MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümleri;
- a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;
1) 30/6/2016
tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu
tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı
vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2016 yılı Temmuz ayında
ödenmesi gereken gelir vergisi ikinci taksiti hariç),
2) 2016
yılına ilişkin olarak 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden
vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (2016
yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç),
3) 30/6/2016
tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına
bağlı olmayan vergi cezaları,
- b) 30/6/2016 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu, mülga
11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili
Seçimi Kanunu, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 23/5/1987
tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması
Hakkında Kanun, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu,
25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, mülga 13/4/1994
tarihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanun, 15/2/2011 tarihli ve 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve 25/6/2010 tarihli ve 6001
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
gereğince verilen idari para cezaları,
- c) Yukarıdaki bentler dışında
kalan ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 21/7/1953 tarihli ve
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında
takip edilen 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup tahsil dairesine
takip için intikal etmiş olan amme alacakları dâhil olmak üzere asli ve
fer’i amme alacakları (adli ve idari para cezaları ile mülga 7/3/1954
tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve
Devlet hakkı, 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanununa
istinaden alınan Devlet hissesi, mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı
Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı, mülga 10/9/1960 tarihli
ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat,
Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair
Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat
farkı, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan
Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu, mülga 10/8/1993
tarihli ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ve 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve
römorkörcülük hizmet payları hariç),
ç) İşletmede
mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar
ile kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve
ortaklardan alacakların beyanı,
- d) 30/6/2016 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili
diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme
faizleri, gecikme zammı alacakları,
- e) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı
tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve
bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde
belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;
1) 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4
üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki
sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara
ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik
sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası
ve gecikme zammı alacakları,
2) 2016 yılı
Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk
sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
3) Yaşlılık
aylığı, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte
çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken 2016 yılı Şubat ayı
ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme
cezası ve gecikme zammı alacakları,
4) 30/6/2016
tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile
ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit
sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile
bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,
5) 30/6/2016
tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları
uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve
gecikme zammı alacakları,
6) İlgili
kanunları gereğince takip edilen 2016 yılı Haziran ayı ve önceki aylara ilişkin
damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı
gecikme zammı alacakları,
7) 5510
sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel
sağlık sigortalısı olanlardan kaynaklanan genel sağlık sigortası prim
alacakları,
- f) İl özel idarelerinin, idari
para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı
hariç, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 30/6/2016
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
- g) Belediyelerin;
1) İdari para
cezaları ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun
mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken
paylar hariç, 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 30/6/2016 tarihinden (bu
tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar
verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları,
gecikme faizleri, gecikme zamları, 2016 yılına ilişkin olarak 30/6/2016
tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi
cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183
sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih
dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
bulunan asli ve fer’i amme alacakları,
2) 2464
sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ve vadesi 30/6/2016
tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i
alacakları,
3) 3/7/2005
tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su
abonelerinden olan ve vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu
hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık su ve
katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen
her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,
4) Büyükşehir
belediyelerinin, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 11 inci
maddesine göre vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde
bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti
alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve
zamlar dâhil) alacakları,
ğ) 20/11/1981
tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve
kanalizasyon idarelerinin, vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce
olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve
atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil)
alacakları,
hakkında
uygulanır.
(2) Bu
Kanunda geçen;
- a) Vergi tabiri, 213 sayılı Kanun
kapsamına giren vergi, resim ve harçları,
1.
b)
Gümrük vergileri tabiri, ilgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında
uygulanan ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından
takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili vergiler ve
mali yüklerin tümünü,
- c) Beyanname tabiri, vergi
tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,
ç) Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları tabiri; Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için
belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE)
aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları
endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2014 tarihinden itibaren yurt içi
üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) aylık değişim oranlarını (Bu madde hükümlerine
göre ödenecek alacaklara bu Kanunun yayımlandığı ay için uygulanması gereken
Yİ-ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki
ay için belirlenen Yİ-ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.),
ifade eder.
(3) Bu Kanun,
bazı varlıkların millî ekonomiye kazandırılmasına ve diğer bazı alacakların
yapılandırılmasına ilişkin hükümleri de kapsar.
Kesinleşmiş
alacaklar
MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığına, il özel
idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen
alacaklardan bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dâhil);
- a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin ödenmemiş kısmının
tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere bağlı
gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ile aslı bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla
bağlı olarak kesilen vergi cezaları ve bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
1.
b)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir
vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş vergi cezaları ile iştirak nedeniyle
kesilmiş vergi cezalarının %50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması
hâlinde gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla cezaların kalan %50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının
tamamının,
- c) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının tamamı
ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın
sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin
tamamının,
ç) Vadesi
geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve yukarıdaki
bentlerin dışında kalan asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile
bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i
amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece
fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,
- d) 20/2/2008 tarihli ve 5736
sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun
1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği hâlde bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında
ödenmesi hâlinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki
oranındaki faiz alacaklarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(2) Gümrük ve
Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilen alacaklardan
bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dâhil);
- a) Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş
ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan gümrük vergilerinin ödenmemiş
kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş
alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması hâlinde fer’i alacak yerine
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gümrük
vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme
alacakları ve aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar
dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen idari para cezalarının
tamamının,
1.
b)
Vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve 4458
sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle
gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş idari para cezaları ile
30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun iştirak hükümleri
nedeniyle kesilmiş idari para cezalarının %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin,
- c) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş idari para cezalarının %30’u ve varsa gümrük
vergileri aslının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme
zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan
%70’i ile alacak asıllarına bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi
fer’i amme alacaklarının tamamının,
tahsilinden
vazgeçilir.
(3) İhtirazi
kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu
maddenin birinci ve ikinci fıkralarının (a) bendi hükmü uygulanır.
(4) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak 2016 yılında tahakkuk eden ve bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere bağlı gecikme
faizi ve gecikme zamları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE
aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle bu
madde hükmünden yararlanılır. Bu takdirde, 2016 yılına ilişkin yıllık
gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu müteakip ödenecek taksitlerde, vergi
aslının ödenmesi şartı aranmaz.
(5) Bu Kanun
kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme
faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu
Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla, bu Kanunda belirtilen
ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar
Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz.
(6) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla yargı kararı ile kesinleştiği hâlde mükellefe ödemeye yönelik
tebligatın yapılmadığı alacaklar için mükelleflerce bu Kanunda öngörülen süre
ve şekilde başvuruda bulunulması koşuluyla bu alacaklar da bu madde kapsamında
yapılandırılır. Bu hüküm kapsamına giren alacaklar için ayrıca tebligat
yapılmaz ve alacakların vade tarihi olarak Kanunun yayımlandığı tarih kabul
edilir. Bu kapsamda yapılandırılan tutarların Kanunda öngörülen süre ve şekilde
ödenmemesi hâlinde de vade tarihinde değişiklik yapılmaz.
(7) 2464
sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su, atık su
ve katı atık ücreti alacaklarından vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil)
önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanlar
ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil)
hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak
hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde
ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(8)
Büyükşehir belediyelerinin, 2872 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre vadesi
30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan katı atık ücreti alacak asıllarının tamamı
ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci
fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen
tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara
bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde
düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.
(9) 2560
sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin, vadesi 30/6/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli
alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı
gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu
maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar
sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde
bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin
(sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden
vazgeçilir.
(10) Bu madde
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı
sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına
başvurmamaları şarttır.
Kesinleşmemiş
veya dava safhasında bulunan alacaklar
MADDE 3- (1) Bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava
açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük
vergilerinin %50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı
yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50’si, faiz, gecikme faizi,
gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları
ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük
yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz
mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü
uygulanır.
(2) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgisine göre itiraz/istinaf veya temyiz
süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar
düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan
ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine
ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde,
bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son
safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en
son kararın;
- a) Terkine ilişkin karar olması
hâlinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük
vergilerinin %20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme
zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim
oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin kalan
%80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak
kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
- b) Tasdik veya tadilen tasdike
ilişkin karar olması hâlinde, tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin
tamamı, terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin %20’si ile bu
tutarlara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla terkin edilen vergilerin/gümrük vergilerinin kalan
%80’i, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak
kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme
zamlarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla sadece vergi cezalarına/gümrük
yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması
hâlinde;
- a) Asla bağlı cezaların,
vergilerin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce
ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen
süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamının ve bunlara bağlı gecikme
zamlarının,
1.
b)
Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili
idari para cezalarından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada
olanlarda cezanın %25’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada
olanlarda cezanın %10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik
edilen ceza tutarının %50’sinin, terkin edilen cezanın %10’unun bu Kanunda
belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,
- c) Asla bağlı olmaksızın kesilen
vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına
ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın
%25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması hâlinde, onanan kısım
için ikinci fıkranın (b) bendindeki esaslar çerçevesinde, ilgisine göre
anılan bentteki oranların yarısının, bozulan kısım için %25’inin, bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan
cezaların,
tahsilinden vazgeçilir.
ç) Bu
fıkranın (b) ve (c) bendi hükümleri, tarh edilen vergi ile birlikte dava konusu
edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için de uygulanır.
- d) Eşyanın gümrüklenmiş değerine
bağlı olarak kesilmiş olan idari para cezaları ile ilgili olarak bu
maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın %15’inin,
ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın
%5’inin, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza
tutarının %30’unun, terkin edilen cezanın %5’inin, verilen en son kararın
bozma kararı olması hâlinde cezanın %15’inin, kısmen onama kısmen bozma
kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin
karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın %30’unun, terkin edilen cezanın
%5’inin, bozulan kısmın %15’inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden vazgeçilir.
(4) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu
Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari
para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi
geçmemiş veya dava açılmış olması hâlinde, bu maddenin birinci fıkrasında
belirtilen safhada olanlarda cezanın %50’sinin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde
belirtilen safhada olanlarda cezanın %20’sinin, (b) bendinde belirtilen safhada
bulunanlarda tasdik edilen cezanın tamamının, terkin edilen cezanın %20’sinin,
verilen en son kararın bozma kararı olması hâlinde cezanın %50’sinin, kısmen
onama kısmen bozma kararı olması hâlinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen
tasdike ilişkin karar olması hâlinde tasdik edilen cezanın tamamının, terkin
edilen cezanın %20’sinin, bozulan kısmın %50’sinin, bu Kanunda belirtilen süre
ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden vazgeçilir.
(5) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği
beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları
için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.
(6) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilen vergi
cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) ve
(c) bentlerinde açıklandığı şekilde yararlanır.
(7) Bu
maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar,
tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten (bu
tarih dâhil) önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.
(8) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak
üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş
ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde
hükmünden yararlanır.
(9) Maliye
Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından takip edilmekte olan amme
alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergileri, gelir (stopaj) vergisi,
kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu
madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan
mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen
beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her
bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri
ya da eksik ödemeleri hâlinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan
borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.
(10) Bu madde
hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava
açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması
şarttır.
(11) Bu madde
hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme
şartını yerine getirmeyen borçlulardan, ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen
alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu
Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının,
tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması hâlinde bu karar üzerine tahakkuk
eden alacaklar takip edilir.
İnceleme
ve tarhiyat safhasında bulunan işlemler
MADDE 4- (1) Bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı
hâlde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk
işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı
kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen
vergilerin %50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile
bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin
bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına
bağlı olmayan cezalarda cezanın %25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden
itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit
ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler
hâlinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50’sinin, vergi
aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75’inin, vergilere bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı
cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.
(2) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi
ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın %25’ini birinci fıkrada
belirtilen süre ve şekilde ödemeleri hâlinde cezanın kalan %75’inin tahsilinden
vazgeçilir.
(3) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce pişmanlık talebi ile verilip ödeme yönünden şartların ihlal edildiği
beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun
yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu
madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde
kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi
şarttır.
(4) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce tamamlandığı hâlde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi
kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları
üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu
maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen
tutarın,birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu
Kanun hükümlerinden yararlanılır.
(5) Bu madde
hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda
bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.
(6) Bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi
uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü
gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza
ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü
uygulanır.
(7) Bu
Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı
Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim, 4458
sayılı Kanunun uzlaşma ve 5326 sayılı Kanunun peşin ödeme indirimi
hükümlerinden yararlanamazlar.
(8) Bu madde
uygulamasında incelemeye başlama tarihi, 213 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesine
göre tayin olunur.
(9) Bu
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen ikinci ayın sonuna kadar;
- a) 213 sayılı Kanunun;
1) 371 inci
maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen
vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak
hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi
şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,
2) 30 uncu
maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden
tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi
yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen
ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,
- b) 2016 yılı ve önceki
vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde
bulunmayan veya bildirimde bulunduğu hâlde vergisi eksik tahakkuk eden
mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz
kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı
gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar
Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu
Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara
bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının,
- c) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili
diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği hâlde yükümlü
tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların, ilgili gümrük idaresine
bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz
yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları
esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde
tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,
tahsilinden vazgeçilir.
(10) 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan diğer
ücret mükelleflerinin, bu Kanunun yayımlandığı tarihi takip eden ikinci ayın
sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2016 takvim yılına ilişkin gelir
vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki
dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden
daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak
bu Kanuna göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınır.
Matrah ve
vergi artırımı
MADDE 5- (1) Mükellefler, bu fıkrada
belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını
artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için
yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi
türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.
- a) Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, 2011 takvim yılı
için %35, 2012 takvim yılı için %30, 2013 takvim yılı için %25, 2014
takvim yılı için %20, 2015 takvim yılı için %15 oranından az olmamak üzere
artırırlar.
1.
b)
Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili
olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş
olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç
beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş
olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında
bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile bu
fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre
defter tutan mükellefler için 2011 takvim yılı için 9.500 Türk lirasından, 2012
takvim yılı için 9.890 Türk lirasından, 2013 takvim yılı için 10.490 Türk
lirasından, 2014 takvim yılı için 11.160 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için
12.650 Türk lirasından; bilanço esasına göre defter tutan mükellefler ile
serbest meslek erbabı için 2011 takvim yılı için 14.000 Türk lirasından, 2012
takvim yılı için 14.820 Türk lirasından, 2013 takvim yılı için 15.740 Türk
lirasından, 2014 takvim yılı için 16.740 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için
18.970 Türk lirasından az olamaz. Geliri, sadece basit usulde tespit edilen
ticari kazançtan oluşan mükellefler için vergilendirmeye esas alınacak asgari
matrah, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş
tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul
sermaye iradından oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer
gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan
mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu bendin uygulamasında ilgili
yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna
tutarları dikkate alınmaz. Birden fazla gelir unsuru elde eden mükelleflerce,
vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olunmaması için, bu fıkrada belirtilen
ilgili gelir unsuru itibarıyla matrah artırımı yapılması şarttır.
- c) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak
vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim
ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş
(ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu
faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar
dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu
fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahlar, 2011 takvim yılı için
28.000 Türk lirasından, 2012 takvim yılı için 29.650 Türk lirasından, 2013
takvim yılı için 31.490 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 33.470 Türk
lirasından, 2015 takvim yılı için 37.940 Türk lirasından az olamaz.
ç) Bu fıkra
hükmüne göre artırılan matrahlar, %20 oranında vergilendirilir ve üzerinden
ayrıca herhangi bir vergi alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini
kanuni sürelerinde vermiş, bu vergi türlerinden tahakkuk eden vergilerini
süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü madde
hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla bu fıkra hükmüne göre artırılan
matrahları %15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve mahsuplar
nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması
hâlinde de bu hüküm uygulanır.
- d) Kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi
tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının bulunması hâlinde, bu
fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için
bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla
ilişkin olarak bu fıkranın (a) bendinde belirtilen şekilde artırılması
şarttır.
1.
e)
Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesinde
yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan
etmemiş olmaları hâlinde, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada belirtilen vergi
incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait
tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın
sonuna kadar, bu fıkranın (c) bendinde belirtilen asgari matrahın %50’sinden az
olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu bent hükmüne göre artırılan
matrahlar üzerinden %15 oranında vergi hesaplanır.
2.
f)
Bu fıkranın (d) ve (e) bentlerinde yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda
veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak bu fıkrada
belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili
yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi matrahlarını da bu fıkranın (c)
bendinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere (a) bendinde belirtilen
şekilde artırmaları şarttır.
- g) Gelir ve kurumlar vergisi
mükelleflerinin bu fıkra hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları
artırmaları hâlinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergiler,
artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.
ğ) Gelir ve
kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait
zararların %50’si, 2016 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.
- h) İstisna ve indirimler
nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar
ile geçmiş yıl zararları bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlardan
indirilemez.
ı) Matrah
artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben
daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili
taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.
- i) İşe başlama ve işi bırakma
gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında
ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay
sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.
- j) Bu fıkranın (a) bendi
kapsamında matrah artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin
olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen
tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
(2)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde gelir (stopaj) veya
kurumlar (stopaj) vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz
konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile
ilgili olarak artırıma konu ödemeler nedeniyle gelir (stopaj) veya kurumlar
(stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
- a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına
ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, her bir
vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine
ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %6,
2012 yılı için %5, 2013 yılı için %4, 2014 yılı için %3 ve 2015 yılı için
%2 oranından az olmamak üzere hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar artırırlar.
- b) Bu fıkranın (a) bendi
kapsamında vergi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme
dönemlerine ilişkin olarak;
1) Verilmesi
gereken muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş
olması hâlinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar
ortalaması alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere
yıllık ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar
üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisi
hesaplanır.
2) Hiç
beyanname verilmemiş olması hâlinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir
(stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;
- Bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinde
bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,
- İlgili yılda aylık prim ve hizmet
belgesinin hiç verilmemiş olması hâlinde, bu Kanunun yayımlandığı tarihe
kadar verilmiş olmak şartıyla izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen
ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,
iii. Bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç
verilmemiş olması hâlinde en az iki işçi,
çalıştırıldığı
kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde geçerli olan asgari
ücretin brüt tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı
üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek
suretiyle bu fıkradan yararlanılır.
- c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve (13) numaralı
bentleri ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya
mecbur olanların, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla
verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen
muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin)
yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık
toplamı üzerinden;
1) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı bentleri ile
5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan
ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2011 yılı için %6, 2012 yılı için %5, 2013
yılı için %4, 2014 yılı için %3 ve 2015 yılı için %2 oranından az olmamak üzere
hesaplanacak vergiyi,
2) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere
2011 ila 2015 yılları için her bir yıl itibarıyla %1, 193 sayılı Kanunun 94
üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan
ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat
oranının %25’i oranında hesaplanan vergiyi,
bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar artırırlar.
ç) Bu
fıkranın (c) bendi kapsamında matrah veya vergi artırımında bulunulan yıl
içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname
verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede bulunmaması
hâlinde;
1) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan
ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir
vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının
%50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15
oranında hesaplanan vergiyi,
2) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan
ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul
sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari
gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya
kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %15 oranında hesaplanan vergiyi,
3) 193 sayılı
Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520
sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar
için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari
gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya
kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden %3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için %2,
(13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de %5 oranında hesaplanan
vergiyi,
ödemek
suretiyle, bu maddeden yararlanılır.
- d) Bu fıkra uyarınca artırımda
bulunulması durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah
artırımında bulunulmuş olması şartı aranmaz. muhasebedr.com
1.
e)
Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunmak
isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları hâlinde
faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak
dikkate alınmak suretiyle) bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda
bulunulur.
2.
f)
Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde
yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte
dikkate alınır.
- g) Bu fıkra hükmüne göre artırıma
esas ücret tutarı ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının
tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.
ğ) Bu fıkra
kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir
istisna ve indirim uygulanmaz.
(3)
Mükellefler, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini
artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul
ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer
vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.
- a) Katma değer vergisi
mükellefleri, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri
beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma
değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %3,5, 2012 yılı
için %3, 2013 yılı için %2,5, 2014 yılı için %2 ve 2015 yılı için %1,5
oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi
artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna
kadar beyan ederler. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici
17 nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükellefler
için artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler
hesaplanan vergiden düşülür.
- b) Bir aylık vergilendirme
dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda
bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili
olarak;
1) Verilmesi
gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin
verilmiş olması hâlinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki
hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek,
artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur
ve bu tutar üzerinden bu fıkranın (a) bendinde belirtilen oranlara göre artırım
tutarı hesaplanır.
2) Hiç
beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş
olması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer
vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Bu durumda
olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının
gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.
3) İlgili
takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve
hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi
bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması
hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında
bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer
vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılır. Şu kadar ki,
ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye
tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan
mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi
tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer
vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya
kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra
hükmünden yararlanamaz.
- c) Vergilendirme dönemi üç aylık
olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı,
hiç beyanname vermemiş olmaları hâlinde bu fıkranın (b) bendinin (2)
numaralı alt bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem
için beyanname vermiş olmaları hâlinde ise aynı bendin (1) numaralı alt
bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.
ç) Katma
değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme
dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki,
mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da
işi bırakmaları hâlinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu
fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.
- d) Mükelleflerin artırımda
bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak
bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili
dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.
1.
e)
Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi
incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için,
sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde
bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran
işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat
hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan
incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.
- f) Bu fıkra hükmüne göre ödenen
katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde
gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma
değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu
yapılmaz.
(4) Bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre;
- a) Hesaplanan veya artırılan
gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin bu Kanunda belirtilen süre ve
şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde
ödenmemesi hâlinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen
oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte
takip ve tahsiline devam olunur.
1.
b)
Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi
matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez;
indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.
- c) Artırılan matrahlar nedeniyle
geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.
ç) Matrah
veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin
muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.
(5) Daha önce
nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan
yıllar için de artırımda bulunabilirler.
(6) İdarenin,
artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı
saklıdır.
(7) Bu
maddeye göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımlandığı
tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel
teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi
incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi
ve üçüncü fıkrasının (e) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde
sonuçlandırılamaması hâlinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri
dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi
farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu
kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda
bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile birlikte değerlendirilir.
İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme
raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal
ettirilmesidir.
(8) Matrah
veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma
değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.
(9) 213
sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri
yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar
veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya
kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra
hükümlerinden yararlanamazlar.
(10)
Mükelleflerin bu maddeye göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere
ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle
213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
(11) Bu madde
hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan
yapılmaması veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk
taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı
şekilde tahsil edilir.
(12) Birinci
fıkranın (ç) bendi kapsamında yapılacak değerlendirmede, her bir dönem için
ayrı ayrı 5 Türk lirasına (bu tutar dâhil) kadar yapılan eksik ödemeler dikkate
alınmaz.
İşletme
kayıtlarının düzeltilmesi
MADDE 6- (1) İşletmede mevcut olduğu
hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında
aşağıdaki hükümler uygulanır:
- a) Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde
mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit
edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü
ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek
suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler
için amortisman ayrılmaz.
1.
b)
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu fıkranın (a) bendi hükümleri
uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve
demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için
ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi
hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve
demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman
addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu
emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.
- c) Bu fıkranın (a) bendi uyarınca
beyan edilen; genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların
bedeli üzerinden %10 oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat,
demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas
alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu
sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenir. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi, hesaplanan katma değer
vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre
indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.
ç) Bu
fıkranın (a) bendi kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması hâlinde satış
bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamaz.
- d) Özel tüketim vergisi konusuna
giren malları bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan eden ve alış
belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin bu malların beyan tarihindeki
miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini bu
fıkranın (c) bendinde belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir
beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri hâlinde bu mallar
bakımından 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun
4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan
edilerek ödenen özel tüketim vergisi için vergi cezası kesilmez.
- e) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına
ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.
(2)
Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki
hükümler uygulanır
- a) Gelir ve kurumlar vergisi
mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil),
kayıtlarında yer aldığı hâlde işletmelerinde mevcut olmayan emtialarını,
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, aynı
nev’iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen
gayrisafi kâr oranını dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü
vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına
intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre
tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının
belirleyeceği oranlar esas alınır. Bu hükme göre ödenmesi gereken katma
değer vergisi, ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen
taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda
olmak üzere üç eşit taksitte ödenir.
1.
b)
Eczaneler, stoklarında kaydi olarak yer aldığı hâlde fiilen bulunmayan
ilaçları, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar
maliyet bedeli üzerinden fatura düzenlemek suretiyle kayıtlarından
çıkarabilirler. Bu suretle kayıtlardan çıkarılan ilaçların maliyet bedeli
üzerinden %4 oranında hesaplanan katma değer vergisi ayrı bir beyanname ile
beyan edilerek beyanname verme süresi içinde ödenir. Ödenen bu vergi,
hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez, gelir ve kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz.
- c) Bu fıkra hükmünün
uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi
uygulanmaz.
(3)
Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan
alacaklar ile bunlarla ilgili diğer işlemler hakkında aşağıdaki hükümler
uygulanır:
- a) Bilanço esasına göre defter
tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2015 tarihi itibarıyla
düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde
bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki
işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan)
ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu
tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer
hesaplarda yer alan işlemlerini bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen
üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle
kayıtlarını düzeltebilirler.
1.
b)
Bu fıkranın (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında
hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
- c) Bu fıkra kapsamında ödenen
vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen
tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider
olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle
ilave bir tarhiyat yapılmaz. Bu fıkra kapsamında beyanda bulunan kurumlar
vergisi mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2016 yılı geçici vergi
beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde, düzeltme işlemleri bu
fıkrada öngörülen beyanname verme süresi içinde yapılır ve düzeltme
işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmaz.
(4) Maliye
Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde ödenmesi
gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine
göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul
ve esasları belirlemeye yetkilidir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder