ÖZET : Dava, davalı anonim şirketin olağan genel kurul
toplantısında alınan kararın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu genel
kurulda tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağının kaldırıldığı
anlaşılmaktadır. Bu karar sırf yönetim kurulu üyelerinden biri ile ilgili
olmadığına göre, oy yoksunluğu halinin yalnızca anılan yönetim kurulu üyesi
yönünden aranması gerektiği yönündeki değerlendirme isabetsizdir. Her bir
yönetim kurulu üyesi yönünden şirketle rekabet yasağının kaldırılması kararının
yeterli nisapla alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda, bir
yönetim kurulu üyesi kendisi ile ilgili kararın alınmasında oy hakkından yoksun
ise de, bu halde diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir.
Her bir yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağının kaldırılması oylamasında
yeterli oy nisabının sağlanıp sağlanmadığı ayrı ayrı değerlendirilerek sonucuna
göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1.
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.07.2013 tarih ve 2012/1650-2013/378
sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve
temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası
için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki
dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten
sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Asıl davada davacı vekili,
davalışirketin hissedarlarının, müvekkili Ş. Z. ile birlikte ağabeyi İ. Z.,
annesi Ş. Z., M. B., B. B. ve Z... Kim. Md. İth. İhr. A.Ş. olduğunu, aldıkları
duyumlara göre şirket işlerini yöneten İ. Z.'nin bazışirketler kurduğunu ve bu
şirketlerde ticari faaliyete başladığını ve kişisel menfaatlerini ön planda
tuttuğunu, rekabet yasağının kaldırılması talep edilerek şirket faaliyetinin
başka şirketlere kaydırılmasına çalışıldığını ileri sürerek, 15.10.2012 tarihli
olağan genel kurul toplantısındaki 9. maddesi ile alınan rekabet yasağının
kaldırılmasına ilişkin kararın iptalini talep ve dava etmiş, birleşen davada
ise, şirketin kötü yönetildiğinden şirket ve ortakların ciddi zarara
uğradığını, şirketin yönetim kurulu, genel kurul kararı almaksızın tüm
malvarlıklarını bankaya rehin verdiğini, yönetim kurulunun dikkat ve özen
göstermeksizin şirketi yönetmesi nedeniyle şirketin her yıl biraz daha
battığını, şirket borçlarının şirket sermayesi ile eşit duruma geldiğini ileri
sürerek, şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,
alınan kararların hukuka uygun olduğunu, müvekkili şirketin borca batık olduğu
iddiasının doğru olmadığını savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, ihtilâf
konusu genel kurul toplantısında toplam 150.000.000 pay temsil edilmiş olup, oy
kullananlar arasında yer alan İ. Z.'nin 39.062.498 pay sahibi olduğu, İ. Z.'yi
ilgilendirdiği için gündemin 9. maddesindeki hususlarda, bu kişinin TTK'nın
436/1. maddesi uyarınca oy kullanmaması gerektiği, bu sebeple, dava konusu
toplantıda kullanılan toplam 150.000.000 paydan, 39.062.498 adet oyun
hesaplamada dikkate alınmayacağı, 9. maddenin oylamasında, pay sahiplerinden,
Z... Kim. Mad. İth. İhr. Depoculuk A.Ş'nin 45.000.000 payı ile davacıların
65.937.500 payı dikkate alındığında, yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem
yapma ve rekabette bulunma önerisinin, 65.937.500 red oyuna karşılık,
45.000.001 kabul oyu alarak reddedilmiş olması gerekirken, oy hakkıolmayan
yönetim kurulu üyesinin kabul oyu dikkate alınarak, kanuna aykırışekilde
84.062.499 adet kabul oyu kullanıldığı belirtilerek, gündemin 9. maddesinin
kabul edildiğinden bahsedildiği, oysa, gündemin 9. maddesinde yer alan bu
kararın alınabilmesi için gerekli olan nisabın oluşmadığı, bu nedenle iptal
isteminin yerinde olduğu, birleşen davada ise, her ne kadar davacı taraf
şirketin kötü yönetildiği, sürekli zarar ettiği, yönetim kurulunun gerekli
dikkat ve özeni göstermeksizin şirketi yönettiği iddiası ile kayyım atanmasını
talep etmiş ise de, davacı tarafın iddialarının yönetim kurulunun kişisel
sorumluluklarını gerektirmekte olup, kanunda belirtilmiş olan kayyım atanması
için gerekli koşulların bu davada oluşmadığı gerekçesiyle, asıl davanın
kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili
temyiz etmiştir. Dava, davalı anonim şirketin 15.10.2012 tarihli olağan genel
kurul toplantısında alınan kararın iptali istemine ilişkindir. Davacı,
davalışirketin 15.10.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 9.
maddesinde alınan rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararın iptalini
talep ve dava etmiş olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle dava konusu genel
kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Ancak, dava konusu genel kurulda
gündemin 9. maddesinde alınan kararla tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet
yasağının kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu karar sırf yönetim kurulu üyesi İ.
Z. ile ilgili olmadığına göre, mahkemenin, toplantı gündeminin doğrudan
yalnızca yönetim kurulu üyesi İ. Z.'yi ilgilendirdiği ve oy yoksunluğu halinin
yalnızca anılan yönetim kurulu üyesi yönünden aranması gerektiği yönündeki
değerlendirmesi isabetli değildir. Yönetim kurulu üyelerinin tamamı yönünden
yapılan oylamada 6102 Sayılı YTTK'nın 436/1. maddesi uyarınca kendileri ile
ilgili rekabet yasağının kaldırılması oylamasında, anılan yetkinin verilmesine
ilişkin karar ortak ile şirket arasında şahsi bir işe ilişkin olduğundan, oy
yoksunluğu halinin uygulanması ve tüm yönetim kurulu üyelerinin rekabet
yasağının kaldırılmasına karar verildiğine göre, her bir yönetim kurulu üyesi
yönünden şirketle rekabet yasağının kaldırılması kararının yeterli nisapla
alınıp alınmadığının belirlenmesi gerekir. Bu durumda, bir yönetim kurulu üyesi
kendisi ile ilgili kararın alınmasında oy hakkından yoksun ise de, bu halde
diğer yönetim kurulu üyesi ile ilgili oylamaya katılabilir. Ayrıca somut
uyuşmazlıkta, yönetim kurulu üyesi İ. Z.'ye izin verilmesi oylamasında,
kendisi, annesi Ş. H. Z. ve kız kardeşi davacıŞ. Z.'nin oy yoksunu oldukları
halde oy kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece, anılan hususlar göz
önüne alınmak suretiyle her bir yönetim kurulu üyesinin rekabet yasağının
kaldırılması oylamasında yeterli oy nisabının sağlanıp sağlanmadığı ayrı ayrı
değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme
ile yazılışekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ
: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü
ile kararın davalıyararına bozulmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği
halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar
verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder