28 Şubat 2018 Çarşamba

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 492)

Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından sunulan hizmetlerden kişilerin elektronik ortamda yararlanabilmesi; vergisel yükümlülüklerin mükelleflerce kolay ve hızlı bir şekilde yerine getirilebilmesi, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin elektronik ortamda verilebilmesi ve bu belgelere ilişkin yapılan işlemlerin sonuçlarının ilgililerine elektronik ortamda sunulması amacıyla oluşturulan İnteraktif Vergi Dairesi uygulamasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. 
Dayanak
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğde geçen;
a) Başkanlık: Gelir İdaresi Başkanlığını,
b) Doğrulanabilir belge: Kişilerin talebi üzerine elektronik ortamda oluşturulan, gönderilen, saklanan ve üzerinde bulunan doğrulama kodu aracılığıyla muhatapları tarafından görüntülenmek suretiyle varlığı teyit edilebilen her türlü belgeyi,
c) İnteraktif Vergi Dairesi (Sistem): Başkanlığın görev tanımları içerisinde yer alan hizmetlerin sunulması veya kişilerin vergisel ödevlerini yerine getirmesi amacıyla şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanılmak suretiyle erişim sağlanan internet adresi (https://ivd.gib.gov.tr)  ve mobil uygulamalar üzerinde oluşturulan elektronik ortamı,
ç) Kanun: 213 sayılı Vergi Usul Kanununu,
d) Kişi: Gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri,
e) Kullanıcı kodu: Gerçek kişiler için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını, tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan teşekküller için vergi kimlik numarasını,
ifade eder.
İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden yararlanabilecek kişiler
MADDE 4 – (1) Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, elektronik ortamda yapılacak vergisel işlemlerle ilgili teknik altyapı kurularak, İnteraktif Vergi Dairesi uygulaması oluşturulmuştur.
(2) İnteraktif Vergi Dairesine kullanıcı kodu ve şifre bilgileri kullanılarak https://ivd.gib.gov.tr adresi üzerinden veya Başkanlık tarafından oluşturulan mobil uygulama üzerinden giriş yapılacaktır.
(3) İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden;
a) Maliye Bakanlığınca yapılan düzenlemeler kapsamında bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce kullanıcı kodu ve şifresi bulunan,
b) e–Devlet şifresi bulunan,
c) Bu Tebliğ kapsamında şifre edinen,
kişiler yararlanabilecektir.
İnteraktif Vergi Dairesi şifresi edinme
MADDE 5 – (1) İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden yararlanmak isteyen ve daha önce şifre edinmemiş gerçek kişiler Sistem üzerinden istenen bilgileri girmek suretiyle şifre edinebileceklerdir. Bu kişilerin, bu Tebliğin EK-1’indeki “İnteraktif Vergi Dairesi Talep Bildirimi (Gerçek Kişiler İçin)”ni kendileri veya İnteraktif Vergi Dairesi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla mükellefiyet kaydı bulunanların bağlı oldukları vergi dairesine, mükellefiyet kaydı bulunmayanların ise herhangi bir vergi dairesine bizzat vererek de şifre edinmeleri mümkündür.
(2) İnteraktif Vergi Dairesini kullanmak isteyen ve daha önce şifre edinmemiş tüzel kişiler ve tüzel kişiliği olmayan teşekküller, kanuni temsilcileri/idarecileri aracılığıyla, Sistem üzerinden istenilen bilgileri girmek suretiyle şifre edinebileceklerdir. Tüzel kişilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin, bu Tebliğin EK-2’sindeki “İnteraktif Vergi Dairesi Talep Bildirimi (Tüzel Kişiler ve Tüzel Kişiliği Olmayan Teşekküller İçin)”ni kanuni temsilcisi/idarecisi veya İnteraktif Vergi Dairesi ile ilgili işlemleri yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla bağlı oldukları vergi dairesine, mükellefiyet kaydı bulunmayan tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin ise kanuni veya iş merkezinin bulunduğu yer vergi dairesine bizzat vererek de şifre edinmeleri mümkündür.
(3) İnteraktif Vergi Dairesini kullanmak üzere, bu Tebliğin eklerinde yer alan İnteraktif Vergi Dairesi Talep Bildirimi ile ilgili vergi dairesine bildirimde bulunan kişilere vergi dairesince, müracaat anında Sistemden üretilecek interaktif vergi dairesi şifresini ihtiva eden kapalı bir zarf verilecektir. Şifre zarfının mükellefe veya yetki verilen kişiye tesliminde, “... Vergi Dairesi Başkanlığı/Vergi Dairesi Müdürlüğünün ....... T.C. kimlik numaralı/vergi kimlik numaralı mükellefi .......’ya İnteraktif Vergi Dairesi işlemlerinde kullanılmak üzere verilen şifreyi ihtiva eden zarf, kapalı olarak teslim edilmiştir.” şeklinde bir “Teslim Tutanağı” tanzim edilecek ve söz konusu tutanak,  mükellef veya noterde verilmiş vekaletnameyle yetki verdiği kişi ile müdür/vergi dairesi müdürü veya müdür yardımcısı tarafından tarih konulmak suretiyle imzalanacaktır. Tanzim edilen teslim tutanağı ile talepnamenin birer örneği ilgili vergi dairesinde muhafaza edilecektir.
(4) Başkanlık, gelişen bilgi teknolojilerini dikkate alarak İnteraktif Vergi Dairesine giriş ya da kullanıcı kodu ve şifre oluşturma yöntemlerinde değişiklik yapmaya veya yeni yöntemler belirlemeye yetkilidir.
İnteraktif Vergi Dairesinde yer alan bilgiler
MADDE 6 – (1) İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden kişiler;
a) Vergi dairesi sistemlerinde kayıtlı olan kimlik bilgilerini, iletişim bilgilerini, mükellefiyet bilgilerini ve motorlu taşıtlarına ilişkin bilgilerini,
b) Vergi dairelerince tahsil ve takip edilen tüm borçlarını,
c) Elektronik ortamda verilen bildirimleri, beyannameleri ile bu beyannamelere ilişkin tahakkuklarını,
ç) Emanetler hesabına kaydedilen tutarları,
d)  Haklarında yapılan elektronik yoklamalara ilişkin tutanakları,
e) Vergi dairesi tarafından banka hesapları ve/veya taşıtları üzerine uygulanan elektronik hacizleri,
f) Elektronik tebligat sistemi kapsamında tebliğ edilen elektronik imzalı tebliğ evraklarını,
g) Adlarına düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerini,
ğ) Sistem üzerinden yaptıkları başvuru, talep ve bildirimlerin sonuçlarını,
elektronik ortamda görüntüleyebilecektir.
İnteraktif Vergi Dairesinde yapılabilecek işlemler
MADDE 7 – (1) Aşağıda yer alan işlemleri, Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, dileyen kişilerin İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden gerçekleştirmesine imkân tanınmıştır:
a) Borç ödeme,
b) e-Tebligat sistemine dahil olmak için talepte bulunulması,
c) Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirim talebinde bulunulması,
ç) Uzlaşma talebinde bulunulması,
d) Mükellefiyet durum yazısı alınması,
e) Borç durum yazısı talebinde bulunulması,
f) Özelge talep edilmesi,
g) İşe başlama bildiriminde bulunulması,
ğ) Adres değişikliği bildiriminde bulunulması,
h) İş yerlerinin (şubelerin) sayısında meydana gelen artış veya azalışlara ilişkin bildirimde bulunulması,
ı) İşi bırakma bildiriminde bulunulması,
i) İzaha davet müessesi kapsamında izahta bulunulması,
j) 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48 inci maddesi kapsamında tecil talebinde bulunulması,
k) Vergi türü dönem değişikliğine ilişkin talepte bulunulması,
l) Muhtasar beyanname verilmeyeceğine dair dilekçe verilmesi,
m) Bu fıkrada sayılmayan iş ve işlemler için “genel dilekçe” verilmesi,
n) Başkanlıkça uygun görülen diğer iş ve işlemler.
(2) Bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin internet veya mobil uygulama üzerinden alınması aşamasında kişilerin Sistemde tanımlı mobil telefon numarasına gönderilen şifrenin Sistem tarafından doğrulanmasının istenilmesi halinde ancak şifre doğrulandıktan sonra işlemler gerçekleştirilebilecektir.
(3) İnteraktif Vergi Dairesi kullanıcı denetiminin kullanıcı kodu, şifre ve diğer güvenlik mekanizmaları ile elektronik ortamda gerçekleştirilmesi, Sistemin kullanımına ilişkin tüm işlemlerin elektronik olarak yapılması ve her işleme ait logların kayıt altına alınmasına bağlı olarak kaynağının inkâr edilemezliği söz konusu olduğundan, Sistem üzerinden verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin güvenli elektronik imza ile imzalanmasına gerek bulunmamaktadır.
(4) Sistem üzerinden hangi bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve belgelerin verilebileceği, bu belgelerin aktarımında hangi format, standart, kural ve usullere uyulacağı, belirlenen format, standart, kural ve usullerde yapılacak değişiklikler ile Sistemin kullanımına yönelik kılavuzlar https://ivd.gib.gov.tr adresi üzerinden duyurulacaktır.
(5) İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden verilen “genel dilekçe”, başvuru sahibinin Sistemde tanımlı mobil telefon numarasına gönderilen şifrenin Sistem tarafından doğrulanmasını müteakip ilgili vergi dairesi başkanlığının/vergi dairesi müdürlüğünün ilgili birimine aktarılır. Dilekçenin kayıtlarına intikal ettirildiği birim, aşağıda sayılan hallerde dilekçeyi işlem yapmaksızın hıfz edebilir veya gerekçesini belirterek red edebilir:
a) Konusu itibarı ile Başkanlığın görev ve sorumluluk alanına girmeyen dilekçeler,
b) Başvuru sahibi dışındaki kişilere ilişkin dilekçeler,
c) Başvuru usulü yürürlükte bulunan mevzuat gereğince belli bir format, standart, kural ve usule bağlanmış iş ve işlemlere ilişkin dilekçeler (10/10/2013 tarihli ve 28791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 429) kapsamında verilen iade talep dilekçeleri vb.),
ç) İnteraktif Vergi Dairesi üzerinde tanımlı iş akışı bulunan iş ve işlemlere ilişkin dilekçeler.
(6) İnteraktif Vergi Dairesinde yapılan bir işlem sırasında herhangi bir belgenin mevzuatı gereğince ek yapılması gerekiyorsa söz konusu belgenin taranmış hali veya çekilen fotoğrafı Sistem üzerinden verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere eklenebilecektir. Ek yapılan belgelerin vergi dairesine kağıt ortamında ibrazının istenmesi durumunda söz konusu belgeler elektronik ortamda müracaat tarihini takip eden 15 gün içinde ilgili vergi dairesi başkanlığına/vergi dairesi müdürlüğüne evrak kayıt veya Sistem işlem numarası belirtilmek suretiyle elden ibraz edilebileceği gibi istenirse iadeli taahhütlü posta ile de gönderilebilecektir. Kişilerin yaptığı başvurular sonucunda vergi dairesince yoklama yapılması durumunda, yoklamaya yetkili personel tarafından nezdinde yoklama yapılandan belgelerin ibraz edilmesi istenebilecektir. İbraz edilen belgelerin fotoğrafı çekilerek Elektronik Yoklama Sistemine aktarılacaktır. İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden yapılan işlemler sırasında eklenen belgelerin ibrazıyla ilgili kurallar https://ivd.gib.gov.tr adresinde yayınlanacak kılavuzlarda yer alacaktır.
(7) Kanunun 376 ncı maddesi kapsamında İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden başvurusu yapılan indirim talepleri üzerine düzenlenen tahakkuk fişi Sistemden iletilecektir. Bu ileti tahakkuk fişinin muhatabına tebliği yerine geçer.
(8) Sistem üzerinden verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler için ilgili vergi dairesine posta yoluyla veya elden ayrıca başvuru şartı aranmaz. Bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin İnteraktif Vergi Dairesi üzerinden alınmasından sonra yapılacak işlemler için bu Tebliğde özel düzenleme bulunmayan hallerde, konunun düzenlendiği ilgili mevzuat düzenlemeleri geçerlidir.
(9) Sistemin geliştirilmesine yönelik çalışmalar sonucunda Sistemde var olan bilgiler, iş ve işlemlerde yapılacak değişikler ile yeni eklenecek hizmetler https://ivd.gib.gov.tr ve http://www.gib.gov.tr aracılığı ile ayrıca duyurulur.
(10) Kişilerin başvuruları sonucunda Sistem tarafından oluşturulan doğrulanabilir belgeler, üçüncü kişilerce belge üzerinde yer alan doğrulama kodu aracılığıyla https://ivd.gib.gov.tr adresinden görüntülenerek teyit edilebilecektir.
Diğer hususlar
MADDE 8 – (1) İnteraktif Vergi Dairesi hizmetlerinden yararlanmak isteyen kişiler kendilerine verilen kullanıcı kodu ve şifreleri başka amaçla kullanamayacakları gibi, bir başkasının kullanmasına da izin vermeyeceklerdir. Kullanıcı kodu ve şifrenin yetkisiz kişilerce kullanıldığını öğrendikleri anda (kullanıcı kodu ve şifrenin kaybedilmesi, çalınması vb. durumlar dahil) Gelir İdaresi Başkanlığının 444 0 189 numaralı Vergi İletişim Merkezine (VİMER) telefonla veya ilgili vergi dairesine dilekçe ile derhal bilgi vereceklerdir. Söz konusu kişiler bildirim anına kadar yapılan işlemlerden ve taraflarına verilen kullanıcı kodu ve şifrenin kullanımından sorumlu olacaklardır.
(2) İnteraktif Vergi Dairesi kullanıcı kodu ve şifresi edinmiş olan gerçek kişiler, tüzel kişilikte kanuni temsilciler, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler kendilerine verilen kullanıcı kodu ve şifrenin kullanımından sorumludurlar. Bu nedenle kullanıcı kodu ve şifrelerini; başka amaçlarla kullanamazlar, herhangi bir üçüncü kişiye açıklayamazlar ve kullanımına izin veremezler, işyerinin satışı, transferi ve işi bırakmada üçüncü kişilere devredemezler, kiralayamazlar ve satamazlar.
(3) İnteraktif Vergi Dairesi kullanıcı kodu ve şifresinin özel yetki içeren noterde verilmiş vekâletnameyle yetkili kılınan kişilere teslimi, kullanıcı kodu ve şifre edinen gerçek kişiye, tüzel kişiliğe veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllere teslim hükmünde sayılır.
(4) Tüzel kişiliğin veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin, yetki verdiği kişinin bu yetkilerini iptal etmesi halinde durumu derhal ilgili vergi dairesine yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirimin ilgili vergi dairesi kayıtlarına girdiği ana kadar yapılan işlemlerden doğacak hukuki ve mali sorumluluk tüzel kişiliğe veya tüzel kişiliği olmayan teşekküllere ait olacaktır. Söz konusu yetkinin sona erdirildiğine dair ilgili vergi dairesine yazılı bildirim yapılmadığı takdirde yetki verilen kişinin, tüzel kişiliği veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri temsil yetkisinin devam ettiği kabul edilecektir.
(5) Kâğıt ortamda düzenlenip verilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler ile elektronik ortamda düzenlenip gönderilen bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin hukuki sonuçları itibariyle hiçbir farkı bulunmamaktadır.
(6) Elektronik ortamda yapılan işlemlerin tespit ve tevsikinde, Gelir İdaresi Başkanlığı/vergi dairesi kayıtları esas alınacaktır.
(7) Başkanlık Sistemin altyapısını ve işleyişini göz önünde bulundurarak İnteraktif Vergi Dairesinde sunulan işlemlerde kısıtlamalara gidebilir.
Yürürlük
MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

27 Şubat 2018 Salı

HİSSE DEVİR SÖZLEŞMESİ –CEZAİ ŞART ALACAĞI –ŞEKİL ŞARTI

Somut olayda, taraflar arasında yapılan 13.06.2013 tarihli noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesiyle davacının hisselerini davalıya devrettiği, yine aynı tarihli adi yazılı sözleşmeyle hisse devir bedeli ve cezai şart kararlaştırıldığı, davalı tarafın sözleşmedeki davaya konu devir bedelini ödemediği, bunun üzerine davacının icra takibinde hisse devir bedeli ile birlikte cezai şartın tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.

Sözleşmede yapılan değişiklik tamamlayıcı koşullarda olsa dahi bu koşullar sözleşmeyle yükümlenilen borçları ağırlaştıracak doğrultuda ve nitelikte ise geçerliliği sözleşmenin bağlı olduğu biçimde yapılmasına bağlıdır. 


Taraflar arasında 6102 sayılı TTK'nın 595. maddesindeki şartlara uygun olarak yapılan ve noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesinde öngörülmeyen cezai koşul, bu biçime uygun olmayan adi yazılı belgeyle kararlaştırılmış olup bu nedenle geçersizdir.

Bu durumda mahkemece adi yazılı sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın geçersiz olduğu gözetilerek cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.

(11. Hukuk Dairesi 2016/10075 Esas, 2017/4478 Karar )

21 Şubat 2018 Çarşamba

LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ SGK VE VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLULUĞU


Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/05/2015 tarih ve 2014/598-2015/329 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/09/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili ile davalıların dava dışı ...Makine İmalat Sanayi İç ve Dış Tic. Ltd. Şti'nin hissedarları iken 01.05.2008 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile müvekkilinin tüm hissesini davalı A...'ya devrettiğini, davalıların bu hisse devrini tescil ettirmediklerinin ve müvekkilinin ortak sıfatıyla şirketin kamu borçlarından sorumluluğunun devam ettiğinin öğrenildiğini, bu nedenle müvekkilinin 6111 sayılı Kanun kapsamında alacaklı kurumlara başvurarak 381.000 TL'nin ödenmesi sorumluluğu altına girdiğini, dava tarihine kadar da 100.000 TL'lik bir kısmın ödendiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, noterde yapılan devir sözleşmesinin tescil ve ilanını yaptırmayan dolayısıyla halen şirket ortağı ve müdürü olan davalının kamuya ödediğini iddia ettiği borçları müvekkillerinden isteyemeyeceğini, ortaklıktan ayrılsa dahi müdür sıfatının devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davalılarla birlikte dava dışı ...Mak. Ltd. Şti’nin ortağı iken 01.05.2008 tarihinde hissesini davalı Ali Rüştü Kavuncu'ya noter sözleşmesi ile devrettiği, devir işleminin şirket pay defterine kaydedilmediği, şirket esas sözleşmesinin 13. maddesindeki nitelikli şartların oluşmadığı, davacının 6183 sayılı Kanunun 35. maddesine göre vergi borcunun asıl borçlusu şirket olmasına rağmen kendi isteği ile 6111 sayılı Kanun kapsamında alacaklı kurumlara başvurarak şirketin vergi borcunu ödediği, davacının vergi borcunu şirket adına değil, şahsı adına ödediğini ispat edemediği, şahsı adına ödediğini ispat etseydi dahi bu durumda ödediği borcu 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinin 1. fıkrası gereğince şirket tüzel kişiliğinden talep etmesi, şirketi dava etmesi, takibin semeresiz kalması halinde maddenin diğer fıkraları gereğince davalılardan talep etmesi gerektiği, somut olayda davalıların pasif husumeti bulunmadığı, bu durumun dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, limited şirketin kamu borçlarını ödediğini iddia eden ortağın diğer ortaklardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkilinin dava dışı ...Makine İmalat Sanayi İç ve Dış Tic. Ltd. Şti'nin ortağı ve yetkilisi iken sahip olduğu hisseleri 01.05.2008 tarihinde davalı ortak Ali Rüştü Kavuncu'ya devretmesine rağmen söz konusu devrin pay defteri ve ticaret siciline tescil ettirilmemesi nedeniyle şirketin ödenmeyen vergi ve SGK borçlarından dolayı kanuni takibata maruz kaldığını, 6111 sayılı Yasa'dan yararlanarak Maliye ve SGK'ya ödemeler yaptığını iddia ederek 30.12.2014 tarihli dilekçe ekinde ödeme dekontlarını ve diğer belgeleri ibraz etmiştir.

Tüzel kişi mükelleflerin kamu alacaklarından kaynaklanan yükümlülüklerinin yerine getirilmesinden kanuni temsilcileri sorumlu tutulmuştur. Ancak, vergi borcunun temsilciden istenebilmesi için öncelikle temsil edilen tüzel kişiden talep edilmesi ve bu tüzel kişinin ödeme kabiliyetinin olmadığını gösteren “aciz vesikasının” düzenlenmiş olması gerekmektedir. (6183 SK.m.75). 
Limited şirketlerde kanuni temsilciler şirket müdürleri ise de getirilen bir düzenleme ile kanuni temsilciye ilaveten ortaklar da kamu borcundan sorumlu tutulmuştur. Buna göre limited şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen kamu alacakları ortaklardan, ortaklık payı oranında istenebilecektir (6183 SK. m.35). 
Temsilcinin ödediği vergi için asıl mükellefe rücu etme hakkı bulunmaktadır (213 sayılı VUK. M.10). Dolayısıyla yukarıda belirtildiği üzere tüzel kişi temsilcileri, ödedikleri kamu alacağının “tamamını” öncelikle asıl mükelleften rücuen talep edebilirler.
Kanuni temsilcilerin asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir.

Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir. Buna göre limited ve kolektif şirketlerde temsilcilerin kamu alacaklarından sorumluluğu ortaklık sıfatına bağlı olduğundan, bu kişilerden ancak ortaklık payları oranında rücuen talepte bulunulabileceği kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup payı haricinde ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir.

O halde, mahkemece, davacının ödediğini iddia ettiği vergi ve SGK borçlarının ödendiği tarihte şirketin ödeme gücünün bulunup bulunmadığı ilgili kurumlardan sorulup araştırılarak ve gerektiğinde şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, şirketin anılan tarihlerde ödeme gücünün olmadığının anlaşılması halinde ise ödeme makbuz ve belgelerini davacının ibraz ettiği de gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ
: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/09/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


KARŞIOY

Limited şirket ortaklarının sorumlulukları kural olarak koydukları sermaye ile sınırlıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın doğum ve dava tarihleri gözetildiğinde, 6762 sayılı Kanun'un 502 ve 532. maddeleri uyarınca, limited şirket ortağı, şirkete karşı taahhüt ettiği sermaye koyma borcunu yerine getirdiği ölçüde sorumluluktan kurtulmakta olup ortakların limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu tutulmaları mümkün değildir. Hal böyle olmakla birlikte, bu nevi şirket ortaklarının, şirket alacaklılarına karşı sorumlu olmaması kuralına yönelik en önemli istisna, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (AATUHK) 35. maddesi ile getirilmiştir. Söz konusu kanun maddesinde, kanunun yayımlandığı 1953 yılından sonra ilki 1998 ve ikincisi de 2008 yılında olmak üzere iki önemli değişiklik yapılmıştır. 1998 yılında 4369 sayılı Kanun ile getirilen değişiklikle limited şirket ortaklarının sermaye miktarları yerine sermaye oranları üzerinden kamu borçlarından sorumlu tutulmaları esası getirilmiş, 5766 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile 2008 yılında yapılan değişiklikle maddeye 2. ve 3. bentlerin de eklenmesi suretiyle, öncesinde şirket ortağına başvurulması için kamu alacağının şirketten “kesin olarak tahsil imkanı bulunmaması” koşulu yumuşatılmak suretiyle, “şirketten tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan” kamu borçları bakımından şirket ortaklarının sorumluluğu cihetine gidilebilmesi imkanı getirilmiştir. Bir başka söyleyişle, madde hükmünün bu suretle tadil edilmesi suretiyle alacaklı kamu idaresine, belirtilen konuda açık bir takdir yetkisi tanınarak kamu idaresince şirketten tahsil edilemeyeceği değerlendirilen kamu borçları bakımından, şirket hakkında cebren tahsil cihetine gidilmeksizin, ortakların takip edilebilmesi mümkün kılınmıştır. Bir başka deyişle, kamu idaresinin, şirket ortak yahut müdürlerinden kamu alacağının tahsili için, limited şirket hakkında cebri icra takibine girişmesi ve şirket hakkında aciz belgesi almak gibi bir zorunluluk söz konusu değildir. Kamu idaresinin şirketin kamu borcundan ötürü ortaklara yönelmesi, takip işlemlerine girişmesi, kural olarak, takip konusu borcun şirketten tahsil edilemediği veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığını gösterir niteliktedir. Elbette, kamu idaresinin, madde hükmü ile kendisine belirtilen hususta tanınan takdir yetkisini aşkın ve hatta kötüye kullanması söz konusu olabilir ise de, sözü edilen hal, bu nev'i rücu davalarında nazara alınması gereken ispat yükü ile ilgili olup, usul hukukumuz açısından idarenin takdir hakkının bu şekilde aşkın yahut kötüye kullanıldığını ispat yükü, bunu ileri süren tarafa ait olmalıdır.

Bu açıklama ışığında, somut dava bakımından, davalıların aksi yönde bir savunmaları bulunmadığından, kamu alacağının davacı ortak müdürden tahsili sırasında, şirketin ödeme gücünün olmadığının kabulü gerektiği kanısındayım. Ayrıca, davanın taraflarının davadışı şirketin müdürleri oldukları da anlaşılmakla, 6183 sayılı Kanunun Mükerrer 35. maddesi hükmü uyarınca, kamu borçlarından sorumluluklarının müteselsil olduğu hususu da gözden kaçırılmadan yerel mahkeme kararının değişik işbu gerekçe ile bozulması görüşünde bulunduğumdan, Daire çoğunluğunun bozma gerekçesine bu yön itibariyle katılamıyorum.

(Yargıtay 11. H.D 2015/15267 E, 2016/7421 K)





15 Şubat 2018 Perşembe

ÇEKİN ÜZERİNDEKİ TUTARIN RAKAMLA VE YAZIYLA FARKLI OLMASI SAHTECİLİK SUÇUNU OLUŞTURUR MU?


Sanık A...'un resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun 210/1, 204/1 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 19.02.2008 gün ve 582-40 sayılı hükmün sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 14.02.2013 gün ve 18583-2725 sayı ile;

“Alınan ilk ekspertiz raporunda, söz konusu çekteki YENİ kelimesinin Ö... isimli kişinin eli ürünü olduğunun belirtildiği, Ö... isimli kişinin de, bu kelimeyi kendisinin yazıp yazmadığını hatırlamadığını söylediği, alınan Adli Tıp Kurumu raporu, söz konusu kelimenin 3. bir kişi tarafından farklı bir kalemle yazıldığını tespit etmekle beraber, kelimedeki harf sayısının eksik olması nedeniyle Ö...'a veya sanığa ait olup olmadığını tespit edemeyeceğini belirttiği, mahkeme kararında ise, bu kelimenin 3. bir kişi tarafından farklı bir kalemle atıldığını, daha önceki ciro silsilesinde çekin 650 YTL olarak tedavül gördüğünün sabit olduğunu, hatta bu şekilde dolaşımda olduğuna dair dosya içerisinde çekin fotokopisinin de bulunduğunu, gerçekte ticari kapasitesi yüksek olmadığı anlaşılan sanığın sahte çeki kullanarak üzerine yüklenen suçu işlediğini belirttiği, bu nedenle alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile mahkeme gerekçesi arasında esasta bir çelişki bulunmadığı, sanığın da aşamalarda değişmeyen ifadelerinde, bu çekin 650.000 YTL olduğunda ısrar ettiği ve aralarındaki hukuki ilişkiye istinaden düzenlendiğini belirttiği dikkate alınarak, bir şekilde sahte olarak hazırlanan çeki kendisi bizzat düzenlemese bile TCK'nın 204. maddesi kapsamında kullandığı ve menfaat temin etmeye çalıştığının kesin olarak anlaşılması karşısında sanık tarafından suçun işlendiği sabit olmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamış ve bu nedenle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir" açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.12.2014 gün ve 379750 sayı ile;

“Sanığın gerçekte 650 YTL bedelli olan çeki Altıyüzellibin YTL olarak icraya koyup tahsil etmeye çalışması nedeniyle dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, sanığa atfedilen sahtecilik suçunun, çek üzerine 'YENİ' kelimesini eklemesi veya ekletmesi şeklindeki eyleminin gereksiz olması nedeniyle oluşmadığı kanatindeyiz. Gözden kaçırılan husus, suça konu çekin ilk düzenlendiği anda yazı ile yazılan bedel kısmında 'altıyüzellibin ytl' yazılı olduğudur. Yazı ile yazılan kısmın yanında yeni Türk Lirasının kısaltması olan 'ytl' yazması nedeniyle ayrıca 'YENİ' kelimesinin eklenmesine gerek yoktur. Sanığın ilk olarak çeki bankaya ibrazında banka tarafından yazı ile yazılan bedel kısmına itibar edilerek işlem yapılması gerekirdi. Nitekim çekin bir başka şubeye ibrazında, sonradan eklenen veya eklettirilen ve kim tarafından eklendiği belirlenemeyen 'YENİ' kelimesinin yanında bir paraf olmadan banka işlem yapmıştır.

Suça konu çek üzerinde sanığın yaptığı veya yaptırdığı eklemenin, çekin zorunlu unsurlarında herhangi bir değişiklik meydana getirmemesi ve bu eklemenin gereksiz olması nedeniyle sahtecilik suçu oluşmamıştır ” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 29.0.2015 gün ve 6-1590 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI


Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü temyiz incelemesinde onanarak kesinleşmiş; hakaret ve tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebi ise miktar yönünden kesinlik sebebiyle reddedilmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespitine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

Katılana ait şahsi çek yaprağının katılanın oğluna ait şirkette muhasebeci olarak çalışan tanık Ö... tarafından bedele ilişkin rakam kısmının "650.00 YTL", yazı kısmının ise “Altıyüzellibin YTL” şeklinde doldurulup katılana imzalatılarak şirketin reklam borcuna karşılık tanık M...’a verildiği, tanık M..’ın da bu çeki cirolamaksızın 650 YTL.'lik yakıt borcuna karşılık işyerinin bulunduğu iş merkezinin yöneticisi tanık R...’e teslim ettiği, tanık R...’in de çeki cirolamaksızın iş merkezinin yakıtını temin ettiği tanık V...’a, yakıt borcuna karşılık olmak üzere 650 YTL bedelle verdiği, tanık V...’un ise bu çeki cirolayarak araç alım-satımı nedeniyle 6000 YTL borçlu olduğu sanığa 5.350 YTL. nakit paranın yanında teslim ettiği, sanığın ise çekin matbu kısmında yer alan “Türk Lirası ödeyiniz” ibaresinin başına kendisi ya da üçüncü bir kişi tarafından “yeni” kelimesi eklendikten sonra çeki, 650.000 YTL. bedelli olduğundan bahisle bankaya ibraz edip çekin arkasına "karşılıksızdır" şerhi yazdırdıktan sonra tahsil için icra dairesine verdiği, durumun anlaşılması üzerine katılanın şikayetçi olduğu,

Katılanın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki benzer anlatımlarında çeki muhasebecisi olan tanık Ö...’ın düzenlediğini, kendisinin sadece imza attığını, çekin rakamla yazılan bedel kısmında "650 YTL" yazdığını, yazı ile yazılan bölüme ise dikkat etmediğini, sanığın çeki 650.000 YTL. olduğundan bahisle tahsile çalışması üzerine çekin silsilesini araştırdığını, tanık Vahap Karakuş’un çeki sanığa teslim etmeden aldığı surette “yeni” ibaresinin bulunmadığını fark ettiğini, bu ibareyi kendisinin veya tanık Ö...’ın yazmadığını, çekin sanığa ulaşana kadar hep 650 YTL. bedelli kabul edilip işlem gördüğünü beyan ettiği,

Sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki benzer beyanlarında; tanık V...’un borcuna karşılık olmak üzere 650.000 YTL. bedelli, keşidecisi katılan olan çeki ciro ederek kendisine verdiğini, çekin üzerinde rakamla "650 YTL" yazdığını fark edip durumu sorduğunda kendisine yazı ile yazılan kısmın geçerli olacağını söylediğini, çeki tahsil için bankaya gittiğinde yeni Türk Lirasına geçiş sebebiyle çekin paraflanması gerektiğinin söylenmesi üzerine katılanın ofisine gittiğini ancak katılanın çeki paraflamadığını, çek üzerinde sahtecilik yapmadığını savunduğu,

Katılan tarafından sanığa karşı açılan borca itiraz davasında Malatya İcra Hukuk Mahkemesinin 29.03.2006 gün ve 2006/63-214 sayılı kararı ile alacak miktarının senette yazı ile "Altıyüzellibin YTL" şeklinde gösterilmesi nedeniyle "Türk Lirası ödeyiniz" ibaresinin önündeki “yeni” kelimesi paraflanmasa dahi çekin geçerliliğini koruyacağı, çekin yazı ve rakamla yazılan miktar bölümlerinde farklılık olması durumunda ise yazı ile yazılan kısmın esas alınacağı gerekçesiyle davanın reddedildiği, bu kararın ise Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06.07.2006 gün ve 2006/11629-14824 sayılı kararı ile onandığı,

Anlaşılmaktadır.

5237 sayılı TCK'nun "Resmî belge hükmünde belgeler" başlıklı 210. maddesininin birinci fıkrası "(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır" şeklindedir.

Buna göre kambiyo senetlerinden olan çeklerde yapılan sahteciliklerde resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır. Burada söz konusu olan, sadece resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin cezanın uygulanması değildir. Resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümlerin bütün olarak uygulanmasıdır.

Resmi belgede sahtecilik suçu ise 5237 sayılı TCK’nun 204. maddesinde;

“(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır” şeklinde düzenlenmiştir.

Söz konusu suç, maddenin birinci fıkrasında seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış olup, resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkaları aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.

Maddenin ikinci fıkrasında, resmi belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise, suçun konusunu oluşturan resmi belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması halinde cezanın yarı oranında artırılması hüküm altına alınmıştır.

Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.

Uyuşmazlık konusunda isabetli bir sonuca ulaşmak için çekin hukuki niteliği ve yapısı da göz önünde tutulmalıdır.

Çek; gerek mülga 6752 sayılı, gerekse mer'i 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda poliçe ve bonodan sonra üçüncü bir kambiyo senedi türü olarak kabul edilmiştir. Çek, hukuki niteliği itibarıyla poliçe gibi bir havaledir. Bu havalenin çek olarak vasıflandırılması için, aynı zamanda banka üzerinden çekilmiş olması zorunludur. Bankada hesap bulundurmak mücerret çek keşide hakkını vermeyeceğinden, ayrıca önceden bu hesap üzerinde çek keşidesi suretiyle tasarruf edilebileceğinin de kararlaştırılmış olması gerekir. Genellikle "çek anlaşması" veya "çek sözleşmesi" olarak adlandırılan bu akit ile muhatap banka, keşideciye çek üzerine yazdığı miktarı ödemeyi vadederken, keşideci de muhatap bankanın ödediği meblağı kendisine tediyeyi taahhüt etmektedir. Böylece, muhatap banka meşru hamil veya cirantaya kendi mal varlığından ancak keşidecinin şahsında hukuki sonuç doğurmak üzere ödemede bulunma yetkisini elde etmektedir.

Bir senedin "çek" niteliğine haiz olabilmesi için taşıması gereken bazı zorunlu kanuni unsurlar bulunmaktadır.

Buna göre çek;
1- Senet metninde "çek" kelimesini ve eğer senet Türkçe'den başka bir dille yazılmış ise o dilde "çek" karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
2- Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi,
3- Ödeyecek kimsenin yani muhatabın ad ve soyadını ya da ticaret unvanını,
4- Ödeme yerini,
5- Keşide tarihini ve yerini,
6- Keşidecinin imzasını, ihtiva etmelidir.
Bu unsurlardan birini taşımayan bir senet çek sayılamayacaktır.

Çekin zorunlu unsurlarından biri olan ihtiva etmesi gereken kayıtsız şartsız meblağın sadece yazıyla veya sadece rakamla ifade edilmesi mümkündür. Ancak gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 730/2. maddesi delaletiyle 588/2. maddesi gerekse meri 6101 sayılı Türk Ticaret Kanununun 818/1-b maddesi delaletiyle 676/1. maddesi uyarınca meblağın hem rakam hem de yazı ile ifade edilmesi ve bu meblağlar arasında fark bulunması durumunda yazı ile gösterilen meblağ esas alınacaktır.

Öte yandan 31.01.2004 tarih ve 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun
un 1. maddesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin para biriminin "Yeni Türk Lirası" olduğu; 3. maddesiyle, Kanunlarda ve diğer mevzuatta, idarî işlemlerde, yargı kararlarında, her türlü hukukî muamelelerde, kıymetli evrak ve hukukî sonuç doğuran diğer belgeler ile ödeme ve değişim araçlarında Türk Lirasına veya liraya yapılan atıfların belirlenen değişim oranında Yeni Türk Lirasına yapılmış sayılacağı; Geçici 1/3. maddesiyle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının görev alanlarına giren konularda düzenleme yapmaya yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.

Bu kapsamda Türk Lirasına göre basılmış eski çek karnelerinin kullanımına ilişkin oluşan tereddütlerin giderilmesi amacıyla Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 01.01.2005 tarihinden sonra eski çek karnelerinin kullanımının mümkün olduğu ve eski çek karneleri üzerindeki "TL" ve "Türk Lirası ödeyiniz" ibarelerinin keşideci tarafından "YTL" ve "Yeni Türk Lirası ödeyiniz" şeklinde değiştirilip paraflanmak suretiyle kullanılabileceği görüşünün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirildiği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının da ülke genelindeki banka şubelerine eski çek defterlerinin kullanımına ilişkin bu görüş doğrultusunda talimat verdiği bilinmektedir.

Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;

Katılana ait çek yaprağının rakam kısmının "650.00 YTL", yazı kısmının ise “Altıyüzellibin YTL” şeklinde doldurulup 650 YTL. bedelli olduğu kabul edilerek birçok kez hamil değiştirdiği, son hamil olan sanığın ise çekin matbu kısmında yer alan “Türk Lirası ödeyiniz” ibaresinin başına kendisi ya da üçüncü bir kişi tarafından “yeni” kelimesi eklendikten sonra çeki, 650.000 YTL. bedelli olduğundan bahisle bankaya ibraz edip çekin arkasına "karşılıksızdır" şerhi yazdırdıktan sonra tahsil için icra dairesine verdiği olayda; gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 730/2. maddesi delaletiyle 588/2. maddesi gerekse meri 6101 sayılı Türk Ticaret Kanununun 818/1-b maddesi delaletiyle 676/1. maddesi uyarınca 650.000 YTL bedelli olduğu kabul edilen çeke eklenen "yeni" ibaresinin çekin unsurlarına ve geçerliliğine bir tesirinin olmadığı, hukuki bir sonuç doğurmayan bu eklemenin sahtecilik olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından sanığın unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmü ile Özel Daire onama kararında isabet bulunmamaktadır.

Bu itibarla, eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğuna dair mahkemece hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu yönden mahkeme hükmünün bozulması, bu nedenle de yapılan itirazın kabulü ile dairenin onama kararının kaldırılması gerekmektedir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İTİRAZININ KABULÜNE,
2- Özel Daire onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Yerel mahkeme hükmünün sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Bozma kararı gereğince bu suçtan tutuklu bulunan sanığın TAHLİYESİNE,
5- Başka bir suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal SALIVERİLMESİNE,
6- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.03.2016 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

(Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/15-240 E,2016/120 K.)

14 Şubat 2018 Çarşamba

İKİNCİ EL MOTORLU KARA TAŞITLARININ TİCARETİ HAKKINDA YÖNETMELİK


BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzel kişi tacirler ile esnaf ve sanatkârların ikinci el motorlu kara taşıtı alım satım faaliyetlerini, yetki belgesinin verilmesi, yenilenmesi ve iptaline ilişkin usul ve esasları, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılan işletme, toplu işyeri ve pazarlarda aranan şartları, ikinci el motorlu kara taşıtı alım satımında ödeme yöntemlerini, noterlerin ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin yükümlülüklerini ve Bakanlık, yetkili idare ve diğer ilgili kurum ve kuruluşların ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin görev, yetki ve sorumluluklarını kapsar.
(2) Aşağıda belirtilen ikinci el motorlu kara taşıtı satışları bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır:
a) 5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı Taşıt Kanununa tabi idare, kurum ve kuruluşlar ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca yapılan satışlar.
b) İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden kişilerin kendi aralarındaki satışlar.
c) Haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi nedenlerle icra müdürlükleri, alacaklı amme idareleri, milli emlak müdürlükleri, tahsil daireleri ve diğer yetkili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan satışlar.
ç) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu çerçevesinde yapılan satışlar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 14/1/2015 tarihli ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında;
a) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,
b) Genel Müdürlük: İç Ticaret Genel Müdürlüğünü,
c) İkinci el motorlu kara taşıtı: 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan ve trafik siciline tescilli olan motosiklet, otomobil, arazi taşıtı, otobüs, kamyonet, kamyon ve lastik tekerlekli traktör niteliğindeki taşıtları,
ç) İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti: Doğrudan veya aracılık yapılmak suretiyle gerçekleştirilen ikinci el motorlu kara taşıtının satışı ve pazarlanmasıyla ilgili faaliyetler bütününü,
d) İl müdürlüğü: Ticaret il müdürlüğünü,
e) Kanun: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu,
f) Mesleki yeterlilik belgesi: 21/9/2006 tarihli ve 5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanununun 22 nci maddesi çerçevesinde verilen belgeyi,
g) Üst meslek kuruluşu: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunu,
ğ) Yetki belgesi: İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edilebilmesi için ticari işletmeler ile esnaf ve sanatkâr işletmeleri adına düzenlenen belgeyi,
h) Yetkili idare: İşyeri açma ve çalışma ruhsatını vermeye yetkili belediye veya il özel idareleri ile diğer idareleri,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Yetki, Yeterlilik ve Bilgi Sistemi
İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edebilecek kişiler ve yetki belgesi
MADDE 5 – (1) İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti, işletmesi adına yetki belgesi alan tacirler ile esnaf ve sanatkârlar tarafından yapılır.
(2) Yetki belgesi, ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılan işletmenin bulunduğu yerdeki il müdürlüğü tarafından verilir, yenilenir ve iptal edilir.
(3) Yetki belgesi, her bir işletme için ayrı ayrı düzenlenir ve devredilemez.
(4) Yetki belgesinin geçerlilik süresi beş yıldır.
(5) Yetki belgesi, işletmede kolayca görülüp okunabilecek bir yere asılır.
(6) Bakanlık, yetki belgesinin içeriği ile yetki belgesinin düzenlenmesine ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Yetki belgesi verilmesinde aranan şartlar
MADDE 6 – (1) İşletmeye yetki belgesi verilebilmesi için;
a) 18 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartların taşınması,
b) Esnaf ve sanatkârlar odasına, ticaret ve sanayi odasına veya ticaret ve sanayi odalarının ayrı kurulduğu yerlerde ticaret odasına kayıtlı olunması,
c) Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olunması,
ç) Gerçek kişi tacirler ile esnaf ve sanatkârların kendilerinin, ticaret şirketleri ile diğer tüzel kişi tacirlerin temsile yetkili kişilerinden en az birinin, şubelerde ise şube müdürünün;
1) On sekiz yaşını doldurmuş olması,
2) En az lise mezunu olması,
3) Mesleki yeterlilik belgesine sahip olması,
4) İflas etmemiş veya iflas etmiş olsa bile itibarını yeniden kazanmış olması,
5) Konkordato ilan etmemiş olması,
6) Kasten işlenen bir suçtan dolayı affa uğramış olsalar dahi devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı suçlar ile casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörizmin finansmanı, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hüküm giymemiş ya da ticaret ve sanat icrasından hükmen yasaklanmamış olması,
gerekir.
(2) Bakanlık, yetki belgesi verilmesi için mesleki eğitim şartı getirmeye ve bu eğitime ilişkin usul ve esasları ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini alarak belirlemeye yetkilidir. Mesleki eğitim, Bakanlık veya Bakanlıkça uygun görülen üniversiteler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve mesleki yeterlilik belgesi vermeye yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından verilir.
Yetki belgesinin verilmesi
MADDE 7 – (1) Yetki belgesi başvurusu, yetki belgesi verilmesinde aranan şartların taşındığını gösteren belgeler ile birlikte yazılı olarak yapılır. İşletmenin 18 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı, başvuru tarihinden itibaren yedi gün içinde il müdürlüğü tarafından bir tutanakla yerinde tespit edilir.
(2) İl müdürlüğünce, ilgili kurum ve kuruluşların elektronik bilgi sistemlerinden sağlanabilen belgeler bu sistemlerden temin edilir ve işletme adına elektronik ortamda oluşturulan dosyada diğer başvuru evrakı ile birlikte saklanır.
(3) Yetki belgesi verilmesinde aranan şartları taşıdığı anlaşılan işletmelere, başvuru tarihinden itibaren on gün içinde yetki belgesi verilir.
Yetki belgesinin yenilenmesi
MADDE 8 – (1) Yetki belgesi, geçerlilik süresinin sona ermesi veya içeriğindeki bilgilerden herhangi birinde değişiklik olması durumunda yenilenir.
(2) Yenileme başvurusu, yetki belgesi geçerlilik süresinin sona ermesinden en az otuz gün önce, yetki belgesinde yer alan bilgilerde değişiklik olması durumunda ise değişikliğin gerçekleştiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılır.
(3) Posta yoluyla yapılan yenileme başvurusu geçersizdir.
(4) Yetki belgesinin yenilenmesinde 7 nci maddede belirtilen usul ve esaslar uygulanır. Ticaret unvanının veya işletme adının değişmesi gibi nedenlerle yetki belgesinin yenilenmesi durumunda değişikliğin belgelendirilmesi yeterlidir.
Yetki belgesinin iptali
MADDE 9 – (1) Yetki belgesi verilmesinde aranan şartlardan herhangi birinin kaybedilmesi halinde bu durum, şartların kaybedildiği tarihten itibaren on beş gün içinde işletme tarafından yazılı olarak il müdürlüğüne bildirilir. Bu bildirim veya şartların kaybedildiğinin il müdürlüğünce tespiti üzerine yetki belgesi aynı gün iptal edilir.
(2) Yetki belgesi iptal edilen işletme il müdürlüğünce beş gün içinde yazılı olarak yetkili idareye bildirilir.
Mesleki yeterlilik belgesi
MADDE 10 – (1) 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen kişiler ile ikinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılan işletmede pazarlama ve satış personeli olarak çalıştırılan kişilerin mesleki yeterlilik belgesine sahip olması gerekir.
(2) Bakanlık, yetki belgesine sahip işletmelerce çalıştırılması gereken mesleki yeterlilik belgesine sahip asgari personel sayısı ile ulusal yeterliliğin yapısını oluşturan ve personelin sahip olduğu mesleki yeterlilik belgesinde yer alması gereken seçmeli birimleri belirlemeye yetkilidir.
(3) Mesleki yeterlilik belgesine ilişkin diğer hususlarda 5544 sayılı Kanun ve ikincil mevzuatındaki hükümler uygulanır.
İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sistemi ve ilan
MADDE 11 – (1) Yetki belgesi, mesleki yeterlilik belgesi ve bu Yönetmelik kapsamında verilen TSE hizmet yeterlilik belgesi ile ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretine ilişkin Bakanlıkça gerekli görülen bilgilerin takip ve kontrolü amacıyla Bakanlık tarafından İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sistemi oluşturulur.
(2) Yetki belgesi verilen ve iptal edilen işletmeler il müdürlüklerince, mesleki yeterlilik belgesi onaylanan ve iptal edilen kişiler Mesleki Yeterlilik Kurumunca, bu Yönetmelik kapsamında TSE hizmet yeterlilik belgesi verilen ve iptal edilen işletmeler Türk Standardları Enstitüsünce aynı gün; Bakanlıkça gerekli görülen diğer bilgiler ise Bakanlığın belirlediği süre içinde ilgili kurum ve kuruluşlarca İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sistemine işlenir.
(3) Yetki belgesine sahip işletmelerin güncel listesi Bakanlığın internet sayfasında ilan edilir.
(4) İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sistemi ilgili kurum ve kuruluşların erişimine açılır ve ihtiyaç duyulan diğer bilgi sistemlerine entegre edilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Faaliyetlere İlişkin Yükümlülükler
İkinci el motorlu kara taşıtı satışına aracılık ve taşıt teslim belgesi
MADDE 12 – (1) Satışa sunulmak üzere ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmeye teslim edilen ikinci el motorlu kara taşıtı için taşıt teslim belgesi düzenlenir.
(2) Taşıt teslim belgesi, ikinci el motorlu kara taşıtının adına tescilli olduğu kişi ile işletme arasında birer nüshası taraflarda kalacak şekilde en az iki nüsha düzenlenir.
(3) Taşıt teslim belgesinde asgari olarak aşağıdaki bilgilere yer verilir:
a) Tarafların adı ve soyadı veya ticaret unvanı ve işletme adı ile kimlik ve iletişim bilgileri.
b) İkinci el motorlu kara taşıtının ruhsat ve kilometre bilgileri ile boyalı ve değişen parça bilgileri.
c) İkinci el motorlu kara taşıtının adına tescilli olduğu kişi tarafından beyan edilen taşıta ilişkin arıza ve hasar bilgileri ile güvenlik, iç donanım, dış donanım ve multimedya özellikleri gibi diğer bilgiler.
ç) Aracılık hizmeti karşılığında işletmeye ödenecek ücretin tutarı.
d) İkinci el motorlu kara taşıtının işletmede kalacağı süre.
e) Tarafların tebligat adresleri ve imzaları.
(4) İkinci el motorlu kara taşıtında üçüncü fıkranın (d) bendinde belirtilen süre içinde oluşan arıza ve hasardan işletme sorumludur.
(5) Bakanlık, taşıt teslim belgesinin şekli ve içeriği ile aracılık hizmeti karşılığında işletmeye ödenecek ücretin üst sınırını üst meslek kuruluşlarının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.
İkinci el motorlu kara taşıtının tanıtımı
MADDE 13 – (1) Satışa sunulan ikinci el motorlu kara taşıtının üzerinde kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde taşıta ilişkin tanıtıcı bilgilerin güncel olarak yer aldığı bir tanıtım kartı bulundurulur.
(2) Tanıtım kartında ikinci el motorlu kara taşıtına ilişkin asgari olarak aşağıdaki bilgilere yer verilir:
a) Marka ve modeli ile model yılı.
b) Rakam veya harflerinin bir kısmı karartılmak suretiyle motor ve şasi numarası.
c) Plaka numarası.
ç) Yakıt türü.
d) Kilometresi.
e) Satış fiyatı.
f) Boyalı ve değişen parçaları.
g) Niteliği belirtilmek suretiyle hasar kaydı.
ğ) Üzerinde rehin veya haciz gibi şerhlerin bulunup bulunmadığı.
h) Değişen parça, hasar kaydı, rehin ve haciz gibi bilgilerin ilgili sistemlerden temin edildiği tarih ve saat.
(3) İkinci el motorlu kara taşıtının elektronik ortamda tanıtılması durumunda ikinci fıkrada belirtilen bilgilere ve yetki belgesi numarasına elektronik ortamda da yer verilir.
Ekspertiz raporu
MADDE 14 – (1) Yetki belgesine sahip işletme tarafından ikinci el motorlu kara taşıtı satışından hemen önce ekspertiz raporu alınır ve raporun bir nüshası satış esnasında alıcıya teslim edilir. Ekspertiz raporunun ücreti, satış işleminin alıcıdan kaynaklanan bir nedenle gerçekleşmemesi durumunda alıcı, diğer hallerde yetki belgesine sahip işletme tarafından ödenir.
(2) Ekspertiz raporunda ikinci el motorlu kara taşıtının özellikleri, arıza ve hasar durumu ile kilometre bilgilerine yer verilir.
(3) Sekiz yaş veya yüz altmış bin kilometrenin üzerindeki ikinci el motorlu kara taşıtları için ekspertiz raporu alınması zorunlu değildir.
(4) Ekspertiz raporu, Türk Standardları Enstitüsü tarafından belirlenen standarda göre verilen TSE hizmet yeterlilik belgesi bulunan işletmeler tarafından düzenlenir.
(5) Ekspertiz raporunu düzenleyen kişiler ekspertiz raporundaki bilgilerin taşıtın gerçek durumunu yansıtmamasından sorumludur.
(6) Bakanlık, ekspertiz raporunda yer verilecek diğer bilgileri, TSE hizmet yeterlilik belgesi verilecek işletmelerde ve bu işletmelerde çalıştırılan kişilerde aranan nitelikleri, ekspertiz raporu düzenleyenlerin sorumluluklarını, hizmet yeterlilik belgesi ile ekspertiz raporu ücretinin üst sınırını ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile üst meslek kuruluşlarının görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.
Garanti
MADDE 15 – (1) İkinci el otomobil ve motosikletin motor, şanzıman, tork konvertörü, diferansiyel ve elektrik sistemi, satış tarihinden itibaren üç ay veya beş bin kilometre, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmenin garantisi altındadır. İşletme, garanti kapsamına giren hususları sigorta yaptırmak suretiyle karşılayabilir.
(2) Birinci fıkrada sayılan parçalarda garanti süresi veya kilometresi içinde meydana gelen arızalar azami otuz iş günü içinde giderilir. Motosikletler için bu süre azami yirmi iş günüdür. Arızanın giderilmesine ilişkin masraflar işletmeye aittir. Bu sürelerin tespitinde taşıt sahibinin işletmeye yazılı başvuru tarihi veya ilgili il müdürlüğüne yazılı başvurusu üzerine il müdürlüğünce işletmeye yapılan bildirim tarihi dikkate alınır. İl müdürlüğüne yapılan başvuruda satış sözleşmesinin bir örneğine yer verilir.
(3) Garanti süresi veya kilometresi içinde arızalanan otomobil veya motosikletin işletmeye teslim edilmesi halinde işletme tarafından arızalı ikinci el otomobil veya motosikletin teslim alındığına dair bir belge düzenlenir. Bu belgede asgari olarak aşağıdaki bilgilere yer verilir:
a) İkinci el otomobil veya motosikleti teslim edenin adı, soyadı ve imzası.
b) İkinci el otomobil veya motosikleti teslim alanın adı, soyadı ve imzası.
c) İkinci el otomobil veya motosiklete ilişkin şikâyet ve talepler.
ç) İkinci el otomobil veya motosikletin markası ve modeli.
d) Arızanın on iş günü içinde giderilememesi halinde, tamirde geçen on iş gününü takip eden üç gün içinde, teslim edilen ikinci el otomobil veya motosiklete benzer özelliklere sahip ücretsiz ikame taşıt tahsis edileceğine dair taahhüt.
e) İkinci el otomobil veya motosikletin arıza bildirim ve işletmeye teslim tarihi.
(4) Birinci fıkrada sayılan parçalarda garanti süresi veya kilometresi içinde arıza meydana gelmesi durumunda tamirde geçen süre garanti süresine eklenir.
(5) İşletmeler birinci fıkrada belirtilenlere ilave garantiler verebilir.
(6) 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 56 ncı maddesi kapsamında üretici ve ithalatçı garantisi devam eden ikinci el otomobil veya motosikletler hakkında bu madde uygulanmaz.
(7) Bakanlık, garantiye ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
Garanti kapsamına girmeyen hususlar
MADDE 16 – (1) İkinci el otomobil ve motosikletin satışında aşağıdaki parça, durum, işlem ve arızalar garanti kapsamı dışındadır:
a) Sekiz yaş veya yüz altmış bin kilometrenin üzerindeki otomobil ve motosikletler.
b) Satış sırasında alıcı tarafından bilindiği işletme tarafından belgelendirilen arıza ve hasarlar.
c) Ekspertiz raporunda belirtilen arıza ve hasarlar.
ç) Aracın olağan kullanımı nedeniyle kayışlar, egzoz, amortisör, debriyaj, ön dişli takımı, fren balataları ve pabuçları, diskler, contalar gibi parçalarda meydana gelen aşınma ve yıpranmalar.
d) Garanti kapsamındaki bir parçada meydana gelen arızanın doğrudan sonucu olarak hasar görmedikçe veya zayi olmadıkça; bujiler, katalitik konvertörler, hava filtresi, yağ filtresi, yakıt filtresi, cam silecek lastikleri, klima devresinin doldurulması için kullanılan maddeler, ilave edilen yağlar, soğutma sıvıları, fren sıvıları ve diğer katkı maddeleri.
e) Garanti kapsamındaki bir parçada meydana gelen arızanın doğrudan sonucu olarak hasar görmedikçe veya zayi olmadıkça, koltuk aksesuarlarının temizlenmesi ve onarılması dâhil olmak üzere kaportanın ve kabinin olağan bakımı için yapılan masraflar.
f) Kaporta işleri, süslemeler, paspas, lastikler, jantlar, akü, farlar, park lambaları, camın ve farların kırılması veya çatlaması.
g) 15 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilenler hariç olmak üzere elektronik parçalar ve komponentler.
ğ) Parça değişimi yapılarak veya yapılmaksızın düzenli önleyici işlemler, kontroller ve ayarlamalar.
h) İkaz lambaları sistem arızası gösterdiği halde aracı kullanmaya devam etmenin veya bilerek veya bilmeyerek uygun olmayan ya da kalitesiz yağların veya yakıtın kullanılmasının sebep olduğu arızalar.
ı) Hatalı kullanım, kaza, hırsızlık, hırsızlık girişimi, yangın, infilak, vandallık veya doğal afetler nedeniyle hasar gören veya zayi olan parçalar.
i) Taşıtın ihmal edilmesinin veya uygun olmayan bir şekilde kullanılmasının veya aracın gereği gibi çalışması için lüzumlu olan sıvıların donmasının sebep olduğu arızalar.
j) Bakım işlemlerinin muayene ve bakım planına uygun olarak yapılmaması nedeniyle meydana gelen arızalar.
k) Satış sonrasında taşıta yapılan herhangi bir eklenti nedeniyle oluşan hasar ve arızalar.
l) Trafik sicilinde “Trafikten çekilerek tescili silinmiştir.” kaydı bulunan taşıtlar.
(2) Kullanım hatasının tespitinde 13/6/2014 tarihli ve 29029 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Garanti Belgesi Yönetmeliğinin 11 inci maddesi uygulanır.
İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretinde ödeme
MADDE 17 – (1) İkinci el motorlu kara taşıtı alım satımında taşıtın satış bedeli, Bakanlıkça uygun görülen kuruluş tarafından taşıt mülkiyeti ile satış bedelinin eş anlı el değiştirmesini sağlayacak şekilde oluşturulan elektronik ortamda ödenebilir.
(2) Alıcı veya satıcının talebi halinde satış bedeli, satış bedelinin ödenmesine ilişkin masraflar talepte bulunan tarafa ait olmak üzere, birinci fıkrada belirtilen elektronik ortamda ödenir.
(3) Bakanlık, birinci fıkrada belirtilen elektronik ortam için gerekli altyapının oluşturulmasına ve işletilmesine ilişkin usul ve esaslar ile verilen hizmetler karşılığında alınacak ücretlerin üst sınırını Türkiye Noterler Birliğinin görüşünü alarak belirlemeye yetkilidir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Yapılan Yerler ve Bu Yerlerde Aranan Şartlar
İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılan işletmelerde aranan şartlar
MADDE 18 – (1) İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılan işletmelerde aşağıdaki şartlar aranır:
a) İmar mevzuatı çerçevesinde belirlenen ticaret alanlarında, çevreye ve trafiğe yük getirmeyen yerlerde ve içinde ikamet amaçlı kullanılan bağımsız bölüm bulunmayan yapılarda açılması.
b) Açık ve kapalı alan toplamının en az dört taşıtın kapladığı alan büyüklüğünde olması; bir taşıtın kapladığı alan büyüklüğü olarak otomobil için en az yirmi beş metrekare, motosiklet için en az beş metrekare ve diğer taşıtlar için en az elli metrekarenin esas alınması.
c) Teşhir alanının net yüksekliğinin en az üç metre olması.
ç) LPG’li, CNG’li veya LNG’li ikinci el motorlu kara taşıtlarının teşhirine yönelik açık alana sahip olması.
d) Taşıtların giriş ve çıkış yapmalarına uygun olarak düzenlenmiş giriş ve çıkış kapılarının bulunması, çıkış kapısının tehlikeli durumlarda kolay tahliyeye imkân verecek nitelikte olması.
(2) İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletmenin mali sorumluluk sigortası yapılmış ve satışa sunduğu ikinci el motorlu kara taşıtları bu sigorta kapsamına alınmış olmalıdır.
Toplu işyeri
MADDE 19 – (1) Bir yapı veya alan bütünlüğünde en az on işletmenin faaliyet göstereceği toplu işyerleri oluşturulabilir. Toplu işyerleri oluşturulurken, bu işyerlerinin çevreye ve trafiğe getireceği yükler ile ikamet amacıyla kullanılan yerlere uzaklığı ve ulaşım imkânları dikkate alınır.
(2) Toplu işyerleri aşağıdaki nitelikleri haiz olmalıdır:
a) Yönetim odası, kadın ve erkekler için ayrı ayrı ibadet yeri, çalışanlar ve ziyaretçiler için beslenme ve dinlenme alanı ile yeterli sayıda tuvalet bulunması.
b) Ortak kullanım alanlarının engelliler de dikkate alınarak tasarlanmış olması.
c) En az otuz işletmenin bulunduğu veya toplam çalışan sayısı en az elli olan toplu işyerlerinde sağlık odası ve en az bir sağlık personeli bulunması.
ç) Brüt inşaat alanının en az dörtte biri oranında otoparka sahip olması.
(3) Toplu işyerlerinde, taşıt alım ve satımı ile devir işlemlerinin hızlı ve etkin bir şekilde yapılabilmesi amacıyla noterlik ve banka şubesi gibi birimlere yer verilebilir.
(4) Toplu işyerlerindeki işletmeler 18 inci maddede öngörülen şartları haiz olmalıdır.
İkinci el motorlu kara taşıtı pazarı
MADDE 20 – (1) İkinci el motorlu kara taşıtı pazarları belediyeler tarafından kurulur ve işletilir. Belediyeler bu yerlerin kurulması ve işletilmesi yetkisini kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına veya özel hukuk tüzel kişilerine devredebilir.
(2) İkinci el motorlu kara taşıtı pazarları aşağıdaki nitelikleri haiz olmalıdır:
a) Çevreye ve trafiğe yük getirmeyen, ikamet amacıyla kullanılan yerlere uzaklığı yeterli olan ve uygun ulaşım imkânı bulunan alanlarda kurulması.
b) Nüfusu on binden az olan yerleşim yerlerinde en az beş bin metrekare, on binden fazla olan yerleşim yerlerinde en az on bin metrekare büyüklüğünde olması.
c) İkinci el motorlu kara taşıtı satışı için ayrılan alanların zemininin beton, asfalt veya diğer uygun malzemelerden oluşturulması ve olumsuz hava şartlarından korunmaya uygun tedbirlerin alınmış olması.
ç) İhtiyacı karşılayacak şekilde hoparlör sistemi, çöp kutusu, aydınlatma sistemi, yangın söndürme araç ve gereci, güvenlik kamerası, zabıta bürosu, kadın ve erkekler için ayrı ayrı ibadet yeri, taşıt yıkama yeri, tuvalet ve dinlenme alanı bulunması.
d) Ortak kullanım alanlarının engelliler de dikkate alınarak tasarlanmış olması.
e) On bin metrekareden küçük olan ikinci el motorlu kara taşıtı pazarlarında en az üç bağımsız giriş ve çıkış kapısı, on bin metrekareden büyük olan ikinci el motorlu kara taşıtı pazarlarında ise en az beş bağımsız giriş ve çıkış kapısının bulunması, giriş ve çıkışların iç ve dış trafiği aksatmayacak şekilde düzenlenmesi ve yönlendirme levhalarıyla gösterilmesi.
f) Ziyaretçilerin ihtiyacını karşılayacak şekilde ücretsiz otopark alanına sahip olması.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Noterlerin yükümlülükleri
MADDE 21 – (1) Noterler aşağıdaki iş ve işlemlerle yükümlüdür:
a) İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden işletme adına tescilli taşıtların satışı ile bu işletme aracılığıyla yapılan ikinci el motorlu kara taşıtı satışlarında, işletmenin yetki belgesine sahip olduğunun doğrulamasını İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sisteminden yapmak, devir işlemini gerçekleştirecek kişinin yetkili olduğunu gösteren belgeyi istemek ve yetki belgesi numarasına satış sözleşmesinde yer vermek.
b) Yetki belgesine sahip işletmeler ile ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal etmeyen gerçek veya tüzel kişiler tarafından doğrudan yapılan ve aracılık edilen ikinci el motorlu kara taşıtı satışlarına ilişkin Bakanlıkça gerekli görülen bilgileri satış tarihinde İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sistemine işlemek.
c) Satışa konu ikinci el motorlu kara taşıtı için düzenlenmiş ekspertiz raporunun tarih ve sayısına, ekspertiz raporunda belirtilen kilometre bilgisine ve ekspertiz raporunu düzenleyen işletmeye ilişkin İkinci El Motorlu Kara Taşıtı Ticareti Bilgi Sisteminde yer alan TSE hizmet yeterlilik belgesi numarasına satış sözleşmesinde yer vermek.
Ruhsatlandırma
MADDE 22 – (1) İkinci el motorlu kara taşıtı ticareti yapılacak işletmenin yetki belgesine sahip olup olmadığı işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeden önce yetkili idareler tarafından kontrol edilir ve yetki belgesi olmayan işletmelere ruhsat verilemez.
(2) Toplu işyeri projelerinin 19 uncu maddede belirtilen fiziksel şartları haiz olup olmadığı yapı ruhsatı verilmeden önce yetkili idareler tarafından kontrol edilir ve bu şartları taşımayan işyerlerine ruhsat verilemez.
(3) 9 uncu maddenin ikinci fıkrası uyarınca yapılan bildirim üzerine işletmeye ait işyeri açma ve çalışma ruhsatı derhal iptal edilir.
Denetim ve ceza hükümleri
MADDE 23 – (1) Bakanlık, bu Yönetmeliğin uygulanması, uygulamada çıkan sorunlar ve şikâyetlerle ilgili olarak ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretinin yapıldığı işletmeler ve toplu işyerleri ile ikinci el motorlu kara taşıtı pazarları nezdinde denetim yapmaya yetkilidir. Bakanlık bu yetkisini il müdürlükleri aracılığıyla da kullanabilir.
(2) Yetkili idareler, Bakanlığın talebi üzerine, ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretinin yapıldığı işletmeler ile toplu işyerleri nezdinde ön inceleme mahiyetinde denetim yapmakla görevlidir.
(3) Belediyeler, yetkilerini devrettikleri kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya özel hukuk tüzel kişilerince kurulan ve işletilen ikinci el motorlu kara taşıtı pazarları nezdinde denetim yapmakla görevli ve yetkilidir.
(4) Yetkili idareler tarafından ikinci fıkra kapsamında yapılan denetimin sonuçları, denetimin sonuçlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde il müdürlüğüne bildirilir.
(5) Bu Yönetmeliğe aykırı hareket edenler hakkında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde öngörülen idari para cezası Bakanlığın talebi üzerine yetkili idarelerce; denetime yetkili olanlara bilgi ve belge vermeyen, eksik veren veya denetim elemanlarının görevlerini yapmalarını engelleyenler hakkında (h) bendinde öngörülen idari para cezası ise Bakanlıkça uygulanır. İkinci el motorlu kara taşıtı pazarlarını kuran ve işleten kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya özel hukuk tüzel kişileri hakkında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde öngörülen idari para cezası doğrudan ya da Bakanlığın talebi üzerine belediyeler tarafından uygulanır.
(6) Bakanlık idari para cezası uygulama yetkisini Genel Müdürlüğe devredebilir.
Geçiş hükümleri
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden gerçek veya tüzel kişi tacirler ile esnaf ve sanatkârların bu faaliyetlerine devam edebilmeleri için bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren durumlarını bir yıl içinde, lise mezunu olma şartı hariç olmak üzere 6 ncı maddenin birinci fıkrasındaki şartlara uygun hale getirerek yetki belgesi alması gerekir.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir yapı veya alan bütünlüğünde faaliyet gösteren ve içinde ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden en az on işletme bulunan işyerleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde durumlarını 19 uncu maddenin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine uygun hale getirir.
(3) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir yapı veya alan bütünlüğünde faaliyet gösteren ve içinde ikinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal eden en az otuz işletme veya en az elli çalışanı bulunan işyerleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde durumlarını 19 uncu maddenin ikinci fıkrasının (c) bendine uygun hale getirir.
(4) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan ikinci el motorlu kara taşıtı pazarları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde 20 nci maddenin ikinci fıkrasına uygun hale getirilir.
Yürürlük
MADDE 24 – (1) Bu Yönetmeliğin;
a) 10 uncu maddesi, yayımı tarihinden itibaren üç ay sonra,
b) 14 üncü ve geçici 1 inci maddeleri, yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra,
c) Diğer maddeleri ise yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 25 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür.