Asıl dava, kiracı tarafından kiraya veren aleyhine açılan kira sözleşmesinin
haklı feshi nedeniyle kira sözleşmesine güvenilerek yapılan toplam 11.800 TL
masrafın tahsili, karşı dava ise kiraya veren tarafından kiracı aleyhine açılan
ödenmeyen 3.750 TL kira bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece,
asıl davanın kısmen kabulüne, 3.625 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi
ile birlikte davalı- karşı davacıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine,
karşı davanın kabulüne, 3.750 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile
birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm
davacı-karşı davalı kiracı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı kiracı vekilinin asıl davada verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı-karşı davalı kiracı vekilinin karşı davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Taraflar arasında 05.10.2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, kiralanan yerin işyeri (gözlemeci dükkanı) olarak kullanılmak üzere kiralandığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden kiralanan yerin tapu kayıtlarında mesken olarak kayıtlı olduğu,bina kat maliklerinin bu yerin işyeri olarak kullanılmasına muvafakat etmemeleri nedeniyle davacı tarafça bu yerin işyeri olarak kullanılamadığı, davacı kiracının davalı kiraya verene ihtar göndererek kira akdini tek taraflı olarak feshedilerek, sözleşmeden döndüğü ve kiralanana ait anahtarları davalı kiraya verene teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı kiraya veren kiralananı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301.maddesinde düzenlenen “...sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurma yükümlülüğünü...” yerine getirmemiştir. Davacı kiracı, açıkça işyeri (gözlemeci dükkanı) olarak kullanılmak üzere kiraladığı taşınmazı işyeri olarak kullanamamış ve kira akdini tek taraflı olarak haklı nedenle feshedip akitten dönmüştür. T.B.K.'un 125.maddesi gereğince sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Davacı kiracı, TBK'nun kiraya verene yüklediği edimleri yerine getirmemesi karşısında sözleşmeyi feshedip akitten haklı nedenle döndüğüne göre, kiraya veren kiracıdan kira parası talebinde bulunamaz. Mahkemece, davalı kiraya verenin kira bedeli tahsiline ilişkin karşı davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ;Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada verilen hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle karşı davada davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı kiracı vekilinin asıl davada verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı-karşı davalı kiracı vekilinin karşı davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Taraflar arasında 05.10.2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, kiralanan yerin işyeri (gözlemeci dükkanı) olarak kullanılmak üzere kiralandığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyada mevcut bilgi ve belgelerden kiralanan yerin tapu kayıtlarında mesken olarak kayıtlı olduğu,bina kat maliklerinin bu yerin işyeri olarak kullanılmasına muvafakat etmemeleri nedeniyle davacı tarafça bu yerin işyeri olarak kullanılamadığı, davacı kiracının davalı kiraya verene ihtar göndererek kira akdini tek taraflı olarak feshedilerek, sözleşmeden döndüğü ve kiralanana ait anahtarları davalı kiraya verene teslim ettiği anlaşılmaktadır. Davalı kiraya veren kiralananı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 301.maddesinde düzenlenen “...sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurma yükümlülüğünü...” yerine getirmemiştir. Davacı kiracı, açıkça işyeri (gözlemeci dükkanı) olarak kullanılmak üzere kiraladığı taşınmazı işyeri olarak kullanamamış ve kira akdini tek taraflı olarak haklı nedenle feshedip akitten dönmüştür. T.B.K.'un 125.maddesi gereğince sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Davacı kiracı, TBK'nun kiraya verene yüklediği edimleri yerine getirmemesi karşısında sözleşmeyi feshedip akitten haklı nedenle döndüğüne göre, kiraya veren kiracıdan kira parası talebinde bulunamaz. Mahkemece, davalı kiraya verenin kira bedeli tahsiline ilişkin karşı davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ;Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl davada verilen hükmün ONANMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle karşı davada davacı karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
HUKUKİ GEREKÇE….
6098 S.K 301 MD:
C. Kiraya verenin
borçları
I. Teslim borcu
I. Teslim borcu
Kiraya veren,
kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli
bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla
yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine
değiştirilemez; diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem
koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.
6098 S.K 125 MD
c. Seçimlik haklar
Temerrüde düşen
borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini
gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve
gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder