14 Ağustos 2016 Pazar

ÇEKİN ZAMANINDA İBRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE BANKANIN SORUMLULUĞUNUN SONA ERECEĞİ

Taraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/07/2014 tarih ve 2014/57-2014/174 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davacı şirketin davalı ... Bankası ... Şubesi nezdinde bulunan ... numaralı çek hesabı kapsamında, 1989-1995 yılları arasında müvekkiline teslim edilen, toplam 18 adet çek yaprağının kullanılmadığı için zuhulen imha edildiğini ve bu hususun davalı tarafa yazılı olarak bildirildiğini, daha sonra muhtemel her türlü risk ve sorumluluğun davacıya ait olacağını belirten bir taahhütname ile çek yapraklarının işlemden kaldırılması için davalı bankanın ... Şubesi'ne talepte bulunulduğunu, ancak şube müdürlüğünce taleplerinin reddedildiğini, bunun üzerine çek iptali davası açıldığını "iptali istenen çek yapraklarının boş olması ve kıymetli evrak özelliği taşımaması" gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, davacının bankaya başvuruda bulunarak 905805 nolu hesabındaki blokenin kaldırılarak teminat olarak tutulan 10.800,00 TL'nin iadesini talep ettiklerini ancak olumlu sonuç alamadıklarını, çek yapraklarının en yeni tarihli olanının dahi basım tarihi üzerinden 19 sene geçtiğini ileri sürerek, çek teminatı bedeli olan 10.800,00 TL'nin iadesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde zaman aşımı süresinin BK 125. maddesi uyarınca 10 yıl olduğunu, davacının çek hesabının bulunduğu davalı bankanın ... Şubesi kayıtlarında yapılan incelemede davaya konu edilen çeklerden 3010030 nolu çekin davalı bankaya iade edildiğini, 29.08.2012, 3130897 nolu çekin ise 13.12.2013 tarihinde iptal edildiğinin anlaşıldığını, diğer çekler yönünden ise 5941 sayılı Çek Kanunu 03.02.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girdiğini ve çekin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, davalı bankanın yasal yükümlülük bedeline ilişkin sorumluluğun sona ereceğine dair 3. maddenin, 5941 sayılı Çek Kanunu'nda 6273 sayılı Kanunu'nun 2. maddesi ile yapılan değişiklikle eklendiğini, çekler bakımından yeni kanun ve değişikliklerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, çeklerin halen ibraz edilmediğini, bankanın yasal yükümlülük riskinin devam ettiğini, 3010030 nolu çekin imha edilmediğinin anlaşıldığını ve 29.08.2012 tarihinde davalı bankaya iade edildiğini ve davalı bankanın ... Şubesi'nde muhafaza edildiğini, bu nedenle davacı tarafın hesabına yasal yükümlülük bedellerine ilişkin konulan blokenin hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacının davalı banka ile imzaladığı hesap taahhütnamesine istinaden davalıya 1992-2000 yılları arasında basılarak davacıya çek karnesi verildiği, çeklerin davacı tarafından imha edildiği gerekçesi ile ... . Asliye Hukuk Mahkemesi'nden iptalinin talep edildiği ve çeklerle ilgili ilan yapıldığı ve ibraz edilmediği, davacının davalı bankaya çek yapraklarına işlem yapılmamasını ve teminatının iadesini istediği, bankaca kullanılmayan çek yapraklarının iade edilmediğinden olumsuz cevap verildiği, aradan geçen süre zarfında çeklerin bankaya ibrazının söz konusu olmayacağı davacının davalı banka nezdindeki teminatının iadesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı nezdinde çek teminatı bedeli olarak bulundurduğu 10.800 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, çek teminat bedeli olarak davalı banka nezdinde bulunan davacıya ait paranın iadesi istemine ilişkindir.

Dosya içeriği itibari ile; davaya konu çeklerin, taraflar arasındaki çek sözleşmesi kapsamında davacıya teslim edildiği, en son teslim olunan çek yaprağının 2000 yılı içerisinde davacıya verildiği çekişmesizdir. Bu hali ile mahkemece de benimsendiği üzere, davaya konu edilen çek yapraklarının uzun bir süreden bu yana ibraz edilmediği anlaşılmaktaysa da; davaya konu uyuşmazlığın çözümü yönünden olaya uygulanacak zamanaşımının belirlenmesi önem arzetmektedir. Bu kapsamda, 31.01.2012 gün ve 6273 sayılı Yasa ile Çek Kanunu'nun 3. maddesine eklenen son fıkrasında yer alan “Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer” hükmü ile geçici 3. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “Bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın 3 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu 30/6/2018 tarihinde sona erer.” hükmünün değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, aradan uzun süre ge

çtiğinden bahisle çeklerin ibrazının mümkün olmadığı şeklindeki soyut gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder