26 Haziran 2015 Cuma

KİRA ÖDEMELERİNİN BANKAYA YATIRILMASI VE GİDER PUSULASI DÜZENLENMESİ HAKKINDA

Kira ödemelerinin bankaya yatırılması ile birlikte dekontlara GİDER PUSULASI DÜZENLEME MECBURİYETİ hakkındaki konuyu V.U.K  MADDE 140 ve VUK. Genel Tebliğ No: 243 Teblilerini araştırarak inceleyerek düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

 Bilindiği gibi Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı'nın vermiş olduğu

Başlık
İşyeri kira ödemelerinde banka dekontunun tevsik edici belge olarak kullanılıp kullanılmayacağı hk.
Tarih
16/05/2013
Sayı
70280967-105[234-2012/14]-89
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 Sayı:70280967-105[234-2012/14]-89
16/05/2013
Konu:İşyeri kira ödemelerinde banka dekontunun tevsik edici belge olarak kullanılıp kullanılmayacağı

 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz belirtilerek, mali müşavirlik faaliyetinizle ilgili olarakbankaya ödediğiniz kira bedellerini gider kaydedebilmeniz için banka dekontu yanında ayrıca gider pusulası düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun "İspat Edici Kağıtlar" başlıklı 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmü bulunmaktadır. Söz konusu kayıtların ise anılan Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu şeklindeki belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
            Mezkur Kanunun "Gider Pusulası" başlıklı 234 üncü maddesinde, "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin:
            ...
            3. Vergiden muaf esnafa;
            Yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.
            Gider pusulası, işin mahiyeti, emtianın cins ve nev'i ile miktar ve bedelini ve iş ücretini ve işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadlarını (Tüzel kişilerde unvanlarını) ve adreslerini ve tarihi ihtiva eder ve iki nüsha olarak tanzim ve bir nüshası işi yapana veya malı satana tevdi olunur..." hükmü yer almaktadır.
            Aynı Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığı; "Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirmeye ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirlemeye" yetkili kılınmış, bu yetkiye dayanılarak yayımlanan 268 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin, işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
            Buna göre, 268 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile getirilen zorunluluk kapsamında tahsilat ve ödemelerin banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılması suretiyle tevsik edilmesi, bu zorunluluğu ortaya çıkaran işlemin mükellefler bakımından Vergi Usul Kanununda sayılan belgelerle tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Diğer bir ifadeyle, banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeler işlemi (hizmeti) değil buna ilişkin tahsilat ve ödemeyi tevsik etmekte, bu işleme ilişkin olarak borçlanılan tutarın ise kiraya verenin mükellef olması halinde düzenleyeceği fatura, mükellef olmaması halinde ise tarafınızca düzenlenecek gider pusulası ile tevsiki zorunlu bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.


 
Yayınlamıştı…..

Öncelikle bankalara kira bedellerini kirada oturan işverenler yatırıyor ve smmm lerede bankadan almış olduğu dekontu vererek bu ödeme makbuzunu muhasebe kayıtlarına işleyerek gider hesaplarına atarak giderleştiriyor  o ayki  muhtasar beyannamede bildirerek  geçici vergi dönemlerindede kardan düşüyorduk...

Özellikle VUK. Md. 140, İncelemede Uyulacak Esaslar bölümünde, 6. (Ek Bebnt: 6009-23.07.2010-m.9) "İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde ise en fazla altı ay içinde incelemeleri bitirmeleri esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir ve altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli tedbirleri alırlar.
Maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, işleme konulmak üzere ilgili vergi dairesine tevdi edilmeden önce, vergi incelemesine yetkili olanların bağlı olduğu birimler nezdinde meslekte on yılını tamamlamış en az üç kişiden oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanla komisyon arasında uyuşmazlık oluşması halinde uyuşmazlığa konu vergi inceleme raporları üst değerlendirme mercii olarak, Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarları aşan tarhiyat önerisi içeren vergi inceleme raporları ise doğrudan, Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığı, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanlığı ve Gelirler Kontrolörleri Başkanlığı bünyesinde oluşturulan rapor değerlendirme komisyonlarının üyeleri arasından görevlendirilecek üçer üyeden oluşan dokuz kişilik merkezi rapor değerlendirme komisyonu tarafından vergi kanunları ile bunlara ilişkin kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu yönünden değerlendirilir. İncelemeyi yapanlar, bu komisyon tarafından yapılacak değerlendirmeye uygun olarak düzenleyecekleri vergi inceleme raporlarını işleme konulmak üzere bağlı oldukları birime tevdi ederler.
135 inci madde ile vergi incelemesi yapmaya yetkili kılınan diğer memurlar tarafından düzenlenen vergi inceleme raporları, Gelir İdaresi Başkanlığı merkez ve taşra birimlerinde oluşturulacak rapor değerlendirme komisyonları tarafından değerlendirilir.
Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları yaptıkları değerlendirme sırasında, verilmiş bir özelgenin 369 uncu maddenin birinci fıkrası kapsamında olduğu kanaatine varmaları halinde, söz konusu özelge, Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonundan üç üye ile 413 üncü maddeye göre oluşturulan komisyondan ikiüyeninkatılımıyla oluşturulacakbeşkişilikbir komisyon tarafındandeğerlendirilir. Bu komisyonca verilen kararlar, ilgili rapor değerlendirme komisyonu ile incelemeye yetkili olanı bağlar.
Bu maddede yazılı komisyonların başkan ve üyelerine her toplantı günü için (1000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutar üzerinden toplantı ücreti ödenir. Bu şekilde ödenecek toplantı ücretinin bir aylık tutarı (5000) gösterge rakamının memur aylık katsayısıyla çarpımı sonucu bulunacak tutarı aşamaz.
Bu maddede belirlenen esaslar çerçevesinde, vergi incelemelerinde uyulacak diğer usul ve esaslar, komisyonların teşekkülü ile çalışma usul ve esasları ve Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu tarafından doğrudan değerlendirmeye tabi tutulacak vergi inceleme raporlarının tutarları, Vergi İnceleme ve Denetim Koordinasyon Kurulunun önerisi üzerine Maliye Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”

VUK. Genel Tebliğ No: 243
A - BANKALAR TARAFINDAN DÜZENLENECEK BELGELER
Bankalar, yaptıkları hizmet ve satış işlemlerine ilişkin kayıtlarının dayanağı olan fatura yerine, aşağıda açıklanan şartlara uygun olarak belge düzenlemek zorundadırlar.
– Bankalar, döviz alım satım işlemleri ile menkul kıymetler borsasında aracı kurum sıfatıyla müşterileri adına yaptıkları menkul kıymet alım satımları hariç olmak üzere, yaptıkları bütün hizmetler veya satışlar dolayısıyla lehlerine tahakkuk edecek tutarları aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla belgeleyeceklerdir.
a) Dekontlar en az iki örnek olarak düzenlenecek, ikiden fazla örnek olarak düzenlendiği takdirde her birinin kaçıncı örnek olduğu belirtilecektir. Düzenlenecek dekontlarda en az aşağıdaki bilgilere yer verilecektir.
Banka (ve Şube) adı, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarası,
Müşteri adı-soyadı/unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve vergi numarası,
Düzenleme tarihi,
Birim kodu seri ve sıra numarası (dekontu düzenleyen her müstakil şube veya birimi tanıtmak üzere verilecek kod numarası ve dekontu düzenleyen her şube veya birim itibariyle her hesap dönemi başından itibaren 1'den başlamak üzere düzenleme sırasına göre verilecek müteselsil sıra numarası),
Satılan emtia veya yapılan hizmetin nevi ve tutarı.
b) Fatura yerine geçmek üzere düzenlenen dekontları, fatura düzenlenmesini gerektirmeyen diğer işlemler (örneğin, bankanın merkez veya şubeleri arasında cereyan eden iç işlemler veya banka lehine bir bedelin taahhukunu gerektirmeyen muameleler) için düzenlenen dekontlardan ayırmak üzere ayrı sıra numaraları kullanılacaktır.
c) Seri ve sıra numaralarının matbaa baskılı olması zorunlu olmayıp, bu numaralar bilgisayar veya numaratör kullanılarak dekonta düzenlendiği sırada kaydedilebilecektir.
2 Bankalar döviz alım satım işlemlerini T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen esaslara uygun olarak düzenleyecekleri döviz alım belgeleri veya döviz satım belgeleri ile belgelendireceklerdir.
3 Bankalar, müşterileri adına menkul kıymet borsalarında aracı kurum sıfatıyla yapacakları alım satımlara ilişkin olarak lehlerine tahakkuk edecek tutarları Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenen esaslar ile bu Tebliğin C bölümünde açıklanan esaslar çerçevesinde düzenleyecekleri işlem sonuç formları veya bu belgede yer alması gereken bilgileri de ihtiva etmek kaydıyla düzenleyecekleri dekontlarla belgelendireceklerdir.
4 Dekontların, döviz alım ve satım belgelerinin ve bankalarca aracı kurum sıfatıyla düzenlenecek işlem sonuç formlarının basımı için önceden izin alınması, anlaşmalı matbaalara bastırılması veya notere tasdik ettirilmesi zorunlu olmayıp, bankalar (Ocak-Haziran) ve (Temmuz-Aralık) olmak üzere her yıl 6'şar aylık dönemler itibariyle fatura yerine geçmek üzere düzenledikleri dekontların seri ve sıra numaralarını, bunları düzenleyen birim ve şubelerin kod numaralarıyla birlikte bir liste haline getirerek dönemin bitimini izleyen ayın son günü mesai bitimine kadar kurumlar vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairelerine taahhütlü olarak gönderecekler veya elden teslim edeceklerdir.


Bankalar, yaptıkları hizmet ve satış işlemlerine ilişkin kayıtlarının dayanağı olan FATURA YERİNE, aşağıda açıklanan şartlara uygun olarak belge düzenlemek zorundadırlar, dedikten sonra 4 ncü maddede, dekontların sadece döviz alım ve satım belgelerinin ve bankalarca aracı kurum sıfatıyla düzenlenecek ve FATURA YERİNE GEÇMEK ÜZERE ( önceden izin alınması, anlaşmalı matbaaya bastırılması söz konusu değil) düzenledikleri dekontların seri ve sıra numaralarını, düzenleyen birimleri, şube koduyla bir liste ile 6'şar aylık dönemlerin bitimini izleyen ayın son günü Kurumlar Vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine taahhütlü veya elden teslim edeceklerdir, deniyor. Velhasıl bankaların bunların dışında başka işlemleri için verdikleri dekontlar, FATURA YERİNE GEÇMEYENLER hükmündedir deniliyor…

 İstanbul Smmm Odası Başkanı Sayın Yahya ARIKAN bu beyanatının öncesinde Cumhuriyet Gazetesi'ndeki 4 Nisan 2013 tarihli makalesinde ise,

Bir konudaki görüşü ve yapılması gereken uygulamayı bildiren yazıya eskiden “mukteza” derdik, sonra “özelge” denmeye başlandı. Adı üzerinde, özelgeler “özel”di. Özelge talep eden mükellef vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili bir tereddüt yaşardı, bunu giderebilmek için de vergi idaresinden görüş isterdi. Vergi idaresinin verdiği görüş doğrultusunda da vergisel işlemlerini planlardı. Bu görüşün, diğer vergi mükellefleri ile hiçbir ilgisi bulunmazdı. Yani, sadece vergi idaresi ile görüş isteyen mükellefi bağlardı. Üçüncü kişiler için hiçbir anlam ifade etmezdi.
Ama artık öyle değil. Özelgeler tüm vergi mükelleflerini ilgilendiriyor. Peki bu süreç nasıl gelişti? Gelin kısaca özetleyelim.
Konuya ilişkin ilk düzenlemeler 6009 sayılı yasa ile 2010 yılının yaz aylarında yapıldı. Vergi incelemesi konusunda radikal adımlar atıldı. Aslında vergi incelemelerine çekidüzen verilmek istendi ve bu kapsamda mükellef haklarını gözetici düzenlemeler yapıldı.
6009 sayılı yasa, Vergi Usul Kanunu’nun “incelemede uyulacak esaslar” başlıklı 140. maddesinde bu kapsamda değişiklikler yaptı. Özetle, vergi inceleme raporlarının vergi kanunları ile ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı olamayacağı ve Rapor Değerlendirme Komisyonları’nın, raporları değerlendirirken bu düzenlemelerin yanı sıra özelgeleri de dikkate alacakları belirtilmişti.
Yasa açıkça söylemişti. Raporlar, özelgelere aykırı olamayacaktı. İlgili yasayla yapılan düzenleme inceleme birimleri tarafından çok ciddiye alınmadı. Çünkü, yasadaki bu ifadeler “özelge”nin tanımına aykırıydı. Bu nedenle de yaklaşık 3 yıllık süre içerisinde 6009 sayılı yasa ile getirilen pek çok hükme uyulmadığı gibi bu hükme de uyulmadı.
Ancak, Gelir İdaresi bu yasa hükmünün uygulanması konusunda ısrarcı. 27 Mart 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 425 seri numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 6009 sayılı yasayla yapılan düzenlemelere uyulması konusunda Rapor Değerlendirme Komisyonları’nın dikkati çekildi. Anılan tebliğin konuya ilişkin bölümü aynen aşağıdaki gibi:
“…vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, inceleme neticesinde tanzim edecekleri raporlarda vergi kanunlarıyla ilgili kararname, tüzük, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı hususlara yer veremeyecekler, dolayısıyla da bu düzenlemelere aykırı olarak tarhiyat öneremeyeceklerdir. Ancak bu raporların intikal ettirildiği Merkezi Rapor Değerlendirme Komisyonu ile diğer rapor değerlendirme komisyonları, raporları değerlendirirken yukarıda zikredilen mevzuata ilave olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nca verilmiş olan özelgelere uygunluk kıstasını da tatbik edeceklerdir.”
Tebliğin bu açıklaması üzerine aslında yorum yapmaya gerek yok. Evet, bu açıklamalar, özelgelerin artık “özel” olmadığını ve tüm mükellefler için bağlayıcı hukuki metinler olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Herkes için bağlayıcı ve hüküm ifade eden bu metinlerin, sadece Gelir İdaresi’nin internet sitesinde yayımlandığını ve internet sitesinde yayımlanacak özelgeleri belirleme konusunda tek inisiyatifin Gelir İdaresi Başkanlığı’nda olduğunu düşünürsek, büyük bir hukuki sorunla karşı karşıya kaldığımızı belirtmemiz gerekir.
Herkes için bağlayıcı hale gelen bu hukuki metinler, artık “özel” değil, yani “genel”. O halde, “özelge”isminden vazgeçilerek “genelge” ismi verilsin ve Resmi Gazete’de yayımlanarak bu hukuki metinlerin tüm ilgililere duyurulması sağlansın. Böylece, şeffaflık adına da büyük bir iş yapılmış olur….

İstanbul Smmm Odası Başkanı Sayın Yahya ARIKAN VUK. Md: 140' a işaret ederek; "Evet, bu açıklamalar, özelgelerin artık "özel" olmadığını ve tüm mükellefler için BAĞLAYICI  hukuki metinler olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor" diye yazmıştır.

SONUÇ OLARAK:

naçizane görüşüm olarak olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak için en azından 2014 yılı başından itibaren bankalara yatırılan kira ödemelerinin dekontlarına Gider Pusulası düzenleterek, olası ve muhtemel zararlardan hem kendimizi hem de mükelleflerimizi korumuş oluruz diye düşünüyorum peki sizler neler düşünmektesiniz bu konuda ? yorumlarınızı bekliyorumsaygılarımla.

                                                        -KISSADAN HİSSE-
Beni en çok şaşırtan şey, bir kimsenin, Allah’ı bilip, O’na isyan etmesi; Şeytan’ı bilip ona itaat etmesi ve dünyayı bilip ona meyletmesidir.
Hz. Ömer
YOLUSEVGİ VE RAHMETTEN GEÇEN GÜZEL İNSANLARLA KARŞILAŞMAK ÜMİDİ İLE
Hikmet Yıldırım KILINÇARSLAN
hikmetyildirim.kilincarslan@ismmmo.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder