ÖZET : Dava,sermaye artırımına ilişkin genel kurul
kararının iptali istemine ilişkindir.Şirketin sermayesi çeşitli amaç ve
nedenlerle değiştirilebilir. Önemli olan husus sermaye artırımının, şirketin
sermaye ihtiyacından çok pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların şirketteki
kar, tasfiye payı ve oranlarınıazaltmak maksadıyla yapılıp, yapılmadığıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Cihanbeyli Asliye
Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17.05.2005 tarih ve 2004/14-2005/442 sayılı kararın
Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş
olmakla, duruşma için belirlenen 06.03.2007 gününde davacılar avukatı Ali Rıza
Uca ile davalı avukatı Hüseyin Soydan gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde
verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları
dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü
işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için
Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine
dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler
okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin
davalışirket ortakları olup, şirketin Hasan Ali Acar ve yakınlarının %50'den
fazla hisseye sahip olmaları nedeniyle onlar tarafından yönetilip, istenilen
kararların alındığını, 17.04.2004 tarihinde yapılan şirket genel kurulunda,
şirketin mali durumu gerektirmediği halde ve azınlık pay sahibi ve tüm
ortaklara hiçbir külfet yüklenmeksizin iç kaynaklardan karşılanmak üzere
sermayenin 50 milyar liradan Beş Trilyon Elli Milyar TL'ye çıkarılmasına dair
karar alındığını, amacın küçük ortaklarışirketten tasfiye etmek olduğunu,
anılan genel kurulda sermaye artışına gerekçe olarak şirketin 08.09.2004
tarihinde bankalara ödenecek ( 3.500.000 ) USD kredi borcunun gösterildiğini,
oysa söz konusu kredinin ne için alındığının dahi olmadığını, şirketin kötü
yönetildiğini belirterek, davalıCihankur A.Ş.'nin 17.04.2004 tarihinde yapılan
olağanüstü genel kurul toplantısında şirket sermayesinin artırılmasına dair
alınan genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava
etmiştir. Davalı vekili, şirket yönetim
kurulunun şirketin içinde bulunduğu mali durumu göz önünde bulundurarak
şirketin borçlarından kurtulması, yeterli bir işletme sermayesine kavuşması ve
ileriye yönelik yatırım ve reklam kampanyalarını düşünerek ve iyi niyetle
şirket yararına şirketin sermayesini artırma kararıaldığını, şirketinde
olağanüstü genel kurul için SPK ve Ticaret Bakanlığından gerekli izinleri
olarak yasalara uygun şekilde yapıldığını, şirketin yaptığı yatırımlar
nedeniyle krediye ihtiyaç duyup, bankalardan gerekli krediyi sağladıklarını,
cirosu 10 trilyon olan şirketin 50 milyar TL. sermayesi ile çalışma şartlarına
uyum sağlayamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar
ve bilirkişi raporlarına nazaran, davalışirketin mevcut malvarlığı itibarıyla
sermaye artırımını gerçekleştirmesinin mümkün olduğu, bu nedenle sermaye
artırımının dış kaynaklar yerine mevcut kaynaklardan karşılanarak
gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı, iptali istenilen genel kurul
kararının diğer ortakları pasifize etmek amacıyla yapıldığı, objektif iyi niyet
kurallarına uygun devralınmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar
verilmiştir. Karar, davalı vekilince
temyiz edilmiştir. Dava, davalışirketin 17.04.2004 tarihli genel kurul
toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın şirketin mali durumunun
gerektirmediği halde alındığı, şirketin iç kaynaklarından sermaye artırımının
yapılması mümkünken dış kaynaklardan karşılanmak suretiyle yapılmasının
şirketin küçük ortaklarının şirketten tasfiyesi amacına yönelik olduğu
iddiasına dayalı anılan sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali
istemine ilişkindir. Şirketin sermayesi
çeşitli amaç ve nedenlerle değiştirilebilir. Önemli olan husus sermaye
artırımının, şirketin sermaye ihtiyacından çok pay sahiplerini zarara uğratmak ve
onların şirketteki kar, tasfiye payı ve oranlarını azaltmak maksadıyla yapılıp,
yapılmadığıdır. Mahkemece, alınan bilirkişi heyeti raporu ile şirketin mevcut
mal varlığının sermaye artırımını gerçekleştirmeye yeterli olduğu, genel kurul
kararlarının şirket ortaklarını pasifize etmek amacını taşıdığı gerekçeleriyle
davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekilince 06.05.2005 tarihli
dilekçe ile tarihsiz bilirkişi raporuna karşı ciddi ve gerekçeli itirazlarda
bulunulmuş olmasına karşın, bu itirazların karşılanması amacıyla yeni bir
bilirkişi raporu alınmadığı gibi, karar yerinde de değerlendirilip
tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, içerisinde şirketler hukuku ve şirket
muhasebesinden anlar uzmanların bulunduğu bir bilirkişi kurulundan davalının 06.05.2005
tarihli dilekçe içeriği de değerlendirilmek suretiyle alınacak rapor ışığında
bir karar verilmesi gerekirken, yazılışekilde ve noksan incelemeyle hüküm
tesisi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulmasına
karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin
temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalıyararına BOZULMASINA, takdir
edilen 500,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya
verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine,
06.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder