24 Ağustos 2016 Çarşamba

BORÇ ve ALACAKLARDA ZAMANAŞIM SÜRELERİ

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 778. maddesinin yollamasıyla bonolar için de uygulama sahası bulan 749. maddesi gereğince bonolarda keşideciye karşı zamanaşımı süresi 3, cirantalara karşı ise 1 yıldır. Keza Türk Ticaret Kanunu'nun 814. maddesi gereğince çeklerde çek borçlularına karşı zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıldır (eskiden altı aydı). Buna benzer şekilde kanunda farklı alacaklar için yer yer farklı zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Genel zamanaşımı süresi ise10 yıldır. Yani kanunlarda aksine bir düzenleme olmadığı sürece her alacak 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabidir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu'ndaki konuyla ilgili hükümler aşağıdadır....
   C. Zamanaşımı
    I. Kural
    Madde 72- Tazminat istemi, zarar görenin zararı
ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.
 
    Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
 
    II. Rücu isteminde
    Madde 73- Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
 
    Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi, durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır. Aksi takdirde zamanaşımı, bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte işlemeye başlar.

    II. Borçlanılmamış edimin ifası
    Madde 78- Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.
 
    Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez.
 
    Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.

    D. Zamanaşımı
    Madde 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
 
    Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.

İKİNCİ AYIRIM
    Zamanaşımı
    A. Süreler
    I. On yıllık zamanaşımı
    Madde 146- Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.

    II. Beş yıllık zamanaşımı
    Madde 147- Aşağıdaki alacaklar için beş yıllık zamanaşımı uygulanır:
 
    1. Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler.
 
    2. Otel, motel, pansiyon ve tatil köyü gibi yerlerdeki konaklama bedelleri ile lokanta ve benzeri yerlerdeki yeme içme bedelleri.
 
    3. Küçük sanat işlerinden ve küçük çapta perakende satışlardan doğan alacaklar.
 
    4. Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar.
 
    5. Vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacaklar.
 
    6. Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar.
 
    III. Sürelerin kesinliği
    Madde 148- Bu ayırımda belirlenen zamanaşımı süreleri, sözleşmeyle değiştirilemez.
 
    IV. Zamanaşımının başlangıcı
    1. Genel olarak
    Madde 149- Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.
 
    Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar.
 
    2. Dönemsel edimlerde
    Madde 150- Ömür boyunca gelir ve benzeri dönemsel edimlerde, alacağın tamamı için zamanaşımı, ifa edilmemiş ilk dönemsel edimin muaccel olduğu günde işlemeye başlar.
 
    Alacağın tamamı zamanaşımına uğramışsa, ifa edilmemiş dönemsel edimler de zamanaşımına uğramış olur.
 
    V. Sürelerin hesaplanması
 
    Madde 151- Süreler hesaplanırken zamanaşımının başladığı gün sayılmaz ve zamanaşımı ancak sürenin son günü de hak kullanılmaksızın geçince gerçekleşmiş olur.
 
    Zamanaşımı sürelerinin hesaplanmasında da, borçların ifasındaki sürelerin hesaplanmasına ilişkin hükümler uygulanır.
 
    B. Bağlı alacaklarda zamanaşımı 
    Madde 152- Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramış olur.
    C. Zamanaşımının durması
    Madde 153- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur:
 
    1. Velayet süresince, çocukların ana ve babalarından olan alacakları için.
 
    2. Vesayet süresince, vesayet altında bulunanların vasiden veya vesayet işlemleri sebebiyle Devletten olan alacakları için.
 
    3. Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için.
 
    4. Hizmet ilişkisi süresince, ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için.
 
    5. Borçlu, alacak üzerinde intifa hakkına sahip olduğu sürece.

    6. Alacağı, Türk mahkemelerinde ileri sürme imkânının bulunmadığı sürece.
 
    7. Alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesinde, birleşmenin ileride geçmişe etkili olarak ortadan kalkması durumunda, bu durumun ortaya çıkmasına kadar geçecek sürece.
 
    Zamanaşımını durduran sebeplerin ortadan kalktığı günün bitiminde zamanaşımı işlemeye başlar veya durmadan önce başlamış olan işlemesini sürdürür.
 
    D. Zamanaşımının kesilmesi
    I. Sebepleri
    Madde 154- Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
 
    1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
 
    2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.
 
    II. Birlikte borçlulara etkisi
    Madde 155- Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur.
 
    Zamanaşımı asıl borçluya karşı kesilince, kefile karşı da kesilmiş olur.
 
    Zamanaşımı kefile karşı kesilince, asıl borçluya karşı kesilmiş olmaz.
 
    III. Yeni sürenin başlaması
    1. Borcun ikrar edilmesi veya karara bağlanması hâlinde
    Madde 156- Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.
 
    Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.
 
    2. Alacaklının fiili hâlinde
    Madde 157- Bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar.
 
    Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
 
    Zamanaşımı, iflas masasına başvurma sebebiyle kesilmişse, iflasa ilişkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doğumundan itibaren yeniden işlemeye başlar.
 
    E. Davanın reddinde ek süre
    Madde 158- Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.
 
    F. Taşınır rehni ile güvenceye bağlanmış alacakta
    Madde 159- Alacağın bir taşınır rehniyle güvenceye bağlanmış olması, bu alacak için zamanaşımının işlemesine engel olmaz; bununla birlikte alacaklının, hakkını rehinden alma yetkisi devam eder.

    G. Zamanaşımından feragat
    Madde 160- Zamanaşımından önceden feragat edilemez.
 
    Müteselsil borçlulardan birinin feragat etmiş olması, diğerlerine karşı ileri sürülemez.
 
    Bölünemez bir borcun borçlularından birinin feragat etmiş olması durumunda da aynı hüküm uygulanır.
 
    Asıl borçlunun feragati de kefile karşı ileri sürülemez.
 
    H. İleri sürülmesi
    Madde 161- Zamanaşımı ileri sürülmedikçe, hâkim bunu kendiliğinden göz önüne alamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder