29 Temmuz 2021 Perşembe

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No. 7333

 

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 7333

Kabul Tarihi: 18/7/2021

MADDE 1 – 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesinin altıncı fıkrasına ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu ücret ile 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin (B) fıkrası kapsamında ödenen ek tazminat toplamının, içinde bulunulan yılın Ocak ayına ilişkin net asgari ücret tutarının (sadece kendisi için asgari geçim indirimi uygulanan) altında kalması halinde aradaki fark, ücret için öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde tazminat olarak ayrıca ödenir.”

MADDE 2 – 11/4/1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 14 – 31/12/2011 ilâ 23/11/2015 tarihleri arasında diş protez laboratuvarlarında diş protez teknisyenleri ve diş protez teknikerlerine ait iş ve işlemlerde yardımcı olmak üzere, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında düzenlenmiş olan protokol kapsamında eğitim almış olanlar, diş protez laboratuvar sahibi ve mesul müdürü olmamak üzere, yardımcı personel olarak çalışabilir. Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir.”

MADDE 3 – 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun mülga 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“MADDE 4 – Hazine ve Maliye Bakanlığı; bu Kanuna dayanılarak çıkarılan karar, yönetmelik, tebliğ ve diğer genel ve düzenleyici işlemler uyarınca başvurusu alınacak, düzenlenecek veya onaylanacak her türlü izin veya belge ile Bakanlık tarafından geliştirilen bilgi sistemlerinin sistem kullanıcılarına sunumu kapsamında, her bir başvuru, izin, belge veya sistem sunumu için bir mali yıl içerisinde altı milyon Türk lirasını geçmemek üzere yönetmelikte belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde ücret almaya yetkilidir. Bu tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır.”

MADDE 4 – 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 17 nci maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesine “doğalgaz,” ibaresinden sonra gelmek üzere “hava ayrıştırma,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 5 – 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun geçici 26 ncı maddesinin birinci fıkrasına “Elazığ İli Merkez, Sivrice,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Alacakaya, Arıcak,” ibaresi, “23/2/2020 tarihinde,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Malatya İli Arapgir, Arguvan, Doğanşehir, Hekimhan, Kuluncak, Pütürge İlçeleri ve çevresinde 5/6/2020 tarihinde,” ibaresi eklenmiş, fıkrada yer alan “14/6/2020 tarihinde meydana gelen ve genel hayata etkili olan deprem afetleri nedeniyle” ibaresi “14/6/2020 tarihinde, Erzincan İli Tercan İlçesi ve çevresinde 14/6/2020 ve 15/6/2020 tarihlerinde, Van İli Saray, Özalp ve Gürpınar İlçeleri ve çevresinde 25/6/2020 tarihinde, Bitlis İli Hizan İlçesi ve çevresinde 7/8/2020 tarihinde, Erzincan İli Tercan İlçesi ve çevresinde 28/10/2020 tarihinde, İzmir İli Aliağa, Balçova, Bayındır, Bayraklı, Bergama, Bornova, Buca, Çeşme, Çiğli, Dikili, Foça, Gaziemir, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Karşıyaka, Kemalpaşa, Kiraz, Konak, Menderes, Menemen, Narlıdere, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı, Urla İlçeleri ile Aydın İli Kuşadası İlçesi ve çevresinde 30/10/2020 tarihinde, Siirt İli Kurtalan İlçesi ve çevresinde 3/12/2020 tarihinde, Van İli Tuşba İlçesi ve çevresinde 15/12/2020 tarihinde, Elazığ İli Baskil, Karakoçan, Kovancılar, Maden Merkez, Palu, Sivrice İlçeleri ve çevresinde 27/12/2020 tarihinde meydana gelen deprem afetleri sebebiyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde,” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 6 – 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesine “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun” ibaresinden sonra gelmek üzere “tabip ve eczacı unvanlı kadrolarında çalışanlar ile” ibaresi ve cümleye “yüzde 500’ünü,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda görev yapan eczacılara yüzde 350’sini,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 7 – 209 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 5 – Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşları, götürü bedel üzerinden sağlık hizmeti sunmak üzere kamu kurum ve kuruluşları ile protokol yapmaya, kamu kurum ve kuruluşları da söz konusu protokoller doğrultusunda götürü bedel üzerinden sağlık hizmeti bedeli ödemeye yetkilidir. Bu şekilde hizmet verilmesine ve götürü bedelin tespit edilmesine ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak yapılacak protokollerde belirlenir. Götürü bedel üzerinden sunulan hizmetler için ilgili kurumlara ayrıca fatura ve dayanağı belge gönderilmez.”

MADDE 8 – 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 4 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 9 – 1163 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 10 – 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesine “önceki değerinden az olmaması kaydıyla,” ibaresinden sonra gelmek üzere “daha önceki imar uygulamalarında yapılan terk veya kesintiler dikkate alınmak suretiyle” ibaresi ve maddeye yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun 10 uncu maddesi kapsamında yapılan uygulamalarda; umumi hizmet alanları için yapılan her türlü terk ve kesintinin, parselasyon planındaki düzenleme ortaklık payı kesintisinden az olması durumunda, önceki terk ve kesintilerin oranını parselasyon planındaki düzenleme ortaklık payı oranına tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılabilir. Yapılan bu kesinti tamamlayıcı mahiyette olup mükerrer uygulama olarak değerlendirilmez. Ancak toplam kesinti oranı her halükarda %45’i geçemez.”

MADDE 11 – 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun geçici 19 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üç yıl” ibaresi “dört yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 12 – 7/12/1994 tarihli ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 25 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“Kurul Başkan ve üyeleri, üyeliklerinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle, görevden ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde bu Kanun kapsamında gerçekleştirilen soruşturmaların konusu sektörlerde faaliyet gösteren tüzel kişilerde görev alamaz ve bu nitelikteki gerçek ve tüzel kişileri bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili idari süreçlerde Kurum nezdinde temsil edemez.

Görevden ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde soruşturmada raportör olarak görevlendirilen meslek personeli, bu süre içinde 43 üncü madde uyarınca anılan personelin gözetiminden sorumlu daire başkanı ve ilgili daire başkan yardımcısı ile Başkan Yardımcısı, Kurumdan ayrılmalarından itibaren iki yıl süreyle, ilgili soruşturmaların konusu olan sektörlerde faaliyet gösteren tüzel kişilerde görev alamaz ve bu nitelikteki gerçek ve tüzel kişileri bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili idari süreçlerde Kurum nezdinde temsil edemez.

Beşinci ve altıncı fıkralara aykırı hareket edenlere 2/10/1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen ceza verilir.”

MADDE 13 – 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 211 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci paragrafına “kasten yaptığı bir tahrifat” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 14 – 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı Cetvelin 35 inci sırası bu Cetvelden çıkarılmış ve ekli (II) sayılı Cetvelin “B) ÖZEL BÜTÇELİ DİĞER İDARELER” bölümüne aşağıdaki 43 üncü sıra eklenmiştir.

“43) Türkiye İstatistik Kurumu”

MADDE 15 – 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “üç yılı” ibaresi “dört yılı” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 16 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 85 – 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarında uzun vadeli sigorta kolları hükümleri uygulanan sigortalıları çalıştıran işverenlerce;

a) 2020 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde prime esas günlük kazancı 147 Türk lirası ve altında bildirilen sigortalıların toplam prim ödeme gün sayısını geçmemek üzere, 2021 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

b) 2021 yılı içinde ilk defa bu Kanun kapsamına alınan işyerlerinden bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısının,

2021 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/dönemi için günlük 2,50 Türk lirası ile çarpımı sonucu bulunacak tutar, bu işverenlerin Kuruma ödeyecekleri sigorta primlerinden mahsup edilir ve bu tutar İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. Ancak (a) bendinde belirtilen prime esas günlük kazanç tutarı 6356 sayılı Kanun hükümleri uyarınca toplu iş sözleşmesine tabi özel sektör işverenlerine ait işyerleri için 294 Türk lirası olarak esas alınır.

Bu madde kapsamında destekten yararlanılacak ayda/dönemde, 2020 yılı Ocak ilâ Aralık ayları/döneminde aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında uzun vadeli sigorta kollarından en az sigortalı bildirimi yapılan aydaki/dönemdeki sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulması hâlinde bu madde hükümleri uygulanmaz.

Mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad ve unvan altında ya da bir iş birimi olarak açılması veya yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi İşsizlik Sigortası Fonu katkısından yararlanmak amacıyla muvazaalı işlem tesis ettiği anlaşılan veya sigortalıların prime esas kazançlarını 2021 yılı Ocak ila Aralık ayları/dönemi için Kuruma bildirmediği veya eksik bildirdiği tespit edilen işyerlerinden İşsizlik Sigortası Fonunca karşılanan tutar, gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte geri alınır ve bu işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Ancak, ilgili ayda 2021 yılına ait aylık brüt asgari ücretin onda birini geçmeyecek tutarda eksik prime esas kazanç bildirimi yapıldığının tespiti durumunda Kurumca yapılacak ihtar üzerine on beş günlük süre içinde söz konusu eksikliği gideren işyerleri hakkında bu madde hükümleri uygulanmaya devam eder.

İşverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili 2021 yılı Ocak ilâ Aralık aylarına/dönemine ait aylık prim ve hizmet belgelerini veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini yasal süresi içerisinde vermediği, sigorta primlerini yasal süresinde ödemediği, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan soruşturma ve incelemelerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığı durumlarının tespit edilmesi, Kuruma prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunması hâllerinde bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendine ilişkin hükümler uygulanmaz. Ancak Kuruma olan prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarını 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendiren işverenler bu tecil ve taksitlendirme devam ettiği sürece anılan fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu maddenin uygulanmasında bu Kanunun ek 14 üncü maddesi hükümleri uygulanmaz.

Birinci fıkranın (a) bendinin uygulanmasında, bir önceki yılın aynı ayına ilişkin olarak aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmemiş olması hâlinde bildirim yapılmış takip eden ilk aya ilişkin aylık prim ve hizmet belgesindeki veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesindeki bildirimler esas alınır. 2020 yılından önce bu Kanun kapsamına alınmış ancak 2020 yılında sigortalı çalıştırmamış işyerleri hakkında birinci fıkranın (b) bendi hükümleri uygulanır.

Sigortalı ve işveren hisselerine ait sigorta primlerinin Devlet tarafından karşılandığı durumlarda işverenin ödeyeceği sigorta priminin İşsizlik Sigortası Fonunca karşılanacak tutardan az olması hâlinde sadece sigorta prim borcu kadar mahsup işlemi yapılır.

3213 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi uyarınca ücretleri asgarî ücretin iki katından az olamayacağı hükme bağlanan “Linyit” ve “Taşkömürü” çıkarılan işyerlerinde yer altında çalışan sigortalılar için birinci fıkranın uygulanmasında (a) bendi uyarınca belirlenecek günlük kazanç 392 Türk lirası olarak ve 2020 yılının aynı ayına ilişkin Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen prim ödeme gün sayısının yüzde 50’sini geçmemek üzere, 2021 yılında cari aya ilişkin verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde bildirilen sigortalılara ilişkin toplam prim ödeme gün sayısı dikkate alınır.

Bu madde hükümleri, 5018 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı cetvelde sayılan kamu idarelerine ait kadro ve pozisyonlarda 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için uygulanmaz.

4734 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan idareler tarafından ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ve sözleşmesinde fiyat farkı ödeneceği öngörülen hizmet alımlarında, ihale dokümanında personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatinin tamamının idarede kullanılmasının öngörüldüğü işçilikler için birinci fıkra uyarınca İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanacak tutarlar bu idarelerce işverenlerin hak edişinden kesilir.

2021 yılı Ocak ilâ Aralık aylarına/dönemine ilişkin yasal süresi dışında Kuruma verilen aylık prim ve hizmet belgelerinde veya Hazine ve Maliye Bakanlığına verilecek muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılar için bu madde hükümleri uygulanmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye İş Kurumunun görüşleri alınmak suretiyle Kurum tarafından belirlenir.”

MADDE 17 – 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) 5 inci maddede tanımlanan ve 30/4/2021 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı durdurulur. Hükümlü 30/6/2022 tarihine kadar çek bedelinin bu fıkrada değişiklik yapan Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını 30/6/2022 tarihinden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkûmiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. 30/6/2022 tarihine kadar çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmemesi halinde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Bu fıkra hükümleri, 30/4/2021 tarihine kadar işlenmiş ve yargılaması devam eden suçlar bakımından, çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin 30/6/2022 tarihine kadar ve bu fıkrada belirtilen taksitlerin süreleri içinde alacaklıya ödenmesi koşuluyla, infaz aşamasında uygulanabilir.”

MADDE 18 – 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanununun 50/A maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde ve üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “tasfiye komisyonu” ibaresi “Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu” şeklinde değiştirilmiştir.

“(2) Kurul tarafından tasfiyesine karar verilen şirketler, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından atanacak en az üç kişilik tasfiye komisyonu tarafından tasfiye edilir. Tasfiye komisyonu üyeleri ile bu kişiler tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler 5411 sayılı Kanunun 127 nci maddesine tabidir.”

“(4) Faaliyet izni kaldırılarak tasfiyesine karar verilen şirketler hakkında 5411 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci, yedinci, dokuzuncu ve onuncu fıkraları, 108 inci, 109 uncu, 110 uncu, 132 nci, 133 üncü, 134 üncü, 137 nci, 138 inci, 140 ıncı, 141 inci ve 142 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır. Faaliyet izni kaldırılarak tasfiyesine karar verilen tasarruf finansman şirketlerinin varlıklarının yükümlülüklerini karşılamadığının tespiti halinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu kararına istinaden tasfiye komisyonu mahkemeden, bu şirketlerin iflasını talep edebilir. Hakkında iflas kararı verilen tasarruf finansman şirketinin iflas tasfiyesinde 5411 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi kıyasen uygulanır. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu, bu maddede düzenlenen tasfiyeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

MADDE 19 – 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “1/7/2021” ibaresi “1/1/2022” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 20 – 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “üç yıl” ibaresi “altı yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 21 – 16/4/2020 tarihli ve 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin üçüncü cümlesinde yer alan “üç ay” ibaresi “altı ay” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 22 – 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Türkiye İstatistik Kurumu,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 23 – 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35 inci maddesinin (A), (B), (C), (Ç), (D) ve (G) fıkralarında yer alan “üç yıl” ibareleri “dört yıl” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 24 – 3/6/2011 tarihli ve 640 sayılı Gümrük Personeli ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2 – (1) Gümrük hizmetleri ve kaçakçılıkla mücadele görevleri kapsamında, 39 uncu maddede belirtilen personelden;

a) Devletin ekonomik menfaatleri, doğal ve kültürel miras, çevre ve toplum sağlığı ile kamu güvenliğinin korunmasında yüksek hizmetleri görülenler, fiilen almakta oldukları aylık tutarlarının iki katından beş katına kadar,

b) Olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlıklar gösterenler, fiilen almakta oldukları aylık tutarlarının altı katından yirmi dört katına kadar,

3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla para verilerek ödüllendirilebilir. Bunlardan sözleşmeli olarak istihdam edilenlere verilecek ödül tutarı, aynı unvanlı kadroda çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali personel esas alınarak belirlenir. Bu madde gereğince verilecek ödüllere ilişkin teklif ve değerlendirme işlemleri ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Ticaret Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.”

MADDE 25 – Bu Kanunun;

a) 16 ncı maddesi 1/1/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

b) 14 üncü, 19 uncu ve 22 nci maddeleri 30/6/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

c) 15 inci maddesi 7/7/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

ç) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 26 – Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

27/7/2021

 

 

13 Temmuz 2021 Salı

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 529) Gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi beyannamesi

 

13 Temmuz 2021 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 31540

TEBLİĞ

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 529)

 

Amaç ve kapsam

MADDE 1 – (1) Gelirlerin/servetlerin arkasındaki gerçek isimlerin bilinmesi vergi kaçakçılığı ile mücadele açısından büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin de üyesi bulunduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Vergi Amaçlarına Yönelik Şeffaflık ve Bilgi Değişimi Küresel Forumu (Küresel Forum), vergi kaçakçılığıyla mücadele amacına yönelik olarak çalışmalar yürütmektedir. Bu bağlamda, Küresel Forum, faaliyetleri gereği şeffaflık ve bilgi değişimi konusunda ülkelerin uyması gereken uluslararası asgari standartlar oluşturmuş olup tüzel kişiliklerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcısının bilinmesi hususu standardın unsurlarından biridir. Bu konu, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla Mali Eylem Görev Gücü tarafından belirlenen tavsiyelerde de karşılık bulmaktadır.

(2) Bu kapsamda, tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin gerçek faydalanıcı bilgisinin güncel, tam ve doğru bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla gerçek faydalanıcının belirlenmesine ve bildirilmesine ilişkin olarak bildirim zorunluluğu getirilen mükelleflerin kapsamı, bildirimin şekli, bildirimde bulunulacak dönem, bildirim verme zamanı, bildirimin gönderilme usulü ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin konusunu teşkil etmektedir.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ uygulamasında;

a) Gerçek faydalanıcı: Tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri,

b) Tedbirler Yönetmeliği: 10/12/2007 tarihli ve 2007/13012 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliği,

c) Trust: Bir malvarlığının belirli bir lehtar ya da lehtar grubunun yararlanması için, malvarlığının maliki olan sözleşme kurucusu tarafından, söz konusu malvarlığının yönetimi, kullanımı ya da sözleşmede belirtilen diğer tasarruflarda bulunulması amacıyla sözleşmeyi icra eden bir mütevellinin kontrolüne bırakılmasını hüküm altına alan hukuki ilişkiyi,

ifade eder.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 3/11/2011 tarihinde imzalanan ve 3/5/2017 tarihli ve 7018 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 1/7/2018 tarihinde yürürlüğe giren Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi, yürürlükteki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları ile 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149, 152/A ve 256 ncı maddeleri ve mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine dayanılarak hazırlanmıştır.

Gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimi verme zorunluluğu getirilenler

MADDE 4 – (1) Bu Tebliğin konusunu teşkil eden gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini, bildirim verme süresinin başladığı 1/8/2021 tarihi itibarıyla faal olan (tasfiye işlemi devam edenler dâhil);

a) Kurumlar vergisi mükellefleri,

b) Kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak, eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri ve adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi, Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcileri,

vermek zorundadırlar.

(2) Ayrıca; Tedbirler Yönetmeliğinde 11/10/2006 tarihli ve 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasında yükümlü sayılan;

a) Bankalar,

b) Bankalar dışında banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz kuruluşlar,

c) Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseler,

ç) Finansman ve faktoring şirketleri,

d) Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri,

e) Ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşları,

f) Yatırım ortaklıkları,

g) Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri ile sigorta ve reasürans brokerleri,

ğ) Finansal kiralama şirketleri,

h) Sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde takas ve saklama hizmeti veren kuruluşlar,

ı) Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasasına ilişkin saklama hizmeti ile sınırlı olmak üzere Borsa İstanbul Anonim Şirketi,

i) Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi ile kargo şirketleri,

j) Varlık yönetim şirketleri,

k) Kıymetli maden, taş veya mücevher alım satımı yapanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

l) Cumhuriyet altın sikkeleri ile Cumhuriyet ziynet altınlarını basma faaliyeti ile sınırlı olmak üzere Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü,

m) Kıymetli madenler aracı kuruluşları,

n) Ticaret amacıyla taşınmaz alım satımıyla uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

o) İş makineleri dâhil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım satımı ile uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler,

ö) Tarihi eser, antika ve sanat eseri alım satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanlar,

p) Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığı dâhil talih ve bahis oyunları alanında faaliyet gösterenler,

r) Spor kulüpleri,

s) Noterler,

ş) Savunma hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35 inci maddesinin birinci fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere; taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere serbest avukatlar,

t) Bir işverene bağlı olmaksızın çalışan serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler,

u) Finansal piyasalarda denetim yapmakla yetkili bağımsız denetim kuruluşları,

ü) Kripto varlık hizmet sağlayıcılar,

v) Tasarruf finansman şirketleri,

ile bunların şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edildiğinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini Başkanlığa bildirmek zorundadır.

(3) Merkezi yurtdışında bulunan yükümlünün şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından talep edildiğinde müşterileri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerçek faydalanıcı bilgisini Başkanlığa bildirmek zorundadır.

Gerçek faydalanıcının belirlenmesi

MADDE 5 – (1) Tüzel kişilerde;

a) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,

b) Tüzel kişiliğin yüzde yirmi beşi aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

c) (a) ve (b) bentleri kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler,

gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.

(2) Tedbirler Yönetmeliğinin 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen tüzel kişiliği olmayan iş ortaklıkları gibi teşekküllerde;

a) Tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,

b) (a) bendi kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilememesi halinde tüzel kişiliği olmayan teşekkül nezdinde en üst düzeyde icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler,

üst düzey yönetici sıfatıyla gerçek faydalanıcı olarak kabul edilir ve bildirime konu edilir.

(3) Trust ve benzeri teşekküllerde; kurucular, mütevelli, yönetici, denetçi veya faydalanıcı sıfatını haiz olanlar ya da bu teşekküller üzerinde nüfuz sahibi olanlar gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilir.

Bildirimin dönemi ve verilme zamanı

MADDE 6 – (1) Bildirim yapma yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri, gerçek faydalanıcı bilgisini geçici vergi beyannameleri ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmek zorundadır.

(2) Kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan diğer mükellefler ile diğer kişiler gerçek faydalanıcı bilgisini her yılın Ağustos ayı sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bir form ile elektronik ortamda bildirmek zorundadır.

(3) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilenlerin yeni mükellefiyet tesis ettirmesi veya daha önce bildirime ekledikleri bilgilerde değişiklik olması halinde, yeni mükellefiyet tesisini veya bilgi değişikliğini, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirmeleri gerekmektedir.

Bildirimin şekli

MADDE 7 – (1) Kurumlar vergisi mükellefleri yıllık ve geçici vergi beyannamelerinin ekinde, kurumlar vergisi mükellefleri dışında kalan mükellefler ile bildirim yapması gereken diğer kişiler ise dördüncü fıkrada belirtilen bildirim formu ile bildirim yaparlar.

(2) Bildirim yapma yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri söz konusu beyannameler aracılığıyla; gerçek faydalanıcıların adı, soyadı, vatandaşlıkları, kimlik numaraları ve adresleri, varsa telefon, faks ve elektronik posta bilgileri ile gerçek faydalanıcılığın sebebini bildirirler.

(3) Bildirim formu ile bildirim verme yükümlülüğü getirilenler, “gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” ile gerçek faydalanıcıların adı, soyadı, vatandaşlıkları, kimlik numaraları, adresleri, varsa telefon, faks ve elektronik posta bilgileri ile gerçek faydalanıcılığın sebebini bildirirler.

(4) Kapsama giren mükellefler ve diğer kişiler tarafından bildirim; İnternet Vergi Dairesinde yer alan açıklamalara uygun şekilde elektronik ortamda İnternet Vergi Dairesi üzerinden “gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu” doldurularak verilecektir.

(5) Kapsama giren mükellefler ve diğer kişilerin bağlı bulunduğu vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve şifre almaları gerekmektedir. Kağıt ortamında (elden veya posta ile) bildirim formu kabul edilmeyecektir. Bildirim formunun elektronik ortamda verilmiş sayılabilmesi için sistem üzerinden onaylama işleminin yapılması şarttır. Onaylama işlemi en geç bildirimin verilmesi gereken sürenin son günü saat 23:59’a kadar tamamlanmalıdır.

(6) Bildirimin elektronik ortamda gönderilmesi zorunlu olduğundan vergi dairesi müdürlükleri/malmüdürlükleri, bildirimi kâğıt ortamında hiçbir şekilde kabul etmeyecektir.

(7) Elektronik ortam dışında gönderilen bildirim verilmemiş sayılacaktır.

(8) “Gerçek faydalanıcıya ilişkin bildirim formu”, mükellef tarafından bizzat gönderilebileceği gibi ilgili dönemde, aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan serbest muhasebeci mali müşavir veya gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi tasdik sözleşmesi (tam tasdik sözleşmesi) bulunan yeminli mali müşavirler aracılığıyla da gönderilebilir.

(9) Bildirimin yapılmasının ardından bildirimin hatalı veya eksik olduğunun anlaşılması durumunda bildirimin bu maddede belirtilen usullerde yeniden verilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

Diğer hususlar ve cezai yaptırım

MADDE 8 – (1) Gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimine konu edilen bilgilerin mükellefler tarafından, bildirimin verildiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren 5 yıl süreyle muhafaza edilmesi gerekmektedir.

(2) Bu Tebliğde yapılan düzenlemeler kapsamında bildirilmesi gereken bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Kanunun ilgili ceza hükümleri tatbik olunur.

(3) Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yapılacak araştırma, inceleme ve uluslararası bilgi değişimi ile vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından yapılacak araştırma ve incelemeler neticesinde, 4 üncü maddede yer verilen mükellef ve diğer kişilerin gerçek faydalanıcı bilgisine ilişkin hatalı kayıtların bulunduğunun tespit edilmesi halinde, gerekli cezai işlemlerin ve sicil kayıtlarında gerekli değişikliklerin yapılabilmesi amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığına bilgi verilir.

İlk bildirim

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Gerçek faydalanıcı bilgisi verme yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri dâhil bütün mükellefler ile diğer kişilerin, en geç 31/8/2021 günü sonuna kadar gerçek faydalanıcı bilgisini 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen form ile elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmeleri gerekmektedir.

Yürürlük

MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

 

 

2 Temmuz 2021 Cuma

7326 BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İÇ GENELGE 2021/1

 

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İç Genelgesi 2021/1

T.C.

HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI

Gelir İdaresi Başkanlığı

Sayı : Z-69358343-010.06.01.[38-15]-72402 /72401

Tarih: 18/06/2021

Konu : 7326 sayılı Kanun İç Genelge

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7326 SAYILI KANUN İÇ GENELGESİ

(Seri No: 2021/1)

……………………………VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

…………………………….VALİLİĞİNE

(Defterdarlık: Gelir Müdürlüğü)

7326 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun uygulamasına ilişkin olarak aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek görülmüştür.

A- BAŞVURULARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

Bilindiği gibi, 7326 sayılı Kanundan yararlanmak isteyen mükelleflerin bağlı oldukları her bir vergi dairesine yazılı olarak doğrudan veya posta yoluyla başvuruda bulunmaları gerekmektedir.

Ayrıca, 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak isteyen borçluların, başvurularını Gelir İdaresi Başkanlığının internet adresi (www.gib.gov.tr) ya da e-Devlet (www.turkiye.gov.tr) üzerinden yapabilecekleri gibi diğer vergi daireleri aracılığıyla da yapabilecekleri 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun Genel Tebliğinde açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Kanun hükümlerinden yararlanmak için yapılacak başvurularda aşağıda belirtilen hususlara da dikkat edilmesi gerekmektedir.

1) Tutuklu veya hükümlü olan mükelleflerin Kanundan yararlanmaya ilişkin dilekçelerinin ceza infaz kurumu kayıtlarına alındığı tarihin başvuru tarihi olarak esas alınması, bu tarihin belli olmaması durumunda ceza infaz kurumunun ilgili dilekçeyi vergi dairesine göndermesine ilişkin yazının tarihinin esas alınması gerekmektedir.

2) Yurt dışında bulunan mükelleflerin faks yoluyla Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunmaları halinde, söz konusu başvuruları kabul edilecek ve mükellefler tarafından istenilmesi halinde ödeme tabloları faks yoluyla gönderilebilecektir. Ancak, bu mükelleflerin Kanun hükümlerinden yararlandıkları borçları ile ilgili davalarının bulunması durumunda bu davalarından vazgeçtiklerine dair dilekçeyi yazılı olarak göndermeleri icap etmektedir.

3) 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesi hükmünden yararlanmak isteyen borçluların, bağlı oldukları vergi dairesi dışındaki vergi dairelerine başvuruda bulunmaları durumunda bu başvuruları alan ilgili vergi dairelerinin alınan başvuru dilekçelerini, evrak kaydını yaptıktan sonra, borçlunun dilekçelerinde belirttiği vergi dairelerine posta yoluyla ya da faksla derhal göndermeleri gerekmektedir. Ancak, başvuru dilekçelerinin verildiği ilgili vergi dairesi ile bağlı olunan vergi dairesinin Kamusal Elektronik Belge Yönetim Sistemi (KEYS) üzerinden evrak alabilen/gönderebilen vergi dairelerinden olmaları durumunda, bu dilekçeler 11/6/2021 tarih ve “7326 S.K.- Başvuru İşlemleri, Tanımlanan Evrak Türleri ve Dilekçe Örnekleri” konulu duyuru ve kılavuzda belirtildiği şekilde başka vergi dairesi adına kaydedilerek gönderilecektir. Bu durumda, alınan başvuru dilekçelerinin dilekçede belirtilen vergi dairelerine ayrıca posta yoluyla ya da faksla gönderilmesine gerek bulunmamaktadır. Borçlunun bağlı olduğu vergi dairesince, ön evraka düşen başvuru dilekçesi üzerine ödeme planı hazırlanacaktır.

4) 7326 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlular, ödeme planlarını bağlı bulundukları vergi dairelerinden alabilecekleri gibi müracaat edecekleri herhangi bir vergi dairesinden imza karşılığında elden, gerekli şartların bulunması koşuluyla Başkanlığımız internet adresi üzerinden de alabileceklerdir.

5) 7326 sayılı Kanunun 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin başvuru süresi içinde bu taleplerinden vazgeçmeleri ya da ödeme seçeneklerini değiştirmeleri mümkündür. Başkanlığımız internet adresi veya e-Devlet üzerinden veya bağlı oldukları vergi dairesi dışındaki vergi daireleri aracılığıyla yapılan başvurulardan vazgeçme veya ödeme seçeneği değiştirme talepleri, borçlunun bağlı olduğu vergi dairesine yazılı şekilde doğrudan ya da posta yoluyla yapılacaktır.

Kanundan yararlanma şartlarından biri de dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması olduğundan, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran borçluların, ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlar ile takip ve tahsil işlemlerine karşı açtıkları davalardan vazgeçmeleri gerekmektedir.

Ancak, başvuru sırasında ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlar ile takip ve tahsil işlemleri nedeniyle açılmış olan davalardan vazgeçileceği yönünde beyanda bulunulduğu ve bu dilekçelerin vergi dairelerince derhal davanın bulunduğu yargı merciine gönderilerek idarece de başvuruda bulunan borçlular ile ilgili ihtilafların sürdürülmediği dikkate alındığında, Kanundan yararlanmak üzere başvuran borçlular ile ilgili olarak belirtilen işlemler gerçekleştirildikten sonra ya da idarece ihtilafın sürdürülmeyerek süresinde kanun yollarına başvurulmaması hallerinde mükelleflerin başvurularından vazgeçmeleri mümkün değildir.

Kanunun, pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannameler ile matrah ve vergi artırımına ve stok beyanlarına ilişkin hükümlerinden yararlanmak üzere beyan ve bildirimde bulunanlar da başvuru süresinin sonuna kadar bu beyan ve bildirimlerini düzeltebilir ve ödeme seçeneklerini değiştirebilirler. Ancak, Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararları sonucu bulunan farkın, matrah veya vergi artırımı yapılan tutar ile birlikte değerlendirilmiş olması halinde, bu matrah ve vergi artırımına ilişkin beyanları azaltacak şekilde düzeltme yapılamaz.

7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi uyarınca, 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında yapılandırılan ve 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihi itibarıyla ödemesi devam eden taksitlendirmelerden kalan taksit tutarlarına konu borçların 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılması mümkün olup, borçluların 7326 sayılı Kanundan yararlanmaktan 31/8/2021 tarihine kadar vazgeçmeleri de mümkündür.

Ancak, 7326 sayılı Kanundan yararlanılma talebinden vazgeçilmesi durumunda, 7256 sayılı Kanun kapsamında kalan taksitlerin ödenebilmesi, vazgeçme tarihi itibarıyla 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmanın ihlal edilmemiş olması şartına bağlı olacaktır.

6) Kanun hükümlerinden yararlanmaya yönelik başvurularını elektronik ortamda veya yurt dışından faksla yapan mükelleflerin, yararlanmak istedikleri borçlarıyla ilgili olarak dava açıp açmadıkları vergi dairelerince ivedilikle araştırılacak ve bu borçlara ilişkin devam eden ihtilafın bulunması durumunda, söz konusu davalardan vazgeçtiklerine dair yazılı dilekçeyi onbeş gün içinde vergi dairesine intikal ettirmeleri, aksi halde Kanun hükümlerinden yararlanamayacakları hususu bir yazı ile mükelleflere tebliğ edilecektir. Bu sürede davalardan vazgeçildiğine dair dilekçeleri vergi dairelerine intikal ettirmeyen mükellefler Kanun hükümlerinden yararlanma haklarını kaybedeceklerinden başvuruları geçersiz sayılacak ve hazırlanan ödeme planları iptal edilecektir.

7) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124 üncü maddesi uyarınca mükelleflerin şikâyet yoluyla Bakanlığımıza/Başkanlığımıza yapmış oldukları müracaatlara konu alacaklar, 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılacaktır. Ancak, mükelleflerin madde hükmünden yararlanabilmeleri için açılmış davalardan vazgeçmeleri gerektiği tabiidir.

Öte yandan, 7326 sayılı Kanunun ilgili maddelerinden yararlanmak için müracaatta bulunan mükellefler tarafından bu borçları ile ilgili şikâyet yoluyla müracaat dâhil olmak üzere Bakanlığımız/Başkanlığımız aleyhine açılan davaların bulunması halinde, Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için bu davalardan da vazgeçilmesi gerekmekte olup, idari yargı mercilerinde Bakanlığımızın/Başkanlığımızın taraf olduğu ancak takip ve savunma yetkisi Vergi Dairesi Başkanlıklarına bırakılan davalara dair ihtilaftan vazgeçme dilekçelerinin de yetkili birimce ilgili yargı merciine intikal ettirilmesi ve dilekçenin bir örneğinin davaya konu dosya numarası da belirtilmek suretiyle Başkanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, 7326 sayılı Kanunun ilgili maddelerinden yararlanmak için müracaatta bulunan mükelleflerin yararlandıkları kamu alacağı ile ilişkili olarak Bakanlığımızın/Başkanlığımızın davalı konumunda olduğu ancak, takip ve savunma yetkisi devredilmeyen davalara ilişkin vazgeçme dilekçelerinin asıllarının davaya konu dosya numarası da belirtilmek suretiyle ivedi olarak Başkanlığımıza gönderilmesi gerekmektedir.

8) 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin onüçüncü fıkrasında, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan borçlara ilişkin dava açılamayacağı ve hiçbir mercie başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulan alacağın varlığına ve takibine ilişkin herhangi bir yargı merciine, 213 sayılı Kanunun 122 ve 124 üncü maddeleri kapsamında yapılabilecek itirazlar dâhil olmak üzere herhangi bir idareye, dilekçe ve başvuru hakkı kapsamında Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu dâhil herhangi bir mercie başvurulması, başvurulsa dahi bu başvurular üzerine herhangi bir işlem yapılması mümkün bulunmamaktadır.

B- BAŞVURUDA BULUNAN MÜKELLEFLERE İLİŞKİN HACİZ İŞLEMLERİ

7326 sayılı Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükelleflerin, yapılandırmaya konu borçları muaccel olmaktan çıkmakta ve bu borçların peşin veya taksitler halinde ödenmesine imkân sağlanmaktadır.

Bu itibarla, Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler hakkında Kanun hükümlerini ihlal etmedikleri müddetçe bu borçlara yönelik 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 62 nci maddesi hükmü gereğince mal varlığı araştırması yapılmayacak, daha önce başlanılmış olup sonuçlanmamış bulunan mal varlığı araştırmalarına da son verilecektir.

Öte yandan, söz konusu kişilerin bu borçları nedeniyle cebren tahsil işlemleri yapılmayacak, 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden önce uygulanmış hacizler ve bu hacizlere dayanılarak başlatılan satış işlemleri durdurulacaktır. Ayrıca, yapılan takipler neticesinde motorlu taşıtlar hakkında trafik sicillerine konulan hacizler baki kalmak kaydıyla yakalama şerhleri kaldırılacak ve talep edilmesi durumunda araçlar sahiplerine iade edilecektir.

Diğer taraftan, Kanunun 9 uncu maddesinin onikinci fıkrası hükmüne göre, bu Kanun kapsamında yapılandırmaya konu alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi hâlinde 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre satılabilecektir.

Daha önce tatbik edilen hacizlerin, Kanundan yararlanmak üzere başvuruda bulunulması üzerine doğrudan kaldırılması mümkün olmamakla birlikte mükelleflerin hacizlerin kaldırılmasına yönelik talepleri, borcu karşılayacak tutarda teminat gösterilmesi halinde yerine getirilebilecektir. Aynı uygulamanın istihkak ve alacak hacizleri için de yapılacağı tabiidir.

7326 sayılı Kanun kapsamında borçları yapılandırılan mükelleflerin Kanun hükümlerini ihlal etmeleri hâlinde, durdurulan cebren takip işlemlerine kaldığı yerden devam edilecektir.

7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince, yapılandırılan alacağın hukuki niteliği değişmediğinden, yapılandırmanın ihlal edilmesi hâlinde bu alacakların takibi yapılandırma öncesi tür ve vade dikkate alınarak ve daha önce yapılan takip işlemleri geçerliliğini korumak suretiyle sürdürülecektir. Ayrıca, alacağın ödenmesinden sorumlu olan diğer kişiler (213 ve 6183 sayılı Kanunlar ile diğer kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları ve kanuni temsilciler gibi amme borçlusu sayılan kişiler) hakkında yapılan takip işlemlerine de Kanunun 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği tabiidir.

C- EMANETTEKİ PARALAR İLE CEBREN TAHSİL EDİLEN PARALARIN MAHSUBU

Mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunmaları hâlinde, emanetteki paralar ile cebren tahsil edilen paralar aşağıda yer verilen açıklamalar kapsamında borçlara mahsup edilecektir.

i) Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden (bu tarih hariç) önce emanet hesaplarında bulunan tutarlar ile haczedilerek vergi dairesi hesaplarına aktarılan tutarlar yapılandırma öncesi borçlara mahsup edilecek, kalan bir borcun bulunması halinde, bakiye borç için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecektir.

ii) Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden (bu tarih dâhil) sonra emanet hesaplarına alınan tutarlar ile daha önce tatbik edilen hacizler nedeniyle vergi dairesi hesaplarına aktarılan tutarların;

– Kanun kapsamında yapılandırılan borçla ilgili olması hâlinde bu tutarlar, ilk taksitten başlamak üzere ödenmesi gereken taksitlere,

– Kanun kapsamında yapılandırılan borçlar dışındaki borçlarla ilgili olması hâlinde bu tutarlar, öncelikle borçlunun Kanun kapsamında yapılandırılmayan ilgili borçları ile varsa diğer muaccel borçlara, kalan tutar olması halinde ise ilk taksitten başlamak üzere Kanun kapsamında yapılandırılan borçlara,

mahsup edilmesi ve mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması hâlinde ise bu tutarın, 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrası göz önünde bulundurularak red ve iade edilmesi gerekmektedir.

Ç- İLGİLİ MEVZUAT GEREĞİ YAPILAN İADELERE İLİŞKİN TUTARLARIN MAHSUBU

Mükelleflerin Kanun hükmünden yararlanmak üzere süresinde başvuruda bulunmaları hâlinde, ilgili mevzuat gereği yapılan iadelere ilişkin tutarlar aşağıda yer verilen açıklamalar kapsamında borçlara mahsup edilecektir.

İade talebinin;

i) 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihinden (bu tarih hariç) önce olması halinde iadeye konu tutarlar yapılandırma öncesi borçlara mahsup edilecek, kalan bir borcun bulunması halinde, bakiye borç için Kanun hükümlerinden yararlanılabilecek,

ii) Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihi (bu tarih hariç) ile başvuru süresinin bitimi (31/8/2021 tarihi dâhil) arasında olması halinde iadeye konu tutarlar Kanuna göre ödenmesi gereken ilk taksite mahsup edilecek,

iii) 7326 sayılı Kanunun başvuru süresinden (31/8/2021) sonra olması halinde öncelikle mükellefin muaccel hale gelmiş (7326 sayılı Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süresi başlamış olanları dâhil) amme borçlarına mahsup edilecek,

artan bir tutarın bulunması halinde 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrası göz önünde bulundurularak red ve iade edilecektir.

Diğer taraftan, 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun Genel Tebliğinin (II/C) bölümünün “4- Mahsuben ödeme” başlıklı bölümünde yer alan açıklamaların dikkate alınacağı tabiidir.

D- BORCUN BULUNMADIĞINA DAİR BELGE TALEPLERİ

7326 sayılı Kanun kapsamında borçları yapılandırılan mükelleflerle ilgili olarak, Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası ile 9 uncu maddesinin onikinci fıkrasında yapılandırılan borcun %10’unun ödenmesine bağlı olarak borcun bulunmadığına dair belgede bu borçların gösterilmeyeceğine yönelik düzenleme yapılmıştır.

7326 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçlarla ilgili olarak;

a) Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, fenni muayene yapılması ve uçuşa elverişli belgesi verilmesi için fıkrada belirtilen ve Kanun kapsamında yapılandırılan borçların en az %10’unun ödenmesi,

b) Kanunun 9 uncu maddesinin onikinci fıkrası gereğince, borç durumunu gösterir belgede Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılan borca yer verilmemesi için bu borcun %10’unun ödenmesi,

şartı getirilmiştir.

Kanunla getirilmiş olan bu şartlara ilişkin olarak 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun Genel Tebliğinin (II/B-9) ve (II/D-7) bölümlerinde gerekli açıklamalara yer verilmiş olup, işlemlerin Tebliğde yapılan açıklamalar kapsamında yürütülmesi gerekmektedir.

E- KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN AMME ALACAKLARI

1) 7326 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş veya ihtilaflı olan alacaklara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Maddenin uygulamasına yönelik ayrıntılı açıklamalar 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun Genel Tebliği ile yapılmıştır. Ancak, Başkanlığımıza intikal eden olaylardan, Kanunun yayımı tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan mükelleflerin başvurularını dava açma süresi bitmeden yapmalarının zorunlu olup olmadığı hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.

Anılan madde, ihtilaflı alacağın Kanunun yayımı tarihi itibarıyla mevcut olan hukuki durumu esas alınarak düzenlenmiştir. Bu nedenle 9/6/2021 tarihi itibarıyla dava açma süresi geçmemiş bulunan mükellefler de 31/8/2021 tarihi mesai saati bitimine kadar Kanunun 3 üncü maddesi hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunabileceklerdir.

2) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7 nci maddesinde “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür…” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, ilgili kanunlarda belirlenmiş olan sürelerde idari işleme karşı dava açılması gerekmektedir. Bu sürelerden sonra açılan davalar yargı mercileri tarafından süre yönünden reddedilmektedir.

Vergi/ceza ihbarnamelerinin mükelleflere ne zaman tebliğ edildiği vergi dairesi kayıtlarında detaylı şekilde yer aldığından, mükelleflerin dava açma süreleri bu kayıtlar esas alınarak tespit edilecek ve bu kayıtlara göre davanın, dava açma süresi içinde açıldığı tespit edilirse 7326 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, dava açma süresinden sonra açıldığı herhangi bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilirse anılan Kanunun 2 nci maddesi hükümleri uygulanacaktır.

Diğer taraftan, söz konusu alacaklara ilişkin olarak açılmış olan davaların vergi mahkemesi tarafından süre yönünden reddedildiği hallerde red kararına karşı 9/6/2021 tarihinden önce üst yargı merciine başvurulmuş olması durumunda da mükellefler 7326 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanabileceklerdir. Bu durumda söz konusu davalardan vazgeçilmesi gerekeceği tabiidir.

3) Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı birden fazla vergi/ceza ihbarnamesinin tek dosyada ihtilaf konusu yapıldığı ve vergi mahkemesince ihtilafın tek dosya üzerinden incelenerek karar verildiği hallerde davanın tek ihtilaf olarak dikkate alınması gerekmektedir. Bu davalarda ihbarnamelerin bir kısmı için terkin, diğer kısmı için tasdik ya da tadilen tasdik kararı verilmesi halinde ise ihtilafın anılan Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilmesi icap etmektedir.

4) İkmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatlara karşı açılmış davalara ilişkin olarak 7326 sayılı Kanunun yayımlandığı 9/6/2021 tarihi itibarıyla 2577 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca verilen 30 günlük sürenin veya aynı Kanunun 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın yeniden işleme konulmasına ilişkin bir yıllık sürenin sona ermemiş olması halinde bu davalara konu alacaklar için 7326 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi hükmünden yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

F- İNCELEME VE TARHİYAT SAFHASINDA BULUNAN İŞLEMLER

İnceleme ya da tarhiyat safhasındaki işlemler ile ihtilaflı (kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan) tarhiyatlarla ilgili olarak 7326 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ve 4 üncü maddesinin birinci ila yedinci fıkraları hükümlerinden yararlanan mükelleflerin söz konusu işlem ve tarhiyatlar sebebiyle, takip eden dönemler de dâhil olmak üzere yapılan düzeltme sonucu iade taleplerinin ortaya çıkması halinde, bu taleplerinin yerine getirilmesinde, bu işlem ve tarhiyatlara ilişkin kesinleşip ödenen vergi aslı tutarları dikkate alınacaktır.

G- TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA TALEPLİ VERGİ İNCELEME RAPORLARI İLE İLGİLİ İŞLEMLER

Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrasında “(7) Bu maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 2/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) sonuçlandırılmaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.” hükmü yer almaktadır.

Bu hüküm uyarınca, Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerine göre matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler hakkında artırıma konu dönem ve vergi türleri için Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 2/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) sonuçlandırılamaması halinde, 5 inci maddenin dokuzuncu ve onüçüncü fıkraları saklı kalmak kaydıyla bu incelemelere devam edilemeyecektir.

Madde ile vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılması ise özel bir hükümle vergi inceleme raporlarının ve takdir komisyonları kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikaline bağlanmış ve 2/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) vergi dairesi kayıtlarına intikal edecek olan inceleme raporları ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma taleplerinin dikkate alınmayacağı açıkça belirtilmiştir.

Bu nedenle, Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre matrah veya vergi artırımında bulunulacak dönem ve vergi türlerini kapsayan vergi inceleme raporlarında tarhı öngörülen vergi ve kesilecek cezalar için yapılmış olan tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacağından, daha önce tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmeleri ileri bir tarihe verilen veya henüz uzlaşma günü verilmemiş bulunan vergi inceleme raporları da dâhil olmak üzere 2/8/2021 tarihine kadar (bu tarih dâhil) düzenlenen raporlar, vergi dairesi başkanlıkları veya defterdarlıklar aracı kılınmaksızın ivedilikle vergi dairelerine intikal ettirilecektir.

Kanunun 5 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında olmayan vergi türü ve dönemlerine ilişkin incelemelerde ise mevcut mevzuat uyarınca işlem yapılacak ancak tarhiyat öncesi uzlaşma görüşmelerinde mükelleflere Kanunun 4 üncü maddesinin birinci ila yedinci fıkraları hükmü hatırlatılacaktır.

H- HAKLARINDA 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNUNUN 359 UNCU MADDESİNİN (B) FIKRASINDA YER ALAN DEFTER, KAYIT VE BELGELERİ YOK ETME VEYA DEFTER SAHİFELERİNİ YOK EDEREK YERİNE BAŞKA YAPRAKLAR KOYMA VEYA HİÇ YAPRAK KOYMAMA VEYA BELGELERİN ASIL VEYA SURETLERİNİ TAMAMEN VEYA KISMEN SAHTE OLARAK DÜZENLEME FİİLLERİNDEN HAREKETLE YAPILAN VERGİ İNCELEMESİ DEVAM EDENLER

1) 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi gereğince, mezkûr maddenin yürürlüğe girdiği 9/6/2021 tarihi itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin, 5 inci maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemleri bekletilecektir.

Kanunda yer alan hüküm gereğince, Kanunun 5 inci maddesinde belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunmayanların madde hükümlerinden faydalanması mümkün değildir.

Söz konusu mükelleflerin matrah ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanmalarına yönelik detaylı açıklamalara 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 Sayılı Kanun Genel Tebliğinin (V/E-7) bölümünde yer verilmiştir.

2) Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 9/6/2021 tarihi itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi kapsamında, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından, bir başka ifadeyle 1/7/2021 tarihinden, itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil)] bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi durumunda, bu durumun tespitine ilişkin yazı (Ek: 1), Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere, tebliğ edilecektir.

Söz konusu vergi incelemesinin Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından (1/7/2021 tarihinden) itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil)] sonuçlandırılamaması durumunda, inceleme hakkında Vergi Denetim Kurulunun ilgili Daire Başkanlığından bilgi talep edilecek, incelemenin bu süre içerisinde sonuçlandırılamadığının anlaşılması durumunda, bu durumun tespitine ilişkin yazı (Ek: 2), Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere, tebliğ edilecektir.

Matrah ve vergi artırımı sonucu hesaplanan vergileri, tebligatı izleyen aydan başlamak üzere matrah ve vergi artırımı sırasındaki tercihlerine göre ödemeleri ve Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen diğer şartları yerine getirmeleri koşuluyla, bahse konu mükellefler Kanunun 5 inci maddesi hükümlerinden yararlanabilecektir.

Söz konusu mükellefler hakkında Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendinin yanı sıra artırımda bulundukları dönem ve vergi türlerine ilişkin olarak aynı fıkranın (c) bendine göre de vergi incelemesi ya da takdir işlemi yapılabilecek ancak bu işlemlerin tamamı, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Kanunun yayımı tarihini izleyen ayın başından itibaren on iki ay içerisinde [30/6/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil)] sonuçlandırılacaktır. Bahse konu süre içerisinde sonuçlandırılamaması durumunda bu işlemlere devam edilmeyecektir. Söz konusu vergi incelemelerinden bu süre içerisinde sonuçlandırılanlarla ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacaktır. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) ve (c) bentleri uyarınca yapılan vergi incelemesi ya da takdir işlemlerinin sonuçlanma zamanı ile bu inceleme ve takdir işlemlerinde tespit edilen hususlara ilişkin olarak Tebliğin (V/E-7-b-ba) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem tesis edilecektir.

3) Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (e) bendinde yer alan hükümler gereğince, söz konusu fıkranın (b) bendi kapsamındaki vergi incelemesinin tamamlanması sonucunda bahse konu bentte belirtilen fiillerin varlığının tespit edilmesi halinde, bu mükellefler tarafından daha önce matrah veya vergi artırımları yapılmış olsa dahi söz konusu matrah ve vergi artırımları dikkate alınmayacaktır. Bu durumun tespitine ilişkin yazı (Ek: 3), Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen süre ve şekilde matrah veya vergi artırımında bulunan mükelleflere, tebliğ edilecektir.

4) Kanunun 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 9/6/2021 tarihi itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerden, 7326 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5 inci maddede belirtilen süre ve öngörülen şekilde matrah veya vergi artırımında bulunanlara ilişkin bilgiler, ayrıntıları Başkanlığımız tarafından ileri bir tarihte yapılacak duyuruda belirtilecek e-VDB/ GIBINTRANET uygulaması üzerindeki menüler üzerinden kontrol ve takip edilebilecektir.

I- DİĞER HUSUSLAR

1) İdari para cezası ve ecrimisil alacaklarının Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında yapılandırılmak istenilmesi hâlinde, 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 sayılı Kanun Genel Tebliğinin (III/A-ii ve iii) bölümünde yapılan açıklamalar dikkate alınarak işlem yapılacaktır.

Buna göre, idari para cezası ile ecrimisile ilişkin olarak açılan davaların, alacağın varlığına dair olması halinde Kanundan yararlanmaya ilişkin başvuruların ilgili idareye yapılması gerektiğinden, söz konusu alacakların Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında yapılandırılması yönündeki vergi dairesine yapılan başvurular üzerine bir işlem tesis edilmeyerek borçluların ilgili idareye yönlendirilmesi gerekecektir.

Ancak, bu alacaklara yönelik açılan davaların vergi dairesinin taraf olduğu dolayısıyla takibe ilişkin olması durumunda bu alacakların Kanunun 2 nci maddesi kapsamında yapılandırılması ve davadan vazgeçme dilekçelerinin ilgili mahkemelere vergi dairelerince gönderilmesi gerekeceği tabiidir.

2) Kanun hükümlerinden, muhtelif kanunlarda yer alan sorumluluk düzenlemeleri nedeniyle mirasçılar, kefiller, şirket ortakları, kanuni temsilciler, yeminli mali müşavirler ve serbest muhasebeci mali müşavirler gibi amme borçlusu sayılan kişiler sorumlu oldukları tutar dikkate alınarak yararlanabilecek ve bu Kanun kapsamında kendileri adına yapılandırılan borcun tamamını ödemeleri şartıyla sorumlu oldukları bu alacaklara yönelik sorumlulukları sona erecektir.

Ancak, yapılandırılan borcun bir kısmının ödenmesi durumunda ödedikleri tutar kadar Kanundan yararlandırılacak ve Kanundan yararlanılarak ödenen tutara karşılık tahsilinden vazgeçilen alacaklar da dikkate alınarak sorumlu tutulacakları bakiye alacak tutarı tespit edilecektir.

3) Kanunun başvuru süresinin son günü olan 31/8/2021 tarihine (bu tarih dâhil) kadar yapılacak olan uzlaşma görüşmelerinde mükelleflere 7326 sayılı Kanun hükümlerinin hatırlatılması gerekmektedir.

4) Tebliğin (V)’inci bölümünün “B- MATRAH VE VERGİ ARTIRIMINDAN YARARLANABİLMEK İÇİN YAPILACAK BAŞVURUNUN SÜRESİ VE ŞEKLİ” başlıklı bölümünde, 7326 sayılı Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri uyarınca verilmesi gereken bildirimlerden elektronik ortamda gönderilebilenlerin, yıllık gelir veya kurumlar ile katma değer vergisi beyannamelerini ya da muhtasar beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler tarafından 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderilmesinin zorunlu olduğu, artırıma ilişkin yılda elektronik ortamda beyanname ve bildirim verme zorunluluğu bulunmayan ancak bu Tebliğin yayımlandığı tarih itibarıyla bu kapsamda olan mükelleflerin de matrah ve vergi artırımına ilişkin bildirimlerini elektronik ortamda göndermek zorunda oldukları açıklanmıştır.

Kanunun 5 inci maddesinin yedinci fıkrası kapsamında inceleme süreci devam eden mükelleflerin hak kaybı yaşamamaları için, matrah ve vergi artırım bildirimlerinin Tebliğ eki dilekçeler doldurulmak suretiyle elden vergi dairesine intikal ettirilmesi durumunda, matrah ve vergi artırımına ilişkin beyanda bulunmak istendiğinin ancak sistemden kaynaklı nedenlerle bildirimlerinin alınamadığının vergi dairesi kayıtlarına göre tespit ve tevsiki halinde, artırımın yapıldığı tarih olarak bildirimin elden vergi dairesine verildiği tarihin kabul edilmesi gerekmektedir.

5) Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine göre, belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ödenmesi gereken tutarların, belediyelerin genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılan paylarından kesinti yoluyla aylık olarak tahsil edilmesi gerekmektedir.

Bu Kanundan yararlanmak üzere başvuran belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların ödemeleri gereken taksitlerin tahsil edilebilmesi için;

– Büyükşehir belediyeleri ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar için Muhasebat Genel Müdürlüğüne,

– Diğer belediyeler ve bunlara bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar için İlbank A.Ş.’ye, kesinti talepleri bu İç Genelge ekindeki tablo (Ek: 4) ile yapılacaktır.

Diğer taraftan, yapılandırmanın ihlal edilmesi halinde, 7326 sayılı Kanun kapsamında yapılan kesinti taleplerinin iptal edilerek muaccel hale gelmiş olan borçlar için 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun kapsamında yeniden kesinti talebinde bulunması gerekeceği tabiidir.

6) 7326 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinde, yapılandırılan borçlarını azami yüzyirmi ayda ödeyebilecek borçlular belediye veya belediyeye bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar olarak belirlendiğinden, belediyelerin hissedar oldukları şirketlerin Kanun kapsamında yapılandırılan borçlarının azami yüzyirmi eşit taksitte ödenebilmesinin mümkün bulunmadığı hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Bekir BAYRAKDAR

Gelir İdaresi Başkanı