17 Ağustos 2016 Çarşamba

GENEL KURUL KARARININ İPTALİ -SERMAYE ARTIRIMI - BİLİRKİŞİ RAPORUNA KARŞI İTİRAZ

ÖZET : Dava,sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.Şirketin sermayesi çeşitli amaç ve nedenlerle değiştirilebilir. Önemli olan husus sermaye artırımının, şirketin sermaye ihtiyacından çok pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların şirketteki kar, tasfiye payı ve oranlarınıazaltmak maksadıyla yapılıp, yapılmadığıdır
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 17.05.2005 tarih ve 2004/14-2005/442 sayılı kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 06.03.2007 gününde davacılar avukatı Ali Rıza Uca ile davalı avukatı Hüseyin Soydan gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:  KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalışirket ortakları olup, şirketin Hasan Ali Acar ve yakınlarının %50'den fazla hisseye sahip olmaları nedeniyle onlar tarafından yönetilip, istenilen kararların alındığını, 17.04.2004 tarihinde yapılan şirket genel kurulunda, şirketin mali durumu gerektirmediği halde ve azınlık pay sahibi ve tüm ortaklara hiçbir külfet yüklenmeksizin iç kaynaklardan karşılanmak üzere sermayenin 50 milyar liradan Beş Trilyon Elli Milyar TL'ye çıkarılmasına dair karar alındığını, amacın küçük ortaklarışirketten tasfiye etmek olduğunu, anılan genel kurulda sermaye artışına gerekçe olarak şirketin 08.09.2004 tarihinde bankalara ödenecek ( 3.500.000 ) USD kredi borcunun gösterildiğini, oysa söz konusu kredinin ne için alındığının dahi olmadığını, şirketin kötü yönetildiğini belirterek, davalıCihankur A.Ş.'nin 17.04.2004 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket sermayesinin artırılmasına dair alınan genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.  Davalı vekili, şirket yönetim kurulunun şirketin içinde bulunduğu mali durumu göz önünde bulundurarak şirketin borçlarından kurtulması, yeterli bir işletme sermayesine kavuşması ve ileriye yönelik yatırım ve reklam kampanyalarını düşünerek ve iyi niyetle şirket yararına şirketin sermayesini artırma kararıaldığını, şirketinde olağanüstü genel kurul için SPK ve Ticaret Bakanlığından gerekli izinleri olarak yasalara uygun şekilde yapıldığını, şirketin yaptığı yatırımlar nedeniyle krediye ihtiyaç duyup, bankalardan gerekli krediyi sağladıklarını, cirosu 10 trilyon olan şirketin 50 milyar TL. sermayesi ile çalışma şartlarına uyum sağlayamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.  Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporlarına nazaran, davalışirketin mevcut malvarlığı itibarıyla sermaye artırımını gerçekleştirmesinin mümkün olduğu, bu nedenle sermaye artırımının dış kaynaklar yerine mevcut kaynaklardan karşılanarak gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağı, iptali istenilen genel kurul kararının diğer ortakları pasifize etmek amacıyla yapıldığı, objektif iyi niyet kurallarına uygun devralınmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.  Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalışirketin 17.04.2004 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın şirketin mali durumunun gerektirmediği halde alındığı, şirketin iç kaynaklarından sermaye artırımının yapılması mümkünken dış kaynaklardan karşılanmak suretiyle yapılmasının şirketin küçük ortaklarının şirketten tasfiyesi amacına yönelik olduğu iddiasına dayalı anılan sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindirŞirketin sermayesi çeşitli amaç ve nedenlerle değiştirilebilir. Önemli olan husus sermaye artırımının, şirketin sermaye ihtiyacından çok pay sahiplerini zarara uğratmak ve onların şirketteki kar, tasfiye payı ve oranlarını azaltmak maksadıyla yapılıp, yapılmadığıdır. Mahkemece, alınan bilirkişi heyeti raporu ile şirketin mevcut mal varlığının sermaye artırımını gerçekleştirmeye yeterli olduğu, genel kurul kararlarının şirket ortaklarını pasifize etmek amacını taşıdığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekilince 06.05.2005 tarihli dilekçe ile tarihsiz bilirkişi raporuna karşı ciddi ve gerekçeli itirazlarda bulunulmuş olmasına karşın, bu itirazların karşılanması amacıyla yeni bir bilirkişi raporu alınmadığı gibi, karar yerinde de değerlendirilip tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, içerisinde şirketler hukuku ve şirket muhasebesinden anlar uzmanların bulunduğu bir bilirkişi kurulundan davalının 06.05.2005 tarihli dilekçe içeriği de değerlendirilmek suretiyle alınacak rapor ışığında bir karar verilmesi gerekirken, yazılışekilde ve noksan incelemeyle hüküm tesisi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalıyararına BOZULMASINA, takdir edilen 500,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder