5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesine göre sigortalılık süresi, sigortalının uzun vadeli sigorta kollarına yani, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına bağlı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarih ile tahsis yapılması için yazılı istekte bulunduğu tarih, ölen sigortalılar için de ölüm tarihi arasında geçen süredir.
Farklı bir anlatımla, sigortalılık süresi sigortalılık başlangıcı ile tahsis talep ya da ölüm tarihi arasında geçen zaman dilimi olarak anlaşılmalıdır. Bu durumda, sigortalılık süresinin tamamen çalışılarak ya da prim ödenerek geçirilmiş olması koşul olmadığı gibi, bu sürenin başlangıç ve sonu arasında sigortalının aralıklı ya da birden çok statüde çalışmasının, sigortalılık süresinin belirlenmesinde bir önemi bulunmamaktadır.
2. Sigortalılık Süresi Başlangıcını Etkileyen Etmenler Nelerdir?
Sigortalılık süresi ( mülga 2/6/1949 tarihli ve 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanununa, mülga 4/2/1957 tarihli ve 6900 sayılı Malûliyet, İhtiyarlık ve Ölüm Sigortaları Hakkında Kanuna, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununa, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa ve 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara) kanunlara tabi olarak ilk defa çalışmaya başlanılan tarihe göre belirlenmekle birlikte, sigortalılık süresinin başlangıcı bazı durumlarda farklılıklar göstermektedir.
Bunlar sırasıyla;
2. a) İşe giriş tarihi ile malullük, yaşlılık ve ölüm primlerinin ödenmeye başladığı tarihlerin farklı olması
Bu durum günümüz itibariyle 5510 sayılı Kanunun 4 (a) kapsamındaki sigortalıları içine alan bir durumdur. İşe giriş tarihi ile primlerin ödenmeye başladığı tarih farklı ise, prim ödenmeye başlanan tarih sigortalılık süresinin başlangıcı olarak alınır. Sigortalının 5417, 6900, 506 ve 5510 sayılı kanunlara tabi olarak ilk defa işe giriş tarihi ile malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına prim kesilmeye başlandığı tarih arasında farklılık varsa veya İşe Giriş Bildirgesi temin edilemediği gerekçesiyle işe giriş tarihi saptanamıyorsa, malullük, yaşlılık ve ölüm primi ödenmeye başlanılan tarih sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak alınır.
Örnekle açıklamak gerekirse; sigortalı işe giriş bildirgesinde ilk çalışmaya başladığı tarih 18.09.2005 olarak bildirilen sigortalının 2005/Eylül ayı aylık prim ve hizmet belgesinde Kuruma bildirilmediği ve 2005/ Ekim ayı aylık prim ve hizmet belgesinde ise prim ödeme gün sayısının 30 gün olarak bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, sigortalılık başlangıç tarihi, sigortalı adına ilk defa malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası priminin yattığı tarih olan 01/10/2005 olarak dikkate alınmaktadır.
2. b) Sosyal Güvenlik Kurumunca devir alınan 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklar
Sosyal Güvenlik Kurumunca devralınan sandıklara tabi olarak ilk defa prim veya kesenek ödenmeye başlanılan tarih sigortalılık süresinin başladığı tarihtir.
Sigortalı ilk defa 991 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanunun geçici 49 ve ek 36 ncı maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesine göre Kuruma devredilen sandıklara prim veya kesenek ödemeye başlamışsa, sigortalılık süresinin başlangıcı bu sandıklara ilk defa prim veya kesenek ödenmeye başlandığı tarihtir.
Bir Örnekle açıklarsak: Kurumca devralınan bir Bankanın Emekli Sandığına tabi sigortalılık başlangıç tarihi 01/05/1990 olan sigortalı daha sonra 05/07/1994 tarihinde 506 sayılı Kanuna tabi çalışmaya başlamıştır. Bu durumda sigortalının sigortalılık başlangıç tarihi, ilk olarak Sandığa tabi olduğu 01/05/1990 tarihi olarak dikkate alınır.
2. c) 18 yaşın altında geçen hizmetler
5510 sayılı Kanuna göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında, 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlatılır. Bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir.
5510 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre 506 sayılı Kanuna göre 1/4/1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında, 5510 sayılı Kanunun 38 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki sigortalılık süresinin 18 yaşın doldurulduğu tarihten başlayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
Diğer bir ifadeyle, 4(a) sigortalılarından, sigortalılık süresinin başlangıcı;
- 01/04/1981 tarihinden önce ise bu tarih,
- 01/04/1981 tarihinden sonra ise 18 yaşın doldurulduğu tarih,
sigortalılık süresinin başlangıcı sayılır. Ancak 18 yaşın öncesinde geçen çalışma süreleri iptal edilmeyip, prim ödeme gün sayısına ilave edilir. Bu durum, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce sigortalı olan 4(a) sigortalıları için yalnızca yaşlılık aylığı için geçerli olup, malüllük ve ölüm aylıklarında uygulanmaz.
Malullük ve ölüm aylıklarında 18 yaş uygulaması ilk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı olanlar için geçerlidir.
Yaşlılık Aylığı Yönünden Bir Örnekle açıklarsak: 15/10/1973 doğumlu kadın sigortalı ilk defa 18 yaşını doldurmadan 10/5/1990 tarihinde 506 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmaya başlamıştır. Sigortalının 506 sayılı Kanunun geçici 81 nci maddesine göre yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarına bakıldığında, 20 yıl, 46 yaş ve 5375 prim gün sayısı koşullarının arandığı anlaşılmaktadır. Sigortalı 18 yaşını doldurmadan sigortalı olarak çalışmaya başladığından, 20 yıllık sigortalılık süresinin tespitinde 18 yaşını doldurduğu 15/10/1991 tarihi sigortalılık süresi başlangıcı alınarak 20 yıllık sigortalılık süresini 15/10/2011 tarihinde dolduracaktır.
Malullük ve Ölüm Yönünden Örnek:
13/05/1994 doğumlu sigortalı ilk defa 18 yaşını doldurmadan 01/05/2009 tarihinde 5510 sayılı Kanuna tabi 4 (a) kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlamış ve 1120 gün prim ödeyerek 17/06/2015 tarihinde ölmüştür. Ölen sigortalının 1800 gününün bulunmaması nedeniyle hak sahiplerine 5510 sayılı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendindeki 5 yıllık sigortalılık süresi ve en az 900 gün prim gün sayısı üzerinden aylık bağlanacaktır. 5 yıllık sigortalılık süresinin tespitinde, ölen sigortalının işe girdiği tarihte 18 yaşını doldurmaması nedeniyle 18 yaşını doldurduğu 13/05/2012 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olarak dikkate alınır.
-Ölüm tarihi 17 6 2015
-18 yaşın dolduğu tarih - 13 05 2012
4 gün 1 ay 3 yıl ölüm aylığı bağlanması için gerekli olan 900 prim ödeme gün sayısı yerine geldiği halde 5 yıllık sigortalılık süresi şartı oluşmadığından ölüm aylığı bağlanmaz.
2. d) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra birden fazla sigortalılık haline tabi olanlar
Sigortalılar açısından, bu sigortalılık hallerinden başlangıç tarihi en eski olanı sigortalılık süresinin başlangıcıdır.
Örnek ile açıklarsak: Kurumdan yaşlılık sigortasından aylık bağlanması talebinde bulunan sigortalının birden fazla sigortalılık haline tabi geçen hizmetleri aşağıda belirtilmiştir.
Tabii Olduğu Kurumu Çalışma Süresi
-5510 sayılı Kanunun 4 ( a ) bendi kapsamında - 01.10.2008 – 30.05.2009
-5510 sayılı Kanunun 4 ( c ) bendi kapsamında - 15.08.2009 – 14.03.2018
-5510 sayılı Kanunun 4 ( b ) bendi kapsamında - 01.04.2019 – 30.05.2035
Bu sigortalının 5510 sayılı Kanuna tabi ilk defa sigortalı olduğu 1/10/2008 tarihi, aynı zamanda sigortalılık süresinin de başlangıcı olarak kabul edilir.
2. e) 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce birden fazla sosyal güvenlik kanununa tabi hizmeti olanlar
Sigortalıların bu hizmetlerinin mülga 2829 sayılı Kanun hükümlerine göre birleştirilmesi halinde, birleştirilen hizmetin başlangıç tarihi sigortalılık süresinin başlangıcı olarak kabul edilir.
Örnek ile açıklarsak: Kurumdan yaşlılık sigortasından aylık bağlanması talebinde bulunan ve birden fazla sosyal güvenlik kanununa tabi hizmeti bulunan bir sigortalının hizmetleri aşağıda gösterilmiştir.
Tabii Olduğu Kurumu Çalışma Süresi
- 506 sayılı Kanun kapsamında - 01.02.1982 – 30.02.1993
-1479 sayılı Kanun kapsamında - 15.03.1993 – 30.09.1997
-5434 sayılı Kanun kapsamında - 15.10.1997 – 30.05.2009
-5510 sayılı Kanun kapsamında - 02.08.2009 – 31.12.2011
Bu sigortalının ilk defa mülga 506 sayılı Kanuna tabi olarak çalışmaya başladığı 01/02/1982 tarihi, aynı zamanda sigortalılık süresinin de başlangıcı olarak kabul edilir.
2. Sigortalılık Süresi Başlangıcını Etkileyen Etmenler Nelerdir?
2.1. Borçlanmalar
2.1.a. Borçlanma işi başlı başına geniş bir başlık olmakla birlikte, burada sigortalılık süresine etki eden etmenlerden dolayı ele alınacaktır.
Bilindiği gibi 5510 sayılı Kanunda hizmet borçlanması 41 inci maddede, borçlanmanın usul ve esasları ise Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 66 ncı maddesinde belirtilmiştir.
41 inci madde gereği, Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle tespit edilir.
Örnek olarak: Askerlik hizmetini 1/1/2002-1/7/2003 tarihleri arasında yapan ve 10/5/2006 tarihinde ilk defa çalışmaya başlayan sigortalı 10/03/2023 tarihli talebi ile askerlik hizmetini borçlanmış olup, sigortalının askerlik yaptığı süre ilk işe giriş tarihinden önce olduğu için sigortalılık süresi başlangıcı, ilk işe giriş tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilerek belirlenir. İlk İşe Giriş Tarihi 10/ 5 /2006Askerlik Süresi (18 ay) - 6 1Sigortalılık Süresinin Başlangıç Tarihi 10 /11/2004
Bu durumda bu kişinin sigortalılık süresi başlangıcı fiilen çalışmaya başladığı tarih olan10.05.2006 olmasına karşın askerlik yaptığı tarih daha önceki bir tarih olduğundan ve askerlik borçlanması yapılarak ödeme yapıldığı için bu kişinin sigortalılık süresi başlangıcı 10.11.2004 olarak dikkate alınmaktadır.
2.1.b.Yine yürürlükte bulunan 3201 sayılı Kanuna göre yapılan borçlanmalarda ise;
- Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür.
2.1.c. Türkiye'de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayanların sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilir.
2.1.d. Birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapılması durumunda da sigortalılık süresi başlangıcı, borcun en son ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlenir.
Bu durumda, sigortalılık süresinin başlangıcı borcun ödendiği tarihten, borçlanılan toplam gün sayısı kadar geriye gidilerek bulunur.
5510 SAYILI KANUNA GÖRE BORÇLANMA İŞLEMLERİ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda borçlanmaya ilişkin hükümler Kanunun aşağıda sayılan madde hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.MADDE 41- "Bu Kanuna göre sigortalı sayılanların;a) Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri,b) Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,c) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,d) Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,e) Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,f) Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,g) Grev ve lokavtta geçen süreleri (…),h) Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,ı) Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri, i) Bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olmak üzere, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın % 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini borcun tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödemeleri şartı ile borçlandırılarak, borçlandırılan süreleri sigortalılıklarına sayılır. (i) bendi kapsamında borçlanılacak sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmiş olması halinde, genel sağlık sigortası primi ödenmiş bu sürelere ilişkin borçlanma tutarı % 20 oranı üzerinden hesaplanır.Bir ay içinde ödenmeyen borçlanmalar için ise yeni başvuru şartı aranır. Primi ödenmeyen borçlanma süreleri hizmetten sayılmaz. Borçlanma sürelerinin ne şekilde belgeleneceğini belirlemeye Kurum yetkilidir.Bu Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sigortalılık borçlanması ile aylık bağlanmasına hak kazanılması durumunda, ilgililere borcun ödendiği tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır.Borçlanılan süreler, uzun vadeli sigorta ve genel sağlık sigortası bakımından;a) Birinci fıkranın (a), (b), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri gereği borçlananlar, borçlandığı tarihteki 4 üncü maddenin birinci fıkrasının ilgili bendine göre,b) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bentleri gereği borçlananlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine, (i) bendine göre borçlananlar ise 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonraki sürelere ait borçlanmalarda; borçlanılan prime esas gün sayısı borçlanılan ilgili aylara mal edilir. Seçilen prime esas kazanç, borcun ödendiği tarihteki prime esas asgarî kazanca oranlanarak, söz konusu oran ilgili ayın prime esas asgarî kazancı ile çarpılır. Bulunan tutar, ilgili ayın prime esas kazancı kabul edilir. Ancak hesaplanan prime esas kazanç hiçbir suretle o ayın prime esas azamî kazancını geçemez."
MADDE 46- Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda silâhlı kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay meslek yüksek okulu öğrencileri ile astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adayların öğrenci harçlıkları ile ilgisine göre en az aylık alan teğmen veya astsubay çavuşun prime esas kazançları arasındaki farkın primi; polis akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan öğrencilerin öğrenci harçlıkları ile komiser yardımcısı veya polis memuru prime esas kazançları arasındaki farkın primi, öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okuduktan sonra subay veya astsubaylığa nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben subaylığa geçirilenler ile fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra, komiser yardımcısı veya polis memuru olarak atananların başarılı öğrenim süreleri; borçlanmanın yapıldığı tarihte ilgisine göre en az aylık alan teğmenin, astsubay çavuşun veya polis memuru ya da komiser yardımcısının prime esas kazancı üzerinden, bu sürelere ait primler kendilerince ödenerek borçlandırılmak suretiyle hizmetten sayılır. Bu şekilde hesap edilecek borç, tebliğ tarihinden itibaren iki yıl içinde eşit taksitler halinde ödenir.Fakülte veya yüksek okullarda kendi hesabına okumakta iken Türk Silahlı Kuvvetleri veya Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrencilerin, daha önce kendi hesabına okudukları normal okul süreleri hakkında, ikinci fıkra hükümleri uygulanır.Talim ve manevra için rütbe ile silâh altına alınan 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olan sigortalılardan rütbelerinin prime esas kazançları, vazifelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazanç farklarına ait primleri vazife gördükleri kurumlarınca ve seferberlik ve harp için silâh altına alınanlardan vazifelerinin prime esas kazançları, rütbelerinin prime esas kazancından fazla olanların prime esas kazançları arasındaki farkın primleri de, rütbelerinin prime esas kazancını ödeyen kamu idaresince kesilerek Kuruma ödenir. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalıların prime esas kazançlarının tespitinde 82 nci maddede belirtilen üst sınır aranmaz. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına giren sigortalılardan, aylıksız izinli sayılmaksızın ve tabi olduğu personel kanunu ile ilgisi devam edecek şekilde yurt dışına geçici ya da sürekli görevle gönderilenlerin prime esas kazancının hesabında; geçici görevle gönderilenlerin bulundukları kadroya ilişkin prime esas kazancı, yurt dışı kadrolarına atananların ise yurt dışına atanma tarihi itibarıyla, atandıkları kadro ile atanmadan önceki yurt içi kadrosuna ilişkin prime esas kazançtan yüksek olanı esas alınır.
Sürekli görevle atananların yurt dışı kadrolarına ilişkin prime esas kazancın hesabında dikkate alınacak ödeme unsurlarından, ilgili mevzuatı uyarınca söz konusu kadroya bağlı olarak belirleme yapılmamış ödeme unsur ve tutarlarını, kadrosunun bulunduğu kurum personelinin yararlanmakta olduğu ödeme unsurlarıyla sınırlı olmak ve aynı veya benzer nitelikteki kadroya ilişkin prime esas kazanca tabi ödemeleri gözönünde bulundurmak suretiyle belirlemeye ilgili kamu idaresinin görüşü üzerine Kurum ve Maliye Bakanlığı müştereken yetkilidir. Şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder