Şirketin yönetimi ve
temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve
temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm
ortaklara, ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın şirketi
yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir. Buna göre;
“Şirketin
müdürlerinden biri bir tüzel kişi olduğu takdirde, bu kişi bu görevi tüzel kişi
adına yerine getirecek bir gerçek kişiyi belirler. Müdürler, kanunla veya
şirket sözleşmesi ile genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm
konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkilidirler.”
Tanımdan da
anlaşılabileceği gibi, limited şirketlerde müdürlerden en azından birinin ortak
olma zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca, limited şirket ortakları hisseleri
oranında kamu borçlarından sorumludur.
Anonim şirkette pay
sahipleri yalnızca taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sorumlu iken,
limited şirkette şirket borçlarından şirket sorumlu olacaktır ve bu sorumluluk
şirketin bütün malvarlıklarını kapsamaktadır.
Limited Şirketin Vergi Borçlarından Dolayı Müdür ve
Ortakların Sorumluluğu:
Ortaklar:
Limited şirket ortakları şirketten
tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme
alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya
sorumludur. Örneğin bir limitet şirkette %30 oranında ortak iseniz, şirketin
ödenmemiş vergi borcunun %30'undan sorumlu olursunuz.
Kanuni temsilciler:
Limited şirketlerde aksi
kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket
işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili ve mecburlar. Böyle bir durumda
ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatına haiz olacaklarından, amme alacağının
tamamından müşterek ve müteselsil olarak sorumlu tutulurlar. Şirket işlerini
idare ve şirketi temsile yetki verilmiş bir kişi (ortak) bulunması halinde,
kanuni temsilci olan bu ortak amme alacağının tamamından sorumlu olacaktır.
Müdürler:
Limited şirkette müdür olarak atanmış
bir kişi, vergi borcunun tamamından sorumlu olur. Örneğin %10 ortak olduğunuz
bir şirkette aynı zamanda müdür sıfatınız da varsa, vergi borçlarının %10'undan
değil, tamamından sorumlu olursunuz.
Vergi Borcu Önce Ortaktan mı Müdürden mi Tahsil edilir?
Limited şirketten tahsil edilemeyen vergiler açısından müdür
ve ortakların hangisinin önce takip edileceği hususunda uygulamada görüş
birliği bulunmamaktadır. Limited şirket ortaklarının şirketin kamu borçlarına
karşı sorumluluğunu düzenleyen AATUHK (Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki
Kanun) un 35. Maddesi, kanuni temsilcilerin şirketin vergi ve buna bağlı
borçlarına karşı sorumluluğunu düzenleyen Vergi Usul Kanununun 10. maddesi ve
diğer kamu borçlarına karşı sorumluluğunu öngören AATUHK mükerrer 35. Maddesinde
de takip sıralamasına ilişkin herhangi açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Şahsi kanaatim, limited şirketten tahsil edilemeyen tüm kamu
alacaklarından alacaklı kamu idaresi karşısında sorumlu olan öncelikli olarak
kanuni temsilci olan müdürlerin takip edilmesidir. Kamu borcu bunlardan tahsil
olunamazsa, ortakların takip edilmesi gerekir. Bu husus Danıştay kararlarında
da bu şekilde görülmektedir;
Danıştay 11.Dairesinin 1998/2473 Esas, 1998/3849 sayılı
kararında; “Şirketten tahsil olanağı kalmadığı saptanan kamu
alacağının, öncelikle kanunî temsilcilerin mal varlıklarından aranılması, buna
rağmen tahsil edilemediği takdirde de konulan sermaye ile sınırlı olmak üzere
ortakların takibe alınması gerekirken, ilgili dönemde kanunî temsilci sıfatı
taşımadığı ihtilafsız olan davacının koymuş olduğu sermaye tutarında takibata
tabi tutulmasına ilişkin ödeme emrinde isabet görülmemiştir…” demektedir.
Bu hususta yine çok önemli olan;
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu.’nun, 2002/610
Esas,2003/319 sayılı kararında ise; “Şirketten tahsil imkanı
kalmadığı saptanan kamu alacağının, öncelikle kanunî temsilcilerin mal
varlığından aranılması, buna rağmen tahsil edilememesi halinde, konulan sermaye
ile sınırlı olmak üzere ortaklardan tahsili yoluna gidilmesi gerekir.”
denilmiştir.
Limited şirketin vergi borçlarındaki sorumluluğu açık
şekilde belirtilmiş olmasına rağmen, Maliye Bakanlığı 1 No.lu Tahsilât Genel
Tebliği’nde ortaklar ve müdürler arasında bir öncelik sırasının bulunmadığını
şu şekilde ifade etmektedir;
“6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde yer
verilen sorumluluklar ile 213 sayılı Kanunun 10. maddesinde düzenlenen
sorumluluk nedeniyle yapılacak takiplerde ortak ve kanunî temsilcilerin
takibinde bir öncelik sıralaması söz konusu olmadığından, ortaklar ve kanunî
temsilciler hakkında yapılacak takiplere aynı zamanda başlanılması
gerekmektedir.”
Söz konusu tebliğden de görüleceği üzere, kamu alacaklısı
kamu alacağının tahsili amacıyla müdürler ve ortakları aynı anda takibe
alabilecektir. Bu konuda yargı kararları ile idarenin uygulaması arsındaki
farklılıktan dolayı ihtilafların çıkması muhtemeldir.
Maliye Bakanlığı 1 No.lu Tahsilat Genel Tebliği’nde ayrıca,
tüm ortakların da kanuni düzen gereği aynı zamanda müdür olduğuna yönelik
esastan hareketle şu düzenleme yapılmıştır;
“6762 sayılı Kanunun 540. maddesinde, aksi
kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket
işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur oldukları hükme
bağlanmıştır. Böyle bir durumda ortaklar hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca
yapılacak takip; 35. madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında
olmayacaktır. Ortakların hepsi kanunî temsilci sıfatına haiz olacaklarından,
haklarındaki takip 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesine göre, amme alacağının
tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülecektir.”.
Sonuç itibariyle, yukarıda bahsi geçen Kanunlarımız ve
Danıştay Kararları doğrultusunda kendi durumunuzu ilişkilendirmeniz doğru
neticeye ulaşmanıza yardımcı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder