22 Nisan 2019 Pazartesi

LİMİTED ŞİRKET ORTAKLIĞININ DEVAM ETMESİ BAĞ-KUR KAPSAMINDA SİGORTALILIĞIN DEVAM ETMESİ İÇİN YETERLİ OLDUĞUNDAN SGDP’NİN KESİLMESİ GEREKTİĞİ


Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Eskişehir 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.07.2014 gün ve 2013/1326 E., 2014/393 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 23.06.2015 gün ve 2014/19330 E., 2015/14400 K. sayılı kararı ile;
“…Dava; davacıların sosyal güvenlik destek prim borcunun bulunmadığının tespiti ile, emeklilik maaşlarında yapılan kesinti işleminin iptali ile yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacılardan …’in 15/08/1998 tarihinden itibaren Emekli Sandığı’ndan yaşlılık aylığı almakta olduğu, davacı …’in ise 01/09/1998 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduğu, dava dışı … İletişim İnşaat Temizlik San. Tic. Ltd. Şti.’nin 17/01/2001-13/11/2013 tarihleri arasında ticaret siciline kayıtlı olduğu, davacıların şirket ortağı olarak 17/01/2001-13/11/2013 tarihleri arasında ticaret sicilinde kayıtlarının bulunduğu, davacılara ait şirket ortaklığından dolayı vergi mükellefiyet kaydının 17/01/2002-13/06/2005 tarihleri arasında bulunduğu, tarihinde kurulduğu, şirket vergi kaydının 18.07.2001-31.12.2007 tarihleri arasında olduğu, davalı Kurum tarafından her iki davacının şirket ortaklığından dolayı 28/01/2004 tarihinde sosyal güvenlik destek prim tescil kaydının gerçekleştirildiği, 28/01/2004- 31/05/2013 tarihleri arası SGDP prim borcunun çıkartıldığı ve buna göre davacıların maaşından SGDP kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını 5510 sayılı yasanın 9/b-3.bendi oluşturmaktadır.Madde hükmünde “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların; …iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına karar verildiği tarihten itibaren sona erer.” denilmektedir.
Somut olayda, şirket ortağı olan davacıların Bağ-Kur sigortalılığı 5510 sayılı Yasa’nın 9/b-3.bendi uyarınca şirketin ticaret sicilinde kaydının devam ettiği 13/11/2013 tarihinde sona ereceğinden yapılan Kurum işlemi yerinde olup Mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, Kurum tarafından davacıların emekli aylığı üzerinde yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili müvekkillerinin davalı Kurumdan yaşlılık aylığı aldığını ve … İletişim İnşaat Temizlik Ticaret Limited Şirketinin ortakları olduğunu, ancak bir süre sonra şirketin aktif olarak faaliyet göstermediğini ve 13.06.2005 tarihinde vergi kaydının silindiğini, Kurumun 1479 sayılı Kanunun Ek 20’nci maddesine dayanarak her iki müvekkilinin de emekli aylığından kesinti yapmaya başladığını, kesintinin gerekçesi olarak şirket kaydının sona erdiğine dair ticaret sicil memurluğundan belge getirilmemesini öne sürdüğünü, ayrıca şirketin 29.01.2008 tarihinde ticaret sicil kaydının resen terk edildiğini, vergi kaydı sonlanan bir şirketin faal olamayacağını ileri sürerek müvekkillerinin emekli aylıkları üzerinde yapılan sosyal güvenlik destek priminin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, her iki davacının beraber olarak açtığı davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, işin esasın girilecek olursa davacıların … İletişim İnşaat Temizlik Ticaret Limited Şirketi ortaklığının 17.01.2002 tarihinde başladığının ve 13.11.2013 tarihine kadar devam ettiğinin tespit edilmesi üzerine 1479 sayılı Kanunun Ek 20’nci maddesinde yapılan değişiklik ile limited şirket ortaklarından da sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılacağı belirtilmiş olduğundan davacıların şirket ortaklığına binaen 28.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere maaşlarında kesinti yapılmaya başlandığını, Kurum işleminin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacıların şirket ortaklıklarının 13.11.2013 tarihine kadar devam ettiği, şirketin ticaret sicil kaydı devam etse bile vergi kaydının silindiği 13.06.2005 tarihi göz önüne alındığında maaşı üzerinde vergi kaydının sona erdiği tarih itibariyle sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme hükmü, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, davacıların emekli aylığı üzerinde yapılan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesintilerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin yasal mevzuatın belirlenmesi ve incelenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, her uyuşmazlığın yürürlükte bulunduğu mevzuat hükümlerine göre çözülmesi gerektiği kuralı gereğince Mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’nun 24’üncü maddesinin incelenmesi gerekir. Söz konusu madde;
“Kanunun amacı, sigortalı sayılanlar ve sayılmayanlar:
Madde 24 – (Değişik: 14/3/1985 – 3165/6 md.)
Aşağıda sayılan sigortalılar hakkında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde bu Kanunda yazılı şartlarla sosyal sigorta yardımları sağlanır.
I – Sigortalı sayılanlar:
Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a) (Değişik : 24/8/2000 -KHK- 619/13 md.; İptal: Ana.Mah.nin 26/10/2000 tarih ve E.:2000/61, K.:2000/34 sayılı Kararı ile; Değişik:24/7/2003-4956/14 md.) Esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
b) Kollektif şirketlerin ortakları,
c) Adi Komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları,
d) Limited şirketlerin ortakları,
e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,
f) Donatma iştirakleri ortakları,
g) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları,
Bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.
II – Sigortalı sayılmayanlar:
Bu Kanunun uygulanmasında;
a) 18 yaşını doldurmamış olanlar,
b) (Mülga : 24/8/2000 -KHK- 619/13 md.; Mülga: 24/7/2003-4956/14 md.)
c) Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek ödeyenlerle bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimi tam işgöremezlik geliri almakta olanlar, aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (Dul ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar Kurumundan geçici veya sürekli kısmi işgöremezlik geliri alanlar hariç),
d) Tarım işi yapanlar (Tarım sanatlarına ait işleri yapanlar hariç),
Sigortalı sayılmazlar.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Görüleceği üzere 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinde açık bir şekilde limited şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusunu teşkil eden sosyal güvenlik destek primi (SGDP) yaşlılık aylığı kesilmeksizin yeniden çalışmaya başlayabilmek için ödenmesi gereken primdir.
Mülga 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunla eklenen ve 08.09.1999 tarihi itibarîyle yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlığını taşıyan Ek 20’nci maddesi:
“…Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24 üncü maddenin (l) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.
Birinci fıkra hükmüne göre aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi gerekenlerden, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar çalışmaya başlayanlar ise çalışmaya başladıkları tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlardan sosyal güvenlik destek primi, gecikmeli bildirimde bulunulan veya Kurumca tespit edilen tarihe kadar 53’üncü maddeye göre hesaplanacak gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Birikmiş sosyal güvenlik destek primi ve gecikme zamlarının ödenmemesi hâlinde aylıklardan yapılacak kesintiler aylık tutarının % 25’ini geçemez.
(Ek üçüncü fıkra: 24/7/2003-4956/44 md.) (Değişik birinci cümle: 22/1/2004-5073/15 md.) Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24’üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50’inci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10’u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ise mükellefiyetin başladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren üç ay içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53’üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir.
Sosyal güvenlik destek primi ödenmiş süreler, bu Kanuna göre sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez, ödenen primler 39’uncu madde hükmüne göre toptan ödeme olarak iade edilmez ve bu sürelerle ilgili olarak 24.5.1983 tarihli ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz…”
şeklinde düzenlenmiştir.
Anılan maddenin üçüncü fıkrası, Emekli Sandığı ya da Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olan ya da bu kurumlardan yaşlılık veya malullük aylığı alan kişilerin, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24’üncü maddesinin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlamaları, diğer bir ifadeyle, bağımsız olarak, kendi ad ve hesaplarına bir ticari faaliyet ya da serbest meslek faaliyetinde bulunmaları hâlinde Bağ-Kur’a belirli bir oranda sosyal güvenlik destek primi ödemelerine ilişkindir.
Görüldüğü üzere 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önceki dönemde, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi olanlara yaşlılık aylığı bağlanmış olup da, daha sonra 1479 sayılı Kanun kapsamında örneğin, gelir vergisi mükellefi olarak çalışmaya başlayanlardan veya limited şirket ortaklığı bulunanlardan da sosyal güvenlik destek primi kesilmektedir.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun Geçici 14’üncü maddesinde:
“…Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malullüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;
a) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80’inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde 30 oranının dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.
b) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından alınacak belgelerle doğrulamak kaydıyla faaliyette bulunulmadığına ilişkin süreler hariç olmak üzere, çalışılan süreleri için, sosyal güvenlik destek primi oranı olarak bu Kanunun 30’uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde belirtilen hükümler uygulanır. Bu oran, bu maddenin yürürlüğe girdiği yılda % 12 olarak, takip eden her yılın Ocak ayında bir puan artırılarak uygulanır. Ancak bu oran % 15’i geçemez…”
hükmü yer almaktadır.
Ancak 5510 sayılı Kanun’un Geçici 14’üncü maddesinde 29.01.2016 tarihinde yapılan değişikle (b) bendi yürürlükten kaldırılarak, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malullüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında; bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar hariç olmak üzere sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;
a) Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80’inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81’inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde 30 oranının dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.
b) (Mülga: 29/1/2016-6663/31 md.)” şeklinde tekrar düzenlenmiştir.
6663 sayılı Kanunun 31’inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında çalışmaya başlayanların 01.03.2016 tarihinden itibaren sosyal güvenlik destek priminden muaf tutulacağı düzenlenmiş ise de, davaya konu uyuşmazlık yönünden davacıların limited şirket ortağı olduğu tarihler göz önüne alındığında yasal mevzuat bakımından 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında veya 1479 sayılı Kanun kapsamında bulunan sigortalıların sosyal güvenlik destek primi yükümlüsü olduğu kabul edilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.
5510 sayılı Kanundan önce sigortalı olup, yine 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce emekli olan sigortalılar, Kanundan önce çalışmaya başladıklarında bu sefer, 1479 sayılı Kanunun Ek 20’inci maddesine göre sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümü altındadırlar. Anılan madde, Emekli Sandığı ya da Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olan ya da bu kurumlardan malullük aylığı alan kişilerin Bağ-Kur Kanununun 24’üncü maddesinin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlamaları, diğer bir ifadeyle, bağımsız olarak, kendi ad ve hesaplarına bir ticari faaliyet ya da serbest meslek faaliyetinde bulunmaları hâlinde Bağ-Kur’a belli bir oranda sosyal güvenlik destek primi ödemelerine ilişkindir.
5510 sayılı Kanunu sigortalılığın sona ermesi durumunu düzenleyen 9’ncu maddesi
“Sigortalılığın sona ermesi
Madde 9- Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;
a) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların, hizmet akdinin sona erdiği tarihten,
b) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların;
1) Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,
2) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili kaydının silindiği veya 6’ncı maddenin birinci fıkrasının (k) bendi kapsamına girdiği tarihten,
3) 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı alt bendi kapsamına girenlerden, şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin sona erdiği tarihten, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarihten, limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten…itibaren sona erer… şeklinde,
25’inci maddesi:
“Sigortalılığın başlangıç ve bitiş tarihi
Madde 25 – (Değişik: 24/7/2003-4956/15 md.)
Bu Kanunun 24’üncü maddesine göre sigortalı sayılanlardan gelir vergisi mükellefi olanların sigortalılıkları, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanların sigortalılıkları ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmak şartıyla talep tarihinden itibaren başlatılır.
Bu suretle sigortalı olanların hak ve yükümlülükleri sigortalı sayıldıkları tarihte başlar.
Bu Kanuna tabi sigortalılık;
a) Gelir vergisi mükellefi olanların, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri,
b) Gelir vergisinden muaf olanların, Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki üye kayıtlarının silindiği,
c) Şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği, Tarihten itibaren,
d) Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına tabi olarak çalışmaya başlayanların, emekli keseneği kesilmeye başladığı,
e) İflâsına karar verilmiş olan tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarının, özel işletmenin veya şirketin mahkemece tasfiyesine karar verildiği, iflasına karar verilmiş olan veya tasfiye halindeki özel işletmeler ile şirket ortaklarından hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı,
f) 2108 sayılı Kanuna göre 1479 sayılı Kanun kapsamına giren köy ve mahalle muhtarlarından; kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmasından dolayı gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar hariç, aynı zamanda hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı,
g) Gelir vergisinden muaf olan, ancak Esnaf ve Sanatkârlar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşlarındaki kayıtlara istinaden Bağ-Kur sigortalısı olanlardan bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı,
Tarihten bir gün önce, Sona erer.
Sigortalılığı sona erenler sigortalılıklarının sona erdiği tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıtlarını sildirmek zorundadırlar.”
şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer bir ifade ile, vergi kaydının sonlanmasının limited şirket ortağı olan sigortalının sigortası üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır, limited şirket ortaklığının devam etmesi Bağ-Kur kapsamında sigortalılığının devam etmesi için yeterli olduğundan sosyal güvenlik destek priminin kesilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanununun 160’ıncı maddesinin;
“…Aynı mükellefin bir başka adreste faaliyette bulunması durumunda bu takdirde mükellefiyet kaydı yeni adreste devam ettirilecektir.
Yaşanan uygulamalarda, daha çok sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen mükellefler konusundan vergi daireleri bu durumu önlemek amacıyla bir dizi yetkiler almış bulunmaktadır. Şu hâlde 213 sayılı VUK’nın 160’ıncı maddesine 5228 sayılı Kanun ile eklenen hüküm gereğince;
a) Sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet kaydı açtıran mükelleflerle ilgili vergi daireleri resen bu mükellefiyeti sonlandırabilmeleri için mutlak surette bir vergi inceleme raporu ile bu mükellefiyet kaydını ancak terkin edebileceklerdir.
b) Yine adresinde bulunmayan veya bir başka adrese nakil olduğu halde bu durumu vergi dairesine bildirmeyen mükelleflerle ilgili resen terk işlemi yapılabilir.
c) Anonim veya limited şirketlerde şirket tüzel kişiliğinin adresinde bulunmaması durumunda veyahut da şirket ortak veya müdürlerine ulaşılmaması halinde bu şirketler vergi daireleri tarafından mükellefiyet kayıtları resen silinebilir…” şeklindeki düzenlemesi de gayrifaal ve adresinde bulunamayan şirketlerin geçici olarak mükellefiyet kayıtları kapatılabileceğini, bu mükelleflerin herhangi bir şekilde ortaya çıkması hâlinde düzenlenecek yoklama fişleri ile tekrar mükellefiyet kayıtları açılacağını göstermektedir.
Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 636’ncı maddesinde sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları gösterilmiş olup, bunlar;
“(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, b) Genel kurul kararı ile, c) İflasın açılması ile, d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde, (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir, (3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir, (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir, (5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.”
şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu limited şirketin sona erme hâlleri arasında vergi kaydının kapanmasına dair bir ifade bulunmamaktadır. Türk Ticaret Kanunundaki düzenlemeden vergi dairesinden alınan vergi kaydının kapandığına dair belgenin limited şirketin mevcudiyeti üzerinde etkili olmayacağı, sadece vergi mükellefiyetinin devam etmediğini belirten bir uygulama olarak kabul edilebileceği, ancak Türk Ticaret Kanununun 636’ncı maddesinde belirtilen hâllerden birinin varlığı hâlinde şirketin sona ereceği ve 637’nci maddesi uyarınca ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi ile şirketin sona ereceği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, davacıların emekli olmasına rağmen mevcut limited şirket ortaklığından dolayı 1479 sayılı Kanunun Ek 20’nci maddesinde belirtilen oranlar dâhilinde sosyal güvenlik destek primi kesilmesine dair Kurum işleminde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, vergi kaydı kapanan limited şirketin faaliyette bulunamayacağı ve bu durumda şirket ortaklarının gerçek çalışmasının söz konusu olamayacağı, gerçek çalışma olmadan limited şirket ortaklarının emekli aylığı üzerinde yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin Kanunun amacına aykırı olduğu, bu nedenlerle kararın onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Buna göre tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 28.03.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, davacıların emekli aylıklarından yapılan SGDP kesintilerinin iadesine ilişkindir.
Davacıların aylıklarından yapılan kesintilerin nedeni, limited şirket ortağı olmalarına iliş-kindir. Zaman itibari ile uygulanması gereken 6762 sayılı Kanun’un 549/son maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 160 ila 162. maddeleri, işi bırakmanın ilgili vergi dairesi tarafından re’sen şirketin kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirilmiş olması, buna ve şirketin gayrifaal hale gelmiş olmasına bağlı olarak davacıların ortağı oldukları limited şirketin münfesih hale geldiğinin ve sonrasında da bu nedenle 6102 sayılı Kanun’un Geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden terkin edilmiş olduğunun anlaşılması, her ne kadar davacıların şirket ortaklıkları şirketin sicilden terkin edildiği tarih itibariyle sona ermiş ise de, 1479 sayılı Kanun’un Ek 20. maddesi ile şirket ortaklığına dayalı tesis olunan sigortalılığın sona ermesi hakkındaki anılan kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, yerel mahkemenin direnme kararının onanması görüşündeyim.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu

E: 2016/441 K: 2018/565 K.T.: 28.03.2018

12 Nisan 2019 Cuma

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (I) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 6)


MADDE 1 – 5/3/2015 tarihli ve 29286 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Tüketim Vergisi (I) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin “III- İNDİRİMLİ VERGİ UYGULAMALARI VE MÜTESELSİL SORUMLULUK” başlıklı bölümünün “C” alt bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki “Ç” alt bölümü eklenmiş ve diğer alt bölüm buna göre teselsül ettirilmiştir.
Ç. (A) VE (B) CETVELİNDEKİ MALLAR İÇİN İNDİRİMLİ VERGİ UYGULAMALARI
1. İhraç Edilen Kara Taşıtlarında Kullanılmış İlk Dolum Yağları ve Akaryakıtlarının Teslimleri
27/2/2019 tarihli ve 796 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Kararın 2 nci maddesinde, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki vergi tutarları uygulanarak teslim edilen ilk dolum yağları ve akaryakıtlarının vergi tutarlarının, bu malların aynı Kanuna ekli (II) sayılı listedeki 8701.20, 87.02, 87.03, 87.04 ve 87.11 G.T.İ.P. numaralarında yer alan mallardan ihraç edilmiş olanların üretim sürecinde kullanılmış olduğunun tespiti halinde sıfır olarak uygulanacağına yönelik düzenleme yapılmıştır.
Söz konusu maddede ayrıca, bu kapsamda kullanılan ilk dolum akaryakıtlarında ÖTV tutarı sıfır olarak uygulanacak akaryakıt miktarının, üretilerek ihraç edilmiş her bir mal adedi için; 87.03 G.T.İ.P. numarasındaki mallarda “7” litreyi, 87.11 G.T.İ.P. numarasındaki mallarda “2” litreyi, diğer mallarda ise “15” litreyi geçemeyeceği ve ihraç edilen mallarda kullanılmış ilk dolum yağları ve akaryakıtlarına daha önce uygulanan vergi tutarı için, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Özel Tüketim Vergisi Kanununun sözü edilen maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, bahse konu Kararın 2 nci maddesinde düzenlenen indirimli vergi uygulamasından kaynaklanan vergi farklılaştırmasının, kara taşıtı imalatçılarına iade yöntemi ile uygulanması uygun görülmüştür.
Bu uygulamanın usul ve esasları aşağıdadır.
1.1. Tanımlar
Bu uygulamada;
İlk Dolum Yağı ve Akaryakıtı: 796 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamındaki kara taşıtlarının, kullanıma hazır hale getirilebilmesi amacıyla motor, vites kutusu, diferansiyel ya da yakıt deposu gibi bölümlerine imalatçıları tarafından yurt içinde ilk defa konulan, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listede yer alan madeni yağ ve akaryakıt türlerini,
İmalatçı: İhraç edilmiş kara taşıtlarının üretim sürecinde ilk dolum yağı ve akaryakıtını yurt içinde ilk defa kullanan “Sanayi Sicil Belgesi”ni haiz imalatçıyı,
Cumhurbaşkanı Kararı: 27/2/2019 tarihli ve 796 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yürürlüğe konulan Kararı,
Kara Taşıtı: Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listedeki 8701.20, 87.02, 87.03, 87.04 ve 87.11 G.T.İ.P. numaraları kapsamında ÖTV’ye tabi olan ve ülkemizde üretilerek ihraç edilmiş tır çekicisi, minibüs, midibüs, otobüs, otomobil, kamyonet, kamyon ve motosiklet gibi taşıtları,
ifade eder.
1.2. İhraç Edilen Kara Taşıtlarında Kullanılmış İlk Dolum Yağları ve Akaryakıtları ile İlgili İşlemler
1.2.1. İlk Dolum Yağları ve Akaryakıtlarının Teslimine İlişkin ÖTV’nin Beyanı
ÖTV (I) sayılı liste mükellefleri tarafından, ilk dolum yağları ve akaryakıtlarının ihraç edilecek kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmak üzere imalatçılara tesliminde, bu malların vergi tutarları üzerinden ÖTV beyan edilerek ödenir.
Bununla birlikte akaryakıtların, bu uygulama kapsamında ihraç edilecek kara taşıtlarının üretim sürecinde ilk dolum akaryakıtı olarak kullanacak imalatçılara, dağıtım şirketleri tarafından elektronik sistemlerle bayileri aracılığı ile EPDK’nın 7/2/2007 tarihli ve 1088/1 sayılı Kurul Kararı uyarınca teslimi mümkündür.
İlk dolum yağları ve akaryakıtlarının ihraç edilecek kara taşıtlarının imalatçıları tarafından ilgili yasal mevzuat uyarınca doğrudan ithalinin yapılabilmesinin mümkün olması halinde, bu Tebliğin (I/Ç-1.1) bölümünde yapılan açıklamalar uyarınca, söz konusu malları ithal edenlerin, ÖTV (I) sayılı liste bakımından mükellefiyet tesis ettirmiş olması gerekir.
Bu kapsamda, ihraç edilecek kara taşıtlarının imalatçıları tarafından ithal edilen ilk dolum yağları ve akaryakıtlarının, sözü edilen kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılması hali Özel Tüketim Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca teslim sayılacağından, bu ithalatçı imalatçılar bahsi geçen kullanımlarına ilişkin olarak ÖTV beyan ederek öderler.
İlk dolum yağları ve akaryakıtlarının ithalatı sırasında gümrük idaresince alınan teminatın çözümü işlemleri ise, bu Tebliğin (V/A-3.1/e) ve/veya (V/A-3.2/ç) bölümlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir.
1.2.2. İlk Dolum Yağları ve Akaryakıtlarının Üretim Sürecinde Kullanılması ve Üretilen Kara Taşıtlarının İhraç Edilmesine İlişkin Süreler
İhraç edilecek kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmak üzere Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden itibaren, ithal edilen veya ÖTV (I) sayılı liste mükelleflerinden ÖTV ödenerek satın alınan ilk dolum yağları ve akaryakıtları bakımından iade uygulamasından yararlanılabilmesi için, bunların ithal veya satın alma tarihini takip eden ay başından itibaren 12 ay içinde kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmış ve üretilen bu kara taşıtlarının da yine aynı sürede ihraç edilmiş olması gerekir.
Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden önce ithal edilen veya ÖTV (I) sayılı liste mükelleflerinden ÖTV ödenerek satın alınan ilk dolum yağları ve akaryakıtları bakımından iade uygulamasından yararlanılabilmesi, ancak bunların ithal veya satın alma tarihini takip eden ay başından itibaren 12 ay içinde kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmış ve üretilen bu kara taşıtlarının da yine aynı sürede aynı Kararın 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden itibaren ihraç edilmiş olması şartıyla mümkündür.
1.2.3. İade Talep Edebilecekler
Bu uygulama kapsamındaki ÖTV iadesini, sadece yurt içinde üretilerek ihraç edilmiş kara taşıtlarının üretim sürecinde ilk dolum yağları ve akaryakıtlarını kullanan imalatçılar talep edebilir.
1.2.4. İadesi Talep Edilebilecek Vergi Tutarı
Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesine göre, ilk dolum yağları ve akaryakıtlarını ihraç edilen kara taşıtlarının üretim sürecinde yurt içinde ilk defa kullanmış olan imalatçılar, ihraç edilmiş her bir kara taşıtı adedine dair kullanımları için, bunlara teslim tarihi itibariyle uygulanan ve beyan edilerek ödenmiş olan ÖTV’nin;
- İlk dolum yağlarında tamamını,
- İlk dolum akaryakıtlarında ise 87.03 G.T.İ.P. numarasındaki mallarda “7” litreyi, 87.11 G.T.İ.P. numarasındaki mallarda “2” litreyi, diğer mallarda da “15” litreyi geçmeyecek şekildeki kullanımlarına isabet eden tutarını,
iade olarak talep edebilir.
Örnek 1: İmalatçı (B), ÖTV (I) sayılı liste mükellefi (A)’dan 7/3/2019 tarihinde yürürlükteki vergi tutarı olan 1,7945 TL/Lt’yi ödeyerek aynı listenin (A) cetvelindeki motorin isimli maldan 2.000 Lt satın almıştır. Bu malın 800 Lt’sini ilk dolum akaryakıtı olarak (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 100 adet minibüsün üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 8 Lt) süresinde kullanmış ve bunların tamamını süresinde ihraç etmiştir.
Buna göre, ihraç edilmiş (II) sayılı listenin 87.02 G.T.İ.P. numarasındaki minibüslerin her bir adedi için Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca “15” litreyi geçmeyecek şekildeki ilk dolum akaryakıtı olarak kullanımlara isabet eden ÖTV tutarının iadesi talep edilebileceğinden, imalatçı (B), her bir minibüs adedi için 8 Lt (800 Lt/100 adet=8 Lt<15 Lt) olmak üzere toplamda 800 Lt motorin için ödenen (800 Ltx1,7945 TL/Lt=)1.435,60 TL ÖTV’yi iade olarak talep edebilir.
Örnek 2: İmalatçı (C), ÖTV (I) sayılı liste mükellefi (D)’den 7/3/2019 tarihinde yürürlükteki vergi tutarı olan 1,7945 TL/Lt’yi ödeyerek aynı listenin (A) cetvelindeki motorin isimli maldan 1.500 Lt satın almıştır. Bu malın tamamını ilk dolum akaryakıtı olarak (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 200 adet binek otomobilin üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 7,5 Lt) süresinde kullanmış ve bunların tamamını süresinde ihraç etmiştir.
Buna göre, ihraç edilmiş (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasındaki binek otomobillerinin her bir adedi için Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca “7” litreyi geçmeyecek şekildeki ilk dolum akaryakıtı olarak kullanımlara isabet eden ÖTV tutarının iadesi talep edilebileceğinden, imalatçı (C), her bir otomobil adedi için 7,5 Lt (1500 Lt/200 adet=7,5 Lt>7 Lt) olmak üzere toplamda 1.500 Lt motorin için ödenen (1.500 Ltx1,7945 TL/Lt=)2.691,75 TL ÖTV’nin, [(7 Ltx200 adet=)1.400 Ltx1,7945 TL/Lt=]2.512,30 TL’lik kısmını iade olarak talep edebilir.
Örnek 3: İmalatçı (F), 25/4/2019 tarihinde (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki ticari ismi motor yağı olan malı 3.500 Kg ithal etmiş, yine aynı tarihte ÖTV (I) sayılı liste mükellefi (E)’den yürürlükteki vergi tutarı 1,5007 TL/Kg olan aynı cetveldeki ticari ismi diferansiyel yağı olan maldan 4.000 Kg satın almıştır. Bu mallardan, ithal ettiği motor yağının 2.000 Kg’sini, satın aldığı diferansiyel yağının ise tamamını ilk dolum yağı olarak (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 100 adet otobüsün üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için, ithal edilen motor yağından 20 Kg, yurt içinden satın alınan diferansiyel yağından 40 Kg) süresinde kullanmış ve bunların tamamını süresinde ihraç etmiştir. (İthal edilen motor yağının üretim sürecinde kullanıldığı tarihteki ÖTV tutarı satın alınan malla aynıdır.)
Buna göre, ihraç edilmiş (II) sayılı listenin 87.02 G.T.İ.P. numarasındaki otobüslerin her bir adedi için Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca ilk dolum yağı olarak kullanılmış olanların tamamına ödenen ÖTV tutarının iadesi talep edilebileceğinden, imalatçı (F), her bir otobüste ilk dolum yağı olarak kullanılmış mallardan;
- İthal ettiği motor yağından üretim sürecinde kullandığı 2.000 Kg için ÖTV (I) sayılı liste mükellefi olarak beyan ederek ödediği (2.000 Kgx1,5007 TL/Kg=) 3.001,40 TL ÖTV ile
- ÖTV (I) sayılı liste mükellefi (E) tarafından diferansiyel yağı için beyan edilerek ödenen (4.000 Kgx1,5007 TL/Kg=) 6.002,80 TL ÖTV’yi
iade olarak talep edebilir.
Örnek 4: İmalatçı (H), ÖTV (I) sayılı liste mükellefi (K)’den 1/1/2019 tarihinde yürürlükteki vergi tutarı olan 1,7945 TL/Lt’yi ödeyerek aynı listenin (A) cetvelindeki motorin isimli maldan 10.000 Lt satın almıştır. Bu malın 1.000 Lt’sini ilk dolum akaryakıtı olarak (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 100 adet midibüsün üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 10 Lt) 1/2/2019 tarihinde kullanmış ve bunların tamamını 15/5/2019 tarihinde ihraç etmiştir.
Buna göre, Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden önce satın alınmış olsa bile, süresinde ihraç edilen (II) sayılı listenin 87.02 G.T.İ.P. numarasındaki midibüslerin üretim sürecinde süresinde kullanılmış motorin bakımından, sözü edilen midibüslerin her bir adedi için, aynı Karar uyarınca “15” litreyi geçmeyecek şekildeki ilk dolum akaryakıtı olarak kullanımlara isabet eden ÖTV tutarının iadesi talep edilebileceğinden, imalatçı (H), her bir midibüs adedi için 10 Lt (1000 Lt/100 adet=10 Lt<15 Lt) olmak üzere toplamda 1.000 Lt motorin için ödenen (1.000 Ltx1,7945 TL/Lt=)1.794,50 TL ÖTV’yi iade olarak talep edebilir.
1.2.5. İade Talep Edilecek Vergi Dairesi ve Süresi
İhraç edilmiş kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmak üzere Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden itibaren, ithal edilen veya ÖTV (I) sayılı liste mükelleflerinden ÖTV ödenerek satın alınan ilk dolum yağları ve akaryakıtlarının, ithal ya da satın alma tarihini takip eden ay başından itibaren 12 ay içinde bahsi geçen malların üretim sürecinde kullanılmış ve üretilen kara taşıtlarının da aynı süre içinde ihraç edilmiş olması halinde, yine bu süreler içerisinde KDV yönünden bağlı bulunulan vergi dairesinden iade talebinde bulunulabilir. Ancak, şartlara uygun kullanımın yapılmış olması kaydıyla ihracatın 12 nci ay içerisinde gerçekleşmesi durumunda buna ilişkin iade talepleri, bu ayı takip eden ay sonuna kadar yapılabilir. Bu süreler geçtikten sonra iade talep edilemez.
Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden önce ithal edilen veya ÖTV (I) sayılı liste mükelleflerinden ÖTV ödenerek satın alınan ilk dolum yağları ve akaryakıtları bakımından, bunların ithal veya satın alma tarihini takip eden ay başından itibaren 12 ay içinde bahsi geçen malların üretim sürecinde kullanılmış ve üretilen kara taşıtlarının da bu süre içinde aynı Kararın 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden itibaren ihraç edilmiş olması şartıyla yine aynı süre içinde sözü edilen vergi dairesinden iade talebinde bulunulabilir.
Bu taleplerin yukarıdaki süreler göz önünde bulundurularak, üretilen kara taşıtlarının ihracatını takip eden ay başından itibaren kullanımların gerçekleştiği döneme yönelik en az birer aylık dönemler itibariyle yapılması şarttır.
Örnek 1: 10/4/2019 tarihinde (I) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan benzin isimli maldan ÖTV’si ödenerek 3.000 Lt satın alınmıştır. Bu malın 1.000 Lt’si aynı yıl Mayıs ayı içerisinde (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 200 adet otomobilin üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 5 Lt) ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılmış ve üretilen otomobillerin tamamı 2019 yılı Haziran ayı içerisinde ihraç edilmiştir. Benzinin kalan 2.000 Lt’si ise aynı yıl Temmuz ayı içerisinde ihraç edilen (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 400 adet otomobilin üretim sürecinde 2019 yılı Haziran ayı içerisinde eşit miktarda (her bir taşıt için 5 Lt) ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılmıştır.
Buna göre, Haziran ayında ihraç edilen otomobillerin üretim sürecinde ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılan 1.000 Lt benzine ilişkin iadesi talep edilebilecek ÖTV için, 1/7/2019 tarihinden 30/4/2020 tarihine kadar iade talep edilebilir. Mayıs ve Haziran ayı içerisindeki kullanım miktarlarıyla ilgili olarak Haziran ve Temmuz aylarında ihraç edilen taşıtlar bakımından toplu iade talebi ise, 1/8/2019 tarihinden 30/4/2020 tarihine kadar yapılabilir.
Örnek 2: 10/3/2019 tarihinde (I) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan motorin isimli maldan ÖTV’si ödenerek 2.000 Lt satın alınmıştır. Bu malın 800 Lt’si 2019 yılı Mart ayı içerisinde (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 100 adet minibüsün üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 8 Lt) ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılmış ve üretilen minibüsler aynı ay içerisinde ihraç edilmiştir. Motorinin kalan 1.200 Lt’si ise 2020 yılı Şubat ayı içerisinde yine aynı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 120 adet minibüsün üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 10 Lt) ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılmış ve üretilen minibüsler de 2020 yılı Mayıs ayı içerisinde ihraç edilmiştir.
Buna göre, 2019 yılı Mart ayında ihraç edilen minibüslerin üretim sürecinde aynı ayda ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılan 800 Lt motorine ilişkin iadesi talep edilebilecek ÖTV için, 1/4/2019 tarihinden 31/3/2020 tarihine kadar ilgili vergi dairesine başvurulabilir. Ancak, 2020 yılı Mayıs ayında ihraç edilen minibüslerin üretim sürecinde 2020 yılı Şubat ayı içerisinde ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılan 1.200 Lt motorin içinse, söz konusu mal bu uygulamanın (1.2.2) bölümünde belirtilen sürede üretim sürecinde kullanılmış olsa bile üretilen minibüsler aynı bölümdeki süreden sonra ihraç edilmiş olduğundan ÖTV iadesi talep edilemez.
Örnek 3: 10/3/2019 tarihinde (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan ve ticari ismi motor yağı olan maldan 10.000 Kg ithal edilmiştir. Bu malın yarısı 2019 yılı Haziran ayı içerisinde (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 150 adet otobüsün üretim sürecinde ilk dolum yağı olarak kullanılmış ve üretilen otobüsler aynı ay içerisinde ihraç edilmiştir. Motor yağının kalanı ise 2019 yılı Temmuz ayı içerisinde ilk dolum yağı olarak yine (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 150 adet kamyonun üretim sürecinde kullanılmış ve üretilen kamyonlar da 2020 yılı Mart ayı içerisinde ihraç edilmiştir.
Buna göre, Haziran ayında ihraç edilen otobüslerin üretim sürecinde ilk dolum yağı olarak kullanılan 5.000 Kg motor yağına ilişkin iadesi talep edilebilecek ÖTV için, 1/7/2019 tarihinden 31/3/2020 tarihine kadar iade talep edilebilir. 2019 yılı Temmuz ayı içerisindeki kullanıma ilişkin ÖTV iade talebi ise, üretilen kamyonlar bu uygulamanın (1.2.5) bölümünde belirtilen sürenin son ayı içerisinde ihraç edildiğinden, 30/4/2020 tarihine kadar yapılabilir.
Örnek 4: 10/1/2019 tarihinde (I) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan motorin isimli maldan ÖTV’si ödenerek 1.000 Lt satın alınmıştır. Bu malın tamamı aynı ay içerisinde (II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulan 80 adet midibüs üretim sürecinde eşit miktarda (her bir taşıt için 12,5 Lt) ilk dolum akaryakıtı olarak kullanılmış ve üretilen midibüslerin yarısı aynı yıl Şubat ayı içerisinde, diğer yarısı ise aynı yıl Mart ayı içerisinde ihraç edilmiştir.
Buna göre, Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlük tarihinden önce 10/1/2019 tarihinde satın alınan ve Mart ayında gerçekleştirilen ihracata konu midibüslerin üretim sürecinde kullanılan motorine ilişkin olarak, motorinin satın alma tarihini takip eden ay başından itibaren 12 aylık süre içerisinde üretim sürecinde kullanımı ve üretilen midibüslerin de Kararın 2 nci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten sonra süresinde ihracı gerçekleştiğinden, ÖTV iade talebi 1/4/2019 tarihinden 31/1/2020 tarihine kadar yapılabilir.
Bununla birlikte, Şubat ayı içerisinde gerçekleştirilen ihracata konu midibüslerin üretim sürecinde kullanılan motorine ilişkin ise, ihracat Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleştiğinden iade talep edilemez.
1.3. İade Uygulaması ile İlgili İşlemler
Cumhurbaşkanı Kararının 2 nci maddesi kapsamındaki ÖTV iade talepleri aşağıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yerine getirilir.
1.3.1. İade Talepleri
İade talebi, internet vergi dairesi üzerinden KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine verilecek standart iade talep dilekçesi ile elektronik ortamda yapılır.
İade talebinin nakden veya mahsuben yapılması mümkündür.
1.3.2. İade Talep Dilekçesine Eklenecek Belgeler
İade taleplerinde dilekçe ekine aşağıdaki belgeler eklenir:
i. İade talep edenin sanayi sicil belgesi (aslı veya noter onaylı örneği). Bu belge bir defaya mahsus olmak üzere verilecek olup belgenin vize edilmesi veya yenilenmesi halinde yeni belge ibraz edilir.
ii. İadeye konu ÖTV’leri içeren malların alımlarına ilişkin fatura ve benzeri belgelerin listesi.
iii. İmal edilerek ihraç edilmiş kara taşıtlarında ne kadar ilk dolum yağları ve/veya akaryakıtları kullanılması gerektiğine ilişkin ilgili kuruluşlardan alınan ekspertiz raporları. (Bu raporlar aynı imalat konusuyla ilgili olmak üzere geçerlilik süresi boyunca iade talebine konu her bir dönem için kullanılabilir. Ayrıca bu raporların sanayi odası bulunan illerde sanayi odalarından, sanayi odası bulunmayan illerde sanayi ve ticaret odalarından alınması gerekir. Bununla birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 5 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasında yapılan sanayici tanımı gereği sanayi odasına kaydolma zorunluluğu bulunmayan 10 işçiye kadar işçi çalıştıran imalatçılarca söz konusu raporların sanayi ve ticaret odalarının ayrı ayrı bulunduğu illerde ticaret odalarından alınabilir.)
iv. İmalat sürecinde kullanılan miktarın uygunluğuna dair hesaplamaları içeren tablo.
v. İmal edilerek ihraç edilmiş kara taşıtlarında kullanılan ilk dolum yağları ve/veya akaryakıtlarının G.T.İ.P. numaraları bazında ithal/satın alma ve kullanma tarihleri ile kullanım miktarlarını ve bunlar kullanılarak imal edilen kara taşıtlarının G.T.İ.P. numaraları bazında ihraç tarihleri ile ihraç miktarlarını gösterir tablo.
vi. İade talep edilen dönemle ilgili ihraç edilmiş kara taşıtlarının, gümrük beyannamesi veya listesi ile G.T.İ.P. numaraları bazında “Araç Tanıtım (Şasi) Numaraları”nı gösteren liste.
vii. İade talep edilen dönemle ilgili ihraç edilmiş kara taşıtlarına ilişkin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenen faturaların listesi.
1.3.3. İade Talebinin Yerine Getirilmesi
İade talepleri, bu uygulamanın (1.3.2) bölümünde belirtilen belgeler tamamlanmadıkça hüküm ifade etmez.
Bu belgelerin vergi dairesine ibrazı üzerine ilgili vergi dairesince, iadeye konu ihraç edilen kara taşıtlarının üretim sürecinde kullanılmış ilk dolum yağ ve akaryakıtlarına ilişkin ÖTV’nin mükellefi tarafından ödendiği tespit edilir.
1.3.3.1. Mahsuben İade Talebinin Yerine Getirilmesi
Mahsuben iade, mükellefin kendisinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) ithalat sırasında uygulananlar dâhil vergi borçları ve ferileri ile SGK’ya olan borçları (sosyal sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası borçları ile bunların ferileri) için söz konusu olabilir.
Bu uygulamanın (1.3.2) bölümünde belirtilen belgelerin tamamlanması ve iadeye konu ÖTV tutarının ödendiğinin tespiti üzerine mahsuben iade talepleri yerine getirilir.
Bir takvim yılının üç veya daha fazla aylık dönemine ilişkin olarak mahsuben iade alan mükelleflerin, her takvim yılı için mahsuben iade alınan herhangi bir aylık dönemi vergi dairesince vergi incelemesine sevk edilir. Bu kapsamda yapılan vergi incelemesi sonucunda, tespit edilen iade alınması gereken tutarla ilgili dönemde iade alınan tutar arasında yüzde beşten fazla farklılık bulunması (fazla mahsuben iade alınmış olması) halinde, mükellefin ilgili takvim yılında mahsuben iade aldığı tüm dönemler vergi incelemesine sevk edilir ve inceleme sonucunda düzenlenecek rapora göre işlem tesis edilir.
1.3.3.2. Nakden İade Talebinin Yerine Getirilmesi
Nakden iade taleplerinin tamamı vergi inceleme raporuna göre sonuçlandırılır.
Ancak, iade talep tutarı kadar teminat verilmesi halinde iade talebi, bu uygulamanın (1.3.2) bölümünde belirtilen belgelerin tamamlanması ve iadeye konu ÖTV tutarının ödendiğinin tespiti üzerine vergi inceleme raporunun sonucu beklenmeksizin beş iş günü içerisinde gerçekleştirilir.
Teminat olarak, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 12 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca banka teminat mektubu veya nakit Türk Lirası verilmesi uygun görülmüştür. Şu kadar ki banka teminat mektuplarının, paraya çevrilmeleri konusunda hiçbir sınırlayıcı şart taşımamaları ve Bankacılık Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar tarafından bu Tebliğ ekinde (EK:15) olarak yer alan “Kesin ve Süresiz Teminat Mektubu Örneği”ne uygun düzenlenmiş olmaları gerekir.
Banka teminat mektubu karşılığında yapılan iade taleplerinde, teminat mektuplarının teyidi yapılmadan iade talebi sonuçlandırılmaz.
Teminat çözümü işlemi, vergi inceleme raporuna göre gerçekleştirilir. İlgili vergi dairesince teminat mektuplarının çözümü sırasında teminat mektubunun uygun bir yerine; “ÖTV iadesi dolayısıyla alınan bu teminat mektubunun vergi dairemizde olan işlemi sona ermiştir.” şerhi düşülerek, tarih yazılmak ve mühür tatbik edilmek suretiyle imzalanır. Bu şerhi gören bankalar, vergi dairesinden ayrıca bir teyit almaksızın gerekli işlemi yaparlar.
1.3.4. Belge Eksikliği ya da Belgelerin Muhteviyatındaki Eksiklikler Nedeniyle Yapılamayan Mahsup İşlemleri
Vergi borçlarına mahsup taleplerinde vergi daireleri, mahsup talep dilekçesi ve eklerini inceleyerek belge ya da belgelerdeki muhteviyat eksikliklerini tespit eder ve bu eksiklikleri mükellefe yazı ile bildirir. Bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde eksikliklerini tamamlayan mükelleflerin mahsup talepleri, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih itibarıyla yerine getirilir.
30 günlük ek süreden sonra eksikliklerini tamamlayan mükelleflerin mahsup taleplerinin ise eksikliklerin tamamlandığı tarih itibarıyla yerine getirileceği ve borcun vadesinden mahsup tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanacağı tabiidir.
1.3.5. Mahsup Sonrası Alacağın Nakden İadesi
İade hakkı sahipleri, iade alacaklarının yukarıda belirtilen şekillerde mahsubundan sonra kalan kısmının nakden iadesini talep ederlerse, nakden iade talebinin yerine getirilmesine dair bu uygulamanın (1.3.3.2) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılır.
1.3.6. İadeye İlişkin Diğer Hususlar
Bu uygulamada vergi inceleme raporu ifadesi, vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporu ifade eder.
Bu uygulamanın (1.3.1) bölümünde belirtilen dilekçenin ekine eklenmesi gereken ve (1.3.2) bölümünde belirtilen liste ve tablolar ile Gelir İdaresi Başkanlığınca istenebilecek diğer liste ve tabloların adı geçen Başkanlıkça gerekli görülmesi halinde “www.gib.gov.tr” adresinde hizmet veren internet vergi dairesi üzerinden gönderilmesi zorunluluğu getirilebilir. Bu durumda söz konusu dilekçe ile liste ve tabloların gönderilmesi amacıyla kullanıcı kodu ve kişisel şifre alınması gerekir. Kullanıcı kodu ve kişisel şifre alınabilmesi için bu Tebliğ ekindeki (EK: 9 ve EK: 10) “İnternet Hizmetleri Kullanım Başvuru Formu”, otomasyonlu vergi dairelerinden temin edilerek veya Gelir İdaresi Başkanlığının “www.gib.gov.tr” adresindeki İnternet Vergi Dairesi/Kurumlar-Gelir Vergi Dairesinden alınarak düzenlenir ve KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine verilir. Bu başvuru üzerine mükelleflere kullanıcı kodu ve kişisel şifre verilir.”
MADDE 2 – Aynı Tebliğin “EKLER DİZİNİ”ne, “EK 15: 796 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARI KAPSAMINDA NAKDEN İADE TALEBİNE İLİŞKİN KESİN VE SÜRESİZ TEMİNAT MEKTUBU ÖRNEĞİ” ibaresi eklenmiş ve aynı Tebliğin ekine ekte yer alan EK 15 eklenmiştir.
MADDE 3 – Bu Tebliğ 1/3/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.