Özet: Dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt
tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği
sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir
kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmadığından,
taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun
unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi
gerekmektedir.
Borçlunun ödeme şartını ihlâli suçundan sanık ...’ın, 2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi
ile cezalandırılmasına dair Ordu İcra Ceza Mahkemesinin 19/10/2016 tarihli ve
2016/317 esas, 2016/855 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin
Ordu 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/11/2016 tarihli ve 2016/147 değişik iş sayılı
kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 09/04/2017 gün ve
94660652-105-52-2190-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren
yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/04/2017 gün
ve KYB.2017/24003 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, icra kefili olan sanık tarafından
25/11/2015 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunulduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu’nun 584/1. maddesinde yeralan “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık
kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak
diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından
önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” şeklindeki
düzenlemeye nazaran, dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt
tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği
sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi nedeniyle geçerli bir
kefalet işlemi dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmadığından,
taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun
unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken
yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına
bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma
istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ordu 4. Asliye Ceza
Mahkemesinin 22/11/2016 tarihli ve 2016/147 değişik iş sayılı kararının CMK’nın
309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında ödeme şartını ihlal
eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, 01/06/2017 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder