Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, tanzim yerinin sonradan eklendiği dayanak senedin teminat senedi olduğu, teminata konu olayın yerine getirilip getirilmediğinin yargılamayı gerektirdiği kambiyo vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir (HGK’nun 14.03.2001 tarih, 2001/12-233 E., 2001/257 K. sayılı ve yine HGK’nun 20.06.2001 tarih, 2001/12-496 E. sayılı kararları).
Somut olayda, takip konusu senedin arka yüzünde, “Ev yapımı için verilmiştir. Dükkanı boşalttığım zaman ödenecektir.” ibarelerinin yazılarak keşideci tarafından imzalandığı ve bu hali ile takip yapan alacaklının senedi elinde bulundurduğu görülmektedir. Bu durumda, senet arkasında yer alan bu beyan ve kayıtlardan senedin teminat senedi olduğundan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirmektedir.
O halde, mahkemece, senetten doğan alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karardüzeltme yolu açık olmak üzere, 13/09/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.
(Yargıtay 12 Hukuk Dairesi E.no: 2016/18678 K.no: 2017/10641 K.T: 13/09/2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder