Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1)
Bu Yönetmelik, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48/A maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumuna
olan yükümlülüklerini süresinde yerine getirmiş ancak son bir yıl içinde
borçlarını ödeyememiş olan uyumlu prim borçlularının borçlarını taksitlendirerek
ödeyebilmelerine ilişkin işlemleri düzenlemek amacıyla hazırlanmıştır.
(2) Bu Yönetmelik, uyumlu prim borçlularının 31/5/2006 tarihli
ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci
maddesi kapsamındaki prim ve diğer borçlarının 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi
uyarınca tecil ve taksitlendirme işlemlerini kapsar.
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu
Yönetmelik, 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi, 5510 sayılı Kanunun 88 inci
maddesinin onaltıncı fıkrası ve son fıkrası ile 22/1/2018 tarihli
ve 2018/11284 sayılı ve 5/3/2018 tarihli ve 2018/11500 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararlarına dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1)
Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
a) Cari ay: Tecil ve taksitlendirmeye dâhil edilen son
ayı izleyen ayları,
b) Genel Müdür: Sigorta Primleri Genel Müdürünü,
c) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumunu,
ç) Tahsil dairesi: Kurumun tahsilatla görevli
ünitesini, icra servisini, icra memurlarını, memurlarını ve Kurum adına
vekâletname verilen gerçek ve tüzel kişileri,
d) Ünite: Kurumun tahsilatla görevli sosyal
güvenlik il müdürlüğü ile sosyal güvenlik merkezini,
e) Yİ-ÜFE aylık değişim oranı: Türkiye İstatistik
Kurumunun her ay için belirlediği yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık
değişim oranını,
ifade eder.
Uyumlu prim borçlularının belirlenmesi
MADDE 4 – (1) Ticari,
zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle yıllık gelir veya kurumlar vergisi
mükellefi olanlardan başvuru tarihi itibarıyla en az 3 yıldır prim ödeme
yükümlüsü olup başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıla ait aylık prim ve hizmet
belgelerini veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini süresinde vermiş
(Kanuni süresinde verilen belgelere ilişkin olarak kanuni süresinden sonra
düzeltme amacıyla verilen belgeler bu şartın ihlali sayılmaz.) ancak borç ödemede
hüsnüniyet sahibi olmalarına rağmen son 1 yıl içerisinde borçlarını ödeyememiş
olan borçlular, uyumlu prim borçlusu olarak kabul edilecektir.
(2) 12/5/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî
Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 34 üncü maddesi
kapsamında, özel nitelikteki inşaat işyerleri ile ihale konusu işyerleri hariç
olmak üzere, kapanma, terk veya tasfiye olmadığı hâlde, işyerinde en az iki yıl
süre ile sigortalı çalıştırılmadığı işverenler tarafından bildirilen veya
Kurumca tespit edilen işyerleri birinci fıkranın ihlali sayılmaz. Bu süreler,
başvuru tarihinden geriye doğru 3 yıllık süreye dâhildir.
(3) Borçlunun aynı ünitece takip edilen birden fazla
işyerinin olması durumunda başvuruda bulunulan ünitece takip edilen en az bir
işyerinin başvuru tarihinden geriye doğru en az 3 yıl önce Kurumda tescil
edilmiş olması gerekmektedir.
(4) Başvuru tarihinden geriye doğru prime ilişkin
belgelerin süresinde verilip verilmediğinin incelenmesinde ve borç ödemede
hüsnüniyet sahibi olup olmadığının değerlendirilmesinde borçlunun başvuruda
bulunduğu ünitedeki borçlu bulunsun bulunmasın tüm işyerleri dikkate alınır.
(5) 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile 48/A
maddesine göre tecil edilen veya özel kanunlara göre ödeme planına bağlanan
borcun bulunması 48/A maddesinden yararlanılmasına engel teşkil etmez.
Kapsama giren borçlar
MADDE 5 – (1) 1/1/2018 tarihinden
itibaren vadesi gelen sosyal sigorta primleri, işsizlik sigortası primleri ve
idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı 6183
sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında tecil ve taksitlendirilebilecektir.
Başvuru
MADDE 6 – (1) 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesinden yararlanmak isteyen borçluların bağlı bulundukları
sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine yazılı olarak
başvurmaları gerekir.
(2) Borçlunun bu kapsamda birden fazla sosyal güvenlik il
müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezi tarafından takip edilen borcunun bulunması
halinde yazılı başvurular işyerlerinin işlem gördüğü ünitelere ayrı ayrı yapılır.
(3) Beşinci madde kapsamına giren borç türlerinin tamamı
için tecil talebinde bulunulması gerekir.
(4) Asıl Kurum borçlusu (gerçek veya tüzel kişi) dışında
kalan kefiller, şirket ortakları, üst düzey yöneticiler ve kanuni temsilciler
gibi Kurum borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutarlar için 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesi hükmünden yararlanamayacaktır.
Niyabeten takipte taksitlendirme
işlemleri
MADDE 7 – (1) 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesinden yararlanmak isteyen borçluların bağlı bulundukları
sosyal güvenlik il müdürlüğüne/sosyal güvenlik merkezine yazılı olarak
başvurmaları gerektiğinden niyabeten taksitlendirme yapılmayacaktır.
Borçlunun çok zor durum hali, tecil ve
taksitlendirme süreleri ile tecil faiz oranlarının tespiti
MADDE 8 – (1) 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesi uyarınca yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde,
borçluların “çok zor durum” halinin tespitinde;
a) Bilanço esasına göre defter tutan yıllık gelir veya
kurumlar vergisi mükelleflerinin çok zor durum halinin tespitinde aşağıdaki
mali göstergeler kullanılır.
b) İşletme hesabı veya zirai işletme hesabı esasına göre
defter tutan, ticari kazancı basit usulde tespit edilen ve serbest meslek
kazanç defteri tutan mükelleflerin çok zor durum halinin tespitinde aşağıdaki
mali göstergeler kullanılır.
(2) Borçluların mali durumlarının değerlendirilmesi
sonucu;
a) Nakit oranının 0,1 veya 0,1’den küçük olması,
b) Likidite oranının 0,7 veya 0,7’den küçük olması,
c) Kaldıraç oranının 0,7 veya 0,7’den büyük olması
şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
(3) İkinci fıkradaki 3 şartı birlikte sağlayan
borçluların çok zor durumda oldukları kabul edilerek aşağıda belirtilen
likidite ve kaldıraç analizi tablolarına göre ayrı ayrı tespit edilen
dereceler toplanarak “Çok Zor Durum Derecesi” bulunur. Söz konusu 3 şartın
birlikte sağlanamaması halinde ise tecil ve taksitlendirme talepleri
reddedilir.
(4) Çok zor durum derecesine göre azami tecil süresi
ile 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre belirlenen tecil faizinin
(Yürürlükteki Tecil Faiz Oranı = TFO) belirli bir yüzdesi esas alınarak bulunan
faiz oranı “Tecil Süresi ve Faiz Oranı Belirleme Tablosu”ndan tespit edilir.
(5) Tecil süresi ve faiz oranı belirleme tablosuna
göre tespit edilen tecil süresi ve tecil faiz oranı uygulandıktan sonra aylık
eşit taksitler halinde ödenmesini sağlayacak şekilde söz konusu borçlar Kurumca
ödeme planına bağlanır.
(6) Dördüncü fıkrada belirtilen süreler azami tecil ve
taksitlendirme süreleri olup tecil ve taksitlendirmeye yetkili makamlarca daha
az süreli tecil ve taksitlendirme yapılabilir.
(7) Çok zor durum derecesi hesaplamalarında virgülden
sonraki iki rakam dikkate alınır ve herhangi bir yuvarlama işlemi yapılmaz.
Kurumun denetim yetkisi ve sorumluluk
MADDE 9 – (1) 8 inci
maddede belirtilen hesaplama yöntemine uygun olarak yapılacak mali tablo
analizinde, Kurumun denetim yetkisi saklı kalmak kaydıyla, 1/6/1989 tarihli
ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik
Kanununa göre yetki verilmiş serbest muhasebeci mali müşavirler ile yeminli
mali müşavirler tarafından işyeri kayıtlarının incelenmesi sonucu düzenlenen
raporlar esas alınır.
(2) Düzenlenen rapor neticesinde tecil ve
taksitlendirmeden yararlanmaması gerektiği halde yararlanılmış olması durumunda
borç ödenerek tecil ve taksitlendirme işlemi bitmiş olsa bile tecil ve
taksitlendirme işlemi iptal edilir. Kasten gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek
Kurum zararına sebebiyet verdiği anlaşılan meslek mensupları oluşan Kurum
zararından borçlu ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
(3) Çok zor durum derecesinin olması gerekenden yüksek
gösterildiği durumlarda ise tecil işleminin devam etmesi halinde ödeme planı
revize edilir ve yeni plana göre aradaki fark tutarın tebliğ tarihinden
itibaren bir ay içerisinde ödenmesi istenir. Tecil ve taksitlendirmeye konu
borcun ödenmesinden sonra bu hususun ortaya çıkması halinde ise aradaki farkın
tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenmesi istenir, aksi halde
geriye doğru iptal işlemi yapılır.
(4) Düzenledikleri rapor ile Kurum zararına sebebiyet
verdikleri veya henüz zarar doğmamış olsa bile Kurumu yanılttıkları tespit
edilen meslek mensuplarınca 5 yıl boyunca düzenlenen raporlar işleme konulmaz.
(5) Söz konusu meslek mensuplarının şirket hâlinde
çalışması durumunda, düzenlenecek raporlardan doğacak cezai ve mali sorumluluk,
raporu düzenleyen meslek mensubuna aittir.
(6) İşverenin veya alt işverenin defter ve belgelerini
düzenleyen meslek mensupları, aynı işveren ve alt işveren için veya
kendilerinin, boşanmış dahi olsa eşinin usul ve füruundan birinin
veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve ikinci dereceye kadar (bu
derece dâhil) kayın hısımlarının ya da bunların yönetici oldukları veya
yönetiminde görev alarak ortak oldukları işyerleri hakkında rapor düzenleyemez.
(7) Kurum zor durum halini incelemeye her zaman
yetkilidir.
Tecil ve taksitlendirme yetkisi ile kapsama
girecek işyerleri
MADDE 10 – (1) Borç
tutarlarına göre;
a) Sosyal güvenlik merkezlerince takip edilen ve
1.500.000 TL’ye kadar olan Kurum alacaklarının tecil ve taksitlendirilmesinde
sosyal güvenlik merkezlerinin müdürü,
b) 1.500.001-3.000.000 TL arası Kurum alacaklarının tecil
ve taksitlendirilmesinde sosyal güvenlik il müdürü,
c) Büyükşehir belediyesi bulunan illerdeki sosyal
güvenlik il müdürleri 1.500.001-4.000.000 TL arası Kurum alacaklarının tecil ve
taksitlendirilmesinde,
yetkilidir.
(2) Bünyesinde icra takip, haciz ve satış işlemlerinin
yürütüldüğü sosyal güvenlik merkezi kurulmayan sosyal güvenlik il
müdürlüklerinde; büyükşehir belediyesi olan iller için 4.000.000 TL’ye kadar,
diğer illerde ise 3.000.000 TL’ye kadar olan borçların tecil ve taksitlendirme
yetkisini il müdürleri kullanmaya devam eder.
(3) Büyükşehir belediyesi olan iller için 4.000.000
TL’yi, diğer iller için ise 3.000.000 TL’yi aşan tutarların tecil ve
taksitlendirme talepleri İcra Daire Başkanlığına gönderilmekle beraber söz
konusu borç tutarları;
a) 3.000.001-4.500.000 TL arasında ise İcra Daire
Başkanı,
b) 4.500.001-6.000.000 TL arasında ise Genel Müdür,
c) 6.000.001-7.500.000 TL arasında ise Kurum Başkanı,
ç) 7.500.001 TL ve üzerinde ise Kurum Yönetim Kurulu,
tarafından değerlendirilir.
(4) Söz konusu yetkilerin kullanılmasında
borçlunun, tahsilatla görevli o ünitece takip edilen tüm
işyerlerinden kaynaklanan borçları, borç türü bazında ayrı ayrı değerlendirilir.
Gecikme cezası ve gecikme zammı
MADDE 11 – (1) 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesi uyarınca yapılacak tecil ve taksitlendirme işlemlerinde,
tecil edilecek borç tutarına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı yerine
Türkiye İstatistik Kurumunun yayımladığı Yİ-ÜFE aylık değişim oranları basit
usulde uygulanacaktır.
(2) Yİ-ÜFE tutarı hesaplamalarında ilk aya ilişkin esas
alınacak Yİ-ÜFE aylık değişim oranı, alacağın vadesinin rastladığı ay için
açıklanmış olan oran esas alınacaktır. Tecil başvurusunun yapıldığı tarihte,
başvuru tarihinden önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranının
açıklanmamış olması halinde bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE aylık değişim oranı
esas alınacaktır.
(3) Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının eksi değer çıkması
durumunda bu oranlar da hesaplamada eksi değer olarak dikkate alınacaktır.
Hesaplamaya konu döneme ilişkin olarak Yİ-ÜFE aylık değişim oranlarının toplamı
eksi değer olduğu takdirde gecikme cezası ve zammı yerine alınması gereken
Yİ-ÜFE tutarı sıfır kabul edilecektir.
Teminat ve teminat aranmayacak durumlar
MADDE 12 – (1) Borçlunun
6183 sayılı Kanunun 48/A maddesine göre tecil ve taksitlendirmeye konu borç
toplamının işyeri ve borç türüne bakılmaksızın 500.000 (beşyüzbin) Türk
Lirasını (bu tutar dâhil) aşmaması şartıyla tecil edilecek borçlar için teminat
aranmaz.
(2) Tecil ve taksitlendirilecek Kurum alacaklarının
toplam tutarının 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirasını aşması durumunda,
gösterilmesi zorunlu olan teminat tutarı 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirasını aşan
kısmın %25’i kadardır. Ayrıca, alınacak teminat tutarının tespitinde, gecikme
cezası ve gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE tutarı dikkate alınacaktır.
(3) Teminat aranmaksızın yapılacak tecil ve taksitlendirmelere
ilişkin olarak belirlenen 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirası tutarındaki sınır,
tecil ve taksitlendirilen borçların toplamı esas alınarak uygulanacağından,
borçlunun tecil ve taksitlendirilen ve tecil şartlarına uygun olarak ödeme
yaptığı borçları için bu sınır dikkate alınmış ise yeni tecil ve taksitlendirme
taleplerinde daha önce tecil edilmiş borç tutarı ile talepte bulunulan borç
tutarının toplamı dikkate alınır.
(4) Kurum alacakları teminat aranmaksızın tecil ve
taksitlendirilmiş olmakla birlikte şartlara uygun ödeme yapılmaması nedeniyle
tecil ve taksitlendirme işlemi bozulmuş ve talep edilmesiyle birlikte en fazla
iki kez tecili geçerli sayılmışsa, borçlunun teminatsız tecil ve taksitlendirme
uygulamasından yararlandığı başka bir tecil ve taksitlendirilmiş borcu
bulunmadığı takdirde, 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirası tutarındaki teminatsız
tecil ve taksitlendirme uygulamasından tekrar yararlandırılır.
(5) Tecil ve taksitlendirilen borç toplamının 500.000 (beşyüzbin)
Türk Lirasından fazla olması ve tecil şartlarına uygun taksit ödemeleri devam
ettiği sürece borçlu tarafından başkaca borçları için yeni tecil ve
taksitlendirme talebinde bulunulduğunda, daha önce tecil edilmiş borçların
500.000 (beşyüzbin) Türk Lirasına kadar olan kısmı için teminat aranmamış
olması nedeniyle, tecil ve taksitlendirilmesi talep edilen borcun %25’i
oranında teminat gösterilmesi istenilir.
Teminat olarak gösterilen taşınır ve
taşınmazların değer tespitlerinin yapılması
MADDE 13 – (1) Tecil ve
taksitlendirme işlemlerinde teminat olarak taşınmaz gösterilmiş ise değer
tespitlerinde;
a) Kurum teknik elemanlarınca düzenlenen raporlar,
b) Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde
yetkilendirilmiş değerleme uzmanları veya değerleme şirketleri tarafından
düzenlenen raporlar,
c) Ticaret, Sanayi ve Deniz Ticaret Odaları ile Türk
Mühendis ve Mimar Odaları veya bunların bağlı olduğu birlik yönetimlerince
bilirkişilik, eksperlik ve hakemlik yapma yetkisi verilenler
tarafından düzenlenen raporlar,
ç) Bankalar ve sigorta şirketleri tarafından yaptırılan
değer tespitine ilişkin raporlar,
d) Hukuk mahkemelerince tayin edilmiş bilirkişilerce
düzenlenen raporlar,
esas alınır.
(2) Birinci fıkranın (a) ve (d) bentlerinde belirtilenler
hariç olmak üzere diğer bentlerinde sayılan raporlarda, rapor düzenleyen ekspertiz veya
bilirkişilerin, yetki veya ruhsat belgelerinin rapora eklenmesi zorunludur.
(3) Gösterilen teminat taşınır ise, öncelikle sosyal
güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezinde icra takip, haciz ve satış
veya icra haciz servislerinde görev yapan icra memurunca değer tespiti yapılır.
Taşınırın niteliğine göre bu servislerce ya da ünite amirince gerek görülmesi
halinde bilirkişilere değer tespiti yaptırılır veya ilgili meslek ve esnaf
odalarından görüş alınır ya da emsal malların piyasa araştırması yaptırılır.
(4) Kurum alacaklarına karşılık öncelikle, üzerinde başka
idareler ile gerçek veya tüzel kişilerin haciz, ipotek, rehin gibi
kısıtlayıcı takyidatları bulunmayan ve satış kabiliyeti olan mallar
teminat olarak alınır.
(5) Borçlunun dördüncü fıkrada belirtilen nitelikte takyidatsız mallarının
bulunmaması ve kendisi tarafından teminat olarak gösterilen mallar üzerinde
ipotek, rehin, haciz gibi takyidatların bulunması halinde, tecil ve
taksitlendirmeye konu alacağın güncel değeri ile birlikte diğer güncel takyidat değerleri
toplamının, malın tespit edilen değerini aşmaması halinde teminat olarak kabul
edilebilir.
Tecil ve taksitlendirmelerde şahsi kefaletin
kabul edilmesi
MADDE 14 – (1) Tecil ve
taksitlendirme talebinde bulunan borçluların tecil ve taksitlendirme talep
tarihine kadar Kurumca yapılmış olan mal varlığı araştırması sonucunda hacze
kabil bir malının bulunmadığı veya yapılan takipler sonucunda haczolunmuş mallarının
Kurum alacağının tamamını karşılar nitelikte olmadığının tespit edilmesi ve bu
borçluların 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesindeki teminatları da
sağlayamamaları durumunda Kurum alacağını karşılayacak tutarda mal varlığının
olduğu anlaşılan muteber bir üçüncü şahıstan noterden tasdikli şahsi kefalet senedi
alınmak suretiyle tecil ve taksitlendirme işlemi yapılabilir.
Taksit süreleri, tecil ve taksitlendirmenin
başlaması
MADDE 15 – (1) Taksitler
aylık dönemler hâlinde eşit olarak ödenir. Ancak borçlularca kademeli ödeme
planında ısrar edilmesi ve ünitece borçlunun taksitlerini eşit olarak
ödeyemeyecek durumda olduğuna kanaat getirilmesi halinde, en fazla ilk altı
taksit, eşit taksitlere bölünmüş ödeme planındaki taksit tutarının %50’sinden
az olmamak kaydıyla kademeli olarak tecil ve taksitlendirilebilir.
(2) Tecil ve taksitlendirme, tespit edilen taksit
sayısına göre hesaplanan ilk taksit tutarının tamamının ödendiği tarihte
başlar.
Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması
MADDE 16 – (1)
İkiden fazla aylık taksitin süresinde ve tam olarak ödenmemesi halinde tecil ve
taksitlendirme işlemi bozulur. Ancak ödenmeyen en fazla iki taksitin en geç son
taksit süresine kadar (bu tarih dâhil) tam olarak ödenmesi halinde tecil ve
taksitlendirme işlemi bozulmaz. Aylık taksit miktarının %10’unu geçmemek
kaydıyla 10 TL’ye kadar eksik ödemeler taksit ihlali sayılmaz.
(2) Bir takvim yılında ikiden fazla cari ay priminin
süresinde ve tam olarak ödenmemesi halinde tecil ve taksitlendirme işlemi
bozulur. Ödenmeyen en fazla iki cari ay priminin son taksit süresini geçmemek
kaydıyla izleyen takvim yılı sonuna kadar ödenmesi halinde tecil ve
taksitlendirme işlemi bozulmaz.
(3) Tecil şartlarına uyulmaması nedeniyle muaccel olan
Kurum alacağı, bozulma şartının oluştuğu (alacağın muaccel olduğu) tarihten
itibaren 30 gün içinde yazılı olarak talep edilmesi ve ödenmeyen taksitlerin
tecil faiziyle birlikte ve/veya cari ay primlerinin tamamının bu sürede
ödenmesi halinde tecil ve taksitlendirme işlemi geçerli sayılır. Aylık taksitin
ve/veya cari ay priminin ödenmemesi nedeniyle bozulan tecil ve taksitlendirme
işleminin geçerli sayılması hakkından en fazla iki kez yararlanılabilir.
(4) Tecil şartlarına uyulmaması nedeniyle tecil ve
taksitlendirme işlemi bozulması halinde tecil talep tarihinden itibaren 5 yıl
geçmedikçe 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesinden yararlanılamaz.
(5) Tecil şartlarına riayet edilmemesi, değerini kaybeden
teminatın veya mahcuz malların tamamlanmaması veya yerlerine başkalarının
gösterilmemesi hallerinde Kurum alacağı muaccel olur. Tecil edilen Kurum
alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen
tecil faizleri iade veya mahsup edilmez. Tecil edilen gecikme zammının Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanmış olması halinde gecikme zammı
hesabı 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesine göre yeniden hesaplanır. Tahsil
edilmiş bulunan tecil faizlerinin, tecile konu toplam borç içindeki gecikme
cezası ve gecikme zammına isabet eden bölümü Kuruma irat kaydedildikten sonra,
kalan tutar gecikme zammına mahsup edilir.
Ödemeler nispetinde hacizlerin kaldırılması,
teminatın iadesi ve teminat değişikliği
MADDE 17 – (1) Borçlunun
malları üzerine haciz tatbik edildikten sonra söz konusu borcun tecil ve
taksitlendirilmesi halinde, daha önce haczedilmiş malları, tecil ve
taksitlendirilen borçları için değerleri tutarınca teminat yerine geçer.
(2) Tecil ve taksitlendirme işleminden önce uygulanan ve
tecil ve taksitlendirmeye konu alacağın tamamını karşılayacak değerde olan
hacizler ile alınmış olan teminatlar üzerindeki hacizlerden bir kısmının borçlu
tarafından daha sonraki bir tarihte kaldırılmasının veya iadesinin istenilmesi
durumunda, talep tarihine kadar olan taksit tutarlarının ve cari ay primlerinin
ödenmiş ve daha önce alınmış olan teminatın bölünebilir nitelikte olması
durumunda ödenen miktarı aşmamak kaydıyla tecil ve taksitlendirilen borçtan
fazlaya ilişkin teminatlar üzerindeki hacizler kaldırılır veya iade edilir.
(3) Tecil ve taksitlendirme işleminden önce haczedilen
malların değeri tecil ve taksitlendirmeye konu borç tutarından az, zorunlu
teminat tutarından fazla ise tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak
ödenen taksitler sonucunda kalan borç tutarı, hacizli mal değerinin altına
inmediği sürece Kurum hacizleri kaldırılmaz.
(4) Tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak
yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı hacizli malın değerinin
altına inmesi durumunda, mahcuz malın bölünebilir nitelikte olması şartıyla
yapılan ödemeler nispetinde haciz kaldırılır.
(5) Tecil ve taksitlendirilen borç tutarı teminat
aranılmayacak sınırın (beşyüzbin TL) altında olsa dahi tecil ve
taksitlendirme işleminden önce borçlunun malları üzerine Kurum lehine haciz
işlemleri tatbik edilmiş ise, söz konusu hacizler mahcuz malın bölünebilir
nitelikte olması şartıyla yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır.
(6) Borcun tecil ve taksitlendirilmesinden önce
haczedilmiş malların değeri, tecil ve taksitlendirilen borç tutarından ve
zorunlu teminat tutarından az ise haczedilen malların değeri ile gösterilmesi
gereken zorunlu teminat tutarı arasındaki fark kadar teminat gösterilmesi
istenilir. Bu durumda yapılan tecil ve taksitlendirme işlemlerinde zorunlu
teminat tutarı belirlenirken 500.000 (beşyüzbin) Türk Lirası sınırı dikkate
alınır.
(7) 6183 sayılı Kanun uyarınca herhangi bir haciz
uygulaması olmadan tecil ve taksitlendirilen borçlar için alınan teminatlar;
tecil ve taksitlendirme şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda
kalan taksitli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda
yapılan ödemeler nispetinde (bölünebilir nitelikte olması şartıyla) iade
edilir.
(8) Tecil ve taksitlendirme talebi kabul edildikten sonra
borçlunun gösterdiği teminatlarda değişiklik talep edilmesi halinde, değişiklik
talep edilen tarihe kadar olan taksitler ile cari ay primlerinin ödenmiş olması
kaydıyla, borçlunun verdiği teminat, kısmen veya tamamen aynı değerde ve aynı
nitelikte veya paraya çevrilmesi daha kolay başka teminatlarla
değiştirilebilir.
Haczedilen malın satışına muvafakat
MADDE 18 – (1) Tecil
edilen Kurum alacağının 2.000.000 (ikimilyon) Türk Lirasını (bu tutar dâhil)
aşmaması, mahcuz malın 6183 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan mallardan olması ve 6183 sayılı Kanuna
göre belirlenmiş değerinin %50’sinden aşağı olmamak üzere satış bedelinin
%50’sinin Kuruma ödenmesi şartıyla mahcuz malın satışına izin verilir. Bu
takdirde, tecilli borç tutarı için hesaplanan zorunlu teminat tutarını
karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması şartıyla satılan mal
üzerindeki haciz kaldırılır.
(2) Tecil edilen Kurum alacağının 2.000.000 (ikimilyon)
Türk Lirasını aşması halinde ise birinci fıkra hükmü, değeri 2.000.000 (ikimilyon)
Türk Lirasına kadar olan mahcuz mallar için uygulanır. Bu takdirde, satışına
izin verilecek hacizli malların her birinin değerinin 2 milyon lirayı aşmaması
gerekmektedir.
(3) 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında borçları
tecil edilen borçlunun hacizli menkul veya gayrimenkul malları için satış izni
alması halinde, alacaklı ünitece borçluya “söz konusu malın satışına hacizler
baki kalmak şartıyla muvafakat edildiğine” yönelik bir yazı verilecek, bu
malların resmi sicile kayıtlı olması halinde ise, söz konusu şerhi içerecek bir
yazı ilgili sicile gönderilerek satışa muvafakat verildiği bildirilecektir.
(4) Borçlu tarafından, söz konusu malın maddede
belirtilen şartlara uygun olarak satılması sonucunda satış bedelinden üniteye
gerekli ödemelerin yapılması ve tecil talebi üzerine hesaplanan zorunlu teminat
tutarını karşılayacak mahcuz mal ve/veya teminat bulunması halinde satışa konu
mal üzerindeki hacizler kaldırılacaktır.
(5) Hacizli menkul veya gayrimenkul malların 6183 sayılı
Kanunun 48/A maddesinin onuncu fıkrasına göre satılmasına Kurumca izin
verilebilmesi için borçlunun, Kurumun diğer ünitelerine olan borç durumunun
dikkate alınması gerekir.
(6) 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında alacaklı
tüm ünitelere olan borçların tamamının tecil edildiği hallerde haciz tatbik
eden ünitelerin her birinin ayrı ayrı satış izni vermesi
gerekmektedir. Ancak, satış bedelinden ödenecek tutar bu ünitelerin
alacaklarına yetmediği takdirde satış bedelinden ödenen tutar ilk haczi koyan
ünite tarafından tahsil edilerek haczi bulunan tüm üniteler arasında ödenmesi
gereken tecilli alacak tutarı dikkate alınarak garameten taksim
edilecektir.
(7) 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi kapsamında borçlunun
tüm borçlarının tecil edilmediği hallerde ise tecil edilmeyen alacak
tutarlarına karşılık tatbik edilmiş hacizler, borcu karşılayacak değerde mal
bulunmadığı sürece kaldırılmayacak dolayısıyla satış izni verilemeyecektir.
Teminat dışındaki hacizlerin kaldırılması
MADDE 19 – (1) Tecil ve
taksitlendirme işlemi kesinleştikten sonra, teminat olarak gösterilen mallar
üzerine haciz konulmak kaydıyla, tecile yetkili makamlar kendilerine tanınan
yetkilerle sınırlı kalmak suretiyle borçlunun talebi halinde fazlaya ilişkin
hacizler kaldırılır.
(2) Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçlunun,
üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile banka mevduatlarının üzerine Kurum
lehine tatbik edilmiş hacizlere istinaden borçlunun üçüncü kişiler nezdinde
tahakkuk etmiş alacakları ile bloke edilmiş bir paranın ilk taksitin ödendiği
tarihten önce Kurum hesaplarına aktarılması halinde cari usullere göre, ilk
taksitin ödendiği tarihten sonra Kurum hesaplarına aktarılması halinde ise
taksitlere mahsup edilir.
Diğer hususlar
MADDE 20 – (1) Kuruma
borcu bulunmadığına ilişkin belge taleplerinde 6183 sayılı Kanunun 48/A maddesi
hükmü de dikkate alınacaktır.
Yürürlük
MADDE 21 – (1) Bu
Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 22 – (1) Bu
Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder