Vergi davası açmak isteyen kişilerden şu gibi cümleleri duyarız: Vergi davalarından anlayan tecrübeli bir vergi avukatı arıyorum, açacağım dava için mali hukuk danışmanı lazım, mali ya da gümrük müşavirimin desteği ile kendim dava açsam başarılı olur muyum, vergi dava dilekçesinde neler yazılması gerektiğini hangi kaynaklardan bulabilirim vs… Bu arayışın kökeninde yatan sebep; vergiler, vergi usul ve gümrük hukuku mevzuat ve uygulamasının kendi alanına münhasır; vergi sorumlusu, tahakkuk, basit usul, safi kazanç, bilanço, vergi ziyaı, tevkifat, gümrük kıymeti, royalti, serbest bölge, dahilde işleme rejimi, gümrüklenmiş değer gibi soyut görünen kavram ve kalıpları ihtiva etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi kavram ve kalıplar doğru bağlamında yerli yerine oturtulmadığı zaman vergi ihtilafına nüfuz etmek ve hukuka aykırılıkları ortaya koymak zor olacaktır.
Örneğin bir ticaret şirketinin kazancının bilanço esası ile tespit edilmesinin ne anlama geldiğini, gelir tablosunun nasıl çıkarılacağını, safi kurum kazancına hangi indirimler uygulanmak suretiyle ulaşılacağını bilmeyen kişi iyi bir hukukçu dahi olsa, resen yapılan tarhiyatta kurumlar vergisi matrahının tespitindeki hataları ortaya koyması ve vergi davasını şeklen/usulen takip edebilse de, uyuşmazlığın esasını/özünü idare etmesi, dolayısıyla davacı açısından beklenen faydanın sağlanması zor olacaktır. Yine gümrük uyuşmazlıklarında örneğin CIF kavramı ile gümrük vergisi matrahını oluşturan diğer unsurlara yabancı olan, menşe bilgisinin önemini kavrayamayan, gümrük yükümlülüğünün oluşma şartları açısından tahkik yapamayan özetle gümrük mevzuatına uzak bir kişinin gümrük uyuşmazlıklarını davacı lehine yönetebilmesi beklenemez. Bu minvalde, vergi davalarında istenilen sonuçları elde etmek için davayı takip edecek kişinin hangi konularda bilgi birikimi veya uzmanlığı bulunması gerektiğine kısaca değinelim.
Vergi davalarının başarılı takip edilmesi için, davasını bizzat takip edecek mükellefin ya da yükümlünün veya vekalet ile takip edilecek ise avukatın, temel muhasebe uygulamaları ile gümrük uyuşmazlıklarında dış ticaret işlemlerinin yanı sıra, bu uygulama ve işlemlerin vergi ve gümrük hukuku ile etkileşimleri ve nedenselliği hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olması ve idari yargılama kültür birikimi ile yerinde ve zamanında kullanabilmesi gerekmektedir. Başka açıdan; temel muhasebe, vergiler ve vergi usul hukuku, gümrük hukuku, dış ticaret hukuku, anayasa hukuku, idare hukuku, idari yargılama hukuku, hukuk muhakemesi hukuku, amme alacaklarının tahsili hukuku alanlarının vergi davalarının omurgasını oluşturduğu söylenebilir.
Bunun yanında davayı takip edecek kişinin, bu alanlardaki kuramsal bilgisi yanında; güncel uygulama mavzuatını ve yargı içtihatlarını takip etmesi, mali ve hukuki değerlendirmelerinin isabetli olması için vergilendirme pratiği ve literatürüne hakim olması ve ifade kabiliyetinin gelişmiş olması yargılama neticesinde olumlu neticeler almasını kolaylaştıracaktır.
Sonuç olarak, salt genel hukuk bilgisi ışığında, internetten derlenmiş kulaktan dolma bilgilerle soyut ve çözüme katkı sunmayan dilekçelerin kaleme alınması ya da sırf muhasebe ya da gümrük bilgisi ile dava yoluna başvurulması hukuki korumayı optimum düzeyde sağlayamayacaktır. Yine, vergi yargılama hukukunda resen araştırma ilkesi olduğu gerekçesiyle, muhakemede maddi ve hukuki delillerin toplanmasını yargıca devretmek, davada istenen sonuca ulaşmayı güçleştirecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder