Limited şirket payının devri ,şirket hakkında ancak şirkete bildirmek ve PAY DEFTERİNE kaydedilmek suretiyle hüküm ifade eder...
Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi ise ,ortaklardan en az dörtte üçünün devre MUVAFAKAT etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ile mümkündür...
İçtihat Metni
Taraflar arasında görülen davada (İstanbul Asliye Dokuzuncu Ticaret Mahkemesi)'nce verilen 04.05.2006 tarih ve 2005/480-2006/273 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin iki ortağından birisi olduğu davalı şirketteki hissesini noter devir sözleşmesi ile diğer davalıya devrettiğini, dava dışı ortağın da ortaklar kurulu kararı devre muvafakat ettiğini, yine aynı ortaklar kurulu kararı ile müvekkilinin müdürlük görevinin de sona erdiğini, davalı Murat'ın davalı şirket müdürü olarak atandığını, ancak pay devrinin ve yeni müdür tayininin tescil ve ilan edilmediğini, davacının kayıtlarda hala hem ortak ve hem de şirket müdürü olarak gözüktüğünü ileri sürerek, müvekkilinin tüm payının davalı Murat'a devrettiğinin ve devir nedeni ile devir tarihinden itibaren şirketle bir ilgisinin kalmadığının ve müdürlük görevinin sona erdiğininve yerine davalı Murat'ın atandığının tespitine, anılan durumların ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar doğrultusunda, pay devri davalı şirket pay defterine kayıt edilmediğinden davacının tespit davası açamayacağı, davacı tarafça ticaret sicil memurluğunca tescil edilmeme nedeninin belirtilmediği, davacının hissesini devrettiğini kanıtlayamadığı, devretse dahi ortaklar kurulu toplantısına katılma yetkisinin bulunmadığı, ticaret sicilinin davalı olarak gösterilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı limited şirketteki payın devredildiğinin, devir nedeni ile devir tarihinden itibaren davalı şirketle bir ilgisinin kalınmadığının ve müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti, tescili ve ilanı istemlerine ilişkindir.
Limited şirketlerde pay devri usulü TTK'nın 520. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan hükümde "Bir payın devri, şirket hakkında ancak şirkete bildirilmek ve pay defterine kaydedilmek şartıyla hüküm ifade eder. Devir hususunun pay defterine kaydedilebilmesi için, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması şarttır." denilmektedir. Madde metninden de anlaşıldığına göre, birbirini takip eden üç işlemin yapılması halinde pay devri gerçekleşmiş olmaktadır.
Somut olayda devrin, imzası noterce tasdik edilmiş yazılı mukavele ile yapıldığı ve daha sonra sermaye ile sayısal olarak ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat ettiği anlaşılmakta ise de, yukarıda anılan yasa hükmünde açıklanan ve devrin şirket yönünden geçerli olması için öngörülen devrin şirkete bildirilip pay defterine kaydı işlemi henüz gerçekleşmemiş bulunmaktadır. Devir işlemi tekemmül etmediği ve davacının halen şirket kayıtlarında ortak gözüktüğü, bu eksikliğin dava yoluyla giderilmesinin mümkün olmadığı, daha sonraki bir aşamaya ilişkin tescilin de talep edilemeyeceği, öte yandan TTK'nın 543/1. maddesi atfıyla TTK'nın 161. maddesi hükmüne göre, aynı zamanda ana sözleşme ile atanmış müdür olan davacının ortaklar kurulu kararı ile azlinin mümkün olmaması, davacı ortağın da imzasının bulunduğu pay devri ve davacı müdürün müdürlük görevinin sona erdirilmesi ve devralan davalı ortağın yeni müdür olarak atanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının bir ana sözleşme değişikliği olarak kabul edilmesinin olanaklı bulunmaması karşısında, gerek pay devrinin, gerekse müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti istemlerine ilişkin işbu davanın dinlenme kabiliyetinin bulunmaması karşısında, mahkemece, davanın yukarıda açıklanan gerekçelerle reddi gerekirken ve karar yerindeki diğer gerekçelere ilave olarak ayrıca ticaret sicili memurluğunun davada taraf gösterilmesine ve tescil edilmeme nedenlerinin belirtilmemesine ilişkin gerekçeler ile de davanın reddi yerinde değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonu ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün açıklanan değişik gerekçelerle (ONANMASINA), 10.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder