEMİ
|
TUTARI
|
……….
|
01/2016-12/2016
|
………
|
I-
MADDİ OLAY :
Şirketimiz
2012, 2013, 2014, 2015 dönemleri için 6736 Sayılı Kanun ile Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 5/3-a bölümünde düzenlenen hükümler
kapsamında KDV Matrah Artırımı bildiriminde bulunmuş ve …………………………… tarih ve
sıra nolu tahakkuk fişi ile …………. TL ödenecek KDV tahakkuk etmiştir. (EK-1) ………………Vergi
Dairesi Müdürlüğü KDV artırımında
bulunduğumuz yılların bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı
için “ 6736 Sayılı Kanun kapsamında Katma Değer ve
Kurumlar vergisi kıyaslanarak beyan” yapılması gerektiği iddiası ile
şirketimizin bu beyanını Re’sen Düzetmek suretiyle ………0,00 TL ilave KDV tarh, tahakkuk
ettirmiştir (EK-2).
Adımıza düzenlenen İlave KDV tarhı yasaya ve
hukuka aykırı olup İPTALİ gerekmektedir.
II-
SAVUNMAMIZ VE HUKUKİ DELİLERİMİZ:
6736
sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun 19 Ağustos
2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş
olup, Kanun’un 5 inci maddesinin (1) inci fıkrasında Gelir ve Kurumlar Vergisi,
(2) inci fıkrasında Gelir (Stopaj) ve Kurum (Stopaj) vergisi, (3) üncü
fıkrasında KDV matrah ve vergi artırımı düzenlenmiştir.
1) 6736 Sayılı Kanunun KDV matrah artırımı ile
ilgili düzenlemesinde;
KDV
matrah artırımı ilgili kanunun 5/3 üncü maddesinde düzenlenmiş ve alt
bentlerinde aşağıdaki hükümlere yer verilmiştir.
5/3-a
bendinde, Katma değer vergisi
mükellefleri her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık
toplamı üzerinden belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak
beyan edileceği,
5/3-b
bendinde, bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi
mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme
dönemleri ile ilgili;
5/3-b-1
alt bendinde, verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç
döneme ait beyannamenin verilmiş olması halinde verilmiş olan beyannamelerdeki
hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek
bulunacak tutar üzerinden artırım yapılması gerektiği,
5/3-b-2
alt bendinde, hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin
beyanname verilmiş olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi
matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18
oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan
yararlanacağı, bu durumda olanların tamamının gelir veya kurumlar vergisi
yönünden matrah artırımında bulunmalarının şart olduğu,
5/3-b-3
alt bendinde, ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin
tamamının istisnalar
kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması
ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması
hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer
vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanacağı, Bununla birlikte (Şu kadar ki), ilgili
takvim yılı içinde bu alt bentte
belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de
mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi
çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne
göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği
şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacağı.
Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah
artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamayacağı,
şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki kanun maddeleri
yorumlandığında; KDV artırımına ilişkin genel hüküm içeren 5/3-a maddesinde yıl
içinde tüm dönemlerde KDV beyannamesini vermiş ve işlemlerin içerisinde istisna
ve tecil-terkin uygulaması bulunmayan mükelleflerin verdikleri
beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden
belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak beyan edileceği ifade
edilmiştir. Öte yandan 5/3-b-1 alt bentlerinde verilmesi gereken KDV
beyannamelerinden en az üç döneme ait beyannamenin
verilmiş olması halinde, 5/3-b-2 alt bendinde hiç beyanname verilmemiş yada iki
döneme ilişkin beyanname verilmiş olması
halinde, 5/3-b-3 alt bendinde ilgili takvim
yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve
hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması
halinde katma değer vergi artırımının nasıl hesaplanacağına ilişkin hükümlere
yer verilmiştir. Kanun maddelerinin detayında 5/3-b-1 ve 5/3-b-3 alt bendinin
varlığı hallerinde Kurumlar Vergisi matrah artırımında bulunmak ve artırılan
matrah üzerinden hesaplanan %18 oranında katma değer vergisinden az olmamak
üzere kıyaslama yapmak suretiyle yararlanacakları, 5/3-a ve 5/3-b-2 alt bentlerinin
varlığı halinde kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulması gerektiğine
ilişkin şarta yer verilmemiştir.
Kanun
maddelerinde Vergi Dairesinin ilave vergi tarhına dayanak olarak sunduğu KDV artırımında bulunduğumuz yılların
bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı gerekçesini içeren hiçbir kanun
hükmü bulunmamaktadır. Vergi dairesi 5/3-b-3 bendin de yer alan ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve
hizmetlerden oluşması veya diğer
nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ifadesini bazı dönemlerde hesaplanan KDV bulunmaması
durumlarında da bu hükme göre katma değer vergisi artırımında bulunulması
gerektiği şeklinde hatalı yorumlamakta ve yersiz ilave vergi tarhı
gerçekleştirmektedir.
2) 6736 Sayılı Kanunun ve 6111 Sayılı Kanun İç Genelgelerinde;
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
Hakkında 6736 sayılı Kanunun ile 6111 Sayılı Kanunu’nun KDV matrah artırımına
ilişkin kanun düzenlemelerin tümü birebir aynı hükümleri içermektedir. Dava
konusu olaya ilişkin 6736 Sayılı Kanun’un 5/3-a madde hükmü 6111 Sayılı
Kanun’un 7/1 maddesinde, 6736 Sayılı Kanun’un 5/3-b-3 madde hükmü 6111 Sayılı
Kanun’un 7/2-c maddesinde aynen yer almaktadır (EK-3). Gelir İdaresi Başkanlığı katma değer vergisi
artırımında bazı dönemlerde hesaplanan
KDV bulunmaması durumlarında yapılması gerekenleri 2011/4 Seri No’lu 6111 Sayılı Kanun İç Genelgesinin konuya
ilişkin bölümü aşağıdaki gibidir.
“ 2. İstisna veya Tecil-Terkin Kapsamındaki
İşlemleri Dışındaki Nedenlerle Beyannamelerinde Hesaplanan Katma Değer Vergisi Bulunmayan Mükelleflerde Katma Değer Vergisi Artırımı
Mükelleflerin artırımda bulunmak
istedikleri yılda işlemlerinin bulunmaması veya işlemlerinin tamamının verginin
konusuna girmemesi gibi nedenlerle beyannamelerinde hesaplanan KDV bulunmaması
söz konusu olabilmektedir.
İlgili yıl içindeki dönemlere ilişkin
vermeleri gereken bütün beyannamelerini vermiş olan ve hiçbir dönemde bahse
konu nedenlere bağlı olarak hesaplanan KDV çıkmayan mükelleflerin katma değer
vergisi artırımı, 6111 sayılı Kanunun 7/2-c maddesine göre yapılacaktır. Buna
göre, söz konusu mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunacak ve matrah artırım tutarının %18'ini katma değer vergisi artırımı
olarak dikkate alacaklardır.
Mükelleflerin, artırımda bulunacakları yıl içindeki
dönemlere ilişkin verdikleri beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergi
bulunuyor, diğer kısmında bu bölümde belirtilen nedenlerle hesaplanan KDV yer
almıyorsa katma değer vergisi artırımı, 6111 sayılı Kanunun 7/1 inci
maddesine göre yapılacaktır. Buna göre, sözü edilen mükellefler, hesaplanan KDV
bulunan beyannamelerinde yer alan hesaplanan KDV tutarlarını toplayacak, çıkan
toplama ilgili yıl artırım oranını uygulamak suretiyle katma değer vergisi
artırım tutarını hesaplayacaklardır. Bu şartları taşıyan mükelleflerin gelir
veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma
zorunlulukları bulunmamaktadır.” Şeklinde
uygulama yapılacağı belirtilerek Kurumlar Vergisi matrah artırımı ve kıyaslama
yapılmayacağını belirtmiştir.
Gelir İdaresi Başkanlığı dava konusu aynı olaya ilişkin 6111
Sayılı Kanun’un uygulamasında beyannamelerin bir kısmında hesaplanan vergi
bulunmaması durumunda Gelir/Kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve
karşılaştırma yapma zorunluluklarının bulunmadığı açıklanmış iken 08.06.2017 tarihli 6736 Sayılı
Kanun 2017/2 Seri No’lu İç Genelgesinin konuya ilişkin bölümü tam tersi yönde
açıklama yapılmıştır. İç genelgenin ilgili bölümü aşağıdaki gibidir.
“(5) Mükellefler, ilgili yıl içindeki KDV beyannamelerinin
tamamını vermekle birlikte, beyannamelerinin
bazılarında hesaplanan KDV bulunmayabilir. Bu durum, mükelleflerin işlemlerinin tamamının istisna kapsamındaki
teslim ve hizmetlerden, ilgili
dönemde işlemin bulunmamasından veya diğer nedenlerden
kaynaklanabilir.
(6) 6736 sayılı Kanunun (5/3-b-3) maddesi kapsamında KDV artırım
talebinde bulunan mükelleflerin, KDV
artırımında bulunulan yıl içindeki vergilendirme dönemlerinden bazılarına ilişkin
KDV beyannamelerinde “Hesaplanan KDV” bulunmuyorsa, hesaplanan KDV bulunan beyannamelerindeki
hesaplanan vergiler toplanır ve bu toplama, ilgili yıl için 6736 sayılı Kanunun
(5/3-a) maddesinde öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı
hesaplanır. Ayrıca, mükelleflerin gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımına
%18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutar KDV artırım tutarı ile kıyaslanır
ve büyük olan tutar KDV artırımı olarak dikkate alınır.” Şeklinde uygulama
yapılması gerektiği belirtilmiştir.
6111 sayılı kanunun 7/2. Maddesi ile 6736 sayılı Kanun’un 5/3
maddeleri aynı hükümleri içermekte iken Gelir İdaresi Başkanlığı bu iç
genelgesi ile 6111 sayılı Kanun 2011/4 seri nolu iç genelgesinin tam tersinde
bir ifade kullanmış ve keyfi bir uygulama başlatmıştır. Kaldı ki her dönem
beyannamesini verdiği halde bazı dönemlerde “Hesaplanan KDV” bulunmayan
mükelleflerin, ilk bir aylık dönemde matrah artırımında bulunmaları esnasında
sistem; Gelir/Kurumlar matrah artırımı
ile kıyaslamadan matrah artırımı beyanını kabul etmiş (6111 sayılı Kanun
uygulamasında olduğu gibi) uygulamanın son döneminde sistemde yazılım güncellemesi
yapılarak buna izin vermemiştir. Bizde KDV matrah artırımına ilişkin
başvurumuzu ilk bir aylık dönem içerisinde gerçekleşmiştik. Matrah artırımı
başvuru süresi 31 Kasım 2016 tarihinde (1 aylık süre uzatımı dahil) son
bulduktan 7 ay sonra Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan 6736 Sayılı
Kanun 2017/2 seri nolu iç genelgesi ile konuya ilişkin açıklamalarda bulunulmuş
ve ilk bir aylık dönemde beyanda bulunan mükellefler hakkında ilave artırım
tarh ve tahakkuk ettirilmek suretiyle işlem yapılmıştır.
Kanun hükmünde belirtilen “ilgili
takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki
teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer
nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması” ifadesin
deki “diğer nedenlerle hesaplanan KDV bulunmaması” cümlesi genelgede “bazı dönemlerde hesaplanan KDV bulunmaması”
şeklinde, İç genelgede de bir adım daha ileri taşınarak “ilgili dönemde işlemin bulunmamasından
hesaplanan KDV bulunmaması” olarak yorumlanmıştır. Bu ifadelerin hiç birisi
kanun maddesinde olmadığı gibi maddenin lafzından da bu ifadeler çıkarmak
mümkün değildir.
Halbuki bu ifade “ilgili takvim yılı
içindeki işlemlerinin tamamının diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması”
durumları için hükmolunmuştur. Bu ifade ile ilgili takvim yılı içindeki tüm işlemlerde diğer nedenlerle hesaplanan
katma değer vergisi bulunmamasın
ifade edilmiş iken bu ifadenin “bazı
dönemlerde hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması” veya “ilgili
dönemde işlemin bulunmamasından hesaplanan KDV bulunmaması” kanun hükmünde
bulunmadığı gibi kanun maddesinin lafzı ile uyuşmamaktadır.
Vergi İdaresi Kanun hükmünde bulunmayan bu
açıklamaları dayanak belirterek yersiz ve haksız işlem gerçekleştirmiş ve resen
tarh ve tahakkuk işlemi ile tarafımıza ……..0,00 TL ilave katma değer vergisi
matrah artarımı hesaplanmıştır.
3) Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılmasına İlişkin 6736 sayılı Kanun 1 Seri No.lu Genel Tebliğin Katma
Değer Vergisi Artırımı ile ilgili
açıklamasında;
Genel
tebliğin V/D-1 bölümünde, “Artırıma İlişkin Yılda Verilmesi Gereken 1
No.lu KDV Beyannamelerinin Tamamını Vermiş Olan Mükellefler” için gerekli
şartlar alt bentler halinde sıralanmış, V/D-1-d bölümünde “ Beyannamelerin
Tamamı Verilmekle Birlikte, Vergiye
Tabi İşlemlerin Bulunmaması Halinde Artırım Tutarı” ile ilgili
”Mükelleflerce verilen KDV beyannamelerinde, vergiye tabi işlem bulunmaması
nedeniyle hiç Hesaplanan Katma Değer Vergisi beyan edilmemesi durumunda, bu Tebliğin
(V/D-3-a) bölümündeki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılacaktır.” Şeklinde
açıklamada bulunulmuştur.
Genel
Tebliğin (V/D-3-a) bölümünde, “1 No.lu
KDV Beyannamelerinde, Hesaplanan KDV bulunmayan veya Hesaplanan KDV Beyanları
Sadece Tescil-Terkin uygulaması Kapsamındaki teslimlere ilişkin Olanlar” başlığı
altında aynen şu açıklamalara yer verilmiştir.
a) İlgili
takvim yılı içindeki işlemlerinin tamamı;
– İstisnalar kapsamındaki teslim ve
hizmetlerden oluşan veya diğer
nedenlerle hesaplanan KDV beyanı bulunmayan mükellefler ile
– Tecil-terkin uygulaması kapsamındaki
teslimlerden oluşan mükellefler
ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunmuş olmaları şartıyla KDV artırımından faydalanabileceklerdir.
Buna göre, ilgili yıl içinde en az üç dönemde 1 No.lu KDV
beyannamesi veren ve hiçbir dönemde
hesaplanan vergisi çıkmayan veya sadece tecil-terkin uygulaması
kapsamındaki teslimleri nedeniyle hesaplanan vergi beyanı bulunan mükelleflerin
artırım taleplerinde, bu Tebliğin bu bölümüne göre işlem yapılacaktır.
Bu mükelleflerin, KDV artırım talepleri nedeniyle ödeyecekleri
vergi, gelir veya kurumlar vergisi bakımından artırılan matrahlara %18 oranı
uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.
b) 6736 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü
fıkrasının (b-3) bendinde, “…Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt
bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de
mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne
göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği
şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı
olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah
artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamaz.” hükmüne
yer verilmiştir.
Buna göre, mükelleflerin KDV artırımından yararlanmak
istedikleri yıl içindeki bazı dönemlere
ait beyannamelerinde, tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimler
dışındaki işlemleri dolayısıyla “Hesaplanan Katma Değer Vergisi” yer alması
durumunda, vergi artırımı nedeniyle ödemeleri gereken verginin tespiti için
gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulundukları tutarın %18’i ile
karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Artırım talebi nedeniyle ödenmesi
gereken vergi, önce mükellefin beyanname verme durumuna göre bu Tebliğin
(V/D-1) veya (V/D-2) bölümlerine, daha sonra bu bölüme göre hesaplanacaktır. Bu
tutarlardan büyük olanı, artırım nedeniyle ödenmesi gereken vergi olarak kabul
edilecektir.
Bu çerçevede, yıl
içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte, beyannamelerin sadece bir
veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan
mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde, hesaplanan vergi bulunan
beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve bu toplama, ilgili yıl
için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı hesaplanacaktır. Ancak
bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı
uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük olan tutar dikkate
alınacaktır. Bu kapsama giren mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi
matrah artırımında bulunmaları zorunludur.” şeklinde açıklamaya yer
verilmiştir.
Tebliğde belirtilen “Bu
çerçevede, yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte,
beyannamelerin sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer
dönemlerde bulunmayan mükelleflerin artırım talebinde bulunmaları hâlinde,
hesaplanan vergi bulunan beyannamelerindeki hesaplanan vergiler toplanacak ve
bu toplama, ilgili yıl için öngörülen artırım oranı uygulanarak artırım tutarı
hesaplanacaktır. Ancak bu tutar, mükellefin gelir/kurumlar vergisi matrah
artırımına %18 oranı uygulanmak suretiyle bulunan tutardan küçük olursa büyük
olan tutar dikkate alınacaktır.” Hükmünün de geçen “yıl içindeki beyannamelerinin tamamını vermekle birlikte beyannamelerin
sadece bir veya birkaçında hesaplanan vergisi bulunup diğer dönemlerde
bulunmayan” ifadesini içeren hiçbir kanun hükmü bulunmamaktadır. Tebliğ ile kanun maddesinde bulunmayan
hüküm getirilmiştir.
4) Tarhiyat
İşleminin Esası Hukuka Aykırıdır.
6736 Sayılı Kanun hükümlerinde yer almayan ancak 6736 Sayılı Kanun
1 Seri Nolu Genel Tebliğ ile dava konu
olaya ilişkin ilave edilen “sadece bir veya birkaçında hesaplanan
vergisi bulunup diğer dönemlerde bulunmayan” ifadesi ve 2017/2 seri nolu iç genelge ile “bazı dönemlerde
hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması” hükümleri
kanunda yer almamaktadır. Kanun hükmünde
bulunmayan bir uygulamanın Genel Tebliğ ve İç Genelge ile ilave edilmesi
verginin kanunilik ilkesine aykırıdır.
Ayrıca
6111 sayılı kanunun hükümleri ile 6739 sayılı kanunun katma değer vergisi
matrah artırım hükümleri birebir aynı olmasına rağmen Gelir İdaresi Başkanlığı artırımda bulunulan
yılların bazı dönemlerinde hesaplanan KDV bulunmadığı hallere ilişkin 6111 Sayılı Kanun 2011/4 seri nolu iç genelgesinde, “… gelir
veya kurumlar vergisi bakımından matrah artırma ve karşılaştırma yapma
zorunlulukları bulunmamaktadır.” Şeklinde uygulama gerçekleştirmiş iken
6739 Sayılı Kanun 2017/2 seri nolu içi genelgesinde “… gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımına %18 oranı uygulanmak
suretiyle bulunan tutar KDV artırım tutarı ile kıyaslanır ve büyük olan tutar
KDV artırımı olarak dikkate alınır.” Şeklinde tam tersi uygulama
gerçekleştirmiştir. Bir mali yükümün teknik yönleriyle
kanunda çerçevelenmiş olması gerekir. Bir başka ifade ile keyfilik ve
takdirliliğe meydan verilmemesi gerekmektedir. Her iki uygulama arasında çok
büyük vergi farkı doğmakta olup aynı zamanda ortaya çıkan fark verginin eşitlik
ilkesine aykırı düşmektedir. Şöyle ki, şirketimiz elde etmiş olduğu hasılat ile
aynı tutarda bir hasılatı ikinci bir mükellefin elde ettiği ancak hasılatın
artarımda bulunulan yılın tüm aylarına pay edilmiş şekilde oluştuğu durumunda
hesaplanacak KDV matrah artırım tutarı 0,0000 TL iken, şirketimizin artırımda
bulunulan yıllar içinde birer ayda hasılat
elde etmemesinden dolayı hesaplanan KDV artırım tutarı 0,00000 TL olmaktadır. İki mükellef
arasındaki matrah artırım farkı 000,00 TL olarak ortaya çıkmaktadır. İki mükellef arasındaki tek fark
birisi her ay hasılat elde etmiş iken diğerinin bazı aylarda hasılatının
bulunmamasıdır. Bu uygulama ile Anayasamızın vergilerin ödeme
gücüne göre alınması ve eşit kazançtan eşit vergi alınması ilkesi ihlal
edilmiştir.
Gelir İdaresi
Başkanlığı başvuruların ilk bir aylık döneminde 6111 Sayılı Kanun 2011/4 seri
nolu iç genelge uygulaması kapsamında işlem kabul etmiş daha sonrada sistem de
değişiklik yapmak suretiyle bu uygulama vazgeçmiş son dönemlerde 6739 Sayılı
Kanun 2017/2 genelge uygulaması kapsamında işlem gerçekleştirmiştir. Başvuruların
başlangıcında böyle bir uygulama başlatılmış olsa idi bu haliyle bir artırımda
bulunmak istemeyebilirdik. Kanun hükmüne göre bu aşamada artırımdan vaz geçme
tercihimizde bulunmamaktadır.
Gelir İdaresi İlk bir ay içinde artırımda bulunan binlerce
mükellefe re’sen düzeltme işlemi gerçekleştirerek ilave vergi tahakkuku
gerçekleştirmiş bu durumdaki mükellefleri mağdur duruma düşürmüştür.
Daha önce yürürlüğü konulan 6111 Sayılı Kanun KDV matrah
artırıma ilişkin hükümleri ile 6736 Sayılı Kanunun hükümleri birebir aynı
olmasına rağmen başlatılan tam tersi bu uygulama Kanun hükmüne aykırıdır.
III- SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda yazılı nedenler ve
Mahkemece re’sen tespit edilecek sair sebeplerle adımıza haksız ve yersiz olarak
uygulanan ilave VERGİNİN İPTALİNE, esas hakkında karar verilinceye kadar YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, yargılama
giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini
saygılarımla arz ve talep ederiz. 14.08.2017
……………………..
EKLER :
Ek-1 – İdarece re’sen
tarh ve tahakkuk ettirilen tahakkuk fişi
Ek-2 – Şirketimize ilk
tarh ve tahakkuk ettirilen tahakkuk fişi
Ek-3 – 6739 Sayılı Kanun ilgili maddeleri
Ek-4 - 6111 Sayılı Kanun ile 6739 Sayılı Kanun
karşılaştırmalı ilgili maddeleri
Ek-5- 6739 Sayılı Kanun 1
Seri Nolu Genel Tebliği
Ek-6- 6111 Sayılı Kanun
2011/4 seri no’lu iç genelgesi
Ek-7- 6739 Sayılı Kanun
2017/2 seri no’lu iç genelgesi
Ek-8- TÜRMOB’un dava
konusu olaya ilişkin Gelir İdaresine verdiği değerlendirme yazısı,
Ek-9 –İmza sirküsü
HAZIRLAYAN:YMM Engin Ertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder