Merhaba sevgili meslektaşlarım halen 2012 verilerine göre Türkiye’de faal olan 965.000 şirket bulunmakta olup bunun 32,604’ü uluslararası sermayeli şirket olarak faaliyet göstermektedir.
Yazımın ana konusu olarak ortakların kendi şirketine BORÇ vermesi durumunda Türk Ticaret Kanunu ve kurumlar vergisi yönünden konuyu detaylıca ele alıp varsa sizin naçizane görüşlerinizi beklemekteyim…
1.)5520 sayılı KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:
Kurumun ortak veya sahipleri kuruma sermaye olarak koymaları gereken FONLARI koymayarak kuruma borç vermeleri ve verdikleri borç karşılığında faiz almaları kurumun kazancının vergilendirilmeden ortaklara ya da sahiplerine faiz şeklinde aktarılması sonucunu doğurur…
Kurumun ortağından SERMAYE almak yerine BORÇ alma tercihinin altında yatan düşünce faizler üzerindeki vergi yükünden daha AZ olduğudur…
Bu nedenle kurumun ortaklarından sermaye alıp kar payı dağıtarak ortaklarını nemalandırmak yerine ortaklarından BORÇ alarak ve faiz ödeme yolunu tercih etmek örtülü sermaye üzerinden ödenen faiz olarak kabul edilir….örtülü sermaye ile neyin belirtilmek istendiği ve kapsamının ne olduğu K.V.K md/12 de ortaya koymuştur. Buna göre;
“Kurumların, ortaklarından veya ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü sermaye sayılır.”
Dolayısla bu sınırı aşmayan kısımlar için ödenen faizler örtülü sermaye faizi olarak nitelendirilmezken ,belirtilen sınırı AŞAN kısım için ödenen veya hesaplanan FAİZLER,KUR FARKLARI ve BENZERİ GİDERLER örtülü sermaye faizi olarak kabul edilmektedir.
A. Borçlanmanın ortak yada ortaklarla ilişkili kişilerden yapılması:
kurumun borcu öncelikle kendi ortaklarından veya bu ortaklarıyla ilişkili kişilerden almış olması gerekir. Ortakla ilişkili kişi;
ü Ortağın ,doğrudan veya dolaylı olarak en az %10 oranında ortağı olduğu
ü Ortağın en az %10 oranında oy veya kar payı hakkına sahip olduğu bir kurumu
ü Doğrudan veya dolaylı olarak ,ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin ,oy veya kar payı hakkına sahip hisselerinin en az %10 ‘unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu
İfade etmektedir…buradaki esas kavram ortağın veya ilişkili kişinin borç alınan kurumdaki PAYI önemlidir….
Ortak olmadan veya ortaklıktan AYRILDIKTAN sonra kuruma borç verilmesi halinde ise örtülü sermaye yönünden KURUMA ORTAK OLDUĞU DÖNEM esas alınır.
B. Borcun kurumun öz sermayesinin üç katını geçmesi:
Kurumda kullanılan borçların örtülü sermaye sayılabilmesi için, bu borçların ortak veya ortakla ilişkili kişiden alınması yanında ve belirlenen BORÇ/ÖZSERMAYE oranını aşması koşuluna da bağlanmıştır.
Kuruma verilen borcun örtülü sermaye sayılan kısmı, ortakların işletmeye verdiği borçların ÖZSERMAYENİN ÜÇ KATINI aşan kısmı olarak belirlenmiştir. Üç katının aşılıp aşılmadığının tespitinde dikkate alınacak borç tutarı TÜM ORTAKLARDAN veya ortakla İLİŞKİLİ kişilerden alınan Borçların TOPLAM tutarı olacaktır..
Konuyu pekiştirmek için bir örnekle açıklamak gerekirse….
ABC şirketin öz sermayesi 200.000 türk lirası kabul edelim. Bu öz sermaye tutarının 3 katı ise (200.000 x3)=600.000 TL geçtiğinde AŞAN kısım örtülü sermaye sayılacaktır.
Alınan borcun örtülü sermaye sayılması açısından şirket kurumunda kullanılma süresinin bir önemi yoktur. BİRGÜN DAHİ KULLANILSA ve öz sermayenin üç katını aşıyorsa bir gün itibarıyla örtülü sermaye sayılacaktır…
Peki üç katı AŞMAYAN DURUMDA ortak şirkete borç verirse GİDER Yazılabilecek midir sorusuna cevap olarak ortak ve ilişkide kişilerden alınmış olsa dahi 3 katı aşmayan kısım için ödenen FAİZLER gider yazılabilecektir…
Fakat…
Ortaklardan alınan borçlar için ödenen faizler piyasa emsallerinden yüksek olduğu durumlarında TRANSFER FİYATLAMASI esaslarına göre ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI açısından da işlem yapılacağını unutulmamalıdır…
C. Geçici vergi döneminde ortağın şirkete borç vermesi:
Örtülü sermayenin geçici vergi dönemi içinde meydana gelmesi durumunda sınırı aşan faizler geçici vergi dönem matrahı belirlenirken indirilmeyecek, önceden gider yazılmış ise bunlar geçici vergi dönemleri itibariyle kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir…
2.)6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU YÖNÜNDEN:
14 Şubat 2011 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan ve 27846 sayılı ve 6103 TÜRK TİCARET KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN’un
“V – Pay sahiplerinin ve limited şirket ortaklarının şirkete borçlanma yasağı
MADDE 24 – (1) Türk Ticaret Kanununun 358 inci maddesine aykırı şekilde, anonim veya limited şirkete borçlu olan pay sahipleri ve ortaklar, borçlarını, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içinde, nakdî ödeme yaparak tamamen tasfiye etmek zorundadır. Borcun kısmen veya tamamen başkası tarafından üstlenilmesi, borç için kambiyo senedi verilmesi, ödeme planı yapılması veya benzeri yollara başvurulması bu madde anlamında tasfiye sayılmaz.”
“6102 sayılı Türk ticaret kanunu md/358 (1) İştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahipleri şirkete borçlanamaz. Meğerki, borç, şirketle, şirketin işletme konusu ve pay sahibinin işletmesi gereği olarak yapılmış bulunan bir işlemden doğmuş olsun ve emsalleriyle aynı veya benzer şartlara tabi tutulsun.”
Her iki kanun maddelerinde belirtilen durumda kanun koyucu ORTAKLARIN şirkete borç vermesini yasaklamış ve 01 temmuz 2015 yılına kadar şirkete vermiş olduğu borç tutarını kapatılması istenmiş aksi halde 5237 sayılı Türk ceza kanuna göre 5 günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi şeklinde tanımlanmıştır. Bu durumda, söz konusu yasağın ihlal edilmesidurumunda Devlet Hazinesine ödenmesi gereken en az ceza tutarı 6.000 TL (300 gün x 20 TL), en fazla ceza tutarı da 73.000 TL ….
TAVSİYEM
Şirket ortağı kendi şirketine borç para verdiyse ve faiz talep etmediyse muhakkak ADATLANDIRMA yapmanızda fayda var…
Sevgili ve değerli meslektaşlarım sizlerin düşünceleri peki bu konuda nelerdir ADATLANDIRMAMI yoksa BEYANNAMEDEMİ gösterilmeli ?bende sizlerin YORUMLARINIZI BEKLEMEKTEYİM
Sağlıcakla kalın çok değerli Meslektaşlarım…
-KISSADAN HİSSE-
Başarı tek başına elde edilemez. Emeği dokunan herkesle mutluluğu paylaşanlar daha büyük başarılara ulaşır.( Dr.Faruk Bayülkem)
Hikmet Yıldırım KILINÇARSLAN
www.facebook.com/pages/Hikmet-Yıldırım-Kılınçarslan/391640170968892
bozokhkmt@gmail.com
elediğim bir bilançoda Ltd. Şti.nin tek ortağı şirkete sermayesinden fazla bedelli uzun vadeli senet vermiş, bu durum bilanço cilalama gibi geldi bana. Muhasebe kaydını göremediğim için kesin yorum yapmakta tereddüt ediyorum. Sizin yorumunuz ne olur bu durum için.
YanıtlaSil