Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç
kararının iptali, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen 2009/296 E., birleşen
2009/291 E. sayılı davaların kabulüne, birleşen 2007/345 E., birleşen 2012/190
E. ve birleşen 2014/134 E. sayılı davaların kısmen kabulüne yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davalarda davalı vekilince temyiz
edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatiften daire satın aldıklarını ve kooperatif üyesi olduklarını, kendilerine isabet eden daireler için yaptıkları ödeme miktarlarının 58.012,50 TL'ye ulaştığını, fazladan aidat ödenmesine rağmen inşaatın bitmemesi gerekçe gösterilerek daha fazla aidat talep edildiğini ve aidatlarını ödemeyen üyelerin yükümlülüklerinin müvekkili ve diğer üyelere yüklendiğini, davalı kooperatifin inşaatı yapan yüklenici firma ile akrabalık ilişkileri bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle borçlarını ödeyen üyelere yeni borçlar çıkarıldığını, bu yeni yükümlülüklere ve yeni borçlara ilişkin 26.06.2005 tarihli genel kurulda karar alındığını, bu genel kurul kararının iptali için açılan davanın halen temyiz incelemesinde olduğunu, bu dava sonuçlanmadan davalı tarafça, müvekkilleri hakkında ihraç kararları verildiğini, bunların mahkeme kararıyla iptaline karar verilip kesinleştiğini, ancak davalı kooperatifin buna rağmen müvekkilleri hakkında borçlarını ödemedikleri iddiasıyla yeni ihraç kararları verildiğini, müvekkillerinin kooperatife borçlarının bulunmadığını ileri sürerek, 25.01.2009 tarih ve 164 sayılı, 14.03.2007 tarih ve 143 sayılı, 25.01.2009 tarih ve 166 sayılı, 25.01.2009 tarih ve 165 sayılı, 29.05.2013 tarih ve 3 sayılı ihraç kararlarının iptaline, müvekkili ...'nın 25.360,00 TL borçlu olmadığının tespitine, A 1, A 5 ve A 3 bloklardaki ayrı ayrı 5 numaralı dairelerin davacılar adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davacıların peşin bedelli üye olmadıklarını, genel kurulda kabul edilen aidat borçlarını ödemedikleri için haklarında ihraç kararı verildiğini, ihraç kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu, kooperatife karşı aidat borçları bulunduğundan tapu iptal ve tescil şartlarının oluşmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatif ile yüklenici firma arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davacılara bir etkisinin bulunmadığı yönünde tespitte bulunan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu sözleşmeye göre olayın aydınlatılabilceği, davacıların sözleşmenin tarafı olan kooperatifin üyesi olmaları, kooperatifin ticari amaç gütmemesi 26.06.2005 tarihli genel kurul toplantısında anahtar teslim bedellerin belirlenmesi karşısında, daire bedelleri ile genel yönetim giderleri ve alt yapı giderlerinden sorumlu oldukları, bunun dışında başkaca bir mali yükümlülüklerinin bulunmadığı, genel kurul toplantılarında açıkça sabit bedelli üyelikle ilgili karar alınmamış olsa da, bu tür üyeliğin belirlenmemiş olması halinde, anahtar teslimi bedellerin de toplantılarda kararlaştırılmayacağı, anılan genel kurul kararının iptali davası sonuçlanmadan davacılar hakkında ihraç kararı veren davalı kooperatifin iyiniyetli olmadığı, davacıların sabit bedelli üye olmaları nedeniyle tüm davalar yönünden ihraçlara esas olan ihtarnamelerin gerçek borç durumunu yansıtmadığının ihtilafsız olduğu, davaların yeterince aydınlanması nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesine yer olmadığı gerekçesiyle, davaların kabulü ile davacıların peşin bedelli üye olduklarının, aidat borçlarının bulunmadığının, genel giderler ve alt yapı giderlerinden sorumlu olduklarının tespitine, ihraç kararlarının iptaline, A 1 blok 5 numaralı dairenin tapuda davacı ... adına, A 3 blok 5 numaralı dairenin davacı ... adına, A 5 blok 5 numaralı dairenin ise davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ihraç kararlarının iptali ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerinde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (genel giderler ve devam eden inşaatların finansmanına katılım için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alımdaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Somut olayda, davacıların peşin ve sabit bedelli üye olduklarına dair herhangi bir genel kurul kararı olmadığı gibi zımni bir benimseme durumu da bulunmamakta olup mahkemenin gerekçesinde yer verdiği hususlar, davacıların peşin ve sabit bedelli üye olmalarını gerektiren nitelikte değildir. 27.12.2013 tarihli bilirkişi raporu ile de davacıların peşin ve sabit bedelli üye olmadıklarının belirtilmesine rağmen, mahkemece, değişik ve yerinde olmayan gerekçeler ile davacıların peşin ve sabit bedelli üye kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacıların peşin bedelli üye olmadıkları kabul edilerek, davacıların üyelikten ihraç kararları ile dayanak belgeleri ve tebliğ evrakları getirtilerek, ihraç kararlarının usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi, ihraç kararlarının yerinde olmadığının ve davacıların borçlarının olmadığının anlaşılması halinde, tapu iptal ve tescil yönünde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
- K A R A R -
Asıl ve birleşen davalarda davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatiften daire satın aldıklarını ve kooperatif üyesi olduklarını, kendilerine isabet eden daireler için yaptıkları ödeme miktarlarının 58.012,50 TL'ye ulaştığını, fazladan aidat ödenmesine rağmen inşaatın bitmemesi gerekçe gösterilerek daha fazla aidat talep edildiğini ve aidatlarını ödemeyen üyelerin yükümlülüklerinin müvekkili ve diğer üyelere yüklendiğini, davalı kooperatifin inşaatı yapan yüklenici firma ile akrabalık ilişkileri bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle borçlarını ödeyen üyelere yeni borçlar çıkarıldığını, bu yeni yükümlülüklere ve yeni borçlara ilişkin 26.06.2005 tarihli genel kurulda karar alındığını, bu genel kurul kararının iptali için açılan davanın halen temyiz incelemesinde olduğunu, bu dava sonuçlanmadan davalı tarafça, müvekkilleri hakkında ihraç kararları verildiğini, bunların mahkeme kararıyla iptaline karar verilip kesinleştiğini, ancak davalı kooperatifin buna rağmen müvekkilleri hakkında borçlarını ödemedikleri iddiasıyla yeni ihraç kararları verildiğini, müvekkillerinin kooperatife borçlarının bulunmadığını ileri sürerek, 25.01.2009 tarih ve 164 sayılı, 14.03.2007 tarih ve 143 sayılı, 25.01.2009 tarih ve 166 sayılı, 25.01.2009 tarih ve 165 sayılı, 29.05.2013 tarih ve 3 sayılı ihraç kararlarının iptaline, müvekkili ...'nın 25.360,00 TL borçlu olmadığının tespitine, A 1, A 5 ve A 3 bloklardaki ayrı ayrı 5 numaralı dairelerin davacılar adına tapuda kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davacıların peşin bedelli üye olmadıklarını, genel kurulda kabul edilen aidat borçlarını ödemedikleri için haklarında ihraç kararı verildiğini, ihraç kararlarının usul ve yasaya uygun olduğunu, kooperatife karşı aidat borçları bulunduğundan tapu iptal ve tescil şartlarının oluşmadığını savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kooperatif ile yüklenici firma arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davacılara bir etkisinin bulunmadığı yönünde tespitte bulunan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu sözleşmeye göre olayın aydınlatılabilceği, davacıların sözleşmenin tarafı olan kooperatifin üyesi olmaları, kooperatifin ticari amaç gütmemesi 26.06.2005 tarihli genel kurul toplantısında anahtar teslim bedellerin belirlenmesi karşısında, daire bedelleri ile genel yönetim giderleri ve alt yapı giderlerinden sorumlu oldukları, bunun dışında başkaca bir mali yükümlülüklerinin bulunmadığı, genel kurul toplantılarında açıkça sabit bedelli üyelikle ilgili karar alınmamış olsa da, bu tür üyeliğin belirlenmemiş olması halinde, anahtar teslimi bedellerin de toplantılarda kararlaştırılmayacağı, anılan genel kurul kararının iptali davası sonuçlanmadan davacılar hakkında ihraç kararı veren davalı kooperatifin iyiniyetli olmadığı, davacıların sabit bedelli üye olmaları nedeniyle tüm davalar yönünden ihraçlara esas olan ihtarnamelerin gerçek borç durumunu yansıtmadığının ihtilafsız olduğu, davaların yeterince aydınlanması nedeniyle yeniden bilirkişi incelemesine yer olmadığı gerekçesiyle, davaların kabulü ile davacıların peşin bedelli üye olduklarının, aidat borçlarının bulunmadığının, genel giderler ve alt yapı giderlerinden sorumlu olduklarının tespitine, ihraç kararlarının iptaline, A 1 blok 5 numaralı dairenin tapuda davacı ... adına, A 3 blok 5 numaralı dairenin davacı ... adına, A 5 blok 5 numaralı dairenin ise davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ihraç kararlarının iptali ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerinde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (genel giderler ve devam eden inşaatların finansmanına katılım için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alımdaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Somut olayda, davacıların peşin ve sabit bedelli üye olduklarına dair herhangi bir genel kurul kararı olmadığı gibi zımni bir benimseme durumu da bulunmamakta olup mahkemenin gerekçesinde yer verdiği hususlar, davacıların peşin ve sabit bedelli üye olmalarını gerektiren nitelikte değildir. 27.12.2013 tarihli bilirkişi raporu ile de davacıların peşin ve sabit bedelli üye olmadıklarının belirtilmesine rağmen, mahkemece, değişik ve yerinde olmayan gerekçeler ile davacıların peşin ve sabit bedelli üye kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacıların peşin bedelli üye olmadıkları kabul edilerek, davacıların üyelikten ihraç kararları ile dayanak belgeleri ve tebliğ evrakları getirtilerek, ihraç kararlarının usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi, ihraç kararlarının yerinde olmadığının ve davacıların borçlarının olmadığının anlaşılması halinde, tapu iptal ve tescil yönünde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ve yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder